28 Ağustos 2002 22:00
Ecevit, 'ulusal sol'u çağırdı
Başbakan Ecevit, "Ulusal solu özümseyen demokratik solculara çağrı" başlığıyla bir açıklama yaparak, ulusal solcuları DSP çatısı altına çağırdı. Siyasetteki savrulmalara dikkat çeken Ecevit, artık seçimlerden dönülemeyeceğini söyledi.
Seçim kabus oldu Başbakan Bülent Ecevit dün Başbakanlık'ta, basın toplantısı düzenleyerek, "Ulusal solu özümseyen demokratik solculara çağrı" yaptı. Kısa konuşmasının ardından, bir saate yakın soruları yanıtlayan Ecevit, artık seçimlerin de kaçınılmaz olduğunu, ama başlangıçta erken seçim isteyenlerin şimdi 4 Kasım'ı 'kabus' gibi gördüklerini ifade etti. Kendilerini sosyal demokrat görenlerin öteden beri bölük pörçük olduğunu belirterek, "Bütün ulusal solcuları ve demokratik solun bilincine varanları, değerini bilenleri DSP'de birleşmeye çağırıyorum" diyen Ecevit, seçim ortamında yaşanan gelgitlere, bir uçtan bir uca savrulmalara dikkat çekti. Birçok politikacı, hatta bazı partilerin bir uçtan bir uca gidip geldiklerini savunan Ecevit, "Israrla erken seçim isteyenlerden birçoğu şimdi erken seçimlerden kaçış yollarını arıyorlar. Sol kesimde olağanüstü bir belirsizlik var. DSP'yi bölmek için siyasi tarihimizde eşi görülmemiş entrikaların tuzağına düşenler, kendilerini boşlukta buluyorlar. Buldukları tabansız partilerde pusulasız kaldılar" dedi. DSP'nin "sapasağlam" olduğunu savunan Ecevit, "DSP grubunun yarısının bu oyunlara geldiğini, sağcı partilerin birbirine düştüğünü" söylerken, bir yandan da AKP ve HADEP'i kast ederek, "siyaset meydanının, inanç sömürücüleri ve bölücülere kaldığını" savundu.
Panikten medet umuyor Aylardır uyarılarda bulunduklarını, o zaman kulak vermeyenlerin şimdi paniğe kapıldıklarını kaydeden Ecevit, paniğe kapılanlardan çoğunun şimdi DSP'den medet umduğunu, solu birleştirmesini istediklerini savunan Ecevit, DSP dışındaki solun öteden beri kendi içinde bölük pörçük olduğunu hatırlattı. Halkçı Parti, SODEP, SHP ve CHP örneklerini vererek, 19 yılda 9 genel başkan değiştirdiklerini söyleyen Ecevit, öteden beri "Ulusal solun öncülüğünü" kendilerinin yaptığını ileri sürdü. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ecevit, çağrılarının başarılı olup olmayacağı yönündeki soruya, aylardan beri partileri aleyhindeki propaganda ve karalamaya rağmen DSP'nin seçimlerden birinci parti olarak çıkacağını ileri sürdü. Bir soru üzerine, partisindeki 9'lar olarak adlandırılan ve 6'sı istifa eden milletvekillerini birlik muhatabı olarak görmediğini belirten Ecevit, 9'lar hareketini ilke olarak uygun bulmadığını söyleyerek, bu grubu "hizip hareketi" olarak niteledi.
'Milliyetçilik ayıp mı?' "Ulusal sol" tanımına açıklık getirmesinin istenmesi üzerine Ecevit, bu tabirin yadırganmasını yadırgadığını, çünkü her ulusun kendi haklarına sahip çıkmak zorunda olduğunu savundu. Ecevit, "Benim yadırgadığım, Türkiye'deki bazı entelektüellerin, solculukla ulusallığı bir arada düşünememeleridir. Batı Avrupa'daki sosyal demokrat veya solcu partilerden hepsi aynı zamanda milliyetçilerdir. Milliyetçi olmak ayıp değildir. Milliyetçi olmak bir kimsenin milletine sahip çıkmasının doğal gereğidir. Bizim, demokratik soldan, ulusal soldan anladığımız, her şeyden önce Türk ulusunun ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütünlüğüne, birliğine, haklarına sahip çıkmaktır. Solculuk buna karşı değildir" diye konuştu. İktidarda oldukları 3.5 yıllık süreç içinde uyguladıkları programla işçilerin, köylülerin, memurların canının yandığının hatırlatılarak, şimdi hangi programla, nasıl oy isteyeceğinin sorulması üzerine, "bu görüşe hak verdiğini" kaydeden Ecevit, yaptıklarının semeresini görmeleri için zamana ihtiyaçları olduğunu, o nedenle erken seçimi istemediklerini ileri sürdü. Yaptıklarını halka anlatmakta güçlüklerle karşılacaklarını belirten Ecevit, "Ancak halkın sağduyusuna güveniyoruz" dedi.
Derviş'e eleştiri Erken seçim kampanyası açanların başında Kemal Derviş'in geldiğini, Derviş'in durup dururken, "erken seçim" istediğini savunan Ecevit, oysa kendi geliştirdiği programın uygulanması için zamana ihtiyaçları olduğunu, Derviş'in de bunu bildiği halde neden böyle bir açıklama yapma ihtiyacı duyduğunu anlayamadığını söyledi. Derviş'in uyguladığı programı ulusal görüp görmediğinin sorulması üzerine Ecevit, bir ulusun esenliği için geliştirilen her programın, aynı zamanda ulusal bir program olduğunu öne sürerek, IMF programını savundu. "Bazı solcu geçinen entelektüel çevreler, neden ulusallıkla solculuğu bağdaştıramıyor, birbirinin zorunlusu olduklarını neden idrak edemiyorlar, bunu anlayabilmiş değilim" diyen Ecevit, milliyetçilikle ulusalcılığın, solculuğun çelişmediğini savundu. Memurlara eylül ayında bir iyileştirme yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine, çalışmaların yeni başladığını anlatan Ecevit, kesinleşmeden bir şey söylemesinin doğru olmayacağını ama ekonomik olanaklar çerçevesinde davranacaklarını söyledi. Dili sürçen Ecevit, memurları enflasyona ezdirmediklerini söyleyeceğine, "Enflasyonun altında ücret belirlemeyi başardık" dedi.
'Dostumuz ABD' Irak'la ilgili bir soruyu yanıtlayan Ecevit, Bush yönetiminin, Kuzey Irak'a karşı askeri önlemler alma kararlılığını taşıdığını ama farklı düşünenlerin de olduğunu söyledi. Böyle bir askeri harekâtın, ABD'ye ekonomik bakımdan bile büyük zararlar verebileceğini öne sürenlerin de olduğunu belirten Ecevit, kendilerinin böyle bir askeri harekâta karşı olduklarını dostları ABD yönetimine her vesileyle söylediklerini ifade etti. Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel'in de katıldığı toplantıda Ecevit'in yorgunluğu, bazı soruları toparlayamadığı, soru ile cevaplarının alakasız olduğu gözlendi. Birkaç kez dili sürçen Ecevit, "ulusal sol"a çağrısının CHP, SHP gibi partileri kapsamadığını söylemekle birlikte kimleri kapsadığına da açıklık getirmedi. (Evrensel)
Seçim kabus oldu Başbakan Bülent Ecevit dün Başbakanlık'ta, basın toplantısı düzenleyerek, "Ulusal solu özümseyen demokratik solculara çağrı" yaptı. Kısa konuşmasının ardından, bir saate yakın soruları yanıtlayan Ecevit, artık seçimlerin de kaçınılmaz olduğunu, ama başlangıçta erken seçim isteyenlerin şimdi 4 Kasım'ı 'kabus' gibi gördüklerini ifade etti. Kendilerini sosyal demokrat görenlerin öteden beri bölük pörçük olduğunu belirterek, "Bütün ulusal solcuları ve demokratik solun bilincine varanları, değerini bilenleri DSP'de birleşmeye çağırıyorum" diyen Ecevit, seçim ortamında yaşanan gelgitlere, bir uçtan bir uca savrulmalara dikkat çekti. Birçok politikacı, hatta bazı partilerin bir uçtan bir uca gidip geldiklerini savunan Ecevit, "Israrla erken seçim isteyenlerden birçoğu şimdi erken seçimlerden kaçış yollarını arıyorlar. Sol kesimde olağanüstü bir belirsizlik var. DSP'yi bölmek için siyasi tarihimizde eşi görülmemiş entrikaların tuzağına düşenler, kendilerini boşlukta buluyorlar. Buldukları tabansız partilerde pusulasız kaldılar" dedi. DSP'nin "sapasağlam" olduğunu savunan Ecevit, "DSP grubunun yarısının bu oyunlara geldiğini, sağcı partilerin birbirine düştüğünü" söylerken, bir yandan da AKP ve HADEP'i kast ederek, "siyaset meydanının, inanç sömürücüleri ve bölücülere kaldığını" savundu.
