6 Eylül 2004 21:00

Akdeniz Akşamları
   mahallesinin çocukları

"Akdeniz Akşamları" şarkısıyla başlamak gerek söze. Birbirinin ucuna eklenmiş, insansızlaştırılmış, ucubelikleri standartlaştırmış ürünlerin, çamur deryasına çevirdiği müzik piyasasında, berrak bir su birikintisi gibi, insana, gerçeğe bu nedenle bize dair bir "esinti"; şarkının ilk çağrışımları. Ve belki de bu sayede söylendiği ilk günden beri "bir başka" olmak seyrinden bir adım geri atmış değil Akdeniz Akşamları... Şarkının yaratıcısı Serhan Kelleözü ile söyleştik. Ve bir oğulun babasıyla benzerliğine şahit olduk. Akdeniz Akşamları'nda bulduğumuz naif birleştiricilik, çekingen duygusallık meğer şarkıya yaratıcısından emanetmiş..!

Aynı mahallenin çocukları Şimdilerde Serhan Kelleözü birbirinden değerli ve yine ağızdan ağıza dolaşan şarkılarını paylaşma gayretinde. Şair Mustafa Çimen ile yol arkadaşlığından doğan şirketleri MVS ile ilk ürünlerini vermenin heyecanı bu gayret ile birleştiğinde de ortaya güzel bir albüm çıkmış. Albümün adı "Aynı mahallenin çocukları"... Neden mi? Çünkü prodüktöründen yapımcısına solistlerine kadar herkes Adanalı bu albümde. Haluk Levent, Feridun Düzağaç, Yaşar, Kurtuluş, Murat Göğebakan...Tam "aynı sokaklarda ve aynı şehirde yaşanların müzikal kaderlerinin ortaklaşması mıdır" derken Kelleözü müdahale edip kapsamı genişletiyor; "Elbette Adanalı olmaya dair bir esprisi var olayın. Ancak bu mahallede; müziğe, sanata hayata bakışı birleşenler var daha çok. O yüzden biz aynı mahallenin çocuklarıyız"...

O mahalleden şarkılar Şarkıları söylemeye gerek yok. Onlar zaten o mahallenin sokakları caddeleri. "Ara beni ara yar", "Hasretler ayrılıkla başlar", "Sormalı", "Bebeğim", "Bazen sorardım", "Ağlamazdım anam sende", "Sevgi üşümez", "Divane", ve tabii ki Akdeniz Akşamları...Sahi neydi bu şarkının hikayesi? Yaratıcısı anlatıyor; "Erzurumda askerim. Beni de komando yapmışlar. Temmuz ayında her taraf kar. Askerlik tamam da temmuz ayında Çukurovalı'ya kar acayip bir işkence. Öyle bir karlı günde memleket hasretine dair yaptığım şarkıdır. Şarkı çok sevildi onlarca sanatçı tarafından söylendi. MESAM'dan öğrendiğim kadarıyla bir Lübnanlı bir İsrailli sanatçı Akdeniz Akşamları'nı söylemişler. Hemde aynı dönemlerde "...

Çocuk oyuncaktan vazgeçer mi? Toplamda albüm için Serhan Kelleözü'nün bütün birikimlerinin rafine hali denilebilir. Bu birikimin en önemli aşaması Grup Merdiven elbetteki. "1978'den beri şarkı bestelerim. 1981'de Murat Hasarı ile kurduk Merdiven'i. 1985'de ilk konserini verdi Merdiven ondan sonra da yurt için yurtdışı sayısız konserlerle devam etti. 1995'te de sona erdi ve dağıldı. Elbette dostluğumuz hep sürdü sadece müzikal faaliyetlerimizi ayırdık birbirimizden". Geriye dönüp bu 25 yılı aşan müzik serüveninin açısından sanatı şu şekilde yorumluyor sanatçı: "Şarkı söz ve müzik demektir, bir temayı anlatacağım demektir. Popüler olur kaygısıyla yapılamaz bir şarkı. İnsanın güzel olanı biraraya getirmesidir. İnsanın duygu dünyasını yansıtmaktır bir yerde. Elbette bunun iki yanı var. Beyin ve yüreğin birarada olması gerekir. Ve de en önemlisi sanat eserlerinin her zaman misyonu olmalıdır"... Beste yapmaktan hiç vazgeçmediğini ve de geçmeyeceğini de şu sözlerle anlatıyor: "Bir çocuk oyuncaktