02 Nisan 2003 21:00

Komitelerini kurdular

Oluşturdukları komiteyle, özelleştirmeye karşı mücadeleyi işyerlerinde örgütleyen PETKİM işçileri, esnafıyla köylüsüyle Aliağa halkını da yanlarına almaya çalışıyorlar.

Paylaş
Geçtiğimiz ay gazete ilanıyla satışa çıkarılan PETKİM, istihdam bakımından imalat sanayinin en büyük sekizinci kuruluşu. Türkiye milli gelirinin binde 2'sini, imalat sanayi katma değerinin yüzde 1'ini karşılayan dev bir kuruluş. Petrokimya sektörünün tek temsilcisi olması bakımından devlet tekeli konumundaki PETKİM, piyasayı düzenleyici ve kamu yararını koruyucu bir rol de oynuyor. PETKİM işçileri, her geçen gün boyutlanan eylemlerle fabrikalarının satılmasına izin vermeyeceklerini dile getiriyorlar. 1988'deki deneyimlerinden de yararlanarak, işyerinde her üniteden birer işçiyle oluşturulan 35 kişilik komite oluşturan işçiler, özelleştirme ve Irak Savaşı'yla ilgili sorularımızı yanıtladılar. PETKİM işçisi özelleştirmeyi nasıl görüyor, mücadeleye nasıl hazırlanıyor? Avni Dalgan (VCM ünitesinden): Özelleştirmeyi şöyle anlatayım; bir ineğimiz var, o ineği iyi beslemiyoruz da memesini kesiyoruz. İşyerinde daha önce 1988'lerde komitelerimiz vardı. Mücadeleye önemli katkısı oldu. İki dönem falan gitti, sonra dağıldı. Sendikanın en son kongresinden sonra bazı arkadaşlarımız komiteleri yeniden gündeme getirdiler. Özelleştirme sürecinin hızlanmasıyla birlikte yeniden kuruldu. Aliağa'da oturduğumdan, gelip gitmem, irtibat kurmam rahat olduğu için arkadaşların da önerisiyle komite üyesi oldum. Burhan Hoşbaş (Ortak Boru ünitesinden): Komiteleri ilk kurduğumuzda 1989 falandı galiba. Bazı arkadaşlar özelleştirmenin ne demek olduğunu bilmedikleri için karşı çıkmıyorlardı. Şimdi bakıyorum yaptığımız eylemlere hep katılıyor bu arkadaşlar. 1986-87'den bu yana PETKİM'de mücadelenin önderliğini yapan 200 kadar arkadaşın sayısının bugün azaldığını söyleyebiliriz. Neden bu 200 kişi 400-500 olmadı. Burada bir eksiklik var tabii. Hüseyin Tüfekçi (Teknik Kontrol ünitesinden): Geçmişte özelleştirmelere karşı bölge milletvekilleriyle, siyasi parti örgütleriyle, kitle örgütleriyle yapılan görüşmeler olumlu sonuç vermedi. Petrol Ofisi'nin özelleştirilmesinde Ecevit işçinin mağdur edilmeyeceğine dair söz vermişti, hatırlarsınız. O dönem işten çıkarılan işçilerin, başka kamu kurumlarına geçebilenler de dahil hepsi mağdur edildi. Şimdi dost düşman herkes PETKİM'e bakıyor. Özelleştirmeye karşı mücadelede göstereceğimiz yetenek önemli ama halkı sürece katmadan başarılı olunamayacağını düşünüyorum. Murat Yavuz (Torba Üretim ünitesinden): Sendikamızda güzel bir örgütlülüğümüz var. Ama zaman içerisinde kendi iç çelişkilerimizden dolayı, birilerini bir yerlere getirebilmek adına, mücadele içerisinde görev alması gereken bazı aktif arkadaşlarımız görev alamamakta. Mevcut yönetimdeki arkadaşlara bir şey demiyorum ama gerçekten görev alması gereken arkadaşlarımız bu zorlu süreçte aktif göreve getirilmeli. Abdüllatif Şener 'özelleştirme için kellemi ortaya koymaya hazırım' diyor. PETKİM'i öne almaları bu kararlılıklarının bir göstergesi olarak yorumlanıyor. Böylesi bir kararlılık karşısında nasıl bir mücadele gerekiyor? Burhan Hoşbaş: Abdüllatif Şener 'özelleştirme için kellemi ortaya koydum' dedi. Sendika şube ve genel merkezimiz 'özelleştirmeye savaş açıyoruz' söylemiyle karşılık verdi. Bunun altını doldurmanın yollarından biri de komiteleşmedir. Özelleştirmeye karşı mücadeleyi komiteler üzerinden örgütlememiz gerekiyor. Komite kararları birlikte alan, birlikte uygulayan bir işleve sahip olmalı. PETKİM'de bulunan bütün birimlerde örgütlenen komite, en geri işçiyi bile en azından kendi apartmanında komitenin aldığı kararları aktaracak bir etkinliğe kavuşturmalı. Bizim dışımızda örgütlü olan bütün kesimlerle halkla, köylüyle, esnafla ilişkiler sağlamalı. Avni Dalgan: Bizdeki komite uygulaması işçilere şu saatte şurada eylem var diye yapılan bir konuşmanın ötesine geçmiyor. Oysa insanlarla birebir gidilip görüşülmeli. Ben geçenlerde bakkala gittim. Bakkal, PETKİM'in özelleştirilmesini savundu bana. Oturdum konuştum adamla. Özelleşirse işten atılacak işçileri, dolayısıyla müşterilerini kaybedeceğini söyledim ona. Seni de doğrudan etkileyecek dedim. Bir de yapılacak edilecek şeylerin komiteyle birlikte kararlaştırılması lazım bence. Mesela, geçen Petrol Ofisi'ne yapılan yürüyüşten komite üyelerinin çoğunun haberi bile yoktu. Her görüşten işçinin komitenin içinde yer alması en uygun olanı ama, örneğin sağ görüşlü arkadaşları bu komitelere çekebilir miyiz bilemiyorum. Hüseyin Tüfekçi: Komite, işçilerin sürece katılmasının en önemli araçlarından birisi. Sürece katılan ve katkıda bulunan bir komiteden bahsediyorum. Komitenin sendika yönetimine de katkı koyması gerekiyor. Emme basma tulumba gibi yönetimin her söylediğine kafa sallayan bir komite olmaz. Arkadaşların söylediği gibi, PETKİM'de 88'den beri komiteler var ama özelleştirmeyle ilgili bir komite kurulsaydı, belirli görevlerin paylaşılması sonucu Aliağa esnafına, halkına özelleştirme anlatılabilmiş olsaydı, mücadele daha üst bir noktada olabilirdi. Mehmet Yavuz: 5000 kişinin çalıştığı PETKİM'de, temsilci arkadaşlar doğal olarak her yere yetişemiyor. Şimdi komiteler oluşturuldu, komitelerde yer alan arkadaşların militan bir şekilde davranması gerekir özelleştirmeye karşı. Bütün arkadaşlarımızın topyekün bu mücadeleye inanmaları, sahip çıkmaları lazım. Zonguldak maden işçisi örneği var hepimizin bildiği. İşçiler yürümeye başladığında onlara yığınsal bir katılım olmuştu. Bu süreci yaşamamak için hiçbir gerekçemiz yok. Tabandaki işçiden, komite üyelerine, temsilci ve yöneticilere kadar emek kattığımız zaman kazanacağımıza inanıyorum. Büyük bir direniş başlatmak zorundayız. Sonuç alıncaya kadar, gerekirse coplar yiyerek bu direnişi sürdürmemiz gerekiyor. Petrol Ofisi olmak istemiyorsak, darmadağın olmak istemiyorsak bunu başarmak zorundayız.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

İşçiler PETKİM'İ bırakmayacak

SONRAKİ HABER

Göktepe Ödülleri'ni kazananlar belli oldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa