15 Ağustos 2004 21:00
Nazime bile bile ölüme gönderildi
Özalap Kaymakamı Ömer Özcan, eşi tarafından diri diri yakılarak öldürülen Nazime Alır'ın olaydan 4 gün önce kendisinden yardım talebinde bulunduğunu belirterek, "Sadece gıda yardımında bulunabileceğimizi söyledim. Ama daha sonra öğrendim ki; Nazime Alır, benden gıda yardımı değil, sığınacak bir yer istemiş. Eğer Alır'ı bir yere gönderseydim, olayların önünü alamazdım" dedi. Van Kadın Derneği (VAKAD) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Şubesi, 17 Temmuz günü eşi tarafından diri diri yakılarak öldürülen Nazime Alır olayınına ilişkin incelemelerini raporlaştırdı. VAKAD ile İHD üyelerinden oluşan heyet, Alır'ın akrabaları, köy muhtarı, Özalp Kaymakamı ve Cumhuriyet Savcısı ile görüştü. azabı çekiyorum Raporda Özalp İlçe Kaymakamı Ömer Özcan ile yapılan görüşme şöyle aktarıldı: "Yapılan görüşmede Kaymakam heyete şunları aktarmıştır: 'Nazime Alır'ı hatırlıyorum. Olaydan 4 gün önce çocuklarıyla beraber kaymakamlığa geldi ve yardım talebinde bulundu. Gözünde yara vardı. Onu gönderebileceğim bir yer yoktu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Sadece gıda yardımında bulunabileceğimizi söyledim. Ama daha sonra öğrendim ki; Nazime Alır, benden gıda yardımı değil, sığınacak bir yer istemiş. Eğer Nazime Alır'ı bir yere gönderseydim, olayların önünü alamazdım. Çünkü Kaymakamlığa her gün böyle bir çok kadın başvuruyor. Olayı duyduktan sonra vicdan muhasebesi yaptım. Kaymakamlık bünyesinde, müftü, köy muhtarları, köy imamlarından oluşan bir komisyonun altyapı çalışmalarını yaptık." Y.Yorganlı köyü Muhtarı Salih Agun ise, Ferzender Alır'ın eşini öldürmesinden 2 gün sonra kendilerine telefon açarak eşini öldürdüğünü söylediğini bunun üzerine karakola başvurduklarını belirtti. Agun "Olay yerine gittiğimizde kan yoktu. Ferzende'nin kazağı vardı. Uzaktan gördüğüm kadarı ile ceset kararmıştı. Ferzender toplumdan uzak biriydi. Nazime'yi sürekli dövüyordu" dedi. Nazime'nin gözü yaralı halde savcıya, kaymakama, karakola ve köy muhtarına gittiğini hatırlatan ağabeyi Ekrem Ceylan'da "Eğer bunlar doğru ise bu yetkililerden şikâyetçiyim. Ferzender olaydan sonra bana telefon açtı. 'Aradan 10 yılda geçse seni öldüreceğim' diyerek beni tehdit etti" dedi.
Çocuklar askere çağrılıyor!
Türkiye'de askeri savunmaya ayrılan milyonlarca dolara rağmen insanları hayrete düşürecek olaylar yaşanıyor. 20 yaşına gelen her genç için askerlik mecburi bir görev. Afganistan'a asker gönderen, Irak'a gönderilmesi tartışmalara neden olan ülkemizde bu aralar asker açığı var gibi görünüyor. Çünkü daha 9 yaşında olan çocuklar bile askere çağırılıyor! İzmir'de yaşayan 9 yaşındaki Suat Özdemir'e gönderilen yoklama kağıdında 10 Ağustos'a kadar muaye olması çağrısı yapıldı. Suat'ın babası Mustafa Özdemir ise yoklama kağıdını görünce şok oldu. 20 yıl önce Ağrı'dan İzmir'e gelen Mustafa Özdemir, "Çocuğu köye gönderdim. Köyden bana bu yazıyı gönderdiler. 10 Ağustos'a kadar yoklama için çağırıyorlar. Ama bu yazı yeni elime ulaştı. Kafam allak bullak oldu. Ne yapacağımı şaşırdım. Şu ana kadar hiçbir işlem yaptırmadım. Suat'ın kimliğinde herhangi bir yanlışlık yok. Neden böyle bir şey oldu, anlamadım. Oğlum 01.09.1995 doğumlu. Gönderilen yoklama kağıdında ise 1985 doğumlu olarak görünüyor," diyor. Üç çocuk babası olan Özdemir konuşmasını şöyle sürdürdü: "İki erkek, bir kız çocuğum var. 20 yıldır işçilik yapıyorum. Şimdi bir fırında çalışıyorum. Çocuklarım köyde doğdu. Ama hepsinin uzun zaman sonra İzmir'de çıkarttım. Hepsinin kimliğinin veriliş tarihi aynıdır. Özdemir, yaşanan bu olumsuzluğun bir an önce giderilmesini istiyor. Suat Özdemir ise, bu yaşananlardan habersiz köyde çocukluğunun keyfini çıkartıyor.
Çocuklar askere çağrılıyor!
Türkiye'de askeri savunmaya ayrılan milyonlarca dolara rağmen insanları hayrete düşürecek olaylar yaşanıyor. 20 yaşına gelen her genç için askerlik mecburi bir görev. Afganistan'a asker gönderen, Irak'a gönderilmesi tartışmalara neden olan ülkemizde bu aralar asker açığı var gibi görünüyor. Çünkü daha 9 yaşında olan çocuklar bile askere çağırılıyor! İzmir'de yaşayan 9 yaşındaki Suat Özdemir'e gönderilen yoklama kağıdında 10 Ağustos'a kadar muaye olması çağrısı yapıldı. Suat'ın babası Mustafa Özdemir ise yoklama kağıdını görünce şok oldu. 20 yıl önce Ağrı'dan İzmir'e gelen Mustafa Özdemir, "Çocuğu köye gönderdim. Köyden bana bu yazıyı gönderdiler. 10 Ağustos'a kadar yoklama için çağırıyorlar. Ama bu yazı yeni elime ulaştı. Kafam allak bullak oldu. Ne yapacağımı şaşırdım. Şu ana kadar hiçbir işlem yaptırmadım. Suat'ın kimliğinde herhangi bir yanlışlık yok. Neden böyle bir şey oldu, anlamadım. Oğlum 01.09.1995 doğumlu. Gönderilen yoklama kağıdında ise 1985 doğumlu olarak görünüyor," diyor. Üç çocuk babası olan Özdemir konuşmasını şöyle sürdürdü: "İki erkek, bir kız çocuğum var. 20 yıldır işçilik yapıyorum. Şimdi bir fırında çalışıyorum. Çocuklarım köyde doğdu. Ama hepsinin uzun zaman sonra İzmir'de çıkarttım. Hepsinin kimliğinin veriliş tarihi aynıdır. Özdemir, yaşanan bu olumsuzluğun bir an önce giderilmesini istiyor. Suat Özdemir ise, bu yaşananlardan habersiz köyde çocukluğunun keyfini çıkartıyor.