11 Mart 2002 22:00

Çelik savaşı niye başladı?

Çelik savaşının nedenleri arasında ABD'nin kendi çelik endüstrisinde yeterince yoğunlaşmanın olmaması ve küçük üreticiliğin hâlâ egemen olmasının payı büyük.

Paylaş
ABD'nin çelik ithalatına karşı getirdiği kısıtlama ve kendi iç piyasasını desteklemeye dönük önlemler alması, diğer çelik üretici ülkeler tarafından yeni bir krizin başlangıcı olarak değerlendiriliyor. Özellikle Avrupa Birliği, Rusya ve Uzakdoğu ülkeleri bu kararden en fazla etkilenen ülkelerin başında geliyor. Diğer ülkeler ABD'ye karşı kendilerinin de korumacılığa başvuracağını ilen ediyorlar. Çelik savaşlarının ardında ise gerçekte daha uzun vadeli bir krizin dinamikleri yatıyor. Bunda ABD'nin kendi çelik endüstrisinde yeterince yoğunlaşmanın olmaması ve küçük üreticiliğin hala egemen olmasının payı büyük. Nitekim dünyanın en büyük 10 çelik üreticisi şirketinin içinde tek bir tane ABD'li şirket bulunmuyor. 1998 yılının ikinci yarısından beri, Güney Doğu Asya'da yaşanan mali kriz ve Rusya'nın yaşadığı krizin yol açtığı ucuz ithalat patlaması sonucunda ABD'nin çelik piyasası büyük bir sıkıntı içine düştü. Kongre üyeleri ABD makamları üzerindeki baskılarını artırarat çelik sektörü için ek bir koruma talep ettiler. Bu talep sadece ABD piyasasının ucuz ithal çelik ile dolmuş olmasından kaynaklanmadı elbette. Kriz iflas eden firmaların sayısını giderek artırdı. Ve sonunda ABD yönetimi 5 Haziran 2001 tarihinde, 1974 tarihli ve 201 sayılı ticaret kanunu gereğince korumacı önlemlere başvurarak yurtdışından yapılan çelik ithalatı üzerine kısıtlamalar uygulamaya karar verdi. Ve yeni çelik savaşının da fitilini ateşledi. Karardan en fazla Avrupa Birliği ülkelerindeki çelik şirketleri etkilendi. Ama faturanın asıl büyük kısmının daha geri ülkelere çıkacağı kesin. Çünkü AB, en büyük alıcı konumundaki ABD'ye satış yapamayacağı için dışarıdan çelik alımlarını da azaltmak zorunda kalacak.

Küçük firmalar hakim ABD çelik piyasaları uzun zamandan beri, küçük ölçekli fabrikaların geleneksel entegre olmuş fabrika yapılarına giderek egemen olduğu bir çatışmayı yaşıyor. Yeni teknolojilerin devreye girmesini takiben küçük ölçekli fabrikalar, uzun mamul pazarının büyük bölümündeki entegre olmuş fabrikaları ele geçirdiler ve kısa süre önce de düz ürün piyasasında lider konuma yükseldiler. Bugün gelinen noktada, entegre olmuş fabrikalar yalnızca parlak-uzun mamul piyasasının bir bölümünde faaliyet gösteriyor ve Amerikan yapımı sıcak çekilmiş tel pazarının da yalnızca üçte birinde varlık gösterebiliyorlar. Krizin bir yönünü de ABD'nin iç piyasasındaki bu gelişmeler oluşturuyor. Dolayısıyla ABD'nin iç pazarında tekelleşme beklenenin çok altında ve dünya çapında en büyük çelik üreticisi firmalar arasında ABD'li şirketler bulunmuyor. Talepte yaşanan patlamaya rağmen, en fazla entegre olmuş çelik işletmeleri hızla değişen dünya çelik piyasasına adapte olamıyorlar. Küçük ölçekli fabrikalar yeni teknolojilerin kendilerine sağladığı maliyet avantajını rekabet içinde oldukları entegre olmuş işletmelere karşı sonuna kadar kullanır ve bu sayede ithal edilen ürünlerle rekabet edebilme fırsatını yakalarken; ABD'nin en geleneksel entegre olmuş çelik endüstrisi yaşanan tüm yeniliklerin gerisinde bırakıldı.

ABD'de sektör zayıf ABD'deki uzun dönemli ekonomik yükseliş, çelik talebindeki patlama ve gerek ortalama gerekse en yüksek düzey olarak çelik fiyatlarının ulaştığı maksimum seviyelere rağmen, ABD'li entegre olmuş çelik şirketleri karlarını yeterince yükseltememiş ve teknolojisini iyileştirmek suretiyle maliyetlerini gerektiği gibi düşürmeyi ve dünya ekonomisinde rekabetle başa çıkacak duruma gelmeyi başaramadı. Ayrıca, gelecekte rekabetin en temel unsuru konumuna ulaşacak olan araştırma ve geliştirme alanına da Avrupa ve Japonya'daki rakipleri kadar kaynak ayırmadılar. Tüm bunların yanı sıra ABD'deki finans uzmanları ve çelik alıcıları, ABD çelik üreticilerinin dünya sıralaması için gerekli kritik ölçütlere ulaşmamış olmasından son derece kaygı duyuyorlar. ABD çelik endüstrisinde yoğunlaşmanın eksik olduğunu en iyi şu veriler anlatıyor:

Pazara Avrupa hakim AB'de 160 milyon ton çeliğin üçte ikisini 6 şirket üretiyor, ABD'de 100 milyon ton çeliğin üçte ikisini ise 12 şirket üretiyor. Başka bir deyişle dünyanın en büyük 10 çelik üreticisi içersinde ABD'li hiçbir şirket bulunmuyor. Oysa, Avrupa Birliğinde, önerisi yapılan Usinor-Arbed-Acelaria birleşmesi öncesinde bile dünyadaki en büyük 10 üretici arasına girmeyi başaran 5 şirket vardı. ABD'de halihazırdaki düşük fiyat düzeylerinin nedenlerinden birisi de çelik üreticileri arasındaki şiddetli fiyat çatışmaları. Ekonomik olmayan ABD'li üreticiler, iç piyasada dampingli fiyat uygulaması yaparak faaliyetlerini devam ettirme çabası içinde olduklarından fiyatlar dibe vurmuş durumda. İthal ürünlerin, ABD'deki bu dampingli fiyatlarla baş edebilmesi mümkün olmuyor ve bu yüzden ABD çelik ithalatı aylardan beri hızla geriliyor. Şu anda Asya krizi öncesindeki ortalama ithalat düzeylerinin bile altına inmiş durumda. Devletler ve yerel idarelerce sağlanan sektörel yardım paketleri küçük ölçekli işletmelerin hızla genişlemesine yol açtı. ABD yönetimi, sanayiideki rekabetten kaynaklanan sıkıntıları, genellikle Dünya Bankası gibi uluslararası finans kuruluşlarının yeni işletmelerin finansmanı amacıyla dağıttığı kredilere karşı çıkarak ve ithalatı kısıtlayarak aşma eğilimi gösteriyor. Ve Avrupa'da olduğu gibi kapasiteyi sınırlamak veya diğer işletmelerle birleşmek yerine, ABD'li çelik firmaları 90'lı yıllardan beri kapasite artırıyor ve özellikle küçük ölçekli işletmeler gerek federal eyalet yönetimlerinden gerekse ABD merkez yönetiminden muazzam desteklerle ayakta tutulmaya çalışılıyor.

ÖNCEKİ HABER

Şahı Kot Vadisi'ne karadan saldırı

SONRAKİ HABER

Taşerona var işçiye yok

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa