09 Mart 2004 22:00

Karikatür davasında rövanş!

Kıbrıs Türk Karikatürcüler Derneği Başkanı Hüseyin Çakmak, "Avrupa" gazetesine yönelik baskılara ilişkin yazdığı yazı nedeniyle yargılanıyor.

Paylaş
Hüseyin Çakmak, Kıbrıslı bir karikatürist ve mizah yazarı. Aynı zamanda Kıbrıs Türk Karikatürcüler Derneği'nin de başkanlığını yürütüyor. Başı kimi zaman karikatürleri, kimi zaman da yazıları nedeniyle mahkemelerle derde giriyor. Bu kez, Çakmak'ın Kıbrıs Türkçesi ile konuşturduğu, Kıbrıs'ta büyük ilgi gören mizahi kahramanı "Gappellari Fuad Dayı"ya 25 milyarlık tazminat davası açıldı. Aslında, dava konusu yazının gündemi de o dönem "Avrupa" gazetesine uygulanan baskılar, açılan 300'ü aşkın dava ve haciz işlemi ile gazeteyi kapatma girişimi. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın "casus" diye suçladığı Avrupa gazetesi yazarlarından biri olan Hüseyin Çakmak, "Gappellari Fuad Dayı"nın ağzından "haciz rezaletini" işliyor ve şöyle diyordu: "Gadimici Cumfurbaşganı Degdaş, mahgemede gazandığı davanın tazminatını isdedi. Mahgemeden emir çıkarddı, Evropa gazeddasına haciz memurları geldi. Bilgisayar, printer, fags, telefon. Ne varısa alıb giddiler. Al Degdaş al, haciz ed ve al. Al, al, al. Ne varsa al. Al, al, al. Gene gel, gene al. Bir daha al. Al, al, al. Aldıgların seni tazmin edmez ki. Öyleysa gene gel ve gene al. Al, al, al. Al, al, al"... İşte bu satırlarla başlayan yazı, avukat Fuat Veziroğlu tarafından dava konusu yapıldı ve dava görüşülmeye başlandı. Hüseyin Çakmak ile, "Gappellari Fuad Dayı" ve açılan dava üzerine söyleştik.

Yazınızda "Gappellari Fuad Dayı"nın "Gadimici Cumfurbaşganı Degdaş, Mahgemeden haciz emri çıkard, gel ve bizi da al" diye seslendiği Denktaş'ın bu çağrıyı ciddiye almasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Gappellari Fuad Dayı'nın bu çağrısını ciddiye almış olmasına rağmen, ciddiye almamış gibi gözükmek istemektedir. Bu davada "davacı" olarak taraf olmaktansa, avukat Fuat Veziroğlu'nu "aracı" olarak kullanmayı uygun görmüştür... Sanıyorum, dünya kamuoyu tarafından kendisine yöneltilebilecek "Denktaş'ın mizaha karşı hoşgörüsü yok. Mizah sanatçısına tazminat davası açtı" şeklindeki eleştirilere karşı tedbirli davranmak istiyor.

Kıbrıs Türkçesi ile yazılar yazan "Gappellari Fuad Dayı" nasıl biri? Gappellari Fuad Dayı, eski kuşak Kıbrıslı Türklerden biridir. Bir halk adamıdır ve halkı sömürenlerin, aldatanların karşısındadır. Mektep Medrese görmemesine rağmen kültürlüdür, açıkgözdür, ilericidir, yurtseverdir, sevecendir, insancıldır, şakacıdır, yardımseverdir... Kıbrıs'ta yaşayan toplumlar arasındaki ayrımcılığı, ırkçılığı, düşmanlığı savunan statükocu partilerin, sendika yöneticilerinin ve kişilerin karşısında olduğu gibi; Kıbrıs'taki yurtseverlerin, emekçilerin ve ilericilerin onurlu mücadelesini kişisel menfaatları için istismar eden, ilkelerinden ve görüşlerinden sapmış sözde sosyalist, sözde Sosyal Demokrat partilerin, sendika yöneticilerinin ve kişilerin de karşısındadır… Bu kişileri mizahi yazılarıyla acımasızca eleştirir.

