1 Temmuz 2003 21:00
Fosfat sahaları ineklere kaldı!
İşsizlikle boğuşan bölgede; her yıl binlerce kişi iş bulabilmek için batı illerine göç ediyor. Oysa bölge zengin maden yataklarıyla dolu. Demir, bakır, gümüş, nikel, altın, kömür, fosfat, kalker, mermer, petrol...
Maden yatakları işletilse bölgedeki işsizlik oranı büyük ölçüde azalacak. Ama devlet, her bölgede olduğu gibi doğuda da sırtını halka döndü. Şırnak Kömür Ocakları kapatılma tehlikesi ile karşı karşıya.. Ergani Bakır İşletmeleri ise yıllardır kapalı...
Ama bunların içinde bir tanesi varki; kapısına kilit vurulduktan sonra Mazdağı'nın belini kırdı, yüreğini burktu. Dünyanın ikinci büyük fosfat rezervinin bulunduğu Mazıdağı'nda Eti Holding'e bağlı fosfat ocaklarından söz ediyoruz.
Köyden ilçeye 1966 yılında maden araştırmasına başlayan Maden Teknik Arama (MTA) fosfat bulunca, küçük bir köy olan Mazıdağı, kocaman bir ilçe olmanın şansını yakalamıştı. Tıpkı küçük bir köyken petrol sayesinde 300 bin nüfuslü büyük bir şehre dönüşen Batman gibi. MTA'nın araştırmasının bitmesinin ardından bölge Etibank'a (Şimdiki Eti Holding) devredildi. 1974 yılında değirmen büyüklüğünde küçük bir fabrikanın açılışı yapıldı. Küçük olmasına rağmen kâr eden fabrika, 515 işçi, 100 memur ve 67 güvenlik görevlisine ekmek kapısı oldu. Ayrıca Etibank'a bağlı olarak Entes, Kayalar ve Yenigün gibi taşeron firmalarda çalışan 2 bin işçi de buradan geçimini sağladı.
Şimdi inekler otluyor Ancak fosfat işletmesi yıllar sonra "zarar ediyor" diye bilinçli bir şekilde atıl hale getirildi. Hemen hemen hiç maden işlenmedi ve kaderine terk edildi. İşletmede şu an 34 işçi, 22 memur ve 36 güvenlik görevlisi çalışıyor. Bir zamanlar binlerce kişiye ekmek kapısı olan işletmede şimdi sessizlik hakim. İşletmeye ait maden sahalarında ise binlerce ton fosfat işlenmeyi bekliyor. Ama boşuna. Çünkü fosfat sahaları ineklere terk edilmiş. 'Şanslı' inekler, madenlerde otlayarak karınlarını doyuruyor.
DERİK YOLU'NUN BÖLDÜĞÜ İLÇE Mazıdağı, Mardin'in en küçük ilçelerinden biri. Nüfusu 11 bini biraz aşıyor. İlçede tek sağlık ocağı bulunuyor. Binası yapılan devlet hastanesi ise, araç gereç yokluğu nedeniyle boş duruyor. Mazıdağı yaklaşık yüz yıldır iki kardeş aşiretin kan davası nedeniyle iki düşman kampa bölünmüş. Derik Yolu ile kesilen ilçenin yukarı kısmı (Kalan Mahallesi) Yakubi Aşireti, aşağı kısmı ise Gançoyi Aşireti'ne ait. Ancak kan davası on yıl önce barışla sona ermiş. Aşiret ilişkileri etkisini büyük oranda yitirmiş durumda. Özellikle gençler artık aşiretçiliğe itibar etmiyor.
Maden nasıl bitirildi? Mazıdağı Maden Müdürlüğü'nün "Hizmete özel" ibaresiyle 30 Haziran 2002 yılında hazırladığı rapor, Mazıdağı Fosfat işletmeleri'nin nasıl kapanma noktasına geldiğini açık bir şekilde ortaya koyuyor. Raporda dikkati çeken ise, Türkiye'nin resmi kurumu Mazıdağı Maden Müdürlüğü'nün, Ürdün için Türkiye'den ticaret kolaylığı istemesi. Rapora göre; tesislerde üretilen fosfat, yurtiçinde sadece Mersin-Akgübre, İskenderun-Sarıseki gübre fabrikalarına satılabiliyor. Diğer gübre fabrikalarına karayolu ile nakliye ekonomik olmadığı gibi demiryolu nakliyesi için altyapı hazır değil. Eti Holdingi A.Ş. nakliye tesislerinin yapımı için gerekli girişimlerde bulunmuş, hatta Diyarbakır'da 82 bin metrekarelik arsa alıp yükleme yapmaya hazırlanırken, fosfat konsantresi kullanacak olan gübre fabrikaları, bu kez "Boşaltma tesisimiz yok" diyerek bu girişimin de sonuçsuz kalmasına neden olmuş. Gübre fabrikalarının çok küçük bir katkısı ile en ucuz yol olan demiryolu nakliyatının gerçekleşmesi sağlanabilecekken fabrikalar ithalat yolunu yeğlemişler. Raporda satış probleminin çözümü için izlenecek yola da yer verilmiş: Halihazır durumda fosfat ithalatına devlet tarafından uygulanan sübvansiyonların azaltılmalı veya Mazıdağı fosfatlarına da uygulanmalı ya da gübre fabrikalarına nakliye için sübvansiyon sağlanmalıdır.
Mevcut gübre fabrikalarının konsantre fosfat ihtiyacının bir kısmının Mazıdağı'ndan almaları şart koşulmalı.
Hem bölgenin gübre ihtiyacının karşılanması hem de satış darboğazlarımızın giderilmesi için; tesislere yakın yerde gübre fabrikası kurulmalıdır.
Raporda 2002 yılında hiçbir üretim faaliyeti olmadığı açıklanırken, yatırımlar için de 2002'de bir program yapılmadığı belirtilmiş. Ayrıca 1995 yılında konsantre fosfat stoğunun sıfırlandığı hatırlatılmış.
KAPANMASI İÇİN BİR NEDEN YOKTU Salih Başak (Belediye Başkan Yardımcısı): Raporlara göre GAP bölgesinin 100 yıllık gübre ihtiyacını karşılayacak kadar rezerv vardı. Şu an açık sahada toprak üzerinde greyderlerle taşınmayı bekleyen 60 dönüm arazide fosfat var. Mazıdağı ve etrafının can damarıydı fosfat. 1980'lerden sonra, kademe kademe kapatıldı. Zarar etmiyordu. Kapanması için hiç bir neden yoktu, şimdi fosfat yeniden işletilmeye başlanırsa yüzde 100 kâr eder. Hasan Yavuz (Fırıncı): Bugün bir günde sattığım ekmeği maden açıkken sadece sabahları satıyordum. Bölgeden her yerden gelip buraya yerleştiler. Mazıdağı büyüdü. Zarar ediyor diye maden ocağını kapattılar. Aslında böyle bir şey yoktu. Mazıdağı'nın fostafı, GAP'a 200 yıl yeter. Maden kapandıktan sonra herkes Kızıltepe, Diyarbakır, Viranşehir'e çapa yapmaya gidiyor. Gençler işsiz... Mahmut Çiftçi (Entes'te taşeron olarak çalıştı): İlçede iki aşiret arasında kan davası vardı. Bu davadan dolayı sürekli şikâyet oluyordu. Etibank'ta çalışanlar PKK'li diye ihbar edildi. Yakubi Aşireti DYP'li, Gançoyi Aşireti ise ANAP'lıydı. Onlar bu madenden çıkar elde edemeyince kapatılmasını sağladılar. Cemil Aktimur (Etibank işçisi): GAP bu bölgenin geleceğidir diyor devlet yetkilileri. Mazıdağı fosfatlarından üretilecek gübre GAP'a yüz yıl yeter. Üstelik daha ucuza mal olur. O zaman niye fosfatı işlemiyorlar. Geçen haftalarda buraya Diyarbakırspor Kulübü Başkanı Mücahit Can geldi. Madeni inceledi. Onun amacı 30-40 işçiyle bu madeni işletmekti. Ama baktı maden büyük, altından kalkamayacak almaktan vazgeçti. AKP Siirt eski milletvekili Mervan Gül'de burayla ilgileniyor. Ama biz madenin özel sektöre verilmesine karşıyız. Burayı devlet işletmeli.
Köyden ilçeye 1966 yılında maden araştırmasına başlayan Maden Teknik Arama (MTA) fosfat bulunca, küçük bir köy olan Mazıdağı, kocaman bir ilçe olmanın şansını yakalamıştı. Tıpkı küçük bir köyken petrol sayesinde 300 bin nüfuslü büyük bir şehre dönüşen Batman gibi. MTA'nın araştırmasının bitmesinin ardından bölge Etibank'a (Şimdiki Eti Holding) devredildi. 1974 yılında değirmen büyüklüğünde küçük bir fabrikanın açılışı yapıldı. Küçük olmasına rağmen kâr eden fabrika, 515 işçi, 100 memur ve 67 güvenlik görevlisine ekmek kapısı oldu. Ayrıca Etibank'a bağlı olarak Entes, Kayalar ve Yenigün gibi taşeron firmalarda çalışan 2 bin işçi de buradan geçimini sağladı.
Şimdi inekler otluyor Ancak fosfat işletmesi yıllar sonra "zarar ediyor" diye bilinçli bir şekilde atıl hale getirildi. Hemen hemen hiç maden işlenmedi ve kaderine terk edildi. İşletmede şu an 34 işçi, 22 memur ve 36 güvenlik görevlisi çalışıyor. Bir zamanlar binlerce kişiye ekmek kapısı olan işletmede şimdi sessizlik hakim. İşletmeye ait maden sahalarında ise binlerce ton fosfat işlenmeyi bekliyor. Ama boşuna. Çünkü fosfat sahaları ineklere terk edilmiş. 'Şanslı' inekler, madenlerde otlayarak karınlarını doyuruyor.
DERİK YOLU'NUN BÖLDÜĞÜ İLÇE Mazıdağı, Mardin'in en küçük ilçelerinden biri. Nüfusu 11 bini biraz aşıyor. İlçede tek sağlık ocağı bulunuyor. Binası yapılan devlet hastanesi ise, araç gereç yokluğu nedeniyle boş duruyor. Mazıdağı yaklaşık yüz yıldır iki kardeş aşiretin kan davası nedeniyle iki düşman kampa bölünmüş. Derik Yolu ile kesilen ilçenin yukarı kısmı (Kalan Mahallesi) Yakubi Aşireti, aşağı kısmı ise Gançoyi Aşireti'ne ait. Ancak kan davası on yıl önce barışla sona ermiş. Aşiret ilişkileri etkisini büyük oranda yitirmiş durumda. Özellikle gençler artık aşiretçiliğe itibar etmiyor.
Maden nasıl bitirildi? Mazıdağı Maden Müdürlüğü'nün "Hizmete özel" ibaresiyle 30 Haziran 2002 yılında hazırladığı rapor, Mazıdağı Fosfat işletmeleri'nin nasıl kapanma noktasına geldiğini açık bir şekilde ortaya koyuyor. Raporda dikkati çeken ise, Türkiye'nin resmi kurumu Mazıdağı Maden Müdürlüğü'nün, Ürdün için Türkiye'den ticaret kolaylığı istemesi. Rapora göre; tesislerde üretilen fosfat, yurtiçinde sadece Mersin-Akgübre, İskenderun-Sarıseki gübre fabrikalarına satılabiliyor. Diğer gübre fabrikalarına karayolu ile nakliye ekonomik olmadığı gibi demiryolu nakliyesi için altyapı hazır değil. Eti Holdingi A.Ş. nakliye tesislerinin yapımı için gerekli girişimlerde bulunmuş, hatta Diyarbakır'da 82 bin metrekarelik arsa alıp yükleme yapmaya hazırlanırken, fosfat konsantresi kullanacak olan gübre fabrikaları, bu kez "Boşaltma tesisimiz yok" diyerek bu girişimin de sonuçsuz kalmasına neden olmuş. Gübre fabrikalarının çok küçük bir katkısı ile en ucuz yol olan demiryolu nakliyatının gerçekleşmesi sağlanabilecekken fabrikalar ithalat yolunu yeğlemişler. Raporda satış probleminin çözümü için izlenecek yola da yer verilmiş:
KAPANMASI İÇİN BİR NEDEN YOKTU Salih Başak (Belediye Başkan Yardımcısı): Raporlara göre GAP bölgesinin 100 yıllık gübre ihtiyacını karşılayacak kadar rezerv vardı. Şu an açık sahada toprak üzerinde greyderlerle taşınmayı bekleyen 60 dönüm arazide fosfat var. Mazıdağı ve etrafının can damarıydı fosfat. 1980'lerden sonra, kademe kademe kapatıldı. Zarar etmiyordu. Kapanması için hiç bir neden yoktu, şimdi fosfat yeniden işletilmeye başlanırsa yüzde 100 kâr eder. Hasan Yavuz (Fırıncı): Bugün bir günde sattığım ekmeği maden açıkken sadece sabahları satıyordum. Bölgeden her yerden gelip buraya yerleştiler. Mazıdağı büyüdü. Zarar ediyor diye maden ocağını kapattılar. Aslında böyle bir şey yoktu. Mazıdağı'nın fostafı, GAP'a 200 yıl yeter. Maden kapandıktan sonra herkes Kızıltepe, Diyarbakır, Viranşehir'e çapa yapmaya gidiyor. Gençler işsiz... Mahmut Çiftçi (Entes'te taşeron olarak çalıştı): İlçede iki aşiret arasında kan davası vardı. Bu davadan dolayı sürekli şikâyet oluyordu. Etibank'ta çalışanlar PKK'li diye ihbar edildi. Yakubi Aşireti DYP'li, Gançoyi Aşireti ise ANAP'lıydı. Onlar bu madenden çıkar elde edemeyince kapatılmasını sağladılar. Cemil Aktimur (Etibank işçisi): GAP bu bölgenin geleceğidir diyor devlet yetkilileri. Mazıdağı fosfatlarından üretilecek gübre GAP'a yüz yıl yeter. Üstelik daha ucuza mal olur. O zaman niye fosfatı işlemiyorlar. Geçen haftalarda buraya Diyarbakırspor Kulübü Başkanı Mücahit Can geldi. Madeni inceledi. Onun amacı 30-40 işçiyle bu madeni işletmekti. Ama baktı maden büyük, altından kalkamayacak almaktan vazgeçti. AKP Siirt eski milletvekili Mervan Gül'de burayla ilgileniyor. Ama biz madenin özel sektöre verilmesine karşıyız. Burayı devlet işletmeli.
Evrensel'i Takip Et