22 Ağustos 2002 21:00
Özelleştirme öldürüyor
'Çocukları Kurtarın' adlı yardım kuruluşunun raporu, suyun özelleştirmesinin sonuçlarını ortaya koydu. Her yıl iki milyondan fazla çocuk, sağlıklı su olmadığı için ölüyor.
"Çocukları Kurtarın" (Save the Children) adlı İngiliz yardım derneği; özel sektörün kamu hizmetlerine el koymasının, hizmet bedellerini yoksul çocukların yaşam koşullarını zora sokacak şekilde artırdığını açıkladı. Örgüt, Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde başlayan Dünya Zirvesi'nden önce yayınladığı bir raporla, yoksul ülkelerdeki su dağıtımı gibi kamu hizmetlerinin, yabancı sermayeye açılmasının olumsuz sonuçlarına dikkat çekti.
İngiliz teşviki İngiltere hükümeti, su sisteminin "sorunlu" göründüğü ülkelere Batılı tekellerin girişini teşvik ediyor. Böylelikle, hedef alınan ülkedeki su dağıtımı yabancı şirketlerin eline geçiyor ve yoksulların içme suyuna erişimi tamamen kısıtlanıyor. Güney Afrika'da tartışılacak temel sorunlardan biri de bu. Kuruluşun ticari danışmanı John Hilary, "Şirketler yardım kuruluşları değildir. Onlar, gittikleri ülkelere yoksullara yardım etme düşüncesiyle gitmiyor" diyerek, özellikle yoksul ülkelerde "yardım" kılıfıyla desteklenen özelleştirme politikasına karşı çıktı. Raporda, özelleştirmenin aslında yoksulların yaşam koşullarını daha da zorlaştırıldığı açıklanıyor. Örneğin; su hizmetinin özelleştirmesi fiyatlarda artışa neden oluyor ve bu da, birçok insanı işlenmemiş kaynaklardan su almaya zorluyor. Sağlık açısından tehlikeli olan bu suyu kullanmak zorunda kalan ailelerin çocukları çeşitli hastalıklara yakalanıyor. Yardım kuruluşunun hazırladığı raporda, yılda iki milyondan fazla çocuğunun bu nedenle öldüğü kaydediliyor.
Tüm hizmetler kıskaçta Hilary bu konuda tanıdık bir örnek vererek, Arjantin'de faaliyet gösteren Fransız Vivendi tekelinin, Arjantin halkının suya verdiği bedeli yüzde 100 oranında artırdığını belirtti. Ticari danışmanın verdiği diğer örnek ise Çek Cumhuriyeti'nden: Anglian Water adlı şirket, bu ülkede 1994-97 yılları arasında su tarifelerini iki katına çıkarmıştı. "Çocukları Kurtarın" raporunun devamında, sağlık ve eğitim hizmetlerinin özelleştirilmesinin, "yoksul çocukların bu en temel haklardan yararlanmasını engellediği veya yüksek bedelleri karşılamaya çalışan aileleri fazladan harcama yapmaya zorladığı" belirtiliyor.
AB özelleştirmede başta 4 Eylül'e kadar sürecek olan Dünya Zirvesi'nde; temiz su sağlanması, eğitim, ve sağlık gibi temel hizmetlerin de içinde bulunduğu kamu hizmetlerinde "kamu-özel sektör ortaklığı" formülü sunularak özelleştirmenin adımları atılacak. Bu politikaların başını çekenler arasında Avrupa Birliği ülkeleri önde geliyor. İngiltere hükümetinin, su sektörünün Avrupalı tekellerin elinde bulunması nedeniyle, su dağıtım hizmetinin özelleştirmesini savunduğu kaydedildi.
İngiliz teşviki İngiltere hükümeti, su sisteminin "sorunlu" göründüğü ülkelere Batılı tekellerin girişini teşvik ediyor. Böylelikle, hedef alınan ülkedeki su dağıtımı yabancı şirketlerin eline geçiyor ve yoksulların içme suyuna erişimi tamamen kısıtlanıyor. Güney Afrika'da tartışılacak temel sorunlardan biri de bu. Kuruluşun ticari danışmanı John Hilary, "Şirketler yardım kuruluşları değildir. Onlar, gittikleri ülkelere yoksullara yardım etme düşüncesiyle gitmiyor" diyerek, özellikle yoksul ülkelerde "yardım" kılıfıyla desteklenen özelleştirme politikasına karşı çıktı. Raporda, özelleştirmenin aslında yoksulların yaşam koşullarını daha da zorlaştırıldığı açıklanıyor. Örneğin; su hizmetinin özelleştirmesi fiyatlarda artışa neden oluyor ve bu da, birçok insanı işlenmemiş kaynaklardan su almaya zorluyor. Sağlık açısından tehlikeli olan bu suyu kullanmak zorunda kalan ailelerin çocukları çeşitli hastalıklara yakalanıyor. Yardım kuruluşunun hazırladığı raporda, yılda iki milyondan fazla çocuğunun bu nedenle öldüğü kaydediliyor.
Tüm hizmetler kıskaçta Hilary bu konuda tanıdık bir örnek vererek, Arjantin'de faaliyet gösteren Fransız Vivendi tekelinin, Arjantin halkının suya verdiği bedeli yüzde 100 oranında artırdığını belirtti. Ticari danışmanın verdiği diğer örnek ise Çek Cumhuriyeti'nden: Anglian Water adlı şirket, bu ülkede 1994-97 yılları arasında su tarifelerini iki katına çıkarmıştı. "Çocukları Kurtarın" raporunun devamında, sağlık ve eğitim hizmetlerinin özelleştirilmesinin, "yoksul çocukların bu en temel haklardan yararlanmasını engellediği veya yüksek bedelleri karşılamaya çalışan aileleri fazladan harcama yapmaya zorladığı" belirtiliyor.
AB özelleştirmede başta 4 Eylül'e kadar sürecek olan Dünya Zirvesi'nde; temiz su sağlanması, eğitim, ve sağlık gibi temel hizmetlerin de içinde bulunduğu kamu hizmetlerinde "kamu-özel sektör ortaklığı" formülü sunularak özelleştirmenin adımları atılacak. Bu politikaların başını çekenler arasında Avrupa Birliği ülkeleri önde geliyor. İngiltere hükümetinin, su sektörünün Avrupalı tekellerin elinde bulunması nedeniyle, su dağıtım hizmetinin özelleştirmesini savunduğu kaydedildi.