İğne ile Değil, Kazma Kürekle!
“Açılışsever tarafsız cumhurbaşkanı” Erdoğan seçim propagandasının temeline, “en demokratiğinin de demokratik modeli” olarak süslediği başkanlık sistemini koymuştu. Alanlarda “400 milletvekili istiyorum” nidalarıyla yeri göğü inletiyordu ve her defasında da işaret ettiği “sandık”, tam anlamıyla onun bütün hayallerini suya düşürdü

Deniz ORTAKÇI
ODTÜ
Okulumuzda, mahallemizde, nerede var isek her yerde, uzunca zamandır bir şeyleri tartıştırıyoruz. Bildiriler dağıtıyor; pankartlar, afişler asıyoruz. Kimi zaman barajın altında kalacağımız korkusuyla kabuslardan uyandık, kimi zaman kararsız arkadaşlarımızı ikna etmeyle uğraştık. Kimi zaman Amed’de bombalandık; Erzurum’da saldırılara uğradık. Ama şimdi, gelecek güzel günlere olan inancımızın gücüyle haykırıyoruz : “O’nu başkan yaptırmadık. HDP kazandı, biz kazandık”
BAŞKANLIK SANDIĞA GÖMÜLDÜ
AKP’nin Davutoğlu ve Erdoğan’la sürdürdüğü seçim propagandaları her televizyonu açtığımızda karşımıza çıkıyordu. “Açılışsever tarafsız cumhurbaşkanı” Erdoğan seçim propagandasının temeline, “en demokratiğinin de demokratik modeli” olarak süslediği başkanlık sistemini koymuştu. Alanlarda “400 milletvekili istiyorum” nidalarıyla yeri göğü inletiyordu ve her defasında da işaret ettiği “sandık”, tam anlamıyla onun bütün hayallerini suya düşürdü. HDP’ye oy veren halk, AKP’ye iktidar olduğu günden bugüne vurulan en güçlü tokadı, “kendine en güvendiği alanda” yani sandıkta gösterdiği iradesiyle vurdu, onun yıllardır kurduğu hegemonyasını parçaladı. Artık çoğumuzun “en güzel gençlik yıllarını” çalan AKP, tek başına iktidar değil. Bunu elbette seçimlerde HDP etrafında birleşen güçler olarak biz başardık. “Başkanlık” yenildi, “yaşanabilir dünya isteyenler” kazandı.
KOBANE’DEN YÜKSELEN ZILGIT, AKP’Yİ YENDİ
AKP’nin iç ve dış politikada özellikle son yıllarda “eline yüzüne bulaşan” hamleleri halkları bataklığa sürüklüyordu. Özellikle dış politikada, kimi zaman IŞİD kimi zaman ÖSO gibi gruplarla vücut bulan siyaseti bölge halklarına kan kusturdu. İç politikada baskıyı, sömürüyü, şiddeti körükleyen söylemleri her zaman esas aldı. Yolsuzluklar, hırsızlıklar yaptı. İşçileri, emekçileri maden ocaklarında, kaçak atölyelerde daha fazla kar uğruna katletti. Kadın cinayetlerini adeta “teşvik etti”. Sonuç olarak AKP artık iktidar değil. Kobane’de direnen halkın IŞİD’i söküp attığı gibi, direnen ve sistemle mücadele edenler olarak bizler de AKP’yi iktidardan söküp attık. Kobane’den yükselen zılgıt, Türkiye’nin her yerinden yükselen demokrasi yumruğu AKP’yi nakavt etti.
MÜCADELEYE TAM GAZ DEVAM!
Seçimlerde AKP’nin hezimetini hep birlikte sağladık ve bir zafer kazandık ancak sisteme karşı mücadelemiz devam edecek. AKP’nin çok daha ötesinde, kapitalist sistem ortadan kal
kıp sınıfların olmadığı özgür dünyamızı kurana dek mücadele edeceğiz. Artık mücadelemizin ilerlemesi için daha cesaretle adım atmalıyız. Birliğimizi büyütmek zorundayız, en geniş cepheyi yaratmalıyız. Demokratik kazanımlarımıza daha örgütlü olarak sahip çıkmalıyız. Metal işçilerinin direnişinin öğrettikleriyle, Kürt halkının verdiği mücadelenin, Gezi’de verilen mücadelenin öğrettikleriyle ilerlemeliyiz. Demokrasiyi bulunduğumuz her alanda güçlendirmeli, kendi sözümüzü söylediğimiz örgütlülüğü, temsiliyet mekanizmalarını yaratmalıyız. Hızlanmalıyız, daha ilerden koşmalıyız; Aydın Çubukçu’nun EMEP 7. Kongresi’nde söylediği gibi :
“Artık iğneyle kuyu kazma değil, kazma kürek dalma zamanıdır”
Evrensel'i Takip Et