Çok kişilik bir gösteri: ‘Cadının Bohçası’

Oyun Esmeray’ın söylediği Kürtçe bir türkü ile başlıyor ve o andan itibaren seyircinin dikkatini sürekli canlı tutmayı başarıyor. Esmeray, seyircileri ile sürekli diyalog halinde, sempatik, dürüst, dobra ve doğallından hiç taviz vermiyor. Sahneye getirdiği midyeleri seyirciye yediriyor, güldürüyor, düşündürüyor, eğlendiriyor. Oyun sanatçının çocukluğundan itibaren yaşadığı bir direniş öyküsünü anlatıyor. Kars’tan, İstanbul’a bir yaşama, ayakta kalma savaşı... Kars’ın köyünden, Tarlabaşı’nın arka sokaklarına, Doğu’da gay olmaktan, erken yaşta evlendirilen kız çocuklarına, Ülker Sokak’ta yaşanan soykırıma, Beyoğlu’na, Aksaray’daki meyhanelerden, seks işçiliğine, siyasi bilinçle tanışıp partili olmasına, feminist bakış açısını benimsemesine kadar “çok kişilik” bir gösteri ‘Cadının Bohçası’.

‘HAYKIRMAK İSTİYORDUM’

“Bütün yaşadıklarım bende birikmişti ve bunu bir şekilde insanların yüzüne haykırmak istiyordum” diyen Esmeray, söz uçar yazı kalır mantığıyla yola çıkarak yaşadıklarını aktarmaya başladığını dile getiriyor. Tiyatroya ilgisinin olduğunu ve iki sene Mezopotamya Kültür Merkezinde kursa giderek oyunculuğa başladığını aktaran Esmeray, “Arkadaşlarıma anılarımı anlatıyordum. Herkes stand-up yapmamı söylüyordu, yapamam diyordum. Organizatör bir arkadaşım vardı, benimle yola çıkmayı istedi. Bir akşam bana ‘Kalk anlat, ne anlatmak istiyorsun’ dedi ve kabaca oyun ortaya çıkmış oldu. Oyuncu Ayça Damgacı’yla bir ay birlikte çalıştık ve böyle misyon bir oyun ortaya çıktı. İnsanları güldürürken düşündürüyor ve insanlar eğlenirken bir yandan da sorgulamaya başlıyor. İnsanların homofobik ya da transfobik tarafları ortaya çıkıyor ve önyargılarını sorgulamaya başlıyorlar. Buna benzer örnekler çok. Daha başka oyun hazırlıklarım var, önümüzdeki günlerde onlara da başlayacağım” diyor.

“Cadının Bohçası” nisan, mayıs aylarında Kumbaracı50 sahnesinde gösterimine devam edecek. (İstanbul/EVRENSEL)