16 Ocak 2003 22:00
Eminönü farklı telden çalıyor
Ne Tarkan, ne Hülya Avşar, Gülben Ergen ne de diğerleri... Eminönü'ndeki seyyar kasetçilerin liste başlarındaki isimler, "müzik marketler" ya da müzik kanallarındaki "top on" listelerinden çok farklı.
İstanbul'da Eminönü'nün kargaşasına bin türlü ses karışır. Envai çeşit mal satan seyyar satıcıların bağırışları, vapur düdüğü, martı sesi, tramvay gürültüsü ve yüzbinlerce insan sesi... Bu ses cümbüşünün arasında seyyar kaset satıcılarından yükselen ses dikkat çeker. Eminönü kasetleri bir gelenek gibidir artık... Alanların da, satanların da profilleri hemen aynıdır. İstanbul'un yolunu iş hayali ile tutmuş milyonlarca insanın, kentin arka yüzünün müziğidir çalan. Ne Tarkan, ne Hülya Avşar, ne de televizyon kanallarının birinden diğerine parselleyenler... Eminönü'nün "top on" listesinin başında Kürtçe kasetler ve arabesk hâlâ bir numara. Son dönem çıkan şarkıcılar pek beğenilmiyor. Eski isimlerin de eski kasetleri satılıyor. İbo'nun, Emrah'ın, Ferdi Tayfur'un veya Müslüm Gürses'in sadece eski kasetleri var. Özcan Deniz, Alişan, Serdar Ortaç gibi yeni isimlerin esamesi bile okunmuyor.
Kasetçi Yılmaz'ın listesi Doğubeyazıt'tan iş umudu ile gelip, işsiz kalınca altı aydır kasetçilik yapmaya başlamış Yılmaz Arslan. Bugünlerde özellikle soğuk havadan şikâyetçi. Bu aralar en çok satan Ahmet Kaya imiş. Ahmet Kaya'nın eski-yeni kasetlerinin her dönem alıcısı olduğunu söylüyor. Sonra sıralıyor listesini; "Agire Jiyan, Şivan Perwer, Koma Azadi-Hele Bar, Heme Haci-Meşa Azadiye, Kawa-Ava Evini, Selda Bağcan-Ben geldim, Seher Dilovan-Seni bulana kadar"... Bismilli Zeko, Kazo... Mehmet Doğu adlı kasetçi de genelde Kürtçe satanlardan. Ailesi Erzurum'da. Gelip birkaç ay kalıp gittiğini söylüyor. Her gelişinde yeni bir iş arıyor bulamayınca yine kasetçilik yapıyor birkaç ay. Özellikle Kürtçe halay şarkılarının iyi gittiğini belirtiyor Doğu. Onun listesininin "top"larını ise şu isimler oluşturuyor; "Bismili Zeko, Kazo, Koma Şirvan, Ozan Remzi , Halay Müzikleri..." O da Ahmet Kaya kasetlerinin bu ara çok sattığını söylüyor ama "Niye bilmiyorum?" diyor. "Şarkıcılar onun şarkılarıyla yeni kaset yapmış, ondandır" diyor yanında kasetlere bakan biri. "Ne bileyim abi bir odada kalıyorum ne televizyon var ne de radyo" diyor ve birden aklına geliyor "Bugün aracıya söyleyim getirsin."
Biraz da arabesk Tüm seyyar satıcılar gibi kasetçilerin de korkulu rüyası zabıtalar. Zabıta gelince kaşla göz arasında kayboluyorlar. Arabesk kasetleri daha ağırlıkla satan Yahya da onlardan biri. İçindeki zabıta korkusu öyle bir hale gelmiş ki; "Soyadımı vermesem daha iyi" diyor. Sonra listesini sıralıyor: "Cengiz Kurdoğlu, Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses, Seyfi Doğanay, Kıvırcık Ali, Arzu, Orhan Gencebay, Selami Şahin". Bir de "İbo'nun eski kasetleri" diyor.
