21 Şubat 2003 22:00

Kardan adam operasyonu!

Hakkari'de bazı esnaflar, eğlence olsun diye kardan adam yaptı. Üzerine de "Savaşa hayır" ve "Bizi petrole satmayın" diye yazı yazdı.

Paylaş
Hakkari'de bazı esnafların kar yağışını fırsat bilerek yaptığı ve üzerine "Savaşa hayır" sloganı yazdığı 4 'kardan adam', polis operasyonuyla yıkıldı. Hakkari kent merkezinde büyük bir özenle kardan adam yapan esnaflar, güncel gelişmeleri de unutmayıp üzerlerine "Savaşa hayır", "Bizi petrole satmayın" diye yazı yazdı. Kimi esnaf da bu arzularını kâğıda döküp, kardan adamın üzerine astı. Ancak esnafların bu eğlencesi, polisten umulmadık bir tepki gördü. Operasyon başlatan Hakkari Emniyet Müdürlüğü ekipleri, hastane ve çevre yolu üzerinde bulunan, "Savaş karşıtı" 4 kardan adamı yıktı. Polisler, bundan sorumlu tuttuğu bir esnafı da gözaltına almaktan son anda vazgeçti.

Polis esnafı tehdit etti Kent merkezinde esnafları dolaşıp uyarılarda bulunan polisler, kardan adamlar üzerine yazı yazılmamasını istedi. Polislerin, "Kardan adamlar üzerine kesinlikle yazı yazılmayacak. Olursa siz sorumlu olursunuz. Kardan adam yapmayın, yaparsanız da yazı yazmayın" dediği öğrenildi. İşyerlerinin önünü kardan temizlerken eğlence olsun diye kardan adam yapan esnaflar, durum karşısında hayretlerini dile getirerek, "Bu kadarına da pes" dediler.

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


'Zaman'a oynuyorlar Birtan Altınbaş adlı üniversite öğrencisini, 1991'de Ankara'da gözaltında işkenceyle öldüren polislerin yargılanması sürüyor. Altınbaş'ın avukatı Oya Aydın, davanın zamanaşımına uğrama tehlikesi olduğunu belirterek, adresler belli olduğu halde sanıkları bulmamakta direnen emniyet müdürlükleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Birtan Altınbaş'ın öldürülmesi olayına karışan sanık polislere verilen cezaların Yargıtay tarafından usul yönünden bozulması üzerine, davaya Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edilirken, bir türlü bulunamayan sanıklardan Naip Kılıç ve Ahmet Baştan için ayrılan dosyaya ilişkin davaya da dün başlandı. Naip Kılıç bir süre önce Altınbaş'ın avukatlarının bildirdiği İstanbul Üsküdar'daki evinden gözaltına alınarak, ifadesi alınmıştı. Kılıç'ın mahkemeye ulaşan ifadesinde, "Böyle bir şey olmadı" dediği görüldü. Kılıç'a, olay tarihindeki, "Ben araç sürücüsüydüm. Altınbaş kendi kendini yaraladı, başını duvarlara vurdu" ifadesi hatırlatıldığında ise, "İlk ifadem geçerlidir" dediği kaydedildi. Duruşmada, Altınbaş'ın avukatları hazır bulunurken, Kılıç ve Baştan gelmedi. Mahkeme Başkanı Ziya Yılmaz, Kılıç'ın ifadesi alındığı için gıyabi tutuklama kararının kaldırıldığını, Baştan'ın ise halen giyabi tutuklu olduğunu söyledi. Duruşmada söz alan Avukat Aydın, davanın Türkiye'nin en uzun işkence davası olduğuna dikkat çekerek, zaman aşımına uğraması halinde işkencecilerin cesaretleneceğini söyledi. Aydın, Kılıç'ın adresinin mahkemeye iki yıl önce bildirildiğine işaret ederek, Baştan'ın düzenli emekli maaşı aldığını, adresinin belli olduğunu, ancak polisler tarafından bir türlü yakalanmadığını söyledi. Sanıkların mahkemeye getirilmemesinde ihmali olan Ankara Emniyet Müdürlüğü ve Üsküdar Emniyet Müdürlüğü hakkında suç duyurusunda bulunmak istediğini kaydeden Aydın, bir an önce davanın sonuçlanması gerektiğini vurguladı. Mahkeme, sanıkların mahkemeye getirilmesi konusunda görevlilerin özenle uyarılması, aksi takdirde suç duyurusunda bulunulacağına ilişkin ihtarda bulunulmasına karar vererek, duruşmayı 2 Mayıs 2003 tarihine erteledi.

Dedeoğlu ortaya çıktı Diğer sanıklar için Yargıtay'da bozulan davaya da dün devam edildi. Duruşmada, sanık polislerden duruşmalara gelmeyen, sanık olduğu sürede MHP'den milletvekili adayı olduğu ve MHP'li Devlet eski Bakanı Faruk Bal'ın danışmanlık görevini üstlendiği ortaya çıkan İbrahim Dedeoğlu ve Cavit Orhan ile Altınbaş'ın avukatları hazır bulundular. Duruşmada, sanık avukatları bozma kararına uyulmasını istediler. Birtan Altınbaş'ın avukatları ise davanın usulden bozulduğunu ve bu nedenle diğer sanıkların dinlenmesine gerek olmadığını belirterek, duruşmalara gelmeyen sanıkların dinlenmesine gerek olmadan davanın sonuçlanmasını ya da sanıkların giyaben tutuklanmasını istedi. Mahkeme, davanın müdahil tarafça bozulması nedeniyle bütün sanıkların dinlenmesi gerektiğini bildirerek, dinlenmeyen sanıklar için müzakere yazılmasına karar vererek, duruşmayı 18 Mart 2003 tarihine erteledi.

ÖNCEKİ HABER

Türkiye'nin insan hakları karnesi
   yine çok kötü...

SONRAKİ HABER

Barış çağrısıyla geliyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa