16 Nisan 2002 21:00
Ecevit bin pişman
13 gün önce "Filistin halkına dünyanın gözleri önünde soykırım uygulanıyor" diyen Ecevit, o gün bugündür özür diliyor. 5'inci özürünü de Yahudi lobilerine gönderdiği mektupla dileyen Ecevit'in "özür dileme dozu" her seferinde yükseliyor.
Başbakan Bülent Ecevit'in iki hafta önce DSP Meclis Grubu'ndaki konuşmasında "Filistin halkına dünyanın gözleri önünde soykırım uygulanıyor" demesiyle, İsrail'i destekleyen Yahudi lobilerinden özür dileme trafiği de başladı. İsrail'i Filistin'e karşı soykırım yapmakla suçlayan Başbakan Bülent Ecevit, ABD'deki Yahudi lobisi ve İsrail yönetiminden gelen tepkiler üzerine tam 5 kez özür diledi. Ecevit, son olarak ABD'deki İsrail yanlısı Yahudi lobilerine bir mektup iliterek, "pişmanlık duyduğunu" açıkladı.
Ankara'da panik Başbakan Bülent Ecevit, partisinin 13 gün önceki grup toplantısında İsrail'i Filistin'e karşı soykırım yapmakla suçlaması, ABD'deki Yahudi lobisi ve İsrail yönetiminin tepkisine neden oldu. Grup toplantısıyla birlikte Dışişleri Bakanlığı''nda panik başladı. Önce Ankara'daki büyükelçiler, ardından ABD'deki Yahudi lobisi 'o sözcüğün niye kullanıldığını' sordu. Yahudi lobisi hem medyaya, hem de Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği'ne Ecevit'in sözlerinin ne anlama geldiğini sordu. Ve gece yarısı Ecevit'in konuşmasının üzerinden henüz bir gün bile geçmeden Başbakanlık Basın Merkezi'nden Ecevit'in ilk özürü tüm basına ve ajanslara geçildi. Ecevit'in düzeltmesi şöyleydi: "Grup konuşmamda yer alan 'soykırım' sözcüğünün bazı çevrelerde benim maksadımı aşan yorumlara neden olduğu anlaşılmaktadır. Bu konuşmamda ben, Ortadoğu'daki olayların yol açabileceği vahim sonuçlara değindim. Sözlerim son gelişmelerden ülkemizde ve bölgemizde duyulan kaygıları yansıtmaktadır." Gecenin ileri vakitlerinde yapılan bu açıklama, Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği tarafından Yahudi lobilerine ulaştırıldı. Ve birkaç saatlik gelişmeler, Yahudi lobisinin, dolayısıyla İsrail'in Türkiye ve hükümet üzerindeki etkinliğinin ve hakimiyetinin ne kadar büyük olduğunu ortaya koydu. Ecevit ertesi gün de kendisine uzatılan mikrofonlara aynı içerikte açıklamalar yaparak özürünü yineledi ve özür dileme sayısını ikiye "yükseltti".
'İsraillileri çok severim' Ecevit daha sonra DSP'nin Parti Meclisi toplantısı vesilesi ile bir kez daha "özür dileme fırsatı" buldu. Bir önceki açıklamasında "yanlış anlaşıldığını" söyleyen Ecevit, cumartesi günü, PM toplantısı sonrası daha açık bir ifade kullanarak, "Ben aslında İsrail halkına çok değer veririm. İsrail'de yer almakta olan olaylardan üzüntülerimi onların da paylaştıklarından eminim. Üzücü bir ifade kullanmış olmak istemezdim. Museviler ile biz tarih boyunca çok yakın ilişkiler içinde bulunduk" dedi.
Bir hafta sonra Bir haftaki grup toplantısında da Ecevit yeniden özür dileme gereği duydu. Ecevit, "soykırım" sözcüğü nedeni ile geçen haftaki konuşmasının özünün göz ardı edildiğinden yakınarak, "Bu konuşmayı bir ölçüde yineleme gereği duyuyorum" dedi. Bazı Musevi kuruluşlarında alınganlığa neden olan "soykırım" sözünün hedefinin Museviler ve İsrail olmadığını ifade eden Ecevit, "Biz yüzyıllardır Musevilerin en içten dostuyuz" dedi. Ecevit, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Uğradıkları felaketler karşısında daima yanlarında olduk. Biz yüzyıllardan beri Filistin halkının da candan dostuyuz. Ve bu iki halk arasında, yıllardır dışardan gelen engellere ve tahriklere karşın, barış ve huzur sağlamaya uğraşıyoruz."
Bu kez mektupla Ecevit, son olarak da ABD'deki İsrail yanlısı Yahudi lobilerine bir mektup ileterek 'özürünü' pişmanlıkla 'taçlandırdı'. Ecevit'in mektubu, Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği Basın Müşavirliği'nce de "ABD'deki belli tepkilere karşı Başbakan Bülent Ecevit'in yanıtı" başlığıyla açıklandı. Ecevit, Yahudi lobilerine gönderdiği İngilizce mektupta "soykırım" sözcüğünü kullanmış olmaktan pişmanlık duyduğunu ifade etti. Mektubunda, daha sonraki açıklamalarında "soykırım" sözcüğünü tekrarlamadığını vurgulayarak, bu durumu pişmanlık duyduğunun somut delili olarak sunan Ecevit, Ortadoğu'daki gelişmeleri kaygıyla izlediklerini söyledi. Ecevit, "Anlaşılıyor ki, bu konudaki açıklamalarımdan sadece birinde kullandığım bir sözcük Musevi Amerikalı ve İsrailli dostlarımızda ciddi rahatsızlık yaratmış" dedi. Her cümlesinde "Musevi dostlarımız" demeye özen gösteren Ecevit, sözlerini, "İkinci Dünya Savaşı sırasında büyük kayıplar veren Musevi dostlarımızın duygularını ve tepkisini gayet iyi anlayabiliyorum" diye sürdürdü. Ecevit, mektubunu "Hiçbir şekilde Musevi halkını rencide etmek amacında değilim. Sözlerimin neden olduğu yanlış anlamadan pişmanlık duyuyorum" diyerek bitirdi.
Ankara'da panik Başbakan Bülent Ecevit, partisinin 13 gün önceki grup toplantısında İsrail'i Filistin'e karşı soykırım yapmakla suçlaması, ABD'deki Yahudi lobisi ve İsrail yönetiminin tepkisine neden oldu. Grup toplantısıyla birlikte Dışişleri Bakanlığı''nda panik başladı. Önce Ankara'daki büyükelçiler, ardından ABD'deki Yahudi lobisi 'o sözcüğün niye kullanıldığını' sordu. Yahudi lobisi hem medyaya, hem de Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği'ne Ecevit'in sözlerinin ne anlama geldiğini sordu. Ve gece yarısı Ecevit'in konuşmasının üzerinden henüz bir gün bile geçmeden Başbakanlık Basın Merkezi'nden Ecevit'in ilk özürü tüm basına ve ajanslara geçildi. Ecevit'in düzeltmesi şöyleydi: "Grup konuşmamda yer alan 'soykırım' sözcüğünün bazı çevrelerde benim maksadımı aşan yorumlara neden olduğu anlaşılmaktadır. Bu konuşmamda ben, Ortadoğu'daki olayların yol açabileceği vahim sonuçlara değindim. Sözlerim son gelişmelerden ülkemizde ve bölgemizde duyulan kaygıları yansıtmaktadır." Gecenin ileri vakitlerinde yapılan bu açıklama, Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği tarafından Yahudi lobilerine ulaştırıldı. Ve birkaç saatlik gelişmeler, Yahudi lobisinin, dolayısıyla İsrail'in Türkiye ve hükümet üzerindeki etkinliğinin ve hakimiyetinin ne kadar büyük olduğunu ortaya koydu. Ecevit ertesi gün de kendisine uzatılan mikrofonlara aynı içerikte açıklamalar yaparak özürünü yineledi ve özür dileme sayısını ikiye "yükseltti".
'İsraillileri çok severim' Ecevit daha sonra DSP'nin Parti Meclisi toplantısı vesilesi ile bir kez daha "özür dileme fırsatı" buldu. Bir önceki açıklamasında "yanlış anlaşıldığını" söyleyen Ecevit, cumartesi günü, PM toplantısı sonrası daha açık bir ifade kullanarak, "Ben aslında İsrail halkına çok değer veririm. İsrail'de yer almakta olan olaylardan üzüntülerimi onların da paylaştıklarından eminim. Üzücü bir ifade kullanmış olmak istemezdim. Museviler ile biz tarih boyunca çok yakın ilişkiler içinde bulunduk" dedi.
Bir hafta sonra Bir haftaki grup toplantısında da Ecevit yeniden özür dileme gereği duydu. Ecevit, "soykırım" sözcüğü nedeni ile geçen haftaki konuşmasının özünün göz ardı edildiğinden yakınarak, "Bu konuşmayı bir ölçüde yineleme gereği duyuyorum" dedi. Bazı Musevi kuruluşlarında alınganlığa neden olan "soykırım" sözünün hedefinin Museviler ve İsrail olmadığını ifade eden Ecevit, "Biz yüzyıllardır Musevilerin en içten dostuyuz" dedi. Ecevit, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Uğradıkları felaketler karşısında daima yanlarında olduk. Biz yüzyıllardan beri Filistin halkının da candan dostuyuz. Ve bu iki halk arasında, yıllardır dışardan gelen engellere ve tahriklere karşın, barış ve huzur sağlamaya uğraşıyoruz."
Bu kez mektupla Ecevit, son olarak da ABD'deki İsrail yanlısı Yahudi lobilerine bir mektup ileterek 'özürünü' pişmanlıkla 'taçlandırdı'. Ecevit'in mektubu, Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği Basın Müşavirliği'nce de "ABD'deki belli tepkilere karşı Başbakan Bülent Ecevit'in yanıtı" başlığıyla açıklandı. Ecevit, Yahudi lobilerine gönderdiği İngilizce mektupta "soykırım" sözcüğünü kullanmış olmaktan pişmanlık duyduğunu ifade etti. Mektubunda, daha sonraki açıklamalarında "soykırım" sözcüğünü tekrarlamadığını vurgulayarak, bu durumu pişmanlık duyduğunun somut delili olarak sunan Ecevit, Ortadoğu'daki gelişmeleri kaygıyla izlediklerini söyledi. Ecevit, "Anlaşılıyor ki, bu konudaki açıklamalarımdan sadece birinde kullandığım bir sözcük Musevi Amerikalı ve İsrailli dostlarımızda ciddi rahatsızlık yaratmış" dedi. Her cümlesinde "Musevi dostlarımız" demeye özen gösteren Ecevit, sözlerini, "İkinci Dünya Savaşı sırasında büyük kayıplar veren Musevi dostlarımızın duygularını ve tepkisini gayet iyi anlayabiliyorum" diye sürdürdü. Ecevit, mektubunu "Hiçbir şekilde Musevi halkını rencide etmek amacında değilim. Sözlerimin neden olduğu yanlış anlamadan pişmanlık duyuyorum" diyerek bitirdi.