Adalet istiyorum
Nuriye GÜLMEN
İki yıl üç ay boyunca Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümünde araştırma görevlisi olarak çalıştım. 14 Nisan’da çalıştığım kurumla ilişiğimin kesildiğine dair bir yazı teslim aldım. İlişiğimin kesilme sebebi üç yıl içinde öğrenimimi tamamlamamam olarak gösterildi. Ben ÖYP (Öğretim Elemanı Yetiştirme Programı) kapsamında çalışmaktaydım.
Burada çalışmaya başlamamdan kısa bir süre sonra çeşitli baskı ve yıldırma politikalarına maruz kaldım. Angarya tabir edilen işleri yapmadığım için tecrit edildim. Gezi ayaklanması boyunca düzenlenen eylemlere katıldığım için üç kez soruşturma geçirdim. Soruşturmalarımdan ilki görevden çıkarma istemiyle yürütüldü. Gerekçeler, hükümet aleyhinde slogan atmak, basın açıklamasına katılmak, yürüyüşe katılmak olarak gösterildi. Bu soruşturmam sonucunda kademe ilerlemesinin bir yıl süreyle durdurulması cezası aldım. İkinci soruşturmamı Berkin Elvan’ın polis tarafından katledilmesinden sonra yapılan yürüyüşten dolayı geçirdim. Bundan da kademe ilerlemesinin iki yıl süreyle durdurulması cezası aldım. Son olarak sendikam Eğitim Sen’in ve bağlı olduğu konfederasyon KESK’in aldığı karar doğrultusunda katıldığım iki günlük Kobanê grevlerinden dolayı aylıktan kesme cezası aldım. İlk soruşturmaya açtığım iptal davası sonuçlandı. İdare mahkemesi aldığım cezayı iptal etti.
İki yıla yakın zamandır sürekli soruşturma geçirmekte ve demokratik haklarımı kullandığım için Osmangazi Üniversitesi Rektörlüğü tarafından antidemokratik uygulamalarla cezalandırılmaktayım. Bunların dışında, rektörlükle iş birliği halinde hareket eden Karşılaştırmalı Edebiyat Bölüm Başkanlığının sözleşmemi yenilememesi tehdidiyle karşı karşıya kaldım. Bana bildirilmeksizin hakkımda tutulan tutanaklar sözleşmemin yenilenmemesi için gerekçe yapıldı. İşe geliş gidiş saatlerim kontrol edilerek okulda bulunmadığım saatlerde tutanaklar düzenlenmiş, yapmayı reddettiğim işler tutanak altına alınmış, girdiğim bir derste öğrencileri “terörist” sözcüğünü kullanmak konusunda özenli olmaları yönünde uyardığım için örgüt propagandası yaptığıma dair öğrencilerden ifadeler alınmış, raporlu olduğum tarihte Ali İsmail Korkmaz’ın Kayseri’deki duruşmasına gittiğim facebook sayfamda paylaştığım bir fotoğraf delil gösterilerek iddia edilmiş. Tutanaklardan haberdar olmamdan sonra başlatılan bir imza kampanyasıyla bu saldırı püskürtüldü ve sözleşmem yenilendi. Ancak tezimi teslim etmeme az zaman kalmıştı ve tezden geçirilmeyerek süremin dolması bahanesiyle okuldan atılacağım yönünde uyarılar almaya başladım.
Tezi yazdığım son dört aylık süreçte tez danışmanımla yaptığım görüşmeler, yazdığım bölümler, savunma jürim bizzat bölüm başkanı tarafından takip edildi, hatta jürimi kendisinin belirleyeceği anlaşıldı. Danışmanımın süre konusunda ve tezim konusundaki olumlu görüşleri birdenbire değişti ve bana vadettiği hiçbir şeyi yapmadı. Aramızda geçen tartışmadan sonra bana hakaret etti, benimle görüşmeyi kesti. Tezimi mezun olmam gereken süreden on beş gün önce bütünüyle danışmanıma teslim ettim. Herkes için bir haftada tamamlanan prosedürler benim için elbette uygulanmadı, danışmanım tezi okumayı vadettiği sürede okumadı, kurula göndermedi ve süremin dolduğu iddia edildi.
Bundan kısa bir süre sonra öğrenciliğimin de sonlandırıldığı bildirildi. Sadece tez savunmam kalmış durumdayken öğrencilikten de atılmış oldum. Öğrenciliğimin bitirilmesine gerekçe olarak ÖYP yönetmeliğinde yapılan bir değişiklik gösteriliyor. Birkaç ay önce yapılan değişiklikte ÖYP araştırma görevlilerinin işle ilişikleri kesildiği takdirde öğrenciliklerinin de bitirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Ancak benim kadroya yerleştiğim tarihte öğrenciliğin bitmesi söz konusu olmadığı için kazanılmış hakkım gasbedilmiş durumda. Buna yönelik Eğitim Sen’in hem yönetmelikteki bu değişikliğin hukuksuz ve antidemokratik bir uygulama olmasından dolayı iptaline hem de kazanılmış hakkın iadesine yönelik açtığı genel bir dava var, öğrenciliğime devam edebilmem için bu davanın sonuçlanmasını beklemek durumundayım. Bu süreçte geçimimi sağlamak için TÜBİTAK bursuna başvurmuş ve kazanmıştım ancak öğrenciliğim sonlandırıldığı için kazandığım bursu da alamıyorum.
Asıl önemli nokta şu ki, öğrenim süremin dolduğu iddiası da doğru değil. Osmangazi Üniversitesi Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümünde yüksek lisans öğrenimime başlamamdan üç ay sonra siyasi bir davadan tutuklandım ve 109 gün hapishanede kaldım. Hapishaneden çıktıktan sonra Osmangazi Üniversitesinde öğrenimime devam etmem için bir dönem daha geçmesi gerekti. Toplamda iki dönemlik bir kaybım oldu. Yargılandığım bu davadan beraat etmiştim. Tez savunmamın öngördüğüm sürede yaptırılmayacağını anladığımda, tutuklu kaldığım sürenin öğrenim süreme eklenmesi talebinde bulundum ancak rektörlük bu talebimi de kabul etmedi. Haksız yere hapishanede tutuldum, bu sadece öğrenim hayatımı etkileyen bir şey olmadı, aile yaşantım, sosyal hayatım bütünüyle bu süreçten etkilendi.
Sonuç olarak iki kez soruşturma yoluyla, bir kez de sözleşmemin yenilenmemesi tehdidiyle bir buçuk yıl içinde üç kez işten atılmam gündeme geldi. Savunmalarımda da dile getirdim, bu süreçler akademik hayatımı son derece olumsuz etkiledi, çalışma motivasyonumu düşürdü. Sonuç olarak tezimi, her an işten atılma stresi ve arkamdan gizlice iş çeviren bir çeteye rağmen yazdım.
Sonuç olarak, işime son verildi. ÖYP’li olduğum için görevlendirildiğim üniversiteye gelirken geri döneceğimi taahhüt etmek için senet imzalamıştım. Şimdi devlet, işimden atıldığım için benden aldığım bütün maaşları yüzde elli fazlası ve faiziyle geri istiyor. Bu 100 bin lira civarında bir meblağ ediyor.
Son olarak, katıldığım hiçbir eylemden, yaptığım hiçbir fiilden pişmanlık duymadığımı belirtmek istiyorum. Bana katıldığım üç eylemden soruşturma açıldı, oysa bunlar gibi onlarca eyleme katıldım, katılmaya devam ediyorum. Görevim olmayan işleri yapmadım, yine olsa yapmayacağımdan emin olabilirsiniz. Devrimci kimliğimden dolayı işten atıldım. Şimdi devrimciliğin verdiği güçle ve haklılık bilinciyle direniyorum. İlişiğimin kesilmesi işlemine iptal davası açıyorum. Bunun yanında fiili olarak hakkımı arayacağım ve işime iade edilene kadar mücadele edeceğim.
Kimseden hakkım olmayan bir şeyi istemiyorum; istediğim tek şey var: Adalet. Adaletsiz bırakılmış tüm Türkiye halklarını, devrimci, demokrat, ilerici tüm kesimleri adalet mücadeleme destek vermeye çağırıyorum.
İçten sevgi ve saygılarımla