Fêrikê Ûsiv
Kederli ve hüzünlüdür Fêrik, çünkü yerinden ve yurdundan uzaktadır. O bir göçmendir, ataları Kars’tan göçmüşlerdir. Yıllarca bu yanda kalmış yakınlarının hasretini çekmiş, ağıtlarıyla büyümüştür.
Berken BEREH
Şeyh Galib, şairler için “onlar ki kelama can verirler” demiş. Kuşkusuz bu söz, şairin yaratıcılığının boyutlarını anlamlandırma, sözün erişebileceği enerji ve gücünü tanımlama ya en yetkin cevaptır. Hakiki bir şair mantığın tüm sınırlarını aşarak düşsel bir dünyayı bize sunabilendir. Ama bu dünya yine de gerçek yaşantıyla karşıtlık oluşturmaz. Tersine bize yaşama sevinci ve direncini aşılar. Tam da bu yüzden Jean Coteu “her zaman doğruları söyleyen bir yalancıdır şair” der.
Fêrikê Ûsiv, böyle bir şairdir. Kendiyle ve şiiriyle bir bütündür. Şiirleri mizacıyla atbaşı gider. Onun şiirlerinde bilinç ve zeka şiirin aksesuarıdır, içerden görünmez, bir dış öğe olarak yerini alır.
“Gökyüzünün aynasında gördüm kekremsi ruhumun suretini”
Bu dizeden de anlaşılabileceği gibi şair,iç sezgilerinden yola çıkarak acı çeken “ben”ini betimler, ruhunun dalgalı bir okyanus gibi savrulmasını bize duyumsatır. Ve biz de farklı bir tat bırakır. Eskerê Boyîk’in “gurbetin şairi” dediği Fêrikê Ûsiv, 1934 yılında Ermenistan’ın başkenti Erivan’a bağlı Sipan (Pampa) köyünde dünyaya geldi. Kars’tan göç eden asilzade bir Kürt ailenin çocuğudur. Kürt kültürü ve töresiyle yetişen Fêrik, edebiyat ve tarih okur. Erivan radyosu Kürtçe bölümünde bir müddet çalıştıktan sonra, Sipan köyüne geri döner ve orada ölümüne kadar yaşar, 25 yıl Kürt dili öğretmenliği yapar. 1961 yılında çavkanî (kaynak), sonra, Gula Ele gezê, Lîrîka, Destana Usivê Neviya, Narê, Hesret defter, Dunyaya Delal yayınlandı.
Shakespeare, Byron, Heine, Pûşkin, Yesenin ve daha onlarca şairin eserlerini çevirdi. Kuşkusuz bu çeviriler onun şiir poetikasının olgunlaşmasında önemli rol oynadı.
Onun şiirlerinde, çocukluğunun ve yaşadığı cennet gibi doğal ortamın uyandırdığı renk cümbüşü, lirik söyleyişi ve doğal yaşamın ahengini görmekteyiz. Bu natürel ortam onu şiirlerinin bir ağacın halkaları gibi giderek büyümesine ve birbirini tamamlamasına sebep olmuştur. Bu yüzden gençliğinin şehrine sırt çevirir ve çocukluğunun büyüleyici ve o kadar da saf, çocuksu köyüne geri döner;
“Gençliğim kuşku ve kavgayla geçti
Sersem ve kuru kalabalığı içinde şehrin
Kaçtım bu yüzden keşmekeş ve ikiyüzlülüğünden
Nasıl sırt çeviriyorlarsa Kürtler domuzlara…”
Fêrik’in şiirlerinde içtenlik, doğallık, saflık, doğruluk ve dürüstlük en temel unsurlardır.Biz onun her türlü ruh halini (hüzün, sevinç, korku, vb) en saf biçimiyle görür ve duyumsarız. Bu nedenle her bir şiiriyle içimizdeki insan yanımız uyanır, çocukluğumuza bir yolculuğa çıkarız;
“Başka bir sürünün turnasıdır ruhum
Koşarken taşların ve çiçeklerin arasında
Birinde çokça oksijen ziyadesiyle hava
Birinde kapkara bir gök zehir ve beton”
İmgeleri, metaforları ve söz sanatları yaşadığı coğrafyanın doğal hayatının birer yansıması ve ruh bulmasıdır.
“Gökyüzünün deryasında ay kayığı
Yalpalamakta kayan bir yıldızın ardından
Badem ağacının üstünde cırcırböceği ama
Çığırmakta kederli alınyazımı”
Kederli ve hüzünlüdür Fêrik, çünkü yerinden ve yurdundan uzaktadır. O bir göçmendir, ataları Kars’tan göçmüşlerdir. Yıllarca bu yanda kalmış yakınlarının hasretini çekmiş, ağıtlarıyla büyümüştür;
“Ben Xezal, Êzdiya Sîpkî
Îvo’nunkızı, Hesenin bacısı,..
…….
Nöbetçi,bahtına düşmüşüm
Bana bir haber getirsene
Hesen sağ mı
Ûsiv sağ mı
….
Aceb hiç sormuyorlar mı ora da
Merak etmiyorlar mı kız kardeşlerini?”
Bu hasret sadece yakınlarına değil aynı zaman da göç etmek zorunda kaldığı vatanına,kürt kardeşlerine ve Kurdistan’adır;
Kürdüm, nerdesin ey Kurdistan?
……..
İyi ve kötü şiiri birbirinden ayıran temel ayraç, iyi şiir kendisinden uzaklaşsak da bir zaman sonra geri dönüp okuma ihtiyacı hissettiğimiz şiir, kötü şiir ise bir kere bile okumaya tahammül etmediğimiz şiirdir.
Ne yazık ki bu iyi şiirlerin şairi, bir şiirim de söylediğim gibi;
“Ölümünden çok sonra öğrendik
Bizden biriydi o gül yürekli kahraman!”
Seni hep seveceğiz!
Senden hep övgüyle söz edeceğiz!
Memleketine hoş geldin Fêrik!