'Bizi anlatanı alıyoruz' Bir başka kasetçiden bir kaset alıyor Mustafa Sökmen. İşsiz. Amasya'dan geleli beş sene olmuş. Her şeyi Eminönü'nden aldığını çünkü ihtiyaçlarını bu sayede ucuza getirdiğini söylüyor. Son aldığı kaset ise yarı arabesk yarı halk müziği söyleyen Cahit Karabey'in albümü. Bunun dışında Hakkı Bulut ve Ahmet Yiğit dinlediğini söylüyor. Tercihinin nedenini de şu sözlerle açıklıyor: "Gurbette olduğumuz için bizi anlatanları alıyoruz. Eski sanatçılar anlıyor bizi. Şimdikilerden hiçbir şey anlamıyorum"...
Kasetçi Yılmaz'ın listesi Doğubeyazıt'tan iş umudu ile gelip, işsiz kalınca altı aydır kasetçilik yapmaya başlamış Yılmaz Arslan. Bugünlerde özellikle soğuk havadan şikâyetçi. Bu aralar en çok satan Ahmet Kaya imiş. Ahmet Kaya'nın eski-yeni kasetlerinin her dönem alıcısı olduğunu söylüyor. Sonra sıralıyor listesini; "Agire Jiyan, Şivan Perwer, Koma Azadi-Hele Bar, Heme Haci-Meşa Azadiye, Kawa-Ava Evini, Selda Bağcan-Ben geldim, Seher Dilovan-Seni bulana kadar"... Bismilli Zeko, Kazo... Mehmet Doğu adlı kasetçi de genelde Kürtçe satanlardan. Ailesi Erzurum'da. Gelip birkaç ay kalıp gittiğini söylüyor. Her gelişinde yeni bir iş arıyor bulamayınca yine kasetçilik yapıyor birkaç ay. Özellikle Kürtçe halay şarkılarının iyi gittiğini belirtiyor Doğu. Onun listesininin "top"larını ise şu isimler oluşturuyor; "Bismili Zeko, Kazo, Koma Şirvan, Ozan Remzi , Halay Müzikleri..." O da Ahmet Kaya kasetlerinin bu ara çok sattığını söylüyor ama "Niye bilmiyorum?" diyor. "Şarkıcılar onun şarkılarıyla yeni kaset yapmış, ondandır" diyor yanında kasetlere bakan biri. "Ne bileyim abi bir odada kalıyorum ne televizyon var ne de radyo" diyor ve birden aklına geliyor "Bugün aracıya söyleyim getirsin."
Biraz da arabesk Tüm seyyar satıcılar gibi kasetçilerin de korkulu rüyası zabıtalar. Zabıta gelince kaşla göz arasında kayboluyorlar. Arabesk kasetleri daha ağırlıkla satan Yahya da onlardan biri. İçindeki zabıta korkusu öyle bir hale gelmiş ki; "Soyadımı vermesem daha iyi" diyor. Sonra listesini sıralıyor: "Cengiz Kurdoğlu, Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses, Seyfi Doğanay, Kıvırcık Ali, Arzu, Orhan Gencebay, Selami Şahin". Bir de "İbo'nun eski kasetleri" diyor.
'Bizi anlatanı alıyoruz' Bir başka kasetçiden bir kaset alıyor Mustafa Sökmen. İşsiz. Amasya'dan geleli beş sene olmuş. Her şeyi Eminönü'nden aldığını çünkü ihtiyaçlarını bu sayede ucuza getirdiğini söylüyor. Son aldığı kaset ise yarı arabesk yarı halk müziği söyleyen Cahit Karabey'in albümü. Bunun dışında Hakkı Bulut ve Ahmet Yiğit dinlediğini söylüyor. Tercihinin nedenini de şu sözlerle açıklıyor: "Gurbette olduğumuz için bizi anlatanları alıyoruz. Eski sanatçılar anlıyor bizi. Şimdikilerden hiçbir şey anlamıyorum"...