Panikten medet umuyor Aylardır uyarılarda bulunduklarını, o zaman kulak vermeyenlerin şimdi paniğe kapıldıklarını kaydeden Ecevit, paniğe kapılanlardan çoğunun şimdi DSP'den medet umduğunu, solu birleştirmesini istediklerini savunan Ecevit, DSP dışındaki solun öteden beri kendi içinde bölük pörçük olduğunu hatırlattı. Halkçı Parti, SODEP, SHP ve CHP örneklerini vererek, 19 yılda 9 genel başkan değiştirdiklerini söyleyen Ecevit, öteden beri "Ulusal solun öncülüğünü" kendilerinin yaptığını ileri sürdü. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ecevit, çağrılarının başarılı olup olmayacağı yönündeki soruya, aylardan beri partileri aleyhindeki propaganda ve karalamaya rağmen DSP'nin seçimlerden birinci parti olarak çıkacağını ileri sürdü. Bir soru üzerine, partisindeki 9'lar olarak adlandırılan ve 6'sı istifa eden milletvekillerini birlik muhatabı olarak görmediğini belirten Ecevit, 9'lar hareketini ilke olarak uygun bulmadığını söyleyerek, bu grubu "hizip hareketi" olarak niteledi.
'Milliyetçilik ayıp mı?' "Ulusal sol" tanımına açıklık getirmesinin istenmesi üzerine Ecevit, bu tabirin yadırganmasını yadırgadığını, çünkü her ulusun kendi haklarına sahip çıkmak zorunda olduğunu savundu. Ecevit, "Benim yadırgadığım, Türkiye'deki bazı entelektüellerin, solculukla ulusallığı bir arada düşünememeleridir. Batı Avrupa'daki sosyal demokrat veya solcu partilerden hepsi aynı zamanda milliyetçilerdir. Milliyetçi olmak ayıp değildir. Milliyetçi olmak bir kimsenin milletine sahip çıkmasının doğal gereğidir. Bizim, demokratik soldan, ulusal soldan anladığımız, her şeyden önce Türk ulusunun ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütünlüğüne, birliğine, haklarına sahip çıkmaktır. Solculuk buna karşı değildir" diye konuştu. İktidarda oldukları 3.5 yıllık süreç içinde uyguladıkları programla işçilerin, köylülerin, memurların canının yandığının hatırlatılarak, şimdi hangi programla, nasıl oy isteyeceğinin sorulması üzerine, "bu görüşe hak verdiğini" kaydeden Ecevit, yaptıklarının semeresini görmeleri için zamana ihtiyaçları olduğunu, o nedenle erken seçimi istemediklerini ileri sürdü. Yaptıklarını halka anlatmakta güçlüklerle karşılacaklarını belirten Ecevit, "Ancak halkın sağduyusuna güveniyoruz" dedi.
Derviş'e eleştiri Erken seçim kampanyası açanların başında Kemal Derviş'in geldiğini, Derviş'in durup dururken, "erken seçim" istediğini savunan Ecevit, oysa kendi geliştirdiği programın uygulanması için zamana ihtiyaçları olduğunu, Derviş'in de bunu bildiği halde neden böyle bir açıklama yapma ihtiyacı duyduğunu anlayamadığını söyledi. Derviş'in uyguladığı programı ulusal görüp görmediğinin sorulması üzerine Ecevit, bir ulusun esenliği için geliştirilen her programın, aynı zamanda ulusal bir program olduğunu öne sürerek, IMF programını savundu. "Bazı solcu geçinen entelektüel çevreler, neden ulusallıkla solculuğu bağdaştıramıyor, birbirinin zorunlusu olduklarını neden idrak edemiyorlar, bunu anlayabilmiş değilim" diyen Ecevit, milliyetçilikle ulusalcılığın, solculuğun çelişmediğini savundu. Memurlara eylül ayında bir iyileştirme yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine, çalışmaların yeni başladığını anlatan Ecevit, kesinleşmeden bir şey söylemesinin doğru olmayacağını ama ekonomik olanaklar çerçevesinde davranacaklarını söyledi. Dili sürçen Ecevit, memurları enflasyona ezdirmediklerini söyleyeceğine, "Enflasyonun altında ücret belirlemeyi başardık" dedi.
'Dostumuz ABD' Irak'la ilgili bir soruyu yanıtlayan Ecevit, Bush yönetiminin, Kuzey Irak'a karşı askeri önlemler alma kararlılığını taşıdığını ama farklı düşünenlerin de olduğunu söyledi. Böyle bir askeri harekâtın, ABD'ye ekonomik bakımdan bile büyük zararlar verebileceğini öne sürenlerin de olduğunu belirten Ecevit, kendilerinin böyle bir askeri harekâta karşı olduklarını dostları ABD yönetimine her vesileyle söylediklerini ifade etti. Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel'in de katıldığı toplantıda Ecevit'in yorgunluğu, bazı soruları toparlayamadığı, soru ile cevaplarının alakasız olduğu gözlendi. Birkaç kez dili sürçen Ecevit, "ulusal sol"a çağrısının CHP, SHP gibi partileri kapsamadığını söylemekle birlikte kimleri kapsadığına da açıklık getirmedi. (Evrensel)
Evrensel'i Takip Et