08 Haziran 2015 00:59

IŞİD’den sonra ‘Halep Devleti'

Paylaş

Yusuf ERTAŞ
Ali KARATAŞ

Türkiye, sonuçları bakımından kendi geleceğini olduğu kadar bölge haklarının kaderini de yakından ilgilendiren genel seçimlere odaklanmışken, Ortadoğu ve özellikle Türkiye’yi yakından ilgilendiren Suriye’de ciddi gelişmeler yaşanıyor. Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan ittifakını desteklediği ve el Kaide uzantısı Nusra Cephesinin başını çektiği Fetih Ordusu adlı radikal dinci muhalefetin, İdlib ve Cisr eş Şuğur kasabasını geçtiğimiz haftalarda ele geçirmesinden sonra gözler şimdi Halep’e çevrildi. 
Fetih Ordusu’nun Halep’in Suriye ordusu kontrolündeki bölgeleri ele geçirmek için hazırlık yapması geçtiğimiz hafta Arap basınında öne çıktı. Nusra Cephesi Lideri Ebu Muhammed Colani’nin el Cezire Televizyonuna verdiği röportaj da Arap basınının Kuzey Suriye’ye ve özellikle Halep’e daha fazla odaklanmasına neden oldu.  

Rai Al Youm gazetesinin başyazarı ve Deneyimli Gazeteci Abdülbari Atwan, Nusra önderliğindeki radikal muhalefetin Halep’i tamamen ele geçirmesinin Halep’te Rakka ve Musul’da IŞİD devletine benzer bir “Halifelik Devleti”nin kurulması anlamına geldiğini yazdı. 

Suriyeli radikal muhalefetin olası Halep operasyonu daha önce İdlib ve Cisr eş Şuğur kasabasının ele geçirildiği operasyonun yönetildiği Antakya Operasyon Odası da tekrar konuşulmaya başlandı. Atwan, muhalefetin Halep operasyonunun yine aynı operasyon odasından yönetileceğini vurguladı.

Middle East Eye Haber sitesi ise muhalefetin kuzeydeki hareketliliğinin Lazkiye ve Sahil bölgesine saldırı için de bir hazırlık niteliğinde olduğunu belirtti. Lübnanlı Assafir gazetesi ise Suriye’nin kuzeyindeki bir başka gelişmeye dikkat çekti. Gazete, IŞİD’in Suriye’de Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Haseke kentine yöneldiğini ve kentin etrafında mevzi kazanmak için saldırılar düzenlediğini belirtti.

Gözlemciler, diğer taraftan Suriye, Irak, İran ve Hizbullah’tan oluşan direniş ekseninin bu gelişmeler ışığında daha fazla kenetlendiğini ve muhalefet saflarındaki hareketliliğe karşı geniş kapsamlı bir operasyona başlayacaklarını belirtiyor. Son günlerde İranlı ve Iraklı birçok savaşçının bölgeye sevk edildiğine dikkat çekiliyor. 


HALEP’TE YENİ BİR HİLAFET DEVLETİ HAZIRLIK AŞAMASINDA

Abdulbari Atwan 
Raialyoum

İkinci “İslam Hilafeti” devleti Türkiye, Suudi ve Katar iş birliğiyle Halep’te hazırlık aşamasında. Savaşların ana fırtınası ABD-Türk iş birliğiyle “uçuşa yasak bölge” ekseninde şekilleniyor. Yeni Sykes Picot anlaşması ise fiili olarak uygulama aşamasına geçti. 

Suriye Lideri Beşar Esad’ın Şam’ı ziyaret eden Ermenistan Dışişleri Başkanı Eduard Nalbandyan ile görüşmesinde, Türkiye’yi sert bir dille hedef alması bir tesadüf değil. Çünkü Türkiye, Kuzey Suriye’de silahlı İslamcı muhalefet kontrolünde güvenli bölge oluşturmaya çalışıyor. Bu da Halep’te bir Sünni Halep Devleti’ne dönüşebilir.

Bu plandan ilk bahseden de Türkiye ve ABD’nin Suriyeli muhaliflere hava desteği konusunda prensip anlaşmasına varıldığını açıklayan Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu oldu. Bu plandan duyulan endişe ise Velid Muallim’in Ermenistanlı mevkidaşıyla düzenlediği basın toplantısında “Eğer Suriye semalarında Suriye uçaklarının haricinde başka uçaklar uçarsa buna bütün imkanlarımızla cevap vermek hakkımız var” şeklindeki sözleriyle açık bir şekilde görüldü. 

