15 Mart 2003 22:00

Terazinin topuzu kaçınca

Fark etmemişim, Pokemon dizisi yeniden gösterilmeye başlamış. "Seni seçtim ördek", "Seni seçtim Pikaçu" diye bağırıp duruyor pokemon dövüştürücüleri.

Paylaş
Her şeyi anlıyorum, her şeyi anlıyorum da, savaştan yana olmayı anlayamıyorum. Hani ABD'nin silah tekellerinin birinde satış şefi olsanız anlayacağım da.. Hürriyet gazetesinin, Keyif adlı pazar ekinin "kaset ve CD" eleştirmeni olunca... Moda deyimle "dumura uğruyorum". Gökhan Bulut, kendi ifadesine göre yerli rock gruplarına yönelttiği eleştiriler yüzünden hoş karşılanmayan biri. Ben Ada Müzik'in "Savaşa Hiç Gerek Yok" adlı CD'si için ne yazdığına bir göz attım. Protesto gösterilerinde heyecanla dinlediğim bu parçanın uzman gözüyle yorumunu merak etmiştim. Gökhan Bulut'u okuyunca dersimi aldım. Bakın görün, Gökhan Bulut neler yazmış: "Bir ilimizde, mahallenin bakkalı ve bir arkadaşının, birlikte buz gibi sulara atlayarak savaşa karşı duydukları rahatsızlığı göstermelerine şahit oluyoruz. Diğer yandan insanların eğlenmeye gittikleri barların, gece kulüplerinin fix mönüsü ve kapı tabelası haline gelen bir 'savaşa hayır' tekerlemesi sürüp gidiyor. Yani durum ortada, yurdumuzda, Amerika'nın Irak harekâtına karşı gerçekleştirilen gösteriler tüm cıvıklığıyla devam ediyor. İnsanın savaşa karşı öfkesini bile dindiren bu kadar ucube protestonun arasında bir yerli Rockerimiz de müzik yollu bir eleştiri koyuyor ortaya." Gördüğünüz gibi sorun bu çalışmanın savaşa karşı oluşu. Gökhan Bulut CD'nin adını görür görmez öfkeye kapılmış herhalde. Ne parçayı dinlemiş ne kapağına bakmış. Belki de bu kapakta CD'nin gelirinin "canlı kalkan grubuna" gideceğini okuyunca kızmıştır. Ve CD'yi hazırlayan adların kalabalıklığını bile fark edememiştir. (Nejat Yavaşoğlu, Athena hemen anımsayabileceği adlardı). "Asmalı Konak" dizisinin müziğine de, "Savaşa Hiç Gerek Yok"a da iki yıldız vermesi onu bağışlatır mı dersiniz? Dilimizde "kantarın topuzunu kaçırmak" diye bir deyim vardır ya.. Onu hatırlamak yeterli. Bu arada fark etmemişim, Pokemon dizisi yeniden gösterilmeye başlamış. "Seni seçtim ördek", "Seni seçtim Pikaçu" diye bağırıp duruyor pokemon dövüştürücüleri. Kimi zaman kolunun altında pırasa taşıyan ve bu pırasa ile pişirildiğinde pek lezzetli olan bir ördek, güçlü bir ejderi yeniyor. Hem de pırasasını silah olarak kullanarak. Kimi zaman da ender pokemonların peşinde koşturuluyor ama bu pokemon bir işe yaramıyor.. Serüvenlerde yenilen pokemon var ama ölen yok. Olsa olsa değişime uğruyor, biçim değiştirip güç kazanıyorlar yalnızca. Anlaşılan eğitimcilerin zoruyla yayından kalkan bu dizinin çocuklara yeni yeni mesajlar vermesi zamanı gelmiş. Peki çocuklara, insanların savaştırıldıklarında pokemon olmadıklarını kim anlatacak? Pokemonları dövüş için seçenlerin de sevimli ve iyi niyetli çocuklar olmadığını da açıklamak mı gerekecek. Pikaçu'nun al yanakları, sevimli yüzü dünya egemeni olmak isteyenlerin çirkin yüzünü örtmeye çalışıyor gibi geliyor bana bu günlerde. Bu çizgi filmi Japonların gerçekleştirmiş oluşu nedense bana hep Nâzım Hikmet'in Kız Çocuğu şiirini anımsatıyor. Sonra "Çocuklara kıymayın efendiler", "Gelinlere kıymayın efendiler" diye mırıldanmaya başlıyorum, boğazıma tıkanan sövgüleri savmak için. Can Yücel, sevgili Can Yücel... Canım Can ağabey nerelerdesin? Sayın Neyzen Tevfik duymuyor musun beni... Yetişin imdadıma!
sezer@evrensel.net

ÖNCEKİ HABER

Çağının resmini yapan usta

SONRAKİ HABER

Müzik, Ankara'yı ziyaret edecek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa