'İstanbul yaklaşımı'

"İstanbul yaklaşımı" daha önce "Londra yaklaşımı" olarak bilinen ve büyük şirketleri kurtarmak için yapılan operasyondan esinlenilerek gündeme getirildi. "İstanbul yaklaşımı"nın "Londra yaklaşımı"ndan farkı, sadece zordaki büyük şirketler değil, kurtarılabilecek küçük şirketlerin de operasyona dahil edilecek olması. Türkiye'de bu iki yaklaşımın bir arada yürütülmesi planlanıyor. Bu operasyon adım adım şöyle gerçekleştirilecek: nŞirketlerin kredi borçlarının ya tamamen kapatılması ya da şirket için çok uygun vadeye yayılması öngörülüyor. nBu uygulamaya geçtiğinde, büyük ve küçük şirketlerin kredi borçları devlet tarafından satın alınarak, risk üstlenilmiş olacak. nBüyük şirketlerin riskini devlet üstlenmesine karşın risk bankaların bilançosunda kalmaya devam edecek. Devlet, büyük şirketlerin kredisini ödeme seçeneğinin dışında, krediyi uygun vadelere yayma seçeneğini de şirketin durumuna göre devreye sokabilecek. Firma düze çıktığında borcu bankaya ödeyecek. nİcra İflas Kanunu, Vergi Kanunu ve Karşılıklar Kararnamesi değiştirilecek. nKüçük şirketlerin borçları içinse "Varlık Yönetimi Şirketi" kurulacak. Bu şirket krediyi satın almış olacak ve küçük şirketlerin kredi borcu kapanacak. nVarlık Yönetimi Şirketi'nde BDDK, reel kesim ve bankalar temsil edilecek. nKrediyi kapatmak için duyulan finansman ihtiyacı için şu anda üç yol düşünülüyor. Bunlar: - Bankadaki munzam karşılıkların bir kısmı şirkete aktarılacak. - Yurtdışından finansman bulunmaya çalışılacak. - İşsizlik fonundan şirkete para aktarılacak.