30 Temmuz 2000 02:00
Yeşil'le Yılmaz'ın yurtdışı çakışması
Yeşil'le Yılmaz'ın yurtdışı çakışması
MİT Kontrterör Dairesi eski Başkanı Mehmet Eymür, dün sitesinde, Susurluk ve devlet-çete ilişkisinin kilit isimlerinden Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'la ilgili yine ilginç iddialarda bulundu.
Eymür'ün açıklamaları arasında en ilginç olanı, Yeşil'in yurtdışı görevine yollandığı tarihler olarak açıkladığı günlerle, ANAP Lideri Mesut Yılmaz'ın burnunun kırıldığı Macaristan seyahatinin çakışmasıydı.
Yeşil'i bu göreve kim yolladı?
Mehmet Eymür, sitesinde yaptığı son açıklamada 'son görev' ara başlığı altında şu bilgilere yer verdi: "23 Kasım 1996'da tekrar bir yurtdışı göreve yollandı. 28 Kasım 1996'da görevden döndü. 29 Kasım 1996 günü, bu görev ile ilgili raporunu yazdı. 1 Aralık 1996 Pazar günü bu görevle ilgili bir toplantı yapılacaktı, toplantıya gelmedi. Onun üzerine ilgili personel evinden aradı. Bir gece önce evden çıkmış ve halen dönmemişti. Çağrı cihazına gönderilen mesajlara da cevap vermiyordu. Devamlı yanında gezen arkadaşı V.Ö., YEŞİL'in, 30 Kasım 1996 Cumartesi günü, Gülhane Askeri Tıp Akademisi önünde Macaristan'dan gelen ve Macar İsmail lakaplı İsmail Hoşkaya'nın adamlarından Coşkun ile buluştuğunu, 1 saat kadar görüştüklerini, Coşkun'u Maltepe semtine bırakıp ayrıldığını, daha sonra aynı akşam Coşkun'la bir görüşme daha yaptığını, bilahare Coşkun'un Mersin'e gittiğini, bu hususları Coşkun'dan öğrendiğini belirtti. V.Ö., YEŞİL'in 02 Aralık 1996 günü Beyler Sofrası Restaurant'da A.Ş. ile telefonla görüştüğünü de öğrenmişti. V.Ö. de YEŞİL'e ulaşamıyordu. YEŞİL kaybolmuştu."
Bu bilgiler, akıllara ilk olarak Yılmaz'a saldırıyı 'Yeşil'in' organize ettiğine dair iddiaları getirdi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz da, 24 Kasım 1996 günü, yani Eymür'ün görev için yurtdışına yollandığını belirtiği 23 Kasım 1996 gününden bir gün sonra Macaristan'ın Başkenti Budapeşte'deki Hilton Oteli'nde saldırıya uğramış, yediği yumruk sonucu burnu kırılmıştı. Otel güvenlik kamerası tarafından çekilmiş video bandında, Yılmaz'a yumruk atan Veysel Özerdem'le İsmail Koçkaya ve Cengiz Kortut'un otele giriş anları saniye saniye belirlenmişti.
Eymür sitesinde Veysel Özerdem ismine açık bir şekilde yer vermeyip, V.Ö., kısaltmasını kullanırken, İsmail Koçkaya'nın ismine de sitesindeki açıklamasında İsmail Hoşkaya olarak yer vermiş olması dikkati çekti. YEŞİL Kod adlı Mahmut Yıldırım'ın, o tarihten beri, yani 4 senedir kayıp olduğunu öne süren Eymür, açıklamalarının süreceğini de belirtti.
Eymür, Yeşil'in Macaristan'a kim ya da kimler tarafından hangi görevle gönderildiğine dair, daha net bir açıklama yapmadı. Yeşil'le Mesut Yılmaz'ın, çakışan bu yurtdışı gezilerinde bir araya gelip gelmedikleri, Yılmaz'ın yumruklanması ile sonuçlanan olayla Yeşil'le aralarında geçen bir konuşmanın etkili olup olmadığı ise hâlâ birer sır olma özelliğini koruyor.
İki devlet kimliği!
Eymür, dün sitesinde, Yeşil'e ait olduğunu öne sürdüğü ve daha önce bir televizyon kanalında yayınlanan iki kimlik kartına da yer verdi. Bunlardan bir tanesi Başbakanlık İstihbarat Dairesi tarafından Yeşil'le, Ahmet Demir kod adıyla verilen kimlik. Bu kimlik kartında görev bölümünde 'Psikolojik Savaş Uzmanlığı' ifadesi yer alıyor ve sicil numarası olarak da "2233458" numarasına yer veriliyor. Bu kimlik de Yeşil, Susurluk'un diğer önemli isimlerinden DYP Milletvekili Sedat Bucak'ın memleketi olan Şanlıurfa'nın Siverek ilçesine kayıtlı görünüyor. Bu kimlikte ayrıca Yeşil'in, "321867" seri numaralı bir silah taşıdığı bilgisine yer veriliyor. Ancak, bu kimlikte, kimliğe veriliş tarihi vb. bilgilerin yer almaması da dikkati çekiyor. Bu, kimliğin ortaya çıkması durumunda 'sahte' olduğunu öne sürmeyi kolaylaştırırken, hangi döneme ait olduğu belirtilmediği için de, dönemin başbakanını zan altına düşmekten "kurtarıyor." Diğer kimlikse Yeşil'e, "JGNK" tarafından verildiği belirtilen, araç görev kartı. Burada İst.Birim.Bşk Kurmay Albay Fikret Savaş imzası bulunuyor.Bu kartta da verildiği tarih belirtilmiyor. Eymür, Yeşil'in yurtdışı görevine giderken bu kartları MİT'teki yöneticilerine bıraktığını belirtiyor.
Yeşil, Ağar'a tavırlı davrandı
Eymür, son açıklamasında Ağar'la Yeşil'in aralarının gergin olduğunu iddia ettiği şu satırlara da yer veriyor: "Bir akşam işkembeciye gittiğinde Mehmet AĞAR ve Ünal Erkan ile karşılaşmıştı. Ayak üstü kısa bir konuşmaları olmuştu. YEŞİL, Ağar'a karşı tavırlı hareket ettiğini söylüyordu."
Yeşil-Eymür-Topal
Eymür, Yeşil'e arasında geçen bazı konuşmalar ve Ömer Lütfü Topal bağlantısıyla ilgili olarak da son açıklamalarında şunları söylüyor: "YEŞİL Mart 1996'da yurtdışına gönderildi. Dönüşünde Türkiye içinde büyük bir trafik kazası yaptı. Arabayı kendi kullanıyordu. Herhalde yine bir konuya kitlenmişti. Kaza neticesinde boyun kemiklerinde kırıklar meydana gelmiş, ilk yardım ve doktor tedavisinden sonra dinlenmeye Antalya'ya gitmişti. O günlerde "Antalya'da evin nerede?" diye sormuştum. "Lara'da Ofo otelinin tam karşısında" diye cevapladı. "Ofo otelinin arkasındaki sitede de benim ev var, şu anda kirada, kaça aldın?" dedim. "Ben para vermedim, Gazinocu Ömer Lütfü Topal hediye etti. Jandarmadan ve polisten bir iki arkadaşın daha orada dairesi var diye" konuştu. Ömer Lütfi Topal, YEŞİL'e daireleri kendisini koruması için hediye, etmişti. "
Ahmet Türk'le ilgili iddialar
Daha önce Sırrı Sakık'ın da Yeşil'le görüştüğünü idia eden Mehmet Eymür, bu kez Ahmet Türk'ün de Yeşil'e görüştüğünü yazdı. Eymür'ün sitesinde dün yaptığı açıklamalarda bu konudaki iddialar ise şöyle: "YEŞİL'i Mart ayında DEP Milletvekili Ahmet TÜRK aramıştı. Sırrı SAKIK'ın bürosunda buluşup hep birlikte yemeğe gitmişlerdi. TÜRK'ün bir derdi vardı. Akrabası 'Zekiye' PKK'dan kaçmıştı. Avrupa'ya göndermek için pasaport çıkarmışlar, bilahare Avrupa'ya gönderirlerse iyi olmayacağını, tekrar örgüte bulaşacağını düşünmüşlerdi. Devlet'e teslim etmeyi de düşünmüyorlardı. İtirafçı konumuna düşüp halkına zarar vermesini istemiyorlardı. Her an yakalanacağından korkuyorlardı. Bu sorunu YEŞİL halledebilirdi. YEŞİL, bu şartlarda yardımcı olmasının imkânsız olduğunu söyledi, "Ya Avrupa'ya gönder ya da Devlet'e teslim et" diye cevapladı. TÜRK, bu cevaptan hoşnut olmamıştı ama bozuntuya vermedi. YEŞİL'e şaka yollu "Arkadaş çok sıkışırsam senin evine gönderirim, Zekiye senin yeğenin sayılır, sen ne yaparsan yap" diyerek konuyu kapattı."
MİT Kontrterör Dairesi eski Başkanı Mehmet Eymür, dün sitesinde, Susurluk ve devlet-çete ilişkisinin kilit isimlerinden Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'la ilgili yine ilginç iddialarda bulundu.
Eymür'ün açıklamaları arasında en ilginç olanı, Yeşil'in yurtdışı görevine yollandığı tarihler olarak açıkladığı günlerle, ANAP Lideri Mesut Yılmaz'ın burnunun kırıldığı Macaristan seyahatinin çakışmasıydı.
Yeşil'i bu göreve kim yolladı?
Mehmet Eymür, sitesinde yaptığı son açıklamada 'son görev' ara başlığı altında şu bilgilere yer verdi: "23 Kasım 1996'da tekrar bir yurtdışı göreve yollandı. 28 Kasım 1996'da görevden döndü. 29 Kasım 1996 günü, bu görev ile ilgili raporunu yazdı. 1 Aralık 1996 Pazar günü bu görevle ilgili bir toplantı yapılacaktı, toplantıya gelmedi. Onun üzerine ilgili personel evinden aradı. Bir gece önce evden çıkmış ve halen dönmemişti. Çağrı cihazına gönderilen mesajlara da cevap vermiyordu. Devamlı yanında gezen arkadaşı V.Ö., YEŞİL'in, 30 Kasım 1996 Cumartesi günü, Gülhane Askeri Tıp Akademisi önünde Macaristan'dan gelen ve Macar İsmail lakaplı İsmail Hoşkaya'nın adamlarından Coşkun ile buluştuğunu, 1 saat kadar görüştüklerini, Coşkun'u Maltepe semtine bırakıp ayrıldığını, daha sonra aynı akşam Coşkun'la bir görüşme daha yaptığını, bilahare Coşkun'un Mersin'e gittiğini, bu hususları Coşkun'dan öğrendiğini belirtti. V.Ö., YEŞİL'in 02 Aralık 1996 günü Beyler Sofrası Restaurant'da A.Ş. ile telefonla görüştüğünü de öğrenmişti. V.Ö. de YEŞİL'e ulaşamıyordu. YEŞİL kaybolmuştu."
Bu bilgiler, akıllara ilk olarak Yılmaz'a saldırıyı 'Yeşil'in' organize ettiğine dair iddiaları getirdi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz da, 24 Kasım 1996 günü, yani Eymür'ün görev için yurtdışına yollandığını belirtiği 23 Kasım 1996 gününden bir gün sonra Macaristan'ın Başkenti Budapeşte'deki Hilton Oteli'nde saldırıya uğramış, yediği yumruk sonucu burnu kırılmıştı. Otel güvenlik kamerası tarafından çekilmiş video bandında, Yılmaz'a yumruk atan Veysel Özerdem'le İsmail Koçkaya ve Cengiz Kortut'un otele giriş anları saniye saniye belirlenmişti.
Eymür sitesinde Veysel Özerdem ismine açık bir şekilde yer vermeyip, V.Ö., kısaltmasını kullanırken, İsmail Koçkaya'nın ismine de sitesindeki açıklamasında İsmail Hoşkaya olarak yer vermiş olması dikkati çekti. YEŞİL Kod adlı Mahmut Yıldırım'ın, o tarihten beri, yani 4 senedir kayıp olduğunu öne süren Eymür, açıklamalarının süreceğini de belirtti.
Eymür, Yeşil'in Macaristan'a kim ya da kimler tarafından hangi görevle gönderildiğine dair, daha net bir açıklama yapmadı. Yeşil'le Mesut Yılmaz'ın, çakışan bu yurtdışı gezilerinde bir araya gelip gelmedikleri, Yılmaz'ın yumruklanması ile sonuçlanan olayla Yeşil'le aralarında geçen bir konuşmanın etkili olup olmadığı ise hâlâ birer sır olma özelliğini koruyor.
İki devlet kimliği!
Eymür, dün sitesinde, Yeşil'e ait olduğunu öne sürdüğü ve daha önce bir televizyon kanalında yayınlanan iki kimlik kartına da yer verdi. Bunlardan bir tanesi Başbakanlık İstihbarat Dairesi tarafından Yeşil'le, Ahmet Demir kod adıyla verilen kimlik. Bu kimlik kartında görev bölümünde 'Psikolojik Savaş Uzmanlığı' ifadesi yer alıyor ve sicil numarası olarak da "2233458" numarasına yer veriliyor. Bu kimlik de Yeşil, Susurluk'un diğer önemli isimlerinden DYP Milletvekili Sedat Bucak'ın memleketi olan Şanlıurfa'nın Siverek ilçesine kayıtlı görünüyor. Bu kimlikte ayrıca Yeşil'in, "321867" seri numaralı bir silah taşıdığı bilgisine yer veriliyor. Ancak, bu kimlikte, kimliğe veriliş tarihi vb. bilgilerin yer almaması da dikkati çekiyor. Bu, kimliğin ortaya çıkması durumunda 'sahte' olduğunu öne sürmeyi kolaylaştırırken, hangi döneme ait olduğu belirtilmediği için de, dönemin başbakanını zan altına düşmekten "kurtarıyor." Diğer kimlikse Yeşil'e, "JGNK" tarafından verildiği belirtilen, araç görev kartı. Burada İst.Birim.Bşk Kurmay Albay Fikret Savaş imzası bulunuyor.Bu kartta da verildiği tarih belirtilmiyor. Eymür, Yeşil'in yurtdışı görevine giderken bu kartları MİT'teki yöneticilerine bıraktığını belirtiyor.
Yeşil, Ağar'a tavırlı davrandı
Eymür, son açıklamasında Ağar'la Yeşil'in aralarının gergin olduğunu iddia ettiği şu satırlara da yer veriyor: "Bir akşam işkembeciye gittiğinde Mehmet AĞAR ve Ünal Erkan ile karşılaşmıştı. Ayak üstü kısa bir konuşmaları olmuştu. YEŞİL, Ağar'a karşı tavırlı hareket ettiğini söylüyordu."
Yeşil-Eymür-Topal
Eymür, Yeşil'e arasında geçen bazı konuşmalar ve Ömer Lütfü Topal bağlantısıyla ilgili olarak da son açıklamalarında şunları söylüyor: "YEŞİL Mart 1996'da yurtdışına gönderildi. Dönüşünde Türkiye içinde büyük bir trafik kazası yaptı. Arabayı kendi kullanıyordu. Herhalde yine bir konuya kitlenmişti. Kaza neticesinde boyun kemiklerinde kırıklar meydana gelmiş, ilk yardım ve doktor tedavisinden sonra dinlenmeye Antalya'ya gitmişti. O günlerde "Antalya'da evin nerede?" diye sormuştum. "Lara'da Ofo otelinin tam karşısında" diye cevapladı. "Ofo otelinin arkasındaki sitede de benim ev var, şu anda kirada, kaça aldın?" dedim. "Ben para vermedim, Gazinocu Ömer Lütfü Topal hediye etti. Jandarmadan ve polisten bir iki arkadaşın daha orada dairesi var diye" konuştu. Ömer Lütfi Topal, YEŞİL'e daireleri kendisini koruması için hediye, etmişti. "
Ahmet Türk'le ilgili iddialar
Daha önce Sırrı Sakık'ın da Yeşil'le görüştüğünü idia eden Mehmet Eymür, bu kez Ahmet Türk'ün de Yeşil'e görüştüğünü yazdı. Eymür'ün sitesinde dün yaptığı açıklamalarda bu konudaki iddialar ise şöyle: "YEŞİL'i Mart ayında DEP Milletvekili Ahmet TÜRK aramıştı. Sırrı SAKIK'ın bürosunda buluşup hep birlikte yemeğe gitmişlerdi. TÜRK'ün bir derdi vardı. Akrabası 'Zekiye' PKK'dan kaçmıştı. Avrupa'ya göndermek için pasaport çıkarmışlar, bilahare Avrupa'ya gönderirlerse iyi olmayacağını, tekrar örgüte bulaşacağını düşünmüşlerdi. Devlet'e teslim etmeyi de düşünmüyorlardı. İtirafçı konumuna düşüp halkına zarar vermesini istemiyorlardı. Her an yakalanacağından korkuyorlardı. Bu sorunu YEŞİL halledebilirdi. YEŞİL, bu şartlarda yardımcı olmasının imkânsız olduğunu söyledi, "Ya Avrupa'ya gönder ya da Devlet'e teslim et" diye cevapladı. TÜRK, bu cevaptan hoşnut olmamıştı ama bozuntuya vermedi. YEŞİL'e şaka yollu "Arkadaş çok sıkışırsam senin evine gönderirim, Zekiye senin yeğenin sayılır, sen ne yaparsan yap" diyerek konuyu kapattı."
Evrensel'i Takip Et