05 Kasım 2001 22:00
Ağahan Mimarlık Ödülü Cengiz Bektaş'ın
Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı, Mimar Cengiz Bektaş, Akdeniz Üniversitesi Sosyal-Kültürel Merkezi projesiyle üç yılda bir verilen Uluslararası Ağahan Mimarlık Ödülü'nün bu yılki sahibi oldu.
Ağahan Mimarlık Ödülü Cengiz Bektaş'ınKoray KaraermişTürkiye Yazarlar Sendikası (TYS) Genel Başkanı, mimar Cengiz Bektaş, sekinci kez düzenlenen Uluslararası Ağahan Mimarlık ödülüne Türkiye'den hak kazanan mimar oldu. Daha önce pek çok yapısı Ağahan Ödülüne aday gösterilen Cengiz Bektaş ilk kez alacağı bu ödülü daha önce hep eleştirmiş."İki nedenden; birincisi yoksul ülkelerde ve halkın olanakları dışında yapılan yapıları, özellikle de yabancı mimarların yaptığı yapıların ödüllendirilmesini pek anlamadığımı söylemeye çalıştım. İkincisi; öne doğru açık olmayan projeleri ödüllendirmek bana ters geliyordu" diye açıklıyor bunun nedenini. Örneğin 100 yıl önce yapılmış bir evi aynen kopya eden bir mimara ödül verilmesi ona hep ters gelmiş ve çok sevdiği arkadaşlarını kırmak pahasına bu mantığı eleştirmekten geri durmamış. Kendisinin yaptığı çağdaş bir yapıya bu ödülün verilmesi onu daha bir mutlu etmiş; " Tabii ki hoşuma gidiyor. Şunca yıldan sonra birazcık haklılığı mı da gösteriyor".
Üniversiteye kimlikÖdül alan yapı Antalya'daki Akdeniz Üniversitesi'nde bulunuyor. Yapının öyküsü üniversite yetkililerinin Cengiz Bektaş'ı Antalya'ya davet etmeleriyle başlıyor. Yetkililerin "Bizim kimlik sorunumuz var, onu arıyoruz " demeleri üzerine harekete geçen Bektaş, üniversite içerisinde birazcık dolaşmış ve mimari sorunları bizzat yerinde görmüş; "Daha önce bir plana göre yapılmış ama bir takım insanlar onu birazcık bozmuşlar. Ve bu yapılar herhangi bir yerde olacak yapılar. Yani kimlikleri yok. Bulundukları bölgeyle herhangi bir ilişkileri yok. Kentten de kopuk. Ve öğrencilerin öğretim görevlileriyle birarada olabilcekleri mekanlardan bilhassa yoksun".Cengiz Bektaş çok açık bir dille ve hiç çekinmeden gördüğü aksaklıkları anlatmış. Yetkililerin "Peki bize ne önerirsin?" demeleri üzerine de kafasındaki fikri söyleyivermiş; Bir Sosyal - Kültürel Merkez. Proje yöredeki geleneksel malzemeler (kiremit, ahşap, bölgeden çıkartılan traverten taşı vb. gibi) kullanılarak gerçekleştirilmiş. Asıl önemlisi Akdeniz mimarisi tarzındaki yapının bugüne kadar denenmemiş bir stile sahip olması; iki sıra halindeki dükkanlar ile sinema, müze ve tiyatro gibi kültürel merkezlerin birbirine bağlandığı su akışı gibi bir yapı. "Zamanı simgeleyen su, kullanıcıları çağdaşlığa doğru devindiriyor" diyen Bektaş'ın yapıtı üç yıldır kullanımda ve üniversitenin çehresini değiştirmiş durumda.Bu ödül Cengiz Bektaş'ın eserlerini yaratırken kullandığı ilkelerin de onaylanması aynı zamanda: "Ben yapılarımı yaparken, halk yapı sanatını inceleyip, oradan çıkardığım ilkelere göre yapıyorum. Nedir bu ilkeler; tutumsallık, yörenin malzemesini ve tekniğini kullanmak, el parasıyla hovardalık yapmamak, ama ne olursa olsun çağdaş olmak. Yani halkın olanaklarının içinde kalan ve halkın yararına, insancıllaştırılmış mekanlar yaratmak. Bir takım insanlar dışarıdan kopyalar yaparken ve bizim kişiliğimize, kimliğimize, coğrafyamıza uygun olmayan yapılar yaparken, bunlara özen gösteren bir projede öyle bir ödülü almak anlamlı tabii".
Üniversiteye kimlikÖdül alan yapı Antalya'daki Akdeniz Üniversitesi'nde bulunuyor. Yapının öyküsü üniversite yetkililerinin Cengiz Bektaş'ı Antalya'ya davet etmeleriyle başlıyor. Yetkililerin "Bizim kimlik sorunumuz var, onu arıyoruz " demeleri üzerine harekete geçen Bektaş, üniversite içerisinde birazcık dolaşmış ve mimari sorunları bizzat yerinde görmüş; "Daha önce bir plana göre yapılmış ama bir takım insanlar onu birazcık bozmuşlar. Ve bu yapılar herhangi bir yerde olacak yapılar. Yani kimlikleri yok. Bulundukları bölgeyle herhangi bir ilişkileri yok. Kentten de kopuk. Ve öğrencilerin öğretim görevlileriyle birarada olabilcekleri mekanlardan bilhassa yoksun".Cengiz Bektaş çok açık bir dille ve hiç çekinmeden gördüğü aksaklıkları anlatmış. Yetkililerin "Peki bize ne önerirsin?" demeleri üzerine de kafasındaki fikri söyleyivermiş; Bir Sosyal - Kültürel Merkez. Proje yöredeki geleneksel malzemeler (kiremit, ahşap, bölgeden çıkartılan traverten taşı vb. gibi) kullanılarak gerçekleştirilmiş. Asıl önemlisi Akdeniz mimarisi tarzındaki yapının bugüne kadar denenmemiş bir stile sahip olması; iki sıra halindeki dükkanlar ile sinema, müze ve tiyatro gibi kültürel merkezlerin birbirine bağlandığı su akışı gibi bir yapı. "Zamanı simgeleyen su, kullanıcıları çağdaşlığa doğru devindiriyor" diyen Bektaş'ın yapıtı üç yıldır kullanımda ve üniversitenin çehresini değiştirmiş durumda.Bu ödül Cengiz Bektaş'ın eserlerini yaratırken kullandığı ilkelerin de onaylanması aynı zamanda: "Ben yapılarımı yaparken, halk yapı sanatını inceleyip, oradan çıkardığım ilkelere göre yapıyorum. Nedir bu ilkeler; tutumsallık, yörenin malzemesini ve tekniğini kullanmak, el parasıyla hovardalık yapmamak, ama ne olursa olsun çağdaş olmak. Yani halkın olanaklarının içinde kalan ve halkın yararına, insancıllaştırılmış mekanlar yaratmak. Bir takım insanlar dışarıdan kopyalar yaparken ve bizim kişiliğimize, kimliğimize, coğrafyamıza uygun olmayan yapılar yaparken, bunlara özen gösteren bir projede öyle bir ödülü almak anlamlı tabii".