03 Mart 2003 22:00

Kürt'e mutluluk yasak!

"And" içme töreni sırasında; "Ne mutlu Kürt'üm diyene" dediği iddia edilen ilkokul öğrencisi B.A. hakkında, "Halkı ırk, din ve sınıf farkı gözeterek düşmanlığa tahrik ettiği" gerekçesiyle dava açıldı.

Paylaş
Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde bulunan Kazancı İlköğretim Okulu'nda 15 Kasım 2002 tarihinde sabah "Andımız" okunurken, "Ne mutlu Kürt'üm diyene" dediği ileri sürülen 14 yaşındaki B.A. hakkında, okul müdürü Cemil Özer ile öğretmenler Ayşe İşteyılmaz ve Feyzi Yurtoğlu'nun suç duyurusu üzerine Bismil Cumhuriyet Savcılığı'nca soruşturma başlatıldı. Soruşturmayla ilgili görevsizlik kararı veren savcılık, dosyayı Diyarbakır DGM Savcılığı'na sevk etti. Soruşturmayı tamamlayan DGM Savcılığı, B.A. hakkında TCK'nın 312. maddesi uyarınca Diyarbakır 3 No'lu DGM'de dava açtı. Diyarbakır DGM Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, B.A.'nın "Ne Mutlu Kürt'üm" dediği için halkı kin ve düşmanlığa açıkça tahrik ettiği iddia edildi. B.A.'nın "Ne mutlu Kürt'üm" demekle ne dediğinin farkında olduğu savunulan iddianamede, B.A.'nın 3 yıla kadar ağır hapis cezası istemi ile cezalandırılması istendi.

Öğretmenlere aklama "Ne mutlu Kürt'üm diyene" dediği için çocuklarını döven öğretmenler hakkında aile avukatının yaptığı suç duyurusu ise Bismil Kaymakamlığı'nın "soruşturma izni" engeline takıldı. Okul Müdürü Cemil Özer ile öğretmenler Ayşe İşteyılmaz ve Feyzi Yurtoğlu hakkında yapılan suç duyurusuna soruşturma izni vermeyen Bismil Kaymakamı Kemal Çiftçi, karara gerekçe olarak da şunları ileri sürdü: "Kazancı köyü İlköğretim Okulu'nda 'And' içme töreninde öğrenci B.A.'nın öğrenci andının yanlış okunması üzerine, adı geçen öğrenci ile öğretmenler arasında tartışma çıktığı, adı geçen öğretmenler tarafından öğrenciye müessir fiil, tehdit ve hakarette bulundukları iddia edilmiş ise de, olayın kanıtlanması için yeterli bilgi, delil ve belgenin bulunmadığı anlaşılmıştır. Adı geçenler hakkında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Kanunun 6. maddesi gereğince soruşturma izni verilmemesine karar verildi." Bunun üzerine, B.A'nın ailesi, Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi'ne başvurarak, Bismil Kaymakamlığı'nın verdiği kararın bozulmasını talep etti.

Bir gün gözaltında kalmıştı Bismil'in Kazancı İlköğretim Okulu'nda 15 Kasım 2002'de "And" okuma töreni sırasında "Ne Mutlu Kürt'üm" dediği iddia edilen B.A.'nın, hakarete uğradığı ve dövüldüğü ileri sürülmüştü. Öğretmenlerin şikâyeti üzerine polis tarafından sorgulanan B.A., bir gün gözaltında kalmıştı.

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Doktora hasta başına para Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın göreve gelmesiyle birlikte, sağlık çalışanları ve hastalardan yana bir tutumla yaptığı iddialı açıklamalar uygulamada tam tersine dönüyor. Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılacak yeni uygulamayla, sağlık kuruluşlarındaki döner sermaye sistemi değiştiriliyor. 1990'ların sonundan itibaren özelleştirme politikaları doğrultusunda üniversite hastanelerinden başlanarak uygulamaya sokulan döner sermaye sistemi, 'hastanenin kazandığı paranın çalışanlara eşit dağıtılması' gibi bir gerekçeye dayandırılıyordu. Sağlık sistemini her birimde para üzerinden şekillendirmeyi hedefleyen döner sermaye, giderek tüm sağlık kuruluşlarına yayıldı. Şimdi Recep Akdağ'ın bakanlığında bu işte bir adım daha öteye gidilmeye çalışılıyor. Yeni sistemle döner sermaye payları "iş yapan doktorlara" ödenecek. Döner sermayeden fazla pay almak isteyen doktorlar mesai saatlerini uzatacak. Esnek çalışma anlamına gelen bu uygulama, 'vardiya uygulaması ortadan kalkacak' denilerek savunuluyor. Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sabahattin Aydın, değişikliği, "iş yapan doktora hak ettiği kadar döner sermaye geliri sağlanacak" diyerek savunuyor. Aydın, hastanelerde şu anda uygulanan döner sermaye sisteminde, elde edilen gelirlerinin belli giderlere harcandığını, bu giderlerden bir kısmının da çalışan personele teşvik olarak verildiğini belirtti. Herkesin, maaşına göre belli miktarlarda döner sermaye geliri aldığını anlatan Aydın, "Bu, bütün kurumlarda maaşa ek ödeme gibi uygulanıyor. Bu uygulamayı, önce pilot bölgelerde, sonra ülke geneline yayarak kaldırmak istiyoruz" diye konuştu. Konunun yasal zemine oturtulması için bütçe kanununa madde eklendiğini bildiren Aydın, bu nedenle uygulamanın bütçe kanunlaştığında başlayacağını ifade etti.

Ne kadar iş, o kadar para Sistemde yapılacak değişiklikle, çalışan personelin yaptığı iş kadar döner sermayeden yararlanacağını ifade eden Aydın, böylece, personelin ürettiği işe oranlı bir kazanç sağlayacağını ileri sürdü. Aydın, "Vereceğimiz döner sermaye katkı payını, o kişinin maaşına değil, baktığı hastaya endeksleyeceğiz. Diğer personelin döner sermaye payları da doktorlara oranlanacak. Örneğin, bir doktor ortalama 1 milyar alıyorsa, hemşire otomatikman 330 milyon lira alacak" dedi. Hesaplama yapılırken, her işlem başına, Türk Tabipleri Birliği'nin yayınladığı Asgari Ücret Fiyat Tespiti'nde yer alan puanların konulacağını belirten Aydın, "Bu puanlar, ay sonunda hastane döner sermaye kurulunun belirlediği katsayı ile çarpılacak. Çok puanı olan çok para alacak" diye konuştu. Muayenehanesi olan hekimlere uygulanacak katsayıyı düşük tutacaklarını kaydeden Aydın, "Örneğin, 'muayenesi olan hekimlere, döner sermaye payı yüzde 50 oranında uygulanır' diyeceğiz. Yani, hekimlerin puanları aynı olsa bile, muayenehanesi olanın eline geçen para farklı olacak" dedi.

Esnek çalışma dayatması Konuyla ilgili gazetemize bir açıklama yapan SES Genel Sekreteri Şükran Öz ise, uygulamanın esnek çalışmayı dayattığını belirtti. Yeni uygulamanın serbest piyasa anlayışının hastaneye yansıması olduğunu ifade eden Öz, "Hekimleri de birbirlerine rakip gösteren bir uygulamadır. Esnek çalışmayı dayatan bir uygulamadır. Önümüzdeki günlerde alanlara çıkacağız. Tıp haftasında bu uygulamaları protesto edeceğiz" dedi.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Üniversiteye patron konseyi!

SONRAKİ HABER

Aydınların sesi birleşmeli

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa