Dersimi alttan alınca har(a)cım artıyor! har(a)cımı katmayınca dersim alttan kalıyor!
Üniversitelerde 2011-2012 eğitim – öğretim güz yarıyılı başlıyor. Üniversiteliler yeni döneme zamlarla başladı. Resmi gazetede yayınlanan habere göre 3. kez alttan aldığımız her ders için kredi başına para ödeneceği. Kocaeli Üniversitesi’nde Siyaset
Üniversitelerde 2011-2012 eğitim – öğretim güz yarıyılı başlıyor. Üniversiteliler yeni döneme zamlarla başladı. Resmi gazetede yayınlanan habere göre 3. kez alttan aldığımız her ders için kredi başına para ödeneceği. Kocaeli Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi 3.sınıfta okuyacak olan Adem Korkmaz har(a)ç parası dışında 4 kredilik dersi için 80 lira ödedi. Daha birçok öğrenci alttan kalan her dersi için kredi başına para ödediler. Sosyal paylaşım sitesi Facebook’da yapılan zamlara karşı açılan grupların üye sayısının gün geçtikçe artması, İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin eylem yapması ve zaten şifre skandalından başı ağrıyan YÖK, ÖSYM, AKP hükümeti, zamları –tepkinin giderek büyüdüğünü farkettiğinden ve çekindiğinden- geri çektiğini açıkladı. Bu başta tüm öğrencileri sevindiren bir haber gibi görünsede işin aslı öyle değildir. Bu konuyla ilgili resmi bir açıklama yoktur. Paraların nasıl, ne zaman geri verileceği açıklanmamıştır.
Bir başka örnek ise Sinop Üniversitesi’nde her öğrenciden (alttan dersi olmayanlar dahil) 14 lira alınmıştır.Bunun dışında birçok örnek vardır. Zamların geri çekildiği açıklamasından sonra bilinen kredi başına değil ders başına standart bir fiyat belirlenip har(a)çlara ek olarak ayrıca ödeneceğidir.
Hayaldi Gerçek Oldu!!!
Güz dönemi başlıyor. Üniversiteyi yeni kazanan gençler belki biraz hüzünlü bir telaş içinde. Ailelerse onlardan daha telaşlı. Zaten kazanamayan gencin ise sıkıntıları binadan gökdelene yükselmiştir.
İlk defa aileden ayrılacaksındır. Yeni bir şehir , yeni insanlar, yeni bir hayat…
Lise dönemi çoktan bitmiştir. Yapılacak bir sürü şeyin, kafanda bir sürü hayalin, planın vardır. Başta annen, baban, amcan, teyzen ve diğer tüm akrabaların sana tembihlediği, yapmanı istemedikleri bir sürü şey vardır. Aslında tüm bunlar senin iyiliğini istedikleri, üzülmeni istemedikleri içindir. Sen iyisindir ama çevre kötüdür. Böyle olmasada onlara da öncekilere de böyle öğretilmiştir. Kocaeli’ de öğrenci sayısı yetmiş bindir ve açılan yeni bölümlerle bu sayı daha da artıyor. Ancak şöyle bir çelişki var ki yurt kapasitesi beş bin dir. Bu orantısızlığın sebebi üniversitelerin giriş kapısında yurt broşürü –günlük masrafını çıkartmak için– dağıtan üniversiteli gencin fazla olmasından anlayabiliyoruz. Özel sektör öyle bir rekabetteki boş buldukları odaya, binaya 250-500 arası fiyat belirleyerek yurt tabelasını asıyor. Asgari ücretin 599 lira olduğu bir ülkede, dört yüz lira yurt parası, altı yüz lira har(a)ç parası (İ.Ö.), iki lira yol parası, iki lira yemek parası olan bir şehirde öğrenci olmak ‘yetmiş bin için’ hayaldi gerçek oldu. Böyle bir durumda çocuğunun nerde kalacağını aile kara kara düşüne dursun genç ise yeni uygulan süreç ‘BOLOGNA’nın yaptırımı olan yüzde otuz beş ingilizceyle, geçme notunun 65 olmasıyla ve bunu düzeltecek bir sınavın olmayışıyla nasıl baş edeceğini kendi kendine sormaktadır.
Har(a)çlara Zam Gelmesi Paha Biçilemez!!!
Yurtlar çok pahalıdır. Ama başka çaresi yoktur, eve çıksa kimseyi tanımıyor, çıkıcak kimse yok. Aileden ayrıdır, artık yemeği tek başına yiyecektir, zaten hiç maddi açıdan rahat bir hayatı olmamıştır ama bundan sonra parasını daha tutumlu olması gerekecektir. Okuyan başka kardeşleride vardır ve sadece babası çalışıyordur. Elinde o kadar çok broşür vardır ki kafası çok karışmıştır. Erkek olduğu halde kız yurdu broşürü bile vermişlerdir. Baba da hem oğlundan ayrılacak olmanın, hem de bu kadar hüznünü masrafın altındaki ağır yükünü oğluna farkettirmemeye çalışır. Okulun önünde broşür dağıtan öğrencilere her aile çekingen bir tavırla yurtla-okulla ilgili sorular sorar, ulaşım kolay mı, yurt ücretleri ne, yemek veriyor mu, okulun durumu, ev fiyatları, dersler, hocalar … Böyle uzayıp gider. En ilgincide ‘hiç tanımamasına rağmen’ ev arkadaşı arıyor musunuz, diye soran anne baba bile vardı. Maddi sıkıntı insanları günümüzde her şeye mecbur bırakıyor.
Hazırlığı geçmek için yapılan muafiyet sınavdan çıkan (sınav ücreti=40 lira) yeni öğrencinin o gün yaşadıkları bir film şeridi gibi gözünün önünden geçmektedir. On saatlik yoldan gelmiştir (bilet fiyatı=50 lira). İndiğinde okula çıkmak için 40 dakika yolculuk yapmıştır.(yol parası kent kartsız=2 lira) Okulda kayıt için 2 saat beklemiştir.(harç parası: 180 Ö.Ö , 600 İ.Ö). Sonra akıllı kart için yaklaşık bir buçuk saat beklemiştir. Karta okulda yemek yiyebilmek için para yüklemek gerekir. (en az 10 lira) Bir yerde kalması gerektiği için mecburen özel yurda kayıt yaptırır…(6 kişilik oda 400 lira)
TOPLAM= 682 ( Ö.Ö ) , 1.182 ( İ.Ö)
Har(a)çlara Zam Gelmesi Paha Biçilemez !
Mersin’den gelen, ailesinden ilk kez ayrılan 19 yaşında olan ve ebelik okuyacak olan Sedna Redur ailesinin en büyük kızı. 5 yaşında anaokulana başlayacak kız ve 17 yaşında lise sona başlayacak erkek kardeşi var. Annesi evlere temizliğe giden bir ev işçisi , babası şehiriçi otobüslerinde şoför.
Sedna, ailesinin aylık gelirinin 1500 lira olduğunu belirterek, kirada oturduklarını, kendisinden sonrada bu yıl kardeşinin dersaneye gitmek zorunda olduğunu, küçük kardeşinin okula başlayacak olmasının ve zaten var olan yüklü miktarda borçlarının onları sıkıntıya soktuğunu söylüyor. Türkiye’yi teğet geçen kriz gibi üniversite masraflarıda beni ve ailemi teğet geçecek diyor. Üniversiteye kayda geldiğinde 50 lira ayak bastı(harç dışı kayıt parası) parası aldıklarını ve anlam veremediğini söyledi. (Bu sene başlayan bir uygulama) Sedna , üniversitelerin ticarethane aracı olarak kullanıldığının göstergesi olarak esnafın, ulaşımın canlanması, ekonominin -öğrenci sırtından – canlanması için yapılmış olabileceğini düşündüğünü söylüyor.Yine öğrenciye sahip çıkma gerçekliğini ortaya koyuyor. Hiç bilmediği bir yere gelen tamamen ona sunulacak şartlara uymak zorunda olan dışardan gelen öğrencileri maddi anlamda kendi istedikleri şekle koyuyorlar diye devam ediyor. Ek olarak yurtların kapasitesi beş bin olan, bin öğrenci için geri kalana yedek deniliyor ve bir hafta misafir kalma (sözde) olanak sunuluyor. Gecesi 15 lira olan, yemesi içmesi içinde olmayan şartlara itiliyoruz ve yazın bu devlet yurtları cemaatlere kiralanıyor. Buda öğrencilere nasıl yaklaşıldığını, ne tür amaçların olduğunu ortaya seriyor. Bir de bu son har(a)ç oyunları aslında içinde para dönen oyunlarda öğrencilerin sıralarda oturan banknottan başka görmeyen bir devir daim içindeyiz, diye bitiriyor.