28 Ocak 2003 22:00
Bir Shakespeare masalı
Shakespeare'in "Bir Yazdönümü Gecesi Rüyası",Can Yücel'in Türkçe karşılığıyla "Bahar Noktası" İzmit Belediye Tiyatrosu ve Bakırköy Belediye Tiyatroları tarafından sahneleniyor.
Can Yücel'in Shakespeare'in "Bir Yazdönümü Gecesi Rüyası" eserinden Türkçe'leştirdiği, "Bahar Noktası" bu aralar hem İzmit Şehir Tiyatrosu, hem de Bakırköy Belediye Tiyatroları tarafından sahneleniyor. İzmit'in oyununu Yücel Erten, Bakırköy Belediye Tiyatroları'nın oyununu ise Müşfik Kenter yönetmiş. Her iki oyunda da Can Yücel'in kalemine sadık kalınmış olmasına rağmen reji ve oyunculukta büyük farklar göze çarpıyor. İzmit Şehir Tiyatrosu ekibinin başarılı oyunculuğu ve sahne tasarımı, Bakırköy Belediye Tiyatroları'nı biraz gölgede bırakıyor.
Düş ve gerçek Dünyanın hemen her ülkesinde birden fazla tiyatro topluluğu tarafından sahnelenen, geçtiğimiz yıllarda beyazperdeye de uyarlanan Shakespeare'in ünlü yapıtlarından "Bir Yazdönümü Gecesi Rüyası" İzmit ve İstanbul'da sahneleniyor. 1595 yılında yazılan eser, "Bahar Noktası" adıyla Can Yücel tarafından "Türkçe söylenmiş" romantik bir komedi. Düşle gerçek alemin birbirine karıştığı oyun, Can Yücel'in deyimiyle "... düşle gerçek karması. Shakespriyen bir masal" Can Yücel, Türkiye'ye taşımış oyunu. İçine, Kız Kulesi'ni, kendi kültürüne ait öğeleri de yerleştirmiş. Shakespeare'in eserini, hiciv yüklü diliyle yeniden tarif etmiş. Atina'nın asilleriyle palikaryasını tiyatro sahnesinde karşı karşıya getiren oyun; periler ve cinler alemine götürdüğü izleyiciye keyifli bir iki buçuk saat yaşatıyor. Aşk yüzünden çatışıp duran Hermia, Dimitri, İskender ve Eleni'nin dünyasına girip ortalığı karıştıran periler, periler aleminin çekişmeleri, oyunun sonunda Atina esnafının izleyicileri kahkahaya boğan "hüngür hüngür güldürü"sü "Pyramus ve Thisbe"nin hikâyesi...
Yücel Erten rejisiyle Bu yılki sezonunu "Bahar Noktası" ile açan İzmit Şehir Tiyatrosu, 22-23 Ocak Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nin konuğu oldu. 5. yaşını kutlayan tiyatronun, Genel Sanat Yönetmeni Yücel Erten'in rejisiyle sahnelenen oyun büyük beğeniyle izlendi. Bugüne kadar çok sayıda topluluğun oynadığı oyunun, denilebilir ki en başarılı sahneleme örneklerinden birisini gerçekleştiren İzmit Şehir Tiyatrosu'nun genç oyuncuları, başarılı performanslarından ötürü uzun süre alkışlandı. Sahneledikleri trajik-komedinin yeterince farkında olan oyuncular, sadece ezberledikleri replikle değil; temsil ettikleri rolün ruhuyla hareket ediyor sahnede. Aydın Sigalı ve Esra Bezen Bilgin: Önce Atina Dükü Theseus ve Amazonlar Kraliçesi Hippolyta, daha sonra periler kralı ve kraliçesi oluyor aynı oyunda. Ancak her iki rolün de hakkını veriyorlar. Oyun, Efter Tunç'un dekor ve sahne tasarımıyla da izleyenin hayal dünyasını zorluyor.
Ege'deki bir adadan "Can Yücel oyunu çevirirken, sadece kelimelerin Türkçe karşılıklarını düşünmekle kalmayıp, sanki Shakespeare'in koluna girmiş, onu binlerce yıl öncesinden yüzyıl başına, bizim topraklarımıza getirivermiş. Gelgit akıllı oyun kişileri Can Yücel'in dramaturgisinde, bence oyuna çok da yakışan gelgitli bir coğrafya oluştururlar. Peristan, Cinistan, Mağaristan, Altın Boynuzlu İstanbul, İrem Bağı, Çiçek Dağı... Madem ki bu yolculuğa çıkılmıştır, bir kez, bu coğrafyada oyun kişileri Hıdırellez'de buluşur, sınıfsal konumlarına göre Osmanlı usulü 'cenneti ala'dan söz ederler, ya da mahalle ağzıyla 'eşek cennetini boylamak'tan. Can Yücel'in çevirisini oynamayı seçmişseniz, çevirmenle birlikte kendinize bir de dramaturg hatta ortak yazar seçmişsiniz demektir." Yönetmenliğini üstlendiği oyun ve Can Yücel hakkında böyle konuşuyor Yücel Erten. Yücel'in İstanbul'a taşıdığı oyunu, Ege Denizi'ndeki bir adada kurgulayan yönetmen, aynı oyunu yıllar önce de Ankara Devlet Tiyatrosu kadrosuyla da başarıyla sahnelemişti.
BBT'nin yeni oyun "Bahar Noktası" aynı zamanda Bakırköy Şehir Tiyatroları'nın yeni oyunu. Müşfik Kenter'in rejisiyle sahnelenen oyun, -özellikle İzmit Şehir Tiyatrosu'nun rejisini görenlerde- biraz hayal kırıklığı yaratıyor. Bakırköylü oyuncular, bu kez, rollerini birbiri ardına sıralarken, yoğun geçen bir günün ardından sahneye çıkmak zorunda kalmış izlenimi veriyorlar. Roller, -özellikle Dimitri, Eleni, İskender ve Hermiya arasındaki dialoglarda- lafını söylemek için "soğukkanlılıkla" sırasını bekleyen oyuncular üzerinde ve çok daha başarılı oyunlar çıkarmış bu sahnede biraz eğreti duruyor. Yücel'in metnine daha sadık kalınan Müşfik Kenter'in yorumunda Tolga Çebi'nin müzikleri göz dolduruyor. İki farklı yorum da görülmeye değer. Belki de sahneleme tekniklerinden yola çıkarak başlatılacak ve oyunculuğu da içine alacak tartışmalar, her iki tiyatronun da attığı adımları hızlandıracaktır.
Düş ve gerçek Dünyanın hemen her ülkesinde birden fazla tiyatro topluluğu tarafından sahnelenen, geçtiğimiz yıllarda beyazperdeye de uyarlanan Shakespeare'in ünlü yapıtlarından "Bir Yazdönümü Gecesi Rüyası" İzmit ve İstanbul'da sahneleniyor. 1595 yılında yazılan eser, "Bahar Noktası" adıyla Can Yücel tarafından "Türkçe söylenmiş" romantik bir komedi. Düşle gerçek alemin birbirine karıştığı oyun, Can Yücel'in deyimiyle "... düşle gerçek karması. Shakespriyen bir masal" Can Yücel, Türkiye'ye taşımış oyunu. İçine, Kız Kulesi'ni, kendi kültürüne ait öğeleri de yerleştirmiş. Shakespeare'in eserini, hiciv yüklü diliyle yeniden tarif etmiş. Atina'nın asilleriyle palikaryasını tiyatro sahnesinde karşı karşıya getiren oyun; periler ve cinler alemine götürdüğü izleyiciye keyifli bir iki buçuk saat yaşatıyor. Aşk yüzünden çatışıp duran Hermia, Dimitri, İskender ve Eleni'nin dünyasına girip ortalığı karıştıran periler, periler aleminin çekişmeleri, oyunun sonunda Atina esnafının izleyicileri kahkahaya boğan "hüngür hüngür güldürü"sü "Pyramus ve Thisbe"nin hikâyesi...
