15 Mayıs 2000 21:00
IMF'ye karşı yer yerinden oynamalı
IMF ve Dünya Bankası'nın direktifleri doğrultusunda, tarımdan destekleme ve sübvansiyonları kaldırıp...
IMF'ye karşı yer yerinden oynamalı
IMF ve Dünya Bankası'nın direktifleri doğrultusunda, tarımdan destekleme ve sübvansiyonları kaldırıp, Türk tarımını yok etmeyi amaçlayan hükümetin uygulamaları sürerken, tarım ve çiftçi örgütleri "14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü" nedeniyle düzenledikleri panelde, bu politikalara karşı "yeri yerinden oynatacak" eylem çağrısı yaptılar.
"IMF taahhütleri karşısında Türkiye ve Tarımı Paneli"nin açılış konuşmasını yapan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gürol Ergin, 1990'lı yıllardan başlayan tarımda özelleştirme uygulamalarının Türk çiftçisinin başına balyoz gibi indiğini söyledi.
Uygulamanın yanlış olduğunu söylediklerini, ancak işçiler, çiftçiler olarak bu işten doğrudan yara alanların yeterince ses çıkarmadığı özeleştirisini yapan Ergin, IMF'ye verilen niyet mektubundaki kararların Türk çiftçisinin son derece aleyhine olduğunu, bunların Türkiye'de değil, IMF'de hazırlanıp, Türkiye'ye dikte ettirildiğini söyledi.
Başta Zıraat odaları olmak üzere örgütlerin üzerine 'ölü toprağı serpilmiş' gibi büyük bir sessizliğe vurgu yaparak, hükümetin dolu dizgin gidişinin nedeninin de bu sessizlik olduğunu yineleyen Ergin, hükümetin yüzde 25'lik enflasyon hedefinin tutmayacağının görülmesine rağmen memuruna, işçisine, çiftçisine vermek istemediğine dikkat çekti. Gazetelerde alay edercesine 'memura müjde, yüzde 1 artış' ilanlarına vurgu yapan Ergin, "IMF politikalarına karşı yer yerinden oynaması gerekirdi. Gelin hep birlikte yeri yerinden oynatalım" dedi.
Türkiye pazarı
Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Cumali Doğru da IMF kararlarının Türk çiftçisinin üzerinden bir silindir gibi geçtiğini söyledi. Tarıma ayrılan payın giderek düştüğünü rakamlarla örnekleyen Doğru, bunun fakirleşmek, yoksullaşmak anlamına geldiğini söyledi. Gelişmiş ülkelerin kendi ülkelerinde akıl almaz destekleme ve sübvansiyonlarla tarıma önem verirken, IMF ve Dünya Bankası gibi kurumları aracılığıyla Türkiye'de desteklerin kaldırılmasını dayattığını anlatan Doğru, medyanın da bu yalanlarla kamuoyunu aldattığını söyledi.
"Destekleme" adı altında Hazine'den çıkan paraların üreticiye gitmediğine de vurgu yapan Doğru, mevcut modelin çöktüğünü, çözümün prim sisteminin yaygınlaştırılması olduğunu ifade etti. Doğru, Çukurova'da buğday hasadı zamanı geldiğini, ancak taban fiyatının, çiftçilerin bir yıllık emeğinin karşılığı olmayacak bir rakam olacağının şimdiden görüldüğünü söyledi.
'Buğday ile hükmedecekler'
TEMA Vakfı Başkanı Hayrettin Karaca da Türkiye'nin stratejik bir karar aşamasında olduğunu, tarımın var olma ya da yok olmayla karşı karşıya bunduğunu söyledi. Karaca, 1990-2000 yılları arasında tarımın desteklenmesi için dünyada ortalama 330 milyar dolar harcandığını, bunun 300 milyar dolarının gelişmiş ülkelerde olduğunu bildirdi. Karaca, "Doları ile, parası ile, nükleer silahı ile bize hükmederek, her dediğini yaptıranlar yarın buğday ile bunu yapacaklardır" diyerek, tarımın önemini dile getirdi.
Tek Gıda-İş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Turhan Ayber ise, tarım reformu adı altında yapılmak istenenin Tekel'in özelleştirmesi olduğunun altını çizen Ayber, bu uygulamalarla 3,5 milyon tütün ekicisi ile aynı zamanda bir sanayi olan tütünde istihdam edilen 40 bin kişinin hedef olduğunu dile getirdi.
Tarım reformu çıkarılmalı
TMMOB Genel Başkanı Yavuz Önen, Türk çitfçisinin, memurunun, mimar ve mühendisinin giderek yoksullaştırıldığına dikkat çekerek, ciddi bir eylem programına ihtiyaç olduğunu söyledi. Buraların artık ağlama duvarı olmaktan çıkarılması gerektiğini belirten Önen, birlikte mücadelenin geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Toprak mülkiyetine değinilmeyen bir tarım veya toprak politikasının Yeni Dünya Düzeni'nin değirmenine su taşıyacağını kaydeden Önen, topram reformunun gündeme getirilmesini istedi. Hızlı kentleşmeyle toprağın, havanın, suyun kirletildiğine, kentsel rant ortamları yaratıldığına, Bayındırlık Bakanlığı'nın son kararnamesiyle mimar ve mühendisler arasında ciddi bölünmeler yaratıldığına dikkat çeken Önen, bütün bunlara karşı sıkı durmak gerektiğini belirtti. Tarım Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp'in Ankara dışında olması nedeniyle katılmadığı panelde ayrıca Tarım eski Bakanı Musa Demirci ile Erzurum Milletvekili Zeki Ertuğay da, hükümetin tarım politikalarını eleştiren bir konuşma yaptı.
IMF ve Dünya Bankası'nın direktifleri doğrultusunda, tarımdan destekleme ve sübvansiyonları kaldırıp, Türk tarımını yok etmeyi amaçlayan hükümetin uygulamaları sürerken, tarım ve çiftçi örgütleri "14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü" nedeniyle düzenledikleri panelde, bu politikalara karşı "yeri yerinden oynatacak" eylem çağrısı yaptılar.
"IMF taahhütleri karşısında Türkiye ve Tarımı Paneli"nin açılış konuşmasını yapan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gürol Ergin, 1990'lı yıllardan başlayan tarımda özelleştirme uygulamalarının Türk çiftçisinin başına balyoz gibi indiğini söyledi.
Uygulamanın yanlış olduğunu söylediklerini, ancak işçiler, çiftçiler olarak bu işten doğrudan yara alanların yeterince ses çıkarmadığı özeleştirisini yapan Ergin, IMF'ye verilen niyet mektubundaki kararların Türk çiftçisinin son derece aleyhine olduğunu, bunların Türkiye'de değil, IMF'de hazırlanıp, Türkiye'ye dikte ettirildiğini söyledi.
Başta Zıraat odaları olmak üzere örgütlerin üzerine 'ölü toprağı serpilmiş' gibi büyük bir sessizliğe vurgu yaparak, hükümetin dolu dizgin gidişinin nedeninin de bu sessizlik olduğunu yineleyen Ergin, hükümetin yüzde 25'lik enflasyon hedefinin tutmayacağının görülmesine rağmen memuruna, işçisine, çiftçisine vermek istemediğine dikkat çekti. Gazetelerde alay edercesine 'memura müjde, yüzde 1 artış' ilanlarına vurgu yapan Ergin, "IMF politikalarına karşı yer yerinden oynaması gerekirdi. Gelin hep birlikte yeri yerinden oynatalım" dedi.
Türkiye pazarı
Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Cumali Doğru da IMF kararlarının Türk çiftçisinin üzerinden bir silindir gibi geçtiğini söyledi. Tarıma ayrılan payın giderek düştüğünü rakamlarla örnekleyen Doğru, bunun fakirleşmek, yoksullaşmak anlamına geldiğini söyledi. Gelişmiş ülkelerin kendi ülkelerinde akıl almaz destekleme ve sübvansiyonlarla tarıma önem verirken, IMF ve Dünya Bankası gibi kurumları aracılığıyla Türkiye'de desteklerin kaldırılmasını dayattığını anlatan Doğru, medyanın da bu yalanlarla kamuoyunu aldattığını söyledi.
"Destekleme" adı altında Hazine'den çıkan paraların üreticiye gitmediğine de vurgu yapan Doğru, mevcut modelin çöktüğünü, çözümün prim sisteminin yaygınlaştırılması olduğunu ifade etti. Doğru, Çukurova'da buğday hasadı zamanı geldiğini, ancak taban fiyatının, çiftçilerin bir yıllık emeğinin karşılığı olmayacak bir rakam olacağının şimdiden görüldüğünü söyledi.
'Buğday ile hükmedecekler'
TEMA Vakfı Başkanı Hayrettin Karaca da Türkiye'nin stratejik bir karar aşamasında olduğunu, tarımın var olma ya da yok olmayla karşı karşıya bunduğunu söyledi. Karaca, 1990-2000 yılları arasında tarımın desteklenmesi için dünyada ortalama 330 milyar dolar harcandığını, bunun 300 milyar dolarının gelişmiş ülkelerde olduğunu bildirdi. Karaca, "Doları ile, parası ile, nükleer silahı ile bize hükmederek, her dediğini yaptıranlar yarın buğday ile bunu yapacaklardır" diyerek, tarımın önemini dile getirdi.
Tek Gıda-İş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Turhan Ayber ise, tarım reformu adı altında yapılmak istenenin Tekel'in özelleştirmesi olduğunun altını çizen Ayber, bu uygulamalarla 3,5 milyon tütün ekicisi ile aynı zamanda bir sanayi olan tütünde istihdam edilen 40 bin kişinin hedef olduğunu dile getirdi.
Tarım reformu çıkarılmalı
TMMOB Genel Başkanı Yavuz Önen, Türk çitfçisinin, memurunun, mimar ve mühendisinin giderek yoksullaştırıldığına dikkat çekerek, ciddi bir eylem programına ihtiyaç olduğunu söyledi. Buraların artık ağlama duvarı olmaktan çıkarılması gerektiğini belirten Önen, birlikte mücadelenin geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Toprak mülkiyetine değinilmeyen bir tarım veya toprak politikasının Yeni Dünya Düzeni'nin değirmenine su taşıyacağını kaydeden Önen, topram reformunun gündeme getirilmesini istedi. Hızlı kentleşmeyle toprağın, havanın, suyun kirletildiğine, kentsel rant ortamları yaratıldığına, Bayındırlık Bakanlığı'nın son kararnamesiyle mimar ve mühendisler arasında ciddi bölünmeler yaratıldığına dikkat çeken Önen, bütün bunlara karşı sıkı durmak gerektiğini belirtti. Tarım Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp'in Ankara dışında olması nedeniyle katılmadığı panelde ayrıca Tarım eski Bakanı Musa Demirci ile Erzurum Milletvekili Zeki Ertuğay da, hükümetin tarım politikalarını eleştiren bir konuşma yaptı.