Bir kent, bolca provokasyon ve aktörler
Seçim öncesinde HDP’ye yönelik başlayan bombalı ve silahlı provokasyonlar, HDP’nin büyük başarıyla çıktığı seçimden sonra da devam etti. Diyarbakır’da bir suikast sonucu Yeni İHYA-DER Başkanı Aytaç Baran’ın öldürülmesinin ardından Hüda-Par/Hizbullah çevresinden olduğu belirtilen silahlı grup, 3 HDP’liyi öldürdü. Cinayetlerin ardından kentte sular durulmadı, vurulan ve ağır yaralanan başka insanlar oldu.

Faruk AYYILDIZ
Seçim öncesinde HDP’ye yönelik başlayan bombalı ve silahlı provokasyonlar, HDP’nin büyük başarıyla çıktığı seçimden sonra da devam etti. Diyarbakır’da bir suikast sonucu Yeni İHYA-DER Başkanı Aytaç Baran’ın öldürülmesinin ardından Hüda-Par/Hizbullah çevresinden olduğu belirtilen silahlı grup, 3 HDP’liyi öldürdü. Cinayetlerin ardından kentte sular durulmadı, vurulan ve ağır yaralanan başka insanlar oldu. 4 kişinin öldüğü 2’si ağır 8 kişinin yaralandığı olaylarla ilgili ‘fail’ tartışması da günlerdir sürüyor. Genel kamuoyunun olayların sorumluluğu konusunda belli unsurları konuştuğunu söyleyebiliriz; Hüda-Par/Hizbullah, IŞİD ve bunları yönlendiren derin devlet-JİTEM.
7 Haziran’da Kürdistan’ın seçim sonuçlarına ilişkin Hüda-Par’ın desteklediği bağımsız adayların alacağı oy oranı merak konusuydu. Yerel seçimlerde toplamda 90 bin küsür oy alan Hüda-Par’ın, 6-7 Ekim Kobanê protestoları sonrası oy kaybı yaşayıp, yaşamayacağı seçimlere ilişkin tartışılan konulardan birisiydi. Kürt hareketinin ‘çatışmasızlık’ ve ‘provokasyona gelmeme’ çizgisine rağmen seçim süreci boyunca da sık sık olaylar ve provokasyonlar ile gündeme gelen Hüda-Par, ciddi oy kaybı yaşadı. AKP’ye kaptırdığı ‘emanet’ oyları da alarak, yerel seçimlerde aldığı 90 bin oyu geçmesi beklenen Hüda-Par, yerel seçimlerde aldığı oyun yarısını kaybetti. Hüda-Par’ın yaşadığı oy kayıplarının tek bir sebebi olduğunu söylemek imkânsız. Çok faktörlü bu kayıp için öne çıkanları şöyle sıralayabiliriz;
- AKP’den alınamayanların üzerine AKP’ye kaptırılan oylar
- Kobanê olayları
- Tabandaki selefilik tartışmaları
Seçim sonuçlarını sandık sandık incelemek henüz mümkün olmadı ancak Hüda-Par çevresinden (daha çok şiddet denkleminin dışında kalanlar) belirli ilçelerde çok kısmi bir oyun AKP dışında HDP’ye de kaydığını görebilmek mümkün. Kurulduğu günden bu yana ‘provokasyon’ ve ‘çatışma’ dışında gündeme gel(e)meyen ve bu durumdan da pek rahatsızlık duyduğunu söyleyemeyeceğimiz Hüda-Par, son seçimlerle birlikte Kürdistan’da daha da darlaştı ve ‘marjinal’ pozisyona düştü. Suriye savaşı ile yerel seçim öncesi ve sonrasını kapsayan zaman dilimi içerisinde yapılan ‘Kürdistan’da büyüyen Hüda-Par tehlikesi’ tartışması önümüzdeki dönem yerini ‘Daralan Hüda-Par’ –olası silahlı eylemlere rağmen- tartışmasına bırakacak görünüyor. İktidarın her ihtiyaç duyduğu dönemde bilinçli ya da bilinçsiz şekilde provokasyona alet olmak ve toplum gözünde ‘tetikçi’ duruma düşmek, Hüda-Par’ı iyiden iyiye zayıflattı.
Diğer yandan Suriye’de yaşanan savaş ve ‘selefi’lik tartışması da Hüda-Par’ın kaderini etkileyecek unsurlardan. Suriye’de savaşan cihatçı örgütlerin Türkiye ve Kürdistan’daki uzantısı dernekler son yıllarda ciddi propaganda ve yaşam alanı buldu. Kendi aralarında da hangi örgütün desteklenmesi gerektiğinden, giden yardım malzemelerine, IŞİD’in yaktığı pilota ve seçimlere kadar ciddi tartışmalar oluyor. Hüda-Par tabanının bir kısmının da selefilerin propagandasından etkilendiği açıkça görülüyor ve yazılıyor. Yaşanan oy kaybını özellikle IŞİD yanlısı derneklerce yürütülen ‘Oy kullanmak şirktir’ propagandasına bağlayanların sayısı hiç az değil. PKK, İHYA-DER Başkanı Aytaç Baran’ın yaşamını yitirdiği faili suikast ile alâkalarının olmadığını açıkladı. Zaten Baran’ın vurulmasının ardından uzun süre Hüda-Par’a yakın haber siteleri PKK’den bahsetmemişti.
Ancak tüm AKP’li yazarlar ve gazeteler olaydan üzerinden çok kısa süre geçmesine rağmen ‘PKK infazı’ başlıklarını kullanmaya ve twitleer atmaya başladılar. Buna rağmen Hüda-Par kanadından özellikle emniyete yönelik eleştiriler geldi ve ‘emniyetin iyi niyetli olmadığını düşünüyoruz’ açıklaması yapıldı. HDP’nin %80 oy oranına ulaştığı bir kentte, Kürt hareketinin seçimlerden çok kısa süre sonra böyle eylem gerçekleştirmesi kimseye mantıklı gelmiyor. Yayın organlarından takip edebildiğimiz kadarıyla Hüda-Par çevreleri de çok sıkı şekilde ‘İlla ki PKK vurdu’ ısrarında değil. Yine Milliyet gazetesinin hafta içi yayınladığı habere göre; Diyarbakır emniyeti de Baran’ı PKK’nin vurmadığını düşünüyormuş. Baran suikastının ardından da konuşulan ‘İslamcılar arası hesaplaşma mı?’ ya da ‘Provokasyon için derin devlet IŞİD’i mi kullandı’ tartışmalarına kulak kabartmak önem kazanmış durumda. DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle’nin, son olaylarla ilgili Diyarbakır’da faaliyet gösteren IŞİD yanlısı Tevhid Grubu’nu işaret etmesi bu ‘kulak kabartma’nın anlamsız olmayacağını gösteriyor.
DİYARBAKIR VE IŞİD
‘IŞİD’e genç yolluyor’ haberleriyle tanıştığımız Tevhid Grubu’nu IŞİD’in Ürdünlü pilotu canlı canlı yakması sonrası takip etmeye başlamıştım. IŞİD’in Musul işgalini ‘İslam Devleti’nin fethi’ olarak yorumlayan grup, IŞİD’in Ürdünlü pilotu yakmasını da savunan çizgide yayınlar yapmıştı. Seçim süreci boyunca da ‘Oy kullanmak şirk koşmaktır’ afişi yapan, bildirisi dağıtan grubun seçimlere giren Hüda-Par’a cephe aldığı, bunun bir iç hesaplaşma olduğu yazıldı. Bu konuda henüz net bir bilgi yok ancak; HDP Diyarbakır mitingine yönelik bombalı saldırı da IŞİD’in kullanılması ve Hatip Dicle’nin Tevhid grubuna dikkat çekmesi, bu dönem Kürdistan’ı karıştırmak, kaos yaratmak isteyen güçler için Hizbullah’ın yanı sıra IŞİD’in yeni bir koz olduğunu gösteriyor. Saldırının ardından Diyarbakır – Silvan yolunda yakalanan altı kesilmiş tüpler, gece dükkanların taranması ve bu yazının yazıldığı saatlerde geçilen ‘Diyarbakır – Çınar yolunda yüzü kapalı silahlı grup yol keserek, PKK’yi beklediklerini söyledi’ haberi IŞİD’in Kuzey Kürdistan’a sokulmak istendiğinin ipuçlarını veriyor. Diğer yandan YPG’nin Tel Abyad’a ilerlemesiyle birlikte yüzlerce IŞİD militanının Akçakale üzerinden Türkiye’ye geçişi bekleniyor. Bu militanların ne olacağına, ne yapacağına ilişkin henüz bir tartışma yok ancak Diyarbakır’ı karıştırmak isteyenlerin önümüzdeki dönem IŞİD’i daha ciddi sahaya sürmesi sürpriz olmayacak.
Evrensel'i Takip Et