26 Eylül 2003 21:00

İki sanatçının tutumu!

Bu tutum, kültürel, sanatsal ürün ve etkinlikleriyle halkımızın kurtuluş mücadelesinde yer edinen sanatçıların halkçı-demokrat ve direnişçi geleneğine aykırı düşmüştür.

Paylaş
Haluk Levent ve Musa Eroğlu, Almanya'da düzenlenen "Kürt Festivali" isimli etkinliğe katıldıkları için Ankara DGM Savcısı Cengiz Köksal tarafından "ifadeye çağrıldılar." Turan Demir ve Tuncer Bakırhan'ın gözaltına alınması ve tutuklanmaları yönündeki talebi, bu uygulamalar Türkiye'de rutin halden sayıldığı için, şimdilik bir yana bırakıyoruz. "Türkiye demokrasisi"nin nasıl bir şey olduğunu gösterir binlerce olaydan yalnızca biridir bu gözaltılar. Aynı durum sanatçıların "ifadesine baş vurulması" açısından da geçerli. Bu gözaltılar ve "ifade almalar" sonrasında Levent ve Eroğlu'nun söyledikleri ise, ayrı bir "ilgi"yi hak eder içeriktedir. Levent, kendisine komplo kurulduğunu, katıldığı festivalin içeriğini bilmediğini, "zaten parasının bir bölümünü de alamadığını" ve kendisinin "Kemalist olduğunu" söylemektedir. Eroğlu da, yazılanlar eğer doğru ise, "Bu tür organizasyonlarda devletin birimleri bizleri uyarırsa çok iyi olur" demiş. Levent ve Eroğlu farklı iki müzik türünde sanat icra eden sanatçılardır. Her birinin halk kitleleri ve gençlik kesimleri bakımından "kendi çaplarında bir ağırlıkları" vardır. Dinleyicileri farklıdır, ama ikisi de sanatçı olarak bilinirler. Eroğlu, "Musa Amca" olarak çağrılacak yaşta, az-çok gün görmüş bir halk müziği sanatçısıdır. Değerli parçalara imza attığı da biliniyor. Haluk Levent ise, çok çeşitli kesimlerin düzenledikleri etkinliklere katılmakta, bizzat kendisinin de ifade ettiği gibi, "parayı kim verirse" gitmektedir. Bu iki sanatçının "Kürt bağlantılı bir festival"e katıldıkları için çağrıldıkları DGM Savcılığı'ndan çıkışta söyledikleri, en hafif deyişle yadırgatıcıdır. İki sanatçı, polisle ve DGM Savcılığı'yla ilk kez yüz yüze gelmiş olmanın ruh hali içinde, biraz şaşkın biraz da ülke gerçekleriyle yüz yüze gelmekten çekinir gibiler. Bu iki sanatçı, örneğin şöyle de davranabilirlerdi: Eroğlu, yaşına-başına, görüp geçirdiklerine, halkın sanatçısı olma kimliğine uygun düşen bir tutumla, ifadeye çağrılmasını protesto eder, "Ben" diyebilirdi, "ülkemizde, kanayan bir yara olmaya devam eden bir sorun neden gösterilerek, bu ülkede yaşayan ve dilleri ve kültürleri baskı altına alınan Kürtlerin gerçekleştirdikleri bir kültür festivaline katıldığım için ifadeye çağrılmayı protesto ediyorum. Bu doğal bir insanlık ve vatandaş tutumu ve hakkıdır, buna yönelik baskıları lanetliyorum. Devlet ve DGM'ler böylesi etkinliklerden dolayı gözaltılara yönelme ve yasaklamalar getirme yerine, bu ülkede yaşayan tüm milliyetlerden emekçilerin kardeşçe birliğinin önüne duvarlar örmekten vazgeçsinler ve halkların iradesine boyun eğsinler. Ben bir sanatçıyım ve gericiliğin kuyrukçusu olamam" Halkın mı devletin mi? Ama o, halkın sanatçısı gibi değil de bir tür "devlet sanatçısı" gibi açıklamalarda bulunuyor, devletin birimlerinin yardımını istiyor. Bu, halkımızın deyişiyle abes ve ayıptır! Baskı altına alınan ve resmi mezhebin dayatmasına türküleriyle direndiğini söyleyen bir halk sanatçısından beklenen, aslında baskının Kürt'e yönelik olanına da karşı çıkmasıdır. Haluk Levent için ise, ancak 'orada öyle, burada böyle oluyormuş demek' denilebilir. Her iki sanatçının açıklamalarında da kendilerine "komplo kurulmuş", aldatılmışlar gibi bir içerik, bir açıklama tarzı vardır. Nasıl bir etkinliğe katıldıklarını bilmiyorlarmış gibi konuşmaktadırlar. Besteleri de bulunan bu sanatçıların tutumu, ülkemizde, türküleri-şarkıları şiirleri ve öteki kültürel-sanatsal ürün ve etkinlikleriyle halkımızın kurtuluş mücadelesinde haklı bir yer edinen kültür-sanat insanlarının halkçı-demokrat ve direnişçi geleneğine de aykırı düşmüştür. Umarım, bu sanatçılar, esas yanlışlarının DGM Savcısı'nın düşüncelerine aykırı davranışta değil, ama halka layık tutum alamama zaafında olduğunu görür, buna uygun davranırlar.

ÖNCEKİ HABER

Taşını attı ve gitti

SONRAKİ HABER

Halkların direnişi
   emperyalizmi yenecek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa