10 Temmuz 2000 21:00
Türkçe - Kürtçe sözlük
Türkçe - Kürtçe sözlük
Sinan Gündoğar
İstanbul Kürt Enstitüsü tarafından hazırlanan Türkçe-Kürtçe Sözlük, bir projenin ilk basamağı olarak çıkıyor karşımıza. Şu anda bittiği halde, koşullar yüzünden yaklaşık bir yıl sonra piyasaya çıkarılacak olan Kürtçe-Türkçe Sözlük de, çalışmanın ikinci adımı. Bu çalışmanın son aşaması ise, Kürtçe-Kürtçe Sözlük çalışması. Biz de, Kürt Enstitüsü Başkanı Hasan Kaya ile, sözlüğün hazırlanma yöntemi, işlevi ve Kürtçe'nin diğer lehçeleriyle ilgili yapılması düşünülen çalışmalar üzerine görüştük.
Bu sözlük, önceden yazılmış olan Türkçe-Kürtçe sözlüklerden hangi yönlerden ayrılıyor? Bu sözlüklerin hangi eksikliklerini tamamladı?
Her şeyden önce, bireyler tarafından hazırlanmışlardı, bu sözlük Kürt Enstitüsü'nde çalışma yürüten bir arkadaşımızın direktörlüğünde, enstitüde bünyesinde araştırmalar yapan onlarca arkadaşımızın katkılarıyla oluştu. Kolektif bir tarzda hazırlanmış olmasıyla önceki sözlüklerden ayrılıyor.
Bu sözlük, bir kurum tarafından hazırlanmış olmasıyla diğerlerinden ayrılıyor. Diğerleri de, kendi dönemlerine göre iyi çalışmalardı. Ama bu sözlük yaklaşık dört sene süren çalışmalar sonucunda oluştu.
Sözlüğü hazırlarken nelerden yararlandığımızı ve bu sözlüğün kapsayıcılığı hakkında bilgi vermeye çalışayım. Kürtçe yayımlanmış eserlerin hepsini taramaya çalıştık. Bunlar hikâye, şiir, roman türlerinden oluşuyordu. Bunun yanı sıra, masallar, fabllar, atasözleri, deyimlerden oluşan Kürt folkloruyla ilgili yaptığımız çalışmaları da taradık. Bunun yanında, yaptığımız duyurularla, kaynağından elimize sözcüklerin ulaşabilmesi için bir kampanya düzenledik. Yurdun çeşitli yörelerinden bize, -tabii ki bilinemeyeceği tahmin edilen- sözcükler ulaştırıldı. Bu yolla da bize epey sözcük geldi. Ayrıca mevcut sözlüklerden de yararlandık ve bu sözlükleri kaynakçada da belirttik. Enstitüdeki çalışan arkadaşlar da özellikle teknik terimlerle ilgili olarak kendilerini zorladılar ve bu doğrultuda kelimeleri ortaya çıkardılar.
Arkadaşların bu çabası yeni kelimeler üretme anlamına mı geliyor?
Hayır. Biz İstanbul Kürt Enstitüsü olarak yeni kelime üretmekten yana değiliz. Bir akademi oluşmadan, uzun çalışmalar yürütülmeden sözcüklerin türetilmesine karşıyız. Ama şunu da vurgulayayım. Özellikle Sorani lehçesinde uzun yıllardır çalışma yürüten dilbilimciler, modern teknikle ilgili, kapitalist üretim ilişkileriyle ilgili bazı kelimeleri türettiler. Biz de, genel olarak onaylanmış olan bu kelimelerden bazılarını da sözlüğe aldık.
Sorani lehçesinden söz açılmışken, Kurmanci dışında yer alan Sorani ve Gorani lehçeleriyle ilgili bir çalışma yürütüyor musunuz?
Bu sözlük, her şeyden önce Türkiye'deki Kürt yurttaşlarımız için hazırlandı. Daha çok da, Kürtçe'yi fazla bilmeyen, unutan ve Kürtçe'yi hiç bilmeyen insanlar düşünüldü, sözlüğün hazırlanmasında. Türkiye'deki herkes bu sözlükten yararlanabilir. Ayrıca yaptığımız bu çalışmanın bir mesajı olmasını istedik. Nasıl ki, Kürtler ekmek dendiğinde ne dendiğini biliyorlarsa, diğer insanlar da, Kürtçe'de ekmeğin nasıl söylendiğini öğrenebilirler.
Sorani lehçesinin sözlükte yer almamasıyla ilgili birkaç sebep sıralayabiliriz. En başta, bu Sorani lehçesini çok iyi bilen, yetkin insanlar, burada yaşamıyorlar. Ayrıca kaynaklardan uzak oluşumuzun da bu lehçeyi sözlüğe alamamamızda büyük rolü oldu. Bir de, bu lehçe ile ilgi çalışmalar, hem bireyler hem de kurumlar tarafından, o lehçeyi kullanan insanların yaşadığı Irak'ta yeterince yapılıyor. Ancak asıl amacımız, kendi dilini bilmeyen Kürtlere seslenmekti. O yüzden de Kurmanci lehçesine ağırlıklı bir şekilde yer verdik.
Bir de Zazaki lehçesi var. Hatta bazı kaynaklarda, Zazaki'nin Kürtçe'nin bir lehçesi değil de, ayrı bir dil olduğu gibi bilgilere de rastlıyoruz. Sizin de Zazaki bir sözlük hazırlığınızın olduğunu biliyoruz. Zazaki'nin Kürtçe'nin bir lehçesi olduğundan hareket edecek olursak, bu sözlükte, Zazaki lehçesinden kelimelerin de yer alması gerekmiyor muydu?
Yapılan bilimsel araştırmalar, Zazaki ve Kurmanci'nin Kürtçe'nin değişik lehçeleri olduğu tezini ortaya koymaktadır. Ama bilimde çelişki, tartışma da doğaldır. Bunun tersini savunanlar da olabilir. Bu da, çeşitli araştırmalarla, kanıtlarla ortaya konabilir. Zazaki'nin ayrı bir dil olduğunu belgeleyen deliller ortaya konmadı. Buna karşın dilin gramer yapısı, fonetiği, etimolojisi ve binlerce kelimenin ortaklığı da düşünüldüğünde, Zazaki'nin Kürtçe'nin bir lehçesi olduğu kanıtlanmış durumda.
Bizim kapasitemiz elverseydi, bu sözlüğü Kurmanci ve Zazaki olarak hazırlayacaktık. Çünkü bizim bakış açımız bunu getiriyor. Bunu gerçekleştiremememiz, içinde bulunduğumuz objektif koşullarla ilgili. Enstitüde çalışma yürüten arkadaşlarımızın büyük bir çoğunluğu Kurmanci lehçesini konuşuyor ve bu lehçede kendilerini yetiştirmiş kişiler. Tabii ki, Zazaki lehçesini de konuşabiliyoruz, anlayabiliyoruz, ama bu lehçenin derinliğine inemiyoruz. Biz enstitü olarak, yaptığımız son kongrede, Zazaki lehçesiyle ilgili çalışmalara daha fazla yer vereceğimizi, bu alanda çalışma yapan arkadaşlarımızı bir araya getireceğimizi açıkladık.
Farklı lehçelerin yanı sıra, aynı lehçenin farklı ağızlarının da olduğunu biliyoruz. Bu sözlüğün dil birliğini oluşturmada nasıl bir işlevi olabilir?
Bütün dilbilimcilerin de kabul ettiği gibi, dillerin gelişmesinde sözlüklerin de azımsanamayacak derecede büyük bir rolü vardır. Çünkü sözlükler, bir halkın tümden belleğidir. Biz bu sözlüğü hazırlarken de, mümkün olduğunca bütün ağızları yansıtmaya çalıştık. Diyelim ki "burun" kelimesini ele aldık. Hakkâri'da bu kelime, "difîn", Mardin'de "bêvil" veya "poz", Kars'ta ise "kepî" olarak kullanılıyor. Biz sözlükte hepsine yer verdik. Bunu gören insanlar, kendi yörelerinin dışında da, o anlamı karşılayan kelimeyi öğrenmiş olacaktır. Böylece ortak bir dil bilinci oluşacaktır.
Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Bizim yaptığımız çalışmalar kamu yararına olmasına rağmen, hükümet yetkilileri bizim önümüzü açacağına, bize engel oluyor. Biz Türkiye'nin duyarlı kamuoyundan, özellikle kültürün önemini bilen çevrelerden, çalışmalarımızı dikkate almalarını ve bize güç sunmalarını bekliyoruz.
Sinan Gündoğar
İstanbul Kürt Enstitüsü tarafından hazırlanan Türkçe-Kürtçe Sözlük, bir projenin ilk basamağı olarak çıkıyor karşımıza. Şu anda bittiği halde, koşullar yüzünden yaklaşık bir yıl sonra piyasaya çıkarılacak olan Kürtçe-Türkçe Sözlük de, çalışmanın ikinci adımı. Bu çalışmanın son aşaması ise, Kürtçe-Kürtçe Sözlük çalışması. Biz de, Kürt Enstitüsü Başkanı Hasan Kaya ile, sözlüğün hazırlanma yöntemi, işlevi ve Kürtçe'nin diğer lehçeleriyle ilgili yapılması düşünülen çalışmalar üzerine görüştük.
Bu sözlük, önceden yazılmış olan Türkçe-Kürtçe sözlüklerden hangi yönlerden ayrılıyor? Bu sözlüklerin hangi eksikliklerini tamamladı?
Her şeyden önce, bireyler tarafından hazırlanmışlardı, bu sözlük Kürt Enstitüsü'nde çalışma yürüten bir arkadaşımızın direktörlüğünde, enstitüde bünyesinde araştırmalar yapan onlarca arkadaşımızın katkılarıyla oluştu. Kolektif bir tarzda hazırlanmış olmasıyla önceki sözlüklerden ayrılıyor.
Bu sözlük, bir kurum tarafından hazırlanmış olmasıyla diğerlerinden ayrılıyor. Diğerleri de, kendi dönemlerine göre iyi çalışmalardı. Ama bu sözlük yaklaşık dört sene süren çalışmalar sonucunda oluştu.
Sözlüğü hazırlarken nelerden yararlandığımızı ve bu sözlüğün kapsayıcılığı hakkında bilgi vermeye çalışayım. Kürtçe yayımlanmış eserlerin hepsini taramaya çalıştık. Bunlar hikâye, şiir, roman türlerinden oluşuyordu. Bunun yanı sıra, masallar, fabllar, atasözleri, deyimlerden oluşan Kürt folkloruyla ilgili yaptığımız çalışmaları da taradık. Bunun yanında, yaptığımız duyurularla, kaynağından elimize sözcüklerin ulaşabilmesi için bir kampanya düzenledik. Yurdun çeşitli yörelerinden bize, -tabii ki bilinemeyeceği tahmin edilen- sözcükler ulaştırıldı. Bu yolla da bize epey sözcük geldi. Ayrıca mevcut sözlüklerden de yararlandık ve bu sözlükleri kaynakçada da belirttik. Enstitüdeki çalışan arkadaşlar da özellikle teknik terimlerle ilgili olarak kendilerini zorladılar ve bu doğrultuda kelimeleri ortaya çıkardılar.
Arkadaşların bu çabası yeni kelimeler üretme anlamına mı geliyor?
Hayır. Biz İstanbul Kürt Enstitüsü olarak yeni kelime üretmekten yana değiliz. Bir akademi oluşmadan, uzun çalışmalar yürütülmeden sözcüklerin türetilmesine karşıyız. Ama şunu da vurgulayayım. Özellikle Sorani lehçesinde uzun yıllardır çalışma yürüten dilbilimciler, modern teknikle ilgili, kapitalist üretim ilişkileriyle ilgili bazı kelimeleri türettiler. Biz de, genel olarak onaylanmış olan bu kelimelerden bazılarını da sözlüğe aldık.
Sorani lehçesinden söz açılmışken, Kurmanci dışında yer alan Sorani ve Gorani lehçeleriyle ilgili bir çalışma yürütüyor musunuz?
Bu sözlük, her şeyden önce Türkiye'deki Kürt yurttaşlarımız için hazırlandı. Daha çok da, Kürtçe'yi fazla bilmeyen, unutan ve Kürtçe'yi hiç bilmeyen insanlar düşünüldü, sözlüğün hazırlanmasında. Türkiye'deki herkes bu sözlükten yararlanabilir. Ayrıca yaptığımız bu çalışmanın bir mesajı olmasını istedik. Nasıl ki, Kürtler ekmek dendiğinde ne dendiğini biliyorlarsa, diğer insanlar da, Kürtçe'de ekmeğin nasıl söylendiğini öğrenebilirler.
Sorani lehçesinin sözlükte yer almamasıyla ilgili birkaç sebep sıralayabiliriz. En başta, bu Sorani lehçesini çok iyi bilen, yetkin insanlar, burada yaşamıyorlar. Ayrıca kaynaklardan uzak oluşumuzun da bu lehçeyi sözlüğe alamamamızda büyük rolü oldu. Bir de, bu lehçe ile ilgi çalışmalar, hem bireyler hem de kurumlar tarafından, o lehçeyi kullanan insanların yaşadığı Irak'ta yeterince yapılıyor. Ancak asıl amacımız, kendi dilini bilmeyen Kürtlere seslenmekti. O yüzden de Kurmanci lehçesine ağırlıklı bir şekilde yer verdik.
Bir de Zazaki lehçesi var. Hatta bazı kaynaklarda, Zazaki'nin Kürtçe'nin bir lehçesi değil de, ayrı bir dil olduğu gibi bilgilere de rastlıyoruz. Sizin de Zazaki bir sözlük hazırlığınızın olduğunu biliyoruz. Zazaki'nin Kürtçe'nin bir lehçesi olduğundan hareket edecek olursak, bu sözlükte, Zazaki lehçesinden kelimelerin de yer alması gerekmiyor muydu?
Yapılan bilimsel araştırmalar, Zazaki ve Kurmanci'nin Kürtçe'nin değişik lehçeleri olduğu tezini ortaya koymaktadır. Ama bilimde çelişki, tartışma da doğaldır. Bunun tersini savunanlar da olabilir. Bu da, çeşitli araştırmalarla, kanıtlarla ortaya konabilir. Zazaki'nin ayrı bir dil olduğunu belgeleyen deliller ortaya konmadı. Buna karşın dilin gramer yapısı, fonetiği, etimolojisi ve binlerce kelimenin ortaklığı da düşünüldüğünde, Zazaki'nin Kürtçe'nin bir lehçesi olduğu kanıtlanmış durumda.
Bizim kapasitemiz elverseydi, bu sözlüğü Kurmanci ve Zazaki olarak hazırlayacaktık. Çünkü bizim bakış açımız bunu getiriyor. Bunu gerçekleştiremememiz, içinde bulunduğumuz objektif koşullarla ilgili. Enstitüde çalışma yürüten arkadaşlarımızın büyük bir çoğunluğu Kurmanci lehçesini konuşuyor ve bu lehçede kendilerini yetiştirmiş kişiler. Tabii ki, Zazaki lehçesini de konuşabiliyoruz, anlayabiliyoruz, ama bu lehçenin derinliğine inemiyoruz. Biz enstitü olarak, yaptığımız son kongrede, Zazaki lehçesiyle ilgili çalışmalara daha fazla yer vereceğimizi, bu alanda çalışma yapan arkadaşlarımızı bir araya getireceğimizi açıkladık.
Farklı lehçelerin yanı sıra, aynı lehçenin farklı ağızlarının da olduğunu biliyoruz. Bu sözlüğün dil birliğini oluşturmada nasıl bir işlevi olabilir?
Bütün dilbilimcilerin de kabul ettiği gibi, dillerin gelişmesinde sözlüklerin de azımsanamayacak derecede büyük bir rolü vardır. Çünkü sözlükler, bir halkın tümden belleğidir. Biz bu sözlüğü hazırlarken de, mümkün olduğunca bütün ağızları yansıtmaya çalıştık. Diyelim ki "burun" kelimesini ele aldık. Hakkâri'da bu kelime, "difîn", Mardin'de "bêvil" veya "poz", Kars'ta ise "kepî" olarak kullanılıyor. Biz sözlükte hepsine yer verdik. Bunu gören insanlar, kendi yörelerinin dışında da, o anlamı karşılayan kelimeyi öğrenmiş olacaktır. Böylece ortak bir dil bilinci oluşacaktır.
Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Bizim yaptığımız çalışmalar kamu yararına olmasına rağmen, hükümet yetkilileri bizim önümüzü açacağına, bize engel oluyor. Biz Türkiye'nin duyarlı kamuoyundan, özellikle kültürün önemini bilen çevrelerden, çalışmalarımızı dikkate almalarını ve bize güç sunmalarını bekliyoruz.
Evrensel'i Takip Et