Yücel Erten rejisiyle Bu yılki sezonunu "Bahar Noktası" ile açan İzmit Şehir Tiyatrosu, 22-23 Ocak Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nin konuğu oldu. 5. yaşını kutlayan tiyatronun, Genel Sanat Yönetmeni Yücel Erten'in rejisiyle sahnelenen oyun büyük beğeniyle izlendi. Bugüne kadar çok sayıda topluluğun oynadığı oyunun, denilebilir ki en başarılı sahneleme örneklerinden birisini gerçekleştiren İzmit Şehir Tiyatrosu'nun genç oyuncuları, başarılı performanslarından ötürü uzun süre alkışlandı. Sahneledikleri trajik-komedinin yeterince farkında olan oyuncular, sadece ezberledikleri replikle değil; temsil ettikleri rolün ruhuyla hareket ediyor sahnede. Aydın Sigalı ve Esra Bezen Bilgin: Önce Atina Dükü Theseus ve Amazonlar Kraliçesi Hippolyta, daha sonra periler kralı ve kraliçesi oluyor aynı oyunda. Ancak her iki rolün de hakkını veriyorlar. Oyun, Efter Tunç'un dekor ve sahne tasarımıyla da izleyenin hayal dünyasını zorluyor.
Ege'deki bir adadan "Can Yücel oyunu çevirirken, sadece kelimelerin Türkçe karşılıklarını düşünmekle kalmayıp, sanki Shakespeare'in koluna girmiş, onu binlerce yıl öncesinden yüzyıl başına, bizim topraklarımıza getirivermiş. Gelgit akıllı oyun kişileri Can Yücel'in dramaturgisinde, bence oyuna çok da yakışan gelgitli bir coğrafya oluştururlar. Peristan, Cinistan, Mağaristan, Altın Boynuzlu İstanbul, İrem Bağı, Çiçek Dağı... Madem ki bu yolculuğa çıkılmıştır, bir kez, bu coğrafyada oyun kişileri Hıdırellez'de buluşur, sınıfsal konumlarına göre Osmanlı usulü 'cenneti ala'dan söz ederler, ya da mahalle ağzıyla 'eşek cennetini boylamak'tan. Can Yücel'in çevirisini oynamayı seçmişseniz, çevirmenle birlikte kendinize bir de dramaturg hatta ortak yazar seçmişsiniz demektir." Yönetmenliğini üstlendiği oyun ve Can Yücel hakkında böyle konuşuyor Yücel Erten. Yücel'in İstanbul'a taşıdığı oyunu, Ege Denizi'ndeki bir adada kurgulayan yönetmen, aynı oyunu yıllar önce de Ankara Devlet Tiyatrosu kadrosuyla da başarıyla sahnelemişti.
BBT'nin yeni oyun "Bahar Noktası" aynı zamanda Bakırköy Şehir Tiyatroları'nın yeni oyunu. Müşfik Kenter'in rejisiyle sahnelenen oyun, -özellikle İzmit Şehir Tiyatrosu'nun rejisini görenlerde- biraz hayal kırıklığı yaratıyor. Bakırköylü oyuncular, bu kez, rollerini birbiri ardına sıralarken, yoğun geçen bir günün ardından sahneye çıkmak zorunda kalmış izlenimi veriyorlar. Roller, -özellikle Dimitri, Eleni, İskender ve Hermiya arasındaki dialoglarda- lafını söylemek için "soğukkanlılıkla" sırasını bekleyen oyuncular üzerinde ve çok daha başarılı oyunlar çıkarmış bu sahnede biraz eğreti duruyor. Yücel'in metnine daha sadık kalınan Müşfik Kenter'in yorumunda Tolga Çebi'nin müzikleri göz dolduruyor. İki farklı yorum da görülmeye değer. Belki de sahneleme tekniklerinden yola çıkarak başlatılacak ve oyunculuğu da içine alacak tartışmalar, her iki tiyatronun da attığı adımları hızlandıracaktır.