11 Mart 2002 22:00

HADEP yöneticilerine saldırı
   protesto edildi

Anadilde eğitim talebinde bulunan öğrencilere destek verdiği için tutuklanarak cezaevine konan HADEP Adana İl Başkanı Osman Fatih Şanlı ile 30 il ve ilçe yöneticisinin dövülmesi protesto edildi.

Paylaş
Anadilde eğitim talebinde bulunan öğrencilere destek verdiği için tutuklanarak cezaevine konan HADEP Adana İl Başkanı Osman Fatih Şanlı ile 30 il ve ilçe yöneticisinin dövülmesi protesto edildi. Konuyla ilgili olarak HADEP il örgütünün düzenlediği basın açıklamasına 300 kişi katıldı. HADEP Genel Sekreter Yardımcısı Tuncer Bakırhan, anadilde eğitim kampanyasını organize ettiği gerekçesiyle HADEP yöneticileri tutuklanırken diğer taraftan anadilde eğitim için dilekçe veren onlarca öğrenci ve ailesinin de gözaltına alındığını hatırlattı. Öğrenci ve velilere dilekçeleri çekme yönünde baskı ve tehditlerin devam ettiğine dikkat çeken Bakırhan, şöyle devam etti: "Kürkçüler Cezaevi'nde geçmişte yaşanan baskı ve şiddet uygulamaları 6 Mart Çarşamba günü parti yöneticilerimize uygulanarak doruğa çıkmıştır. Başta İl Başkanımız Fatih Osman Şanlı olmak üzere 5 yöneticimiz koğuşlarından zoraki çıkarılarak onlarca gardiyan tarafından dövülmüş ve insanlık dışı hakaretlere maruz kalmışlardır. Arkadaşlarımız 4 gün cezaevi idaresince çeşitli gerekçelerle avukatlarıyla görüştürülmemişlerdir. Arkadaşlarımızın yüz ve vücutlarında darp izleri görülmüş. Hastane ve revire sevk edilmedikleri gibi diğer tutukluların önünde teşhir edilmiş. İlgili makamlara olayla ilişkin yazılan hiçbir dilekçeleri şimdiye dek işleme konulmamıştır." İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanlığı nezdinde suç duyurusunda bulunacaklarını kaydeden Bakırhan, "Demokratik bir Türkiye yaratma mücadelemizde bizi asla yıldıramayacaklar" dedi. Açıklama sırasında sık sık, "HADEP'e uzanan eller kırılsın", "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek", "Baskılar bizi yıldıramaz" sloganları atıldı.

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Gazi Katliamı'nda 7. yılHacer Yücel 17 kişinin ölümü ile sonuçlanan Gazi katliamının üzerinden 7 yıl geçti. Katliamın mağdurları bugün bu suçu işleyenleri, göz yumanları ve suçluları koruyanları lanetleyecek ve hayatını yitirenleri anacak. Devlet ise tarihin sayfalarına düşen bu kara lekenin ağırlığı altında her anmada olduğu gibi kolluk kuvvetlerini Gazi Cemevi önüne yığacak.

Katliam nasıl gerçekleşti? Gazi Mahallesi'nde 17 kişinin hayatını yitirmesiyle sonuçlanan katliam, 12 Mart 1995 yılı akşamı saat 20.30 sularında Cemevi, Yavuz, Doğu, Dostlar ve Öntaş kahvehaneleri ile Sarıoğlu Pastanesi'nin taranması ve Halil Kaya'nın ölmesi ile başladı. Haberi alanlar olayın nasıl gerçekleştiğini öğrenmek için Gazi Karakolu'na doğru yürüyüşe geçtiler. Ancak polislerin kitleyi dağıtmak için havaya ateş açması, tazyikli su sıkması ve cemevi önünde bekleyen kitlenin içinde bulunan Mehmet Gündüz'ü vurarak öldürmesi öfkenin artmasına neden oldu. Halkı sakinleştirmek yerine provokatif davranışlarını sürdürmeye devam eden polisin bu tavrı ertesi gün de devam etti. Polis, büyük bir operasyona girişerek pekçok ev ve dükkânı bastı. Aynı saatlerde polisin kurduğu barikatlar askeri birliklerle daha da güçlendirildi. Cemevi önünde Halil Kaya ve Mehmet Gündüz'ün cenazesini almak için bekleyen 6 bin kişi cenazelerin verilmemesi üzerine saat 11.00'de karakola doğru yürüyüşe geçti. Ancak, polis barikatı ile engellenen kitlenin üzerine ateş açılması ile sabah saatlerinde 3, öğleden sonra ise 12 kişi öldü. 13 Mart günü güneş battığında; katliamın bilançosu da ortaya çıkmıştı: 17 ölü, yüzlerce yaralı...

Gazi'den sonra Ümraniye Gazi Mahallesi'nde provokasyon sonucu katliama dönüşen olayı protesto etmek için pek çok eylem yapıldı. Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi'nde 15 Mart günü yapılan protesto eylemlerine de polisin müdahalesi silahlı oldu. Kalabalığa ateş açılması sonucu 5 kişi öldü, 20'den fazla kişi yaralandı. Böylece Gazi Mahallesi'ne düzenlenen saldırı ile başlayan katliamın bu ikinci halkası sona erdiğinde ölü sayısı 22'ye yükselmişti.

Gazi'de Susurluk parmağı Katliamın fitilini ateşleyen ilk saldırıyı gerçekleştirenlerin hiçbiri yargı önüne çıkarılmadı, hatta kimlikleri bile belirlenemedi! Ancak, Susurluk kazasıyla birlikte "gün ışığı"na çıkan kontrgerilla ilişkileri, Gazi Katliamı'nın failleri hakkında da çok şey anlattı. Çünkü İstihbarat Daire Başkanvekili Hanefi Avcı, ilk saldırıyı gerçekleştirenin "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım olduğunu belirterek, "Biz zaten kontrgerillanın parmağı olduğunu tahmin ediyorduk, ancak kanıt bulamıyorduk" dedi. Ve Susurluk sanığı Özel Harekat Timi mensubu polislerin halka hedef gözeterek ateş açtığı fotoğraflarla belgelendi. Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan otopsi raporlarında da insanlara nasıl ateş edildiği gözler önüne serildi.

ÖNCEKİ HABER

Madenler yağmaya açılıyor

SONRAKİ HABER

Mayın ilgisizliğe gömüldü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa