11 Mart 2002 22:00
Nâzım Hikmet TC vatandaşı
Ünlü şair Nâzım Hikmet'in vatandaşlıktan çıkarılma kararının verilirken Bakanlar Kurulu'nun, yanlış bir isim üzerinden bu kararı verdiği ortaya çıktı.
Nâzım Hikmet 100 yaşında ve halen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Menderes Hükümeti tarafından 25.07.1951 tarih ve 13401 sayılı kararla vatandaşlıktan çıkartılan Nâzım Hikmet'in Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğu ve yeni çıkan kanuna göre de 20753206252 ile belirlenmiş bir kimlik numarası verildiği belgelerle ispatlandı. Nâzım Hikmet'in "Mehmet Nâzım Ran" olarak nüfus kayıtlarına işlendiği Nâzım Hikmet Ran isminde bir şahsın kayıtlı olmadığı ortaya çıktı. Böylelikle Bakanlar Kurulu'nun 1951 yılında "Nâzım Hikmet Ran" ismiyle aldığı kararın geçersiz olduğu gözler önüne serildi. Yazar Alişan Ata'nın kitap haline gelecek çalışmasında yer alan belgelerle Nâzım Hikmet'in Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğu ispatlandı. Nâzım Hikmet'in Türkiye Cumhuriyeti Nüfus Sicil Kayıtları'nda Hikmet Bey ve Ayşe Celile Hanım'dan 02 Şubat 1317 yılında Selanik'te dünyaya geldiği ve nüfus kayıtlarına Mehmet Nâzım Ran olarak kaydedildiği belirtildi. Böylece Menderes Hükümeti'nin Nâzım Hikmet Ran için aldığı vatandaşlıktan çıkartılma kararının hukuksuz ve geçersiz olduğu ortaya çıktı. Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlık Kanunu'na göre Türk anne ve babadan dünyaya gelen çocuk direkt olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kabul ediliyor. Nâzım'ın vatandaşlıktan çıkarıldığı dönemde vatandaşlık hakkını düzenleyen ve yürürlükte olan kanunlara göre, "Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle Türk ıtlak olunur. Türk babanın sülbünden doğan Türk'tür, her şahıs medeni haklardan istifade eder. Binaenaleyh kanun dairesinde haklara ve borçlara ehil olmakla herkes müsavidir" deniliyor. Buna göre Türk Hikmet Bey ve Türk Ayşe Celile Hanım'dan dünyaya gelen ve Mehmet Nâzım ismiyle kütüğe kaydedilen Nâzım vatandaşlığını doğduğu anda kazandı. Şahsiyet Himayesi'ni düzenleyen "Kimse medeni haklardan ve onları kullanmaktan kısmen olsun feragat edemez" maddesi ile şahsiyet haklarının herkese karşı ileri sürülebilen, nitelikleri itibariyle başkalarına devredilemez haklar olarak belirlenmiş. Aynı şekilde İsmin Himayesini'ni düzenleyen "İsmi ihtilafa mahal veren kimse hakimden hakkının tanınmasını talep edebilir. İsmi gasbolunmasıyla mutazarrır olan kimse, bunun men'ini ve taksir vukuu takdirinde maddi tazminat talebi hakkına helal gelmemek üzere maruz kaldığı haksızlığın mahiyeti icap ediyorsa manevî tazminat namiyle bir meblağ itasını da talep edebilir" ve ismin değişmesine ilişkin "Muhik sebeplere binaen bir kimse, isminin değiştirilmesini isteyebilir. İsmin değişmesi nüfus siciline kayıt ve ilan olunur. Şahsın ismi değişmekle ahvali değişmez" maddelerinde şahsın ve şahsın isminin himayesi kanun tarafından tarif edilmekte. Resmi Nüfus Sicil Kayıtları ise devlet tarafından tutulan ve aksi ispatlanıncaya kadar doğru kabul edilen kayıtlar olarak belirleniyor. 04 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe giren Türk Kanunu Medenisi'nde "Her doğum bir ay içerisinde nüfus memuruna bildirilir. Ahvali Şahsiye (kişisel durum) buna mahsus sicil kayıtları ile taayyun eder. Doğum ve ölüm nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur" deniliyor. Bu kanun hükümleri esas ve kesin olarak vatandaşlık hakkının Nüfus Sicil Kayıtları ile ispat edildiğini net olarak hükme bağlıyor.
Resmi nüfus kayıtları geçerli Nüfus Sicil Kayıtları'na göre ise Nâzım'ın vatandaş olduğu kanıtlanıyor. Buna göre Nâzım Hikmet "Mehmet Nâzım Ran" ismiyle nüfusa kaydedilmiş, kayıtlara göre hâlâ böyle bir şahıs kütükte vatandaş olarak kayıtlı ve yaşıyor. Bakanlar Kurulu'nun kararı ile Türk vatandaşlığından çıkartılan Nâzım Hikmet Ran'ın ise vatandaşlığını düzenleyen resmi belgelerde kaydı bulunmuyor. Yani Nâzım Hikmet Ran adlı bir şahıs resmi belgelere göre mevcut değil. Dolayısıyla Bakanlar Kurulu'nun almış olduğu karar Mehmet Nâzım Ran'ı hukuki olarak ilgilendirmiyor. Kararın alındığı tarihte yürürlükte olunan 1330 tarihli Nüfus Sicil Kanunu'nun 1, 3 ve 11. maddelerine göre nüfus kütüğüne kaydedilen şahıs Nâzım Hikmet Ran değil Mehmet Nâzım Ran adlı şahıs. Ve Nâzım'ın, "Mehmet Nâzım Ran ve halen yaşayan bir Türk vatandaşı olarak, İstanbul İli, Kadıköy İlçesi Feneryolu Mahallesi, Cilt No: 009/08, Sayfa No; 78, Kütük Sıra No: 657" biçiminde kayıtlı olduğu belgelerle ortaya çıktı. Yasalara göre de bu belgeler aksi ispat edilmediği sürece geçerli sayılıyor. Nâzım'ın, Mehmet Nâzım Ran olarak nüfusa kayıtlı olduğu halde Nâzım Hikmet takma adını kullanması Bakanlar Kurulu'na böyle bir karar alma yetkisini hukuki olarak vermiyor. Çünkü kanunlarda "hakimin hükmü olmadıkça ahvali şahsiye sicilinin hiçbir kaydı tashih edilemez" deniliyor. Tüm bu gerçekler ışığında Türk vatandaşı ve doğuştan Türk olan babanın sülbünden gelen Mehmet Nâzım Ran hukuki olarak doğduğu andan itibaren Türk vatandaşı olarak kayıtlı bulunuyor. Nüfus Sicil Kaydı bunu ispatlayan bir belge olarak gerçeği gösterirken, Mehmet Nâzım Ran'ın da Türk vatandaşlığından çıkarılmadığı gözler önüne seriliyor. Mehmet Nâzım Ran olarak kütükte geçen ve Nâzım Hikmet takma adını kullanan Nâzım kütükte yer alan adını değiştirmek için hiçbir girişimde bulunmamış ve ismi halen daha sabit bulunmakta. Buna göre de Bakanlar Kurulu'nun aldığı hukuksuz karar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bulunan Mehmet Nâzım Ran'ı hukuken bağlamıyor. Hakimler hukuki olarak takma adların ya da kod adlarının hiçbir hukuki işleme esas oluşturulamayacağını dile getiriyorlar. Nâzım, Mehmet Nâzım Ran olan adının Nâzım Hikmet olarak değiştirilmesi için başvurmamış ve kayıtlarda da ismi Mehmet Nâzım Ran olarak belirleniyor.
Karar kütüğe geçmemiş Eğer Bakanlar Kurulu Nâzım'ı vatandaşlıktan çıkarma kararını nüfus kütüğüne tescil etme sırasında gerçekler görülecekti. Nâzım vatandaşlıktan çıkarılma kararı alındıktan sonra yasal mevzuata uygun davranılıp nüfus sicil kayıtlarına vatandaşlıktan çıkarıldığı işlenseydi Nâzım Hikmet Ran isminde bir şahıs olmadığı da ortaya çıkacaktı. Yasalarda devlet organlarınca alınan yönetimsel bir karar bünyesindeki hukuki ve teknik özellikleri barındırmıyorsa uygulanamayacağı belirtiliyor. Alınan kararda unvanda, yer adında, ilgili kişinin kimlik bilgisinde veya karara esas olan yasa hükmünde yanlışlıklar varsa karar uygulanamayacağı kaydediliyor. Buna göre 25.07.1951 tarih 13401 sayılı Bakanlar Kurulu kararının uygulama alanı kalmıyor. Bakanlar Kurulu hukuken olmayan bir vatandaşı güya hukuki olarak vatandaşlıktan çıkarıyor. Konu ile ilgili görüştüğümüz Nâzım Hikmet'in vatandaşlığa alınması için ilk davayı açan avukat Atilla Coşkun "Nâzım Hikmet Ran komünist şair, yurttaşlıktan çıkarıldı. Bunda hiçbir tereddüt yok. Yurttaşlık adına başvurduk, davayı kaybettik. Alınması için mücadeleyi sürdürüyoruz. Nâzım Hikmet'in adı Ahmet değil Mehmet geçti diye şekillerle uğraşmasınlar, mücadele yanlıştır der gibi. Böyle biçimsel şeylerle uğraşmayın" dedi.
Resmi nüfus kayıtları geçerli Nüfus Sicil Kayıtları'na göre ise Nâzım'ın vatandaş olduğu kanıtlanıyor. Buna göre Nâzım Hikmet "Mehmet Nâzım Ran" ismiyle nüfusa kaydedilmiş, kayıtlara göre hâlâ böyle bir şahıs kütükte vatandaş olarak kayıtlı ve yaşıyor. Bakanlar Kurulu'nun kararı ile Türk vatandaşlığından çıkartılan Nâzım Hikmet Ran'ın ise vatandaşlığını düzenleyen resmi belgelerde kaydı bulunmuyor. Yani Nâzım Hikmet Ran adlı bir şahıs resmi belgelere göre mevcut değil. Dolayısıyla Bakanlar Kurulu'nun almış olduğu karar Mehmet Nâzım Ran'ı hukuki olarak ilgilendirmiyor. Kararın alındığı tarihte yürürlükte olunan 1330 tarihli Nüfus Sicil Kanunu'nun 1, 3 ve 11. maddelerine göre nüfus kütüğüne kaydedilen şahıs Nâzım Hikmet Ran değil Mehmet Nâzım Ran adlı şahıs. Ve Nâzım'ın, "Mehmet Nâzım Ran ve halen yaşayan bir Türk vatandaşı olarak, İstanbul İli, Kadıköy İlçesi Feneryolu Mahallesi, Cilt No: 009/08, Sayfa No; 78, Kütük Sıra No: 657" biçiminde kayıtlı olduğu belgelerle ortaya çıktı. Yasalara göre de bu belgeler aksi ispat edilmediği sürece geçerli sayılıyor. Nâzım'ın, Mehmet Nâzım Ran olarak nüfusa kayıtlı olduğu halde Nâzım Hikmet takma adını kullanması Bakanlar Kurulu'na böyle bir karar alma yetkisini hukuki olarak vermiyor. Çünkü kanunlarda "hakimin hükmü olmadıkça ahvali şahsiye sicilinin hiçbir kaydı tashih edilemez" deniliyor. Tüm bu gerçekler ışığında Türk vatandaşı ve doğuştan Türk olan babanın sülbünden gelen Mehmet Nâzım Ran hukuki olarak doğduğu andan itibaren Türk vatandaşı olarak kayıtlı bulunuyor. Nüfus Sicil Kaydı bunu ispatlayan bir belge olarak gerçeği gösterirken, Mehmet Nâzım Ran'ın da Türk vatandaşlığından çıkarılmadığı gözler önüne seriliyor. Mehmet Nâzım Ran olarak kütükte geçen ve Nâzım Hikmet takma adını kullanan Nâzım kütükte yer alan adını değiştirmek için hiçbir girişimde bulunmamış ve ismi halen daha sabit bulunmakta. Buna göre de Bakanlar Kurulu'nun aldığı hukuksuz karar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bulunan Mehmet Nâzım Ran'ı hukuken bağlamıyor. Hakimler hukuki olarak takma adların ya da kod adlarının hiçbir hukuki işleme esas oluşturulamayacağını dile getiriyorlar. Nâzım, Mehmet Nâzım Ran olan adının Nâzım Hikmet olarak değiştirilmesi için başvurmamış ve kayıtlarda da ismi Mehmet Nâzım Ran olarak belirleniyor.
Karar kütüğe geçmemiş Eğer Bakanlar Kurulu Nâzım'ı vatandaşlıktan çıkarma kararını nüfus kütüğüne tescil etme sırasında gerçekler görülecekti. Nâzım vatandaşlıktan çıkarılma kararı alındıktan sonra yasal mevzuata uygun davranılıp nüfus sicil kayıtlarına vatandaşlıktan çıkarıldığı işlenseydi Nâzım Hikmet Ran isminde bir şahıs olmadığı da ortaya çıkacaktı. Yasalarda devlet organlarınca alınan yönetimsel bir karar bünyesindeki hukuki ve teknik özellikleri barındırmıyorsa uygulanamayacağı belirtiliyor. Alınan kararda unvanda, yer adında, ilgili kişinin kimlik bilgisinde veya karara esas olan yasa hükmünde yanlışlıklar varsa karar uygulanamayacağı kaydediliyor. Buna göre 25.07.1951 tarih 13401 sayılı Bakanlar Kurulu kararının uygulama alanı kalmıyor. Bakanlar Kurulu hukuken olmayan bir vatandaşı güya hukuki olarak vatandaşlıktan çıkarıyor. Konu ile ilgili görüştüğümüz Nâzım Hikmet'in vatandaşlığa alınması için ilk davayı açan avukat Atilla Coşkun "Nâzım Hikmet Ran komünist şair, yurttaşlıktan çıkarıldı. Bunda hiçbir tereddüt yok. Yurttaşlık adına başvurduk, davayı kaybettik. Alınması için mücadeleyi sürdürüyoruz. Nâzım Hikmet'in adı Ahmet değil Mehmet geçti diye şekillerle uğraşmasınlar, mücadele yanlıştır der gibi. Böyle biçimsel şeylerle uğraşmayın" dedi.