4 Eylül 1999 22:00
Depremzedelerden Kıvrıkoğlu'na yanıt
DİĞER HABERLER
Depremzedelerden Kıvrıkoğlu'na yanıt
Serpil İlgün - Muzaffer Özkurt - Rojda İldan
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun EMEP'in Derince'de kurduğu çadırkent ile ilgili sözleri, çadırkentte kalan depremzedelerin tepkisini topladı. Depremzedeler, Kıvrıkoğlu'nun "bölücü" suçlamasına ve "Devletin kendi yandaşlarına yardım etmediğini ileri sürüp kendi çadırkentlerini kurmaya kalktılar. Derince'de, İzmit'te çadırkent kurdular. Emek Çadırkent diye. Gidin, görün sefaleti..." sözlerine karşılık, "Bölücülük, ırkçılık, irticacılık diye bir şey görmedik, duymadık. İç içeyiz, kardeş gibi olduk. Ama bunu dışardan yıkmak isteyen çok. Biz buna engel olacağız" dediler. Bu sözlerin çadırkenti kapatmak için yapılmış oyunlar olduğunu söyleyen depremzedeler, "sefalet" yakıştırmasına da, "Burada sefalet mi, yoksa iyi bir organizasyon mu olduğunu gelip görsünler" dediler. Derince Çadırkenti'nde kalanların Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu'na verdiği yanıtlar şöyle:
Yusuf Oktay (Depremzede, Emek Çadırkent Yönetim Komitesi Üyesi): Burada iyi bir organizasyon olduğunu bizzat kendileri görsünler. Bunun dışında düşünmeleri çok yanlış. Gelip halkın görüşünü alsınlar. Görmeden, "irticai" faaliyet yapılıyor demeleri çok yanlış. İkinci günden itibaren burada insanlara hizmet veriliyor. Hiçbir "bölücü", "irticai" faaliyet görmedim. Görsem benim de verecek tepkim olurdu. Bakıyorsunuz, insanların yemeği veriliyor, temizliği yapılıyor, bütün ihtiyaçları karşılanıyor. Sağlık hizmetleri görülüyor. Çocuklar için kreş bile yapıldı. Burada sefalet mi, yoksa iyi bir organizasyon mu olduğunu gelip görsünler. Karalama kampanyası gibi bir şey bu. İnsanlar gelmişler halka iyi bir hizmet veriyorlar. Bunları burayı kapatmak için yapılmış oyunlar olarak değerlendiriyorum. Burada halk komitesi var, ben de bu komitedeyim. Böyle şeyler yok. Bu açıklamayı yanlış buluyorum.
Aziz Bayramoğlu (Depremzede, Emekli İşçi): Asla bölücülük, ayrımcılık yok burada. Bu Emeğin Partisi olmasaydı, halk mahvolmuştu. Hem açlıktan, hem susuzluktan, hem de evsizlikten komple gitmiştik. Ne Başbakan, ne Yılmaz, ne Bahçeli ilgilendi. Hiç kimse ilgilenmedi. Yalnız bu adamlar yardım etti. Allah razı olsun, bütün hizmetleri yapıyorlar. Bu ayrımı yapanlar kötü şeyler düşünüyorlar. Onun için ortalığı karıştırmaya çalışıyorlar. Burada kesinlikle böyle bir şey yok. Buraya hep halk yardım etti, devlet hiçbir yardım yapmadı. Bunu kim söylüyorsa, yalan söylüyor. 15 gün oldu buradayız. Herhangi bir ayrım yok. Bu çadırkent burada kalsa iyi olur.
Gülsen Korkmaz (Depremzede, İşçi, Emek Çadırkent Yönetim Komitesi Üyesi): Böyle bir şey söylüyorlarsa, bu onların sorunu. Böyle bir şey yok. Biz bu insanlardan çok memnunuz. Depremin üçüncü gününden beri buradayız. Buradaki insanlar halkın sorunlarıyla canla başla ilgilendiler. İnsanların ihtiyaç duyacağı her şey var burada. Diğer çadırkentlerde zannetmiyorum, böyle bir organizasyon olsun. Dışarda olan insanlar buraya özenti duyuyorlar. Emeğin Partisi'ndeki bütün arkadaşlara buradan teşekkür ediyoruz. Bölücülük, ırkçılık, irticacılık diye bir şey görmedik, duymadık. İç içeyiz, kardeş gibi olduk. Ama bunu dışardan yıkmak isteyen çok. Biz buna engel olacağız. Daha önce de denediler, engel olduk. Biz kardeşimle etten duvar ördük, ne eşyamızı, ne erzağımızı vermedik. Vermeyeceğiz de. Bizi hiçbir şey engelleyemez. Arif Kavşak (Depremzede, İnşaat İşçisi): Ben depremden iki gün sonra aşağı mahallede Fazilet Partisi'nin yardım aracına gittim. O gün yiyeceğimiz yoktu. Makarna almak istemiştim. Bana dediler ki "Hangi partidensin?" Ben de "Partiyle alakası yok, parti için dağıtıyorsanız hiç milleti kuyruğa sokmayın" dedim. Sonra belediye başkanına gittim. Başkan bana dedi ki, "Şimdiye kadar kime oy kullandın?" Ben de kimseye kullanmadığımı, bugün karnımı kim doyurursa oyumu ona vereceğimi söyledim. Çıktım buraya geldim. Allah razı olsun, ihtiyaçlarımızı karşıladılar. İnşaatçı olduğum için, ben de çalışmaya başladım. Emeğin Partisi, herkese yardım etti, herkesin de karnını doyuruyor. Sağdaki soldaki laflar yalandır. Buraya devletin hiçbir ilgisi yok, bu EMEP'in yardımıdır. Daha önce de asker ve polis geldi, burayı dağıtmak istedi. Hepimiz karşı çıktık. Burası kalkarsa, hepimiz açıkta kalırız, perişan oluruz.
Zuhal Aslan (Depremzede, 60 yaşında, evi yıkılmış): Dört tane oğlum var, dördünün de işi ve evi yok artık. Bir yerden bir yardım yok. Yarın bu insanlar gitse biz ortada kalırız. Asker ve polis geldi dağıtmaya çalıştılar. Ama onların ne yardımları var, ne de halimizi soruyorlar. Ne bileyim niye yapıyorlar bunları? Hepimiz toplandık ve karşı geldik. Bırakmadık burayı dağıtsınlar. Bırakmayız da.
Türkan Aslan (Depremzede, Ev Kadını): Kurulduğunun ikinci günü buraya geldik. Her şeyimizi veriyorlar. Askerler kendileri yapamadığı için burayı kaldırmaya çalışıyorlar. Burada herkes kardeş gibi. Hiçbir ayrım yok. Gece yatana kadar insanlar kapımızda duruyor. Kuaförümüze kadar her şey var, daha ne olsun. Ne belediyeden, ne başka bir yerden hiçbir şey görmedik. EMEP'i kıskandıkları için, kendilerinin yapamadığını başkaları yapınca, kıskandılar. Geçen askerler geldi, biz de korktuk ne oldu diye. Meğer ismi kaldırmışlar. Biz de dedik, 'Ne olmuş? Adamlar ismini yazmasın mı?' Çöpümüzü bile topluyorlar, çadırkentin kalmasını istiyoruz. Burayı kaldırırlarsa gidecek yerimiz yok.
Serpil İlgün - Muzaffer Özkurt - Rojda İldan
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun EMEP'in Derince'de kurduğu çadırkent ile ilgili sözleri, çadırkentte kalan depremzedelerin tepkisini topladı. Depremzedeler, Kıvrıkoğlu'nun "bölücü" suçlamasına ve "Devletin kendi yandaşlarına yardım etmediğini ileri sürüp kendi çadırkentlerini kurmaya kalktılar. Derince'de, İzmit'te çadırkent kurdular. Emek Çadırkent diye. Gidin, görün sefaleti..." sözlerine karşılık, "Bölücülük, ırkçılık, irticacılık diye bir şey görmedik, duymadık. İç içeyiz, kardeş gibi olduk. Ama bunu dışardan yıkmak isteyen çok. Biz buna engel olacağız" dediler. Bu sözlerin çadırkenti kapatmak için yapılmış oyunlar olduğunu söyleyen depremzedeler, "sefalet" yakıştırmasına da, "Burada sefalet mi, yoksa iyi bir organizasyon mu olduğunu gelip görsünler" dediler. Derince Çadırkenti'nde kalanların Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu'na verdiği yanıtlar şöyle:
Yusuf Oktay (Depremzede, Emek Çadırkent Yönetim Komitesi Üyesi): Burada iyi bir organizasyon olduğunu bizzat kendileri görsünler. Bunun dışında düşünmeleri çok yanlış. Gelip halkın görüşünü alsınlar. Görmeden, "irticai" faaliyet yapılıyor demeleri çok yanlış. İkinci günden itibaren burada insanlara hizmet veriliyor. Hiçbir "bölücü", "irticai" faaliyet görmedim. Görsem benim de verecek tepkim olurdu. Bakıyorsunuz, insanların yemeği veriliyor, temizliği yapılıyor, bütün ihtiyaçları karşılanıyor. Sağlık hizmetleri görülüyor. Çocuklar için kreş bile yapıldı. Burada sefalet mi, yoksa iyi bir organizasyon mu olduğunu gelip görsünler. Karalama kampanyası gibi bir şey bu. İnsanlar gelmişler halka iyi bir hizmet veriyorlar. Bunları burayı kapatmak için yapılmış oyunlar olarak değerlendiriyorum. Burada halk komitesi var, ben de bu komitedeyim. Böyle şeyler yok. Bu açıklamayı yanlış buluyorum.
Aziz Bayramoğlu (Depremzede, Emekli İşçi): Asla bölücülük, ayrımcılık yok burada. Bu Emeğin Partisi olmasaydı, halk mahvolmuştu. Hem açlıktan, hem susuzluktan, hem de evsizlikten komple gitmiştik. Ne Başbakan, ne Yılmaz, ne Bahçeli ilgilendi. Hiç kimse ilgilenmedi. Yalnız bu adamlar yardım etti. Allah razı olsun, bütün hizmetleri yapıyorlar. Bu ayrımı yapanlar kötü şeyler düşünüyorlar. Onun için ortalığı karıştırmaya çalışıyorlar. Burada kesinlikle böyle bir şey yok. Buraya hep halk yardım etti, devlet hiçbir yardım yapmadı. Bunu kim söylüyorsa, yalan söylüyor. 15 gün oldu buradayız. Herhangi bir ayrım yok. Bu çadırkent burada kalsa iyi olur.
Gülsen Korkmaz (Depremzede, İşçi, Emek Çadırkent Yönetim Komitesi Üyesi): Böyle bir şey söylüyorlarsa, bu onların sorunu. Böyle bir şey yok. Biz bu insanlardan çok memnunuz. Depremin üçüncü gününden beri buradayız. Buradaki insanlar halkın sorunlarıyla canla başla ilgilendiler. İnsanların ihtiyaç duyacağı her şey var burada. Diğer çadırkentlerde zannetmiyorum, böyle bir organizasyon olsun. Dışarda olan insanlar buraya özenti duyuyorlar. Emeğin Partisi'ndeki bütün arkadaşlara buradan teşekkür ediyoruz. Bölücülük, ırkçılık, irticacılık diye bir şey görmedik, duymadık. İç içeyiz, kardeş gibi olduk. Ama bunu dışardan yıkmak isteyen çok. Biz buna engel olacağız. Daha önce de denediler, engel olduk. Biz kardeşimle etten duvar ördük, ne eşyamızı, ne erzağımızı vermedik. Vermeyeceğiz de. Bizi hiçbir şey engelleyemez. Arif Kavşak (Depremzede, İnşaat İşçisi): Ben depremden iki gün sonra aşağı mahallede Fazilet Partisi'nin yardım aracına gittim. O gün yiyeceğimiz yoktu. Makarna almak istemiştim. Bana dediler ki "Hangi partidensin?" Ben de "Partiyle alakası yok, parti için dağıtıyorsanız hiç milleti kuyruğa sokmayın" dedim. Sonra belediye başkanına gittim. Başkan bana dedi ki, "Şimdiye kadar kime oy kullandın?" Ben de kimseye kullanmadığımı, bugün karnımı kim doyurursa oyumu ona vereceğimi söyledim. Çıktım buraya geldim. Allah razı olsun, ihtiyaçlarımızı karşıladılar. İnşaatçı olduğum için, ben de çalışmaya başladım. Emeğin Partisi, herkese yardım etti, herkesin de karnını doyuruyor. Sağdaki soldaki laflar yalandır. Buraya devletin hiçbir ilgisi yok, bu EMEP'in yardımıdır. Daha önce de asker ve polis geldi, burayı dağıtmak istedi. Hepimiz karşı çıktık. Burası kalkarsa, hepimiz açıkta kalırız, perişan oluruz.
Zuhal Aslan (Depremzede, 60 yaşında, evi yıkılmış): Dört tane oğlum var, dördünün de işi ve evi yok artık. Bir yerden bir yardım yok. Yarın bu insanlar gitse biz ortada kalırız. Asker ve polis geldi dağıtmaya çalıştılar. Ama onların ne yardımları var, ne de halimizi soruyorlar. Ne bileyim niye yapıyorlar bunları? Hepimiz toplandık ve karşı geldik. Bırakmadık burayı dağıtsınlar. Bırakmayız da.
Türkan Aslan (Depremzede, Ev Kadını): Kurulduğunun ikinci günü buraya geldik. Her şeyimizi veriyorlar. Askerler kendileri yapamadığı için burayı kaldırmaya çalışıyorlar. Burada herkes kardeş gibi. Hiçbir ayrım yok. Gece yatana kadar insanlar kapımızda duruyor. Kuaförümüze kadar her şey var, daha ne olsun. Ne belediyeden, ne başka bir yerden hiçbir şey görmedik. EMEP'i kıskandıkları için, kendilerinin yapamadığını başkaları yapınca, kıskandılar. Geçen askerler geldi, biz de korktuk ne oldu diye. Meğer ismi kaldırmışlar. Biz de dedik, 'Ne olmuş? Adamlar ismini yazmasın mı?' Çöpümüzü bile topluyorlar, çadırkentin kalmasını istiyoruz. Burayı kaldırırlarsa gidecek yerimiz yok.
Evrensel'i Takip Et