25 Nisan 1999 21:00
'Kazanan deri işçisi olacak'
Tuzla Organize Deri Sanayii'nde aylardan beri ücretsiz izin, işten atma gibi sendikasızlaştırma uygulamalarına direnen deri işçilerine yönelik baskılar giderek şiddetleniyor.
'Kazanan deri işçisi olacak'
Haşim Demir
Tuzla Organize Deri Sanayii'nde aylardan beri ücretsiz izin, işten atma, sosyal hakların gaspı, fabrika kapatma gibi uygulamalar, toplusözleşme düzeninin sona erdirilmesi ve sendikasızlaştırma amaçlarına karşı, direnen deri işçilerine yönelik baskılar giderek şiddetleniyor.
Deri patronları, Tuzla İlçe Kaymakamlığı'nın, direniş çadırlarının yıkılacağı ve fabrikalardan mal çıkarılmasına engel olunamayacağı yönündeki kararlarından aldıkları cesaretle ve jandarmanın da desteğiyle, direnişi kırma çabalarını yoğunlaştırdı. En son 22 Nisan 1999 tarihinde fabrikalarından mal çıkarılmasına engel olmaya çalışan direnişçi Ayaz Deri işçilerine ve Deri-İş Sendikası Tuzla Şube Başkanı Cemal Taşkın ile Şube Sekreteri Hasan Sonkaya'ya jandarma saldırmıştı. Saldırıda çok sayıda işçi ve ağır yaralanan Hasan Sonkaya gözaltına alınmıştı. Sonkaya ve işçiler daha sonra çıkarıldıkları savcılık tarafından serbest bırakıldı. Serbest bırakıldıktan sonra fenalaşan Sonkaya, önce Pendik Şifa Hastanesi'ne ardından Kartal Eğitim Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı ve beyin travması teşhisiyle tedavi gördü.
Deri patronlarının komplosu
Hastaneden çıktıktan sonra evinde görüştüğümüz Sonkaya, saldırının deri patronlarının bir komplosu olarak gerçekleştiğini söyledi. Tuzla İlçe Kaymakamlığı'nın bir süre önce aldığı direniş çadırlarının yıkılması kararına karşı, üretimden gelen güçlerini kullanarak eylem yaptıklarını hatırlatan Sonkaya, "Deri patronları buna tahammül edemediler. Özellikle Ayaz Deri patronu MHP'li Mustafa Yaşar Ayaz ve Tabaksan Deri patronlarından, Kamil ve Mithat Uğur kardeşlerin girişimiyle bu saldırı planlandı" dedi.
Olayı, "Jandarma Ayaz Deri'de bize hunharca saldırdı. Özel yapılmış sopalarla dövüldük. Öldürme kastı ile vuruyorlardı. Bir yandan da havaya ateş açtılar. Bizzat Jandarma Astsubayı Çetin'in 'bunları tarayın' demesi saldırının planlı olduğuna en iyi kanıtıdır. Baygınlık geçirdikten sonra beni hastaneye götürmeleri gerekirken, gözaltına aldılar. Gözlerimi açtığımda bir başka deri işçisi arkadaşımın kafasına silah dayanmıştı. Ölümle tehdit ediliyordu. Saldırı esnasında deri montumu bile gasp ettiler. Kalan işçi arkadaşlarımız da aynı vahşi saldırıya maruz kaldılar" diye anlatan Sonkaya, toplusözleşmenin tıkandığı ve greve hazırlandıkları bir dönemde gerçekleşen bu saldırının tesadüf olmadığına dikkat çekti.
Bedel ödemeye hazırız
Saldırının gözdağı amacı taşıdığını belirten Sonkaya, şöyle devam etti: "Ama boşuna, ne yaparlarsa yapsınlar, kazanan deri işçisi olacak. Haklarımız için bedel ödemeye hazırız. Hem sendikamız, hem de yiğit deri işçileri, bu mücadeleyi yeni kazanımlarla taçlandıracaklardır."
Deri-İş Genel Başkan Yardımcısı Musa Servi de, saldınının planlı ve gözdağı amaçlı olduğunu ifade ederek, dava açacaklarını ve işveren yanlısı davranan jandarma astsubayları hakkında gerekli girişimlerde bulunacaklarını bildirdi. Toplusözleşme görüşmelerinde yüzde 40'ın üzerine çıkmayız diyen deri patronlarının, "Nasıl olsa bunların sayısı 2000 düştü, gözdağı verirsek teslim olurlar" yaklaşımı içinde olduklarını belirten Musa Servi, "Daha etkili eylemler yapacağız. Önümüz 1 Mayıs. 1 Mayıs'ı en iyi şekilde kutlamak için de hazırlanıyoruz. Ne vahşi saldırılar, ne de patronların dayatmalarına asla boyun eğmeyeceğiz" diye konuştu.
Haşim Demir
Tuzla Organize Deri Sanayii'nde aylardan beri ücretsiz izin, işten atma, sosyal hakların gaspı, fabrika kapatma gibi uygulamalar, toplusözleşme düzeninin sona erdirilmesi ve sendikasızlaştırma amaçlarına karşı, direnen deri işçilerine yönelik baskılar giderek şiddetleniyor.
Deri patronları, Tuzla İlçe Kaymakamlığı'nın, direniş çadırlarının yıkılacağı ve fabrikalardan mal çıkarılmasına engel olunamayacağı yönündeki kararlarından aldıkları cesaretle ve jandarmanın da desteğiyle, direnişi kırma çabalarını yoğunlaştırdı. En son 22 Nisan 1999 tarihinde fabrikalarından mal çıkarılmasına engel olmaya çalışan direnişçi Ayaz Deri işçilerine ve Deri-İş Sendikası Tuzla Şube Başkanı Cemal Taşkın ile Şube Sekreteri Hasan Sonkaya'ya jandarma saldırmıştı. Saldırıda çok sayıda işçi ve ağır yaralanan Hasan Sonkaya gözaltına alınmıştı. Sonkaya ve işçiler daha sonra çıkarıldıkları savcılık tarafından serbest bırakıldı. Serbest bırakıldıktan sonra fenalaşan Sonkaya, önce Pendik Şifa Hastanesi'ne ardından Kartal Eğitim Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı ve beyin travması teşhisiyle tedavi gördü.
Deri patronlarının komplosu
Hastaneden çıktıktan sonra evinde görüştüğümüz Sonkaya, saldırının deri patronlarının bir komplosu olarak gerçekleştiğini söyledi. Tuzla İlçe Kaymakamlığı'nın bir süre önce aldığı direniş çadırlarının yıkılması kararına karşı, üretimden gelen güçlerini kullanarak eylem yaptıklarını hatırlatan Sonkaya, "Deri patronları buna tahammül edemediler. Özellikle Ayaz Deri patronu MHP'li Mustafa Yaşar Ayaz ve Tabaksan Deri patronlarından, Kamil ve Mithat Uğur kardeşlerin girişimiyle bu saldırı planlandı" dedi.
Olayı, "Jandarma Ayaz Deri'de bize hunharca saldırdı. Özel yapılmış sopalarla dövüldük. Öldürme kastı ile vuruyorlardı. Bir yandan da havaya ateş açtılar. Bizzat Jandarma Astsubayı Çetin'in 'bunları tarayın' demesi saldırının planlı olduğuna en iyi kanıtıdır. Baygınlık geçirdikten sonra beni hastaneye götürmeleri gerekirken, gözaltına aldılar. Gözlerimi açtığımda bir başka deri işçisi arkadaşımın kafasına silah dayanmıştı. Ölümle tehdit ediliyordu. Saldırı esnasında deri montumu bile gasp ettiler. Kalan işçi arkadaşlarımız da aynı vahşi saldırıya maruz kaldılar" diye anlatan Sonkaya, toplusözleşmenin tıkandığı ve greve hazırlandıkları bir dönemde gerçekleşen bu saldırının tesadüf olmadığına dikkat çekti.
Bedel ödemeye hazırız
Saldırının gözdağı amacı taşıdığını belirten Sonkaya, şöyle devam etti: "Ama boşuna, ne yaparlarsa yapsınlar, kazanan deri işçisi olacak. Haklarımız için bedel ödemeye hazırız. Hem sendikamız, hem de yiğit deri işçileri, bu mücadeleyi yeni kazanımlarla taçlandıracaklardır."
Deri-İş Genel Başkan Yardımcısı Musa Servi de, saldınının planlı ve gözdağı amaçlı olduğunu ifade ederek, dava açacaklarını ve işveren yanlısı davranan jandarma astsubayları hakkında gerekli girişimlerde bulunacaklarını bildirdi. Toplusözleşme görüşmelerinde yüzde 40'ın üzerine çıkmayız diyen deri patronlarının, "Nasıl olsa bunların sayısı 2000 düştü, gözdağı verirsek teslim olurlar" yaklaşımı içinde olduklarını belirten Musa Servi, "Daha etkili eylemler yapacağız. Önümüz 1 Mayıs. 1 Mayıs'ı en iyi şekilde kutlamak için de hazırlanıyoruz. Ne vahşi saldırılar, ne de patronların dayatmalarına asla boyun eğmeyeceğiz" diye konuştu.