Diğer taraftan Nusra Cephesi Lideri Ebu Muhammed Colani, el Cezire TV ile röportajında, öncelikli hedeflerinin kontrolleri altında bulunan bölgelerde İslam Devleti kurmak değil, Suriye rejimini devirmek olduğunu belirtti. Kontrollerindeki toprakları da şu anki süreçte Batı’yı hedef almak için bir üs olarak kullanmayacaklarını da kaydetti. Colani’nin el Cezire aracılığıyla Batı’ya güvence vermesi bir tesadüf değil. Aksine siyasi ve askeri olarak geniş kapsamlı bir hareketliliğe işaret ediyor. 

Gelen haberler, Kuzey’de yeni bir savaş için muhalifler safında yeni bir hareketliliğin olduğunu gösteriyor. Türkiye’de bu savaşı idare etmek için bir operasyon odası bulunuyor. Askeri ve İstihbarat açısından deneyimli olan bu operasyon odası daha önce İdlib ve Cisr eş Şuğur’un muhalefet tarafından ele geçirilmesi için yapılan savaşı da yönetmişti. 

Halep, dört sene öncesinde Suriye rejimine karşı başlayan Suriye Devrimi faaliyetlerine katılmadı. Çoğunluğu tüccar ve geleneksel burjuvaziden oluşan kent ahalisi de bu konuda açıkça tutumunu ortaya koydu. Ancak Türkiye’de Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, ÖSO ve radikal dinci grupların kente girmesi için kapıları açarak savaşın Halep’e taşınmasını sağladı. Görülüyor ki istediği tam olarak şu an gerçekleşiyor. 

Peki, bütün bunlara Suriye ordusu nasıl karşılık verecek? Bu soruya doğrudan cevap vermek zor. Suriye ordusu geçtiğimiz günlerde özellikle IŞİD karşısında bir gerileme yaşadı ve Kalamun bölgesinde büyük zorluklarla karşı karşıya. 

Beşar Caferi ise geçtiğimiz günlerde Halep’in kırmızı çizgi olduğunu ve Halep’e yönelik saldırının savaşı civar ülkelere taşıyabileceğini söyledi. Peki, bu ne anlama geli-yor? Savaşın Türkiye’nin içlerine taşınması anlamına mı geliyor yoksa sadece psikolojik savaşın bir parçası mı?

Türkiye’nin başbakan yardımcısı geçtiğimiz günlerde, Suriye’yi on parçaya, Mısır’ı iki parçaya, Libya’yı dört parçaya, Sudan’ı da bölecek olan yeni bir Sykes  Picot planından bahsetti. Bu adam boşuna konuşmadı çünkü ülkesi bu konuyla ilgili bütün planları veya çoğunluğunu biliyor. Zira ülkesi bu planın öncüsü konumunda. Biz şu an yeni “savaşların anası” savaşını bekliyoruz. Ve önümüzdeki haftalarda veya aylarda Halep’te yeni bir hilafet devleti kurulursa şaşırmayacağız. 


SURİYE ORDUSU VE MÜTTEFİKLERİ KUZEY SURİYE’DE GENİŞ KAPSAMLI BİR OPERASYONA HAZIRLANIYOR 

Assafir

Bütün gözler Suriye ordusunun İdlib’ten çekilmesinden sonra Kuzey Suriye’ye çevrilmişken, IŞİD bu bölgeye girebilmek için saldırılara başladı. IŞİD’in son saldırısı Haseke’ye yönelik üçüncü şiddetli saldırı niteliğini taşıyor. Ancak bu saldırıya da Suriye ordusu ve diğer oluşumlar tarafından karşı konuldu. 
Assafir gazetesine bilgi veren kaynaklar, IŞİD’in Til Temir, Cebel Abdülaziz ve Til Hamis’te öncülüğündeki koalisyon uçaklarının desteğiyle Kürt birliklerinin karşısında aldığı yenilgileri Haseke’ye saldırarak telafi etmeye çalışıyor. 

Bunun yanı sıra Suriye ordusunun Genelkurmay Başkanı Ali Abdullah Eyyüb, Devlet Başkanı Başar Esad’ın talimatıyla İdlib kırsalı ve Hama’yı ziyaret etti. Genelkurmay Başkanı’nın üst düzey subaylarla beraber bölgeyi ziyaret etmesi de Suriye ordusunun daha önce, Nusra Cephesi önderliğindeki  Fetih Ordusu’nun şiddetli saldırıları karşısında geri çekildiği bölgeleri geri almak için geniş çaplı operasyon başlatacağını gösteriyor. Gazetenin kaynakları, Suriye ordusunun olası bir operasyon için stratejik noktalara konuşlandığını da belirtiyor. 

Yine Assafir’e konuşan Şam Üniversitesi Uluslararası Profesörü Aşvak Abbas da bu ziyaretin, Suriye ordusunun yakında gerekirse müttefikleri olan İran, Irak ve Hizbullah’ın desteğiyle geniş çaplı bir operasyona başlayacağının işareti olduğunu belirtti. Abbas, Suriye’ye karşı kurulan uluslararası ittifakların direniş ekseninin kendi içindeki iş birliğinin arttırılmasına yol açtığını ve bu yüzden İran, Irak ve Hizbullah güçlerinin İdlib kırsalına gelmeye başladıklarını kaydetti. 


ABD OPERASYONLARI IŞİD’İN YAYILMASI İÇİN SADECE BİR ÖRTÜ

Elbadil

Terör örgütü IŞİD, IŞİD’le savaş için ABD öncülüğünde kurulan uluslararası koalisyon uçaklarının semalarından ayrılmadığı Suriye ve Irak’ta yeni yerler ele geçirmeye devam ediyor. IŞİD’in kontrolündeki bölgelere yenilerini eklemeye devam etmesi bu koalisyonun ciddiyeti hakkında soru işaretleri yaratıyor. Zira IŞİD Irak’ın Ramadi kentine ve Suriye’nin Tedmür kentini aynı zamanda kontrolü altına aldı. IŞİD Tedmür’e varmadan önce bölgeden gelen bütün haberler IŞİD’e ait konvoyların Irak’tan Suriye’ye doğru harekete geçtiğini söylüyordu. Ancak IŞİD’i sürekli gözleyen koalisyon uçakları IŞİD’in bu ilerleyişi karşısında hiçbir şey yapmadı. 

Ramadi’ye gelecek olursak, kentin tamamıyla IŞİD’in kontrolüne girmesinden önce, ABD Halk milislerinin Irak ordusunun yanında Ramadi operasyonuna katılmasına muhalefet ediyordu. Ancak IŞİD, kenti tamamen ele geçirdikten ve kent halkına yönelik katliamlar gerçekleştirdikten sonra ABD, Haşd Eşşaabi’ye (halk milisleri) yönelik vetoyu kaldırdı ve hiçbir gruba karşı bir muhalefetinin olmadığını açıkladı. Ramadi’nin düşmesinden sonra Obama bunun taktik hatasından kaynaklandığını söylese de aynı zamanda IŞİD’e karşı stratejilerinin değişmeyeceğini belirtti. 


ELLERİNİZİ ÖĞRENCİLERİN ÜSTÜNDEN ÇEKİN 

Revsoc.me

Mısır’ın önde gelen öğrenci hareketlerinden Güçlü Mısır Partisi Öğrenci Hareketi, 6 Nisan Gençlik Hareketi Öğrencileri, Destur Partisi Öğrenci Hareketi,  Devrimci Sosyalist Öğrenciler ve 6 Nisan Demokratik Cephe Öğrenci Hareketi son dönemde Mısır yönetiminin özellikle üniversite öğrencilerine yönelik baskıcı uygulamalarına karşı ortak bir beyan yayımladı. Öğrencilerin iki yıldır yoğun bir tutuklama dalgasına maruz kaldıklarının vurgulandığı beyanda, üniversitelerin çeşitli yasal ve baskıcı uygulamalarla bağımsız-lıklarının engellendiği kaydedildi.  Ortak beyanda öğrencilerin gerek üniversitelerin içinde gerekse dışında karşılaştıkları polis saldırılarına ve bu saldırılarda hayatını kaybeden ve tutuklanan öğrencilerin altı çizilirken, bütün bu yaşananlara karşı sessiz kalan Mısır İnsan Hakları Örgütünün yöneticilerine de sessiz kalmaya devam etmeleri halinde istifa çağrısı yapıldı. 

ÖNCEKİ HABER

Tuzla’da Çan’lar kimin için çalıyor

SONRAKİ HABER

İllere göre partilerin ve kazanan vekillerin listesi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa