12 Eylülü kahkahalarla andılar
12 Eylülden bahsederken belki de en son akla gelecek şey 12 Eylülün mizahı olur. Akla en son gelir gelmesine fakat 12 Eylül, mapushanenin acılı edebiyatına olduğu kadar mizaha da ziyadesiyle malzeme sunmuş bir dönemmiş meğer. Nerden mi biliyoruz? İlknur Yılmaz’ın “Eylülde Bile Gülmek” Belgeselinden.Devrimci 78’liler Fed
Devrimci 78’liler Federasyonu tarafından barış ve halkların kardeşliğine adanan bu yılki ‘12 Eylül Utanç Müzesi’ etkinlikleri arasında “Eylülde Bile Gülmek” belgeselinin gösterimi de yapıldı. Yönetmen İlknur Yılmaz ile seslendiren Meral Bekar’ın katılımıyla yapılan belgesel gösterimi, izleyiciler tarafından kahkahalarla izlendi.
Direnmenin bir yolunun da gülmek olduğunu denemeden bilir mi insan? İzleyiciler arasında yer alan bir baba, gösterimden sonraki söyleşide, sergiyi birlikte gezdiği henüz yirmili yaşlarına yaklaşmayan çocuğunun gördüklerinden çok etkilendiğini ve gerildiğini anlattı. İzleyici babanın “Ama, bu belgesel gösterdi ki, acılara da gülünebiliyor, 12 Eylülü hiç böyle dinlememiştik” sözleri, sorunun yanıtının olumlu olmasının olanaksızlığının ifadesiydi..
KAHKAHANIN GÜCÜ
Çağdaş Sanatlar Merkezinde önceki gün, İlknur Yılmaz’ın darbenin komik anılarını topladığı dört bölümden oluşan belgeselinin birinci bölümü gösterildi. 12 Eylül darbesinden etkilenen ve belgeselde konuşan kişiler ağız dolusu gülmenin gücünü taşıdılar, bugüne, perdeye ve salona.
Doğum için götürüldüğü hastanede “paşa karısı” zannedilen kadın tutuklu ya da et fiyatlarının makul seviyeye çekilmesi ve zam yapılmaması konusunda yayımlanan sıkıyönetim bildirisi salonda kahkahalarla karşılanıyor. İki metreye yakın bir askerin, mahkeme salonunda duruşma sırasında, bir buçuk metre boyundaki kadın tutuklunun kendisine saldırdığı iddiasını, erkeklik gururuna yediremeyerek “Hamle etti komutanım” cümlesiyle dile getirmesine gülmekten başka ne yapılabilir ki?
Yapılan aramada, tutukluların elektrik tesisatından söktüğü kablolar ve yemek kaşığı ile ürettiği su ısıtıcılarını yakalayan yüzbaşının, elindeki rezistansa duyduğu hayranlık ve bunu müzelik olarak adlandırmasının Utanç Müzesi’nde yarattığı durum ironik oluyor.
Mamak Askeri Cezaevi A Blok’ta ki kadınlar koğuşunda sayım yapılırken elektrikler kesilince, bir kadın tutuklunun “Hücum arkadaşlar” diye bağırması anlatılıyor perdeden. Ve jeneratör devreye girene kadar geçen 15-20 saniyede yere yatan komutana ve duvarlara siper alan askerlere, 12 Eylülde henüz dünyada dahi olmayan gençler salondan kahkahalarını gönderdiler. Son kullanma tarihi geçen ilaçların, kullanım sürelerinin uzatıldığı emrini veren, hatta bu emri yazılı talimat haline getiren komutan, yıllar sonra bu kadar kahkaha toplayacağını düşünmüş müdür acaba?
EYLÜL GÜLÜŞÜ KİTABI
Belgeselin izlenmesi sonrasında yapılan söyleşi sırasında izleyicilerden birinin “Belgesel her kesime ulaşmış, eşcinsellerden, solculara, sağcılardan tarafsızlara, her siyasi görüşe” değerlendirmesine verdiği yanıtta Yönetmen Yılmaz, 12 Eylülün toplumun hak arayan her kesimini etkilediğini, bu etkinin günümüzde de devam ettiğini vurguladı. O günün acılarına dayanmanın bir yolunun gülmek olduğunu belirten Yılmaz, “12 Eylülün halen yaşanmakta olan etkilerine dayanmanın ve bu etkileri hafifletebilmenin tek yolu mücadele etmektir” dedi. Belgeselin, 12 Eylülün yarattığı mizahın ve anıların kitaba dönüştürülmesi fikrini oluşturduğunu belirten İlknur Yılmaz, komik anıların Evrensel gazetesine ulaştırılması çağrısı yaptı.
Söyleşide, 12 Eylülün sayılarla ve istatistikle ifadesinin, acıları ve işkenceyi tespit ettiği ancak hafifletme gücüne sahip olmadığının altı çizildi. Gülmenin ise, 12 Eylülün bugüne uzanan etkilerine karşı mücadeleyi güçlendirdiği ve acılara karşı dayanma gücünü artırdığı dile getirildi.
(Ankara/EVRENSEL)