04 Şubat 2003 22:00
İşçilerden mücadele çağrısı
Yunanistan'ın en örgütlü ve en güçlü işçi federasyonu olan İnşaat İşçileri Federasyonu, savaş karşıtı bir bildiri yayımlayarak tüm sendikaları ve halkı savaşa karşı mücadele etmeye çağırdı.
Yunanistan'ın en örgütlü ve en güçlü işçi federasyonu olan İnşaat İşçileri Federasyonu, savaş karşıtı bir bildiri yayımlayarak tüm sendikaları ve halkı savaşa karşı mücadele etmeye çağırdı. Federasyonun açıklamasında şu görüşlere yer verildi. "Emperyalistler; halkların enerji kaynaklarının kontrol edilmesini, uluslararası sermayenin büyük kârlar edinmesini hedefe koymuş durumda. ABD ile AB arasındaki çelişkiler, halklara karşı başlatılan savaştan kimin ne kadar pay alacağı kavgasından çıkmaktadır. PASOK hükümetinin savaşa dair tutumu ve savaşa karşı çıkılması çağrısı ikiyüzlüdür. Çünkü ülkeyi savaşa bulaştıran, bu hükümetin kendisidir. Amaç halkın tepkisini dizginlemek ve halkı yatıştırmaktır."
Biz durdurabiliriz Sendika, PASOK'tan medet ummanın boşuna olduğunu vurguladıktan sonra, bu savaşı durdurmanın tek yolunun halkların, özellikle de işçi ve emekçilerin mücadelesi olduğunu dile getirdi. Bildiride, "Biz işçiler, halklarımızı savunuyor ve savaşa karşı çıkıyoruz. Hükümetten, Suda üssünü kapatmasını ve emperyalist katillerin topraklarımızı kullanmasını yasaklamasını istiyoruz. Basra körfezinde bulunan Yunan savaş gemisi hemen geri dönmelidir ve AB Dönem Başkanlığı yapan Yunanistan hükümeti, savaşı destekler nitelikte kararların çıkmasını engellemelidir." Federasyon, ayrıca 15 Şubat'ta yapılacak büyük savaş karşıtı gösteriye de katılım çağrısı yaptı. Bu tarihte ülke çapında büyük protestolar düzenlenecek.
Polis operasyonları Öte yandan; yasadışı "17 Kasım" örgütünden sonra Yunan polisi, Devrimci Halk Mücadelesi (ELA) adlı örgüte karşı operasyonlar başlattı. Albaylar Cuntası döneminde işkenceci bir polisin öldürülmesinden, çevik kuvvet otobüsünün bombalanmasına dek 149 silahlı eylemden sorumlu tutulan dört kişi tutuklandı. Son tutuklama dün gerçekleşti ve başkent Atina'nın Paleo Psihiko semtinde, 64 yaşındaki Hristo Tsigaridas yakalandı. Tsigaridas'ın, örgüt liderlerinden olduğu öne sürüldü. Tutuklu avukatları, tutukluların hiçbir suçlamayı kabul etmediklerini açıkladılar. Bu operasyonların en önemli özelliği; İngiliz ve ABD istihbarat teşkilatlarıyla beraber yapılmaları. Bir diğer ilginç nokta ise; medyanın kimlerin suçlandığını, kimin ne zaman tutuklanacağını günler öncesinden duyurması. Polisten önce kameraların ve gazetecilerin, "şüpheli"lerin evini kuşatması, basında hangi medya kuruluşlarının polisle işbirliği yaptığı tartışmalarını gündeme getirdi. Bazı gazeteciler ve medya patronlarının, yasadışı örgütün adını kullanarak tanınmış işadamlarından tehdit yoluyla büyük paralar aldıkları iddia ediliyor. Önümüzdeki günlerde, bu iddialar nedeniyle kimi gazetecilerin tutuklanması bekleniyor.
Biz durdurabiliriz Sendika, PASOK'tan medet ummanın boşuna olduğunu vurguladıktan sonra, bu savaşı durdurmanın tek yolunun halkların, özellikle de işçi ve emekçilerin mücadelesi olduğunu dile getirdi. Bildiride, "Biz işçiler, halklarımızı savunuyor ve savaşa karşı çıkıyoruz. Hükümetten, Suda üssünü kapatmasını ve emperyalist katillerin topraklarımızı kullanmasını yasaklamasını istiyoruz. Basra körfezinde bulunan Yunan savaş gemisi hemen geri dönmelidir ve AB Dönem Başkanlığı yapan Yunanistan hükümeti, savaşı destekler nitelikte kararların çıkmasını engellemelidir." Federasyon, ayrıca 15 Şubat'ta yapılacak büyük savaş karşıtı gösteriye de katılım çağrısı yaptı. Bu tarihte ülke çapında büyük protestolar düzenlenecek.
Polis operasyonları Öte yandan; yasadışı "17 Kasım" örgütünden sonra Yunan polisi, Devrimci Halk Mücadelesi (ELA) adlı örgüte karşı operasyonlar başlattı. Albaylar Cuntası döneminde işkenceci bir polisin öldürülmesinden, çevik kuvvet otobüsünün bombalanmasına dek 149 silahlı eylemden sorumlu tutulan dört kişi tutuklandı. Son tutuklama dün gerçekleşti ve başkent Atina'nın Paleo Psihiko semtinde, 64 yaşındaki Hristo Tsigaridas yakalandı. Tsigaridas'ın, örgüt liderlerinden olduğu öne sürüldü. Tutuklu avukatları, tutukluların hiçbir suçlamayı kabul etmediklerini açıkladılar. Bu operasyonların en önemli özelliği; İngiliz ve ABD istihbarat teşkilatlarıyla beraber yapılmaları. Bir diğer ilginç nokta ise; medyanın kimlerin suçlandığını, kimin ne zaman tutuklanacağını günler öncesinden duyurması. Polisten önce kameraların ve gazetecilerin, "şüpheli"lerin evini kuşatması, basında hangi medya kuruluşlarının polisle işbirliği yaptığı tartışmalarını gündeme getirdi. Bazı gazeteciler ve medya patronlarının, yasadışı örgütün adını kullanarak tanınmış işadamlarından tehdit yoluyla büyük paralar aldıkları iddia ediliyor. Önümüzdeki günlerde, bu iddialar nedeniyle kimi gazetecilerin tutuklanması bekleniyor.