Peki, Denktaş'ın açtığı bu davayı nasıl karşıladı? Gappelleri Fuad Dayı, mizahi bir yazı nedeniyle, Hüseyin Çakmak'a ve "Afrika" gazetesi yöneticilerine açılan 25 milyar lira tutarındaki tazminat davasını memnunlukla karşılamıştır.. Çünkü, Hüseyin Çakmak ile avukat Fuat Veziroğlu arasında yarım kalmış bir "Şampiyonluk Maçı"nın sonucunu merak etmektedir... 1987 yılında, Kıbrıs'taki "Ortam" gazetesinde çizdiğim bir karikatürde, dönemin KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu ile TC Başbakanı Turgut Özal'ı eleştirmiştim... Sözkonusu karikatürde KKTC Başbakanı Eroğlu'nu "köle", TC Başbakanı Turgut Özal'ı ise "sahip" şeklinde yansıtmıştım... Fakat, Başbakan Derviş Eroğlu "Beni bir köpek gibi tasmalı ve zincirli çizdi" iddiasıyla, bana ve "Ortam" gazetesi yöneticilerine 50 milyon TL. tutarında bir tazminat davası açmıştı... "Karikatür Davası" olarak bilinen bu davada, Başbakan Derviş Eroğlu'nun avukatı (Birçok basın davalarında olduğu gibi) Fuat Veziroğlu idi...

Dava nasıl sonuçlandı? Sözkonusu "Karikatür Davası", hazırlık dönemleri de dahil olmak üzere, 1988 yılından 1992 yılına kadar devam etti. "Karikatür Davası"nda iki hakim birden görev yapmaktaydı... Davanın sonucunda, hakimin biri "mahkumiyet", diğer hakim ise "beraat" kararı verince, "İngiliz Hukuku"na göre dava "red ve iptal" edildi. Bu karar sonucunda, "maç" berabere bitti... Kısa bir süre sonra, uzatma dakikalarından yararlanmak isteyen ve altın bir gol ile şampiyonluğu kazanmayı umut eden avukat Fuat Veziroğlu, davayı "İstinaf Mahkemesi"ne (Mahkemenin tekrarı) götürdü fakat maçın sonucunda bir değişiklik olmadı. "Ezeli Rekabet" yüzünden açılan bu dava, Hüseyin Çakmak ile avukat Fuat Veziroğlu arasındaki "Şampiyonluk Maçı"nın ikinci ve son bölümüdür... Kimin kazanıp kimin kaybedeceği bu maçta belli olacaktır... Bu maçın "Derbi" bir maç olacağına inanıyoruz... Antreman maçlarını hiç aksatmıyoruz... Kazanmak için sahaya çıkacağız. Hakeme güveniyoruz. Rakibimizin taktiklerini iyi biliyoruz. Umarız herhangi bir şike falan olmaz...

"Gappellari Fuad Dayı" Kıbrıs sorunun çözümü konusunda neler düşünüyor? Gappellari Fuad Dayı, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda pek umutlu değildir… Görüşmelerden umutsuz, gelişmelerden ve gidişattan endişelidir... Emperyalist devletler -her dönemde olduğu gibi- Kıbrıs adası üzerinde birşeyler kotarıyorlar ve "Taksim" politikasını uluslararası hukuk zeminine oturtmak için çaba sarfediyorlar… Denktaş ile Papadopullos arasında devam eden ve şu ana dek bir arpa boyu yol katedilmeyen müzakerelerde, Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların özgür iradeleri yansımamaktadır. Emperyalist ülkelerin ve "Garantör Devletler"in stratejik çıkarları doğrultusunda müzakere yapılmaktadır... Doğrusu şu ki, müzakerelere yapılan bu müdahalelere Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum siyasi partileri, sendikaları ve kitle örgütleri itirazda bulunmamaktadırlar. "Birileri nasıl olmasa Kıbrıs sorununu çözecek, bekleyelim ve görelim" yaklaşımı hakim. Kıbrıs müzakerelerine zemin oluşturan "Annan Planı", Kıbrıs'ta yıllardır süregelen çözümsüzlük için, bugüne dek hazırlanan en detaylı ve en dengeli bir çözüm planı olarak gözükmesine rağmen, planın birçok yerinde emperyalist müdahalelerin varlığı hissedilmektedir. Müzakerelerde "Annan Planı"nı ile zaman kaybedileceğine, "Annan Planı"ndaki olumlu bazı maddelerin Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'ndaki sorunlu bazı maddeler ile tadil edilmesi ve kısa sürede anlaşmaya varılması en doğrusudur… Böyle bir yöntem, Kıbrıs'ta kalıcı bir anlaşmanın sağlanması için kısa zamanda çözüme varabilmenin en kestirme yoludur...

Unutulmamalıdır ki: "Mükemmel olan şey, karmaşık olan değil, basit olandır..."

ÖNCEKİ HABER

'Bravo Sibel hanım'

SONRAKİ HABER

Keçiburcu'nda diller, kimlikler...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa