30 Nisan 2002 21:00

50 milyon aylığa binlerce talip var

Diyarbakır'da işsizlik ürkütücü boyutlara ulaştı. Sürekli göç alan kent, sınırlı üretim alanları yüzünden ihtiyaca yanıt veremiyor. İnşaat işçiliği, işportacılık, hamallık Diyarbakır'ın en önemli istihdam alanı oldu.

Paylaş
İnşaat, işportacılık, hamallık gibi işler Diyarbakır'da birinci derecede istihdam alanları arasında yer alıyor. Bugüne kadar iktidara gelen her hükümetin 5 yılda bir bölgeye ilişkin açıkladığı kalkınma programları ise kağıt üzerinde kalmaktan öteye gidemedi. 1990'lı yılların başında zorunlu göç alan Diyarbakır'da işsizlik her yıl artarak devam ediyor. Belediye, sendika ve dernek yöneticileri işsizlik sorunu için istihdam alanların yaratılması ve köye geri dönüşlerin sağlanması gerektiğini belirtiyorlar.

Belediye iş umudu Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ahmet Zirek, sanayi olmayışı ve çatışma ortamından kaynaklı göçlerin yaşanması ile işsizliğin son yıllarda üçe katlandığını söyledi. Kentin nüfusunun 300 binden 1 milyona çıktığını ifade eden Zirek, nüfusun çoğalmasıyla birlikte hizmet götürmede sıkıntılar yaşadıklarını aktardı. Diyarbakır'ın en fazla göçü 1993 ve 1995 yıllarında aldığını hatırlatan Zirek, insanların günlük ihtiyaçlarını karşılayan işlere başvurmak zorunda kaldıklarını, hizmette kullandıkları malzemelerin yaşanan işsizlikten dolayı çalındığını belirtti.

Köklü çözümler gerek Kaldırımlarda sakız, selpak satan çocukların esnafları zor durumda bıraktığını anlatan Zirek, yaşanan işsizlik sorununa tek başına yerel yönetimlerin çözüm getirmeyeceğini aktardı. Zerik, hükümetlerin açıkladıkları kalkınma planlarının uygulanması durumunda sorunun kısmen de olsa çözümlenebileceğini söyleyerek köklü bir çözüm için bölgenin yeniden yapılandırılması gerektiğini ifade etti. Diyarbakır'da kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar ile esnaf dışında kalanların büyük bir bölümünün işsiz olduğunu kaydeden Zirek, işsizliğin önüne geçilmesi için modern tarım ve hayvancılığın başlatılması ve köye geri dönüşlerin sağlanması gerektiğini belirtti. Belediyenin iş bulma kurumu gibi görülmeye başlandığını anlatan Zerik, aralarında yüksekokul ve üniversite mezunlarının da yer aldığı resmi iş başvuru sayısının 2 bin dolayında, sözlü başvuru sayısının ise 20 binden fazla olduğunu kaydetti.

İnşaatlar istihdam alanı Göç eden insanlardan küçük bir kısmının bakkaliye, marangoz gibi ufak işletmeler açabildiğini dile getiren Göç-Der Diyarbakır Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Çavdar da, birçok kişinin pazaryerlerinde sebze ve meyve satmaya, az sayıda kişinin kapıcılık yapmaya başladığını ifade etti. Büyük bir çoğunluğun da inşaatlarda çalıştığını kaydeden Çavdar, özel sektörde iş imkanı bulanların ise çok az olduğunu kaydetti. Göçzede çocuklarının çoğunun aileleri tarafından limon, maydanoz satmaya gönderildiğini belirten Çavdar, "Ayağında yırtık ayakkabı ve giyeceği doğru dürüst giysisi olmayan çocuktan sağlıklı bir eğitim beklenemez" diyerek devletin gerekli yardımları yapması gerektiğini vurguladı. Çavdar, göç eden kişi sayısının iki buçuk milyona yaklaştığını belirterek, eğitim, barınma, beslenme, sağlık vb. konularda da sıkıntılar yaşadıklarını ifade etti. Göçzedelerin devletin yapacağı ekonomik yardımla köylerine geri dönmelerinin sağlanması gerektiğini kaydeden Çavdar, kadınların, dil sorunundan dolayı sosyal hayata karışamadıkları için sorunlarla karşılaştıklarını söyledi.

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


1.5 aylık bebek açlıktan öldü Zonguldak'ta, 1,5 aylık Damla adlı bebeğin açlıktan öldüğü ve aileye Yeşil Kart verilmediği için tedavi edilemediği belirtiliyor. Bu konuda yerel basında çıkan haberler üzerine, Zonguldak Valiliği bir açıklama yaptı. Zonguldak Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, 1,5 aylık Damla'nın babası Alaattin Kandemir'in akciğerlerinden rahatsız olduğunu, düğünlerde çalgıcılık yaptığını ve aylık gelirinin 30-40 milyon lira olduğunu, yalnız yaşadığını beyan ederek, yeşil kart almak için Valiliğe başvurduğu belirtildi. Açıklamada, Kandemir'in talebinin incelenmesi sırasında çelişkili bilgi verdiğinin belirlendiği ve İl İdare Kurulu'nun aylık gelirinin asgari ücretin 1/3'inden fazla olması nedeniyle başvuruyu reddettiği dile getirildi. "Açıklamada, 1998'de 5 milyon nakit ve gıda, 1999'da 30 milyon lira nakit, 2000'de de 20 milyon lira nakit yardım verilen Kandemir'in daha sonraki müracaatlarının eşiyle imam nikahlı olduğu için reddedildiği de belirtildi. Damla, 28 Nisan'da yaşamını yitirmeden iki gün önce ailesi tarafından sağlık ocağına getirilmişti. Bebeğin durumunun acil olması nedeniyle Zonguldak Devlet Hastanesi'ne götürülmesi istenmiş, ancak aile Yeşil Kart sahibi olmadığı için bu gerçekleşmemişti. Zonguldak Valiliği, açıklamasını şu cümle ile sonlandırdı: "Damla'nın ölmesinde, ailenin ihmali bulunmaktadır".

ÖNCEKİ HABER

Ölüm Mercedes'ine vize

SONRAKİ HABER

Kabil'de devir teslim Haziran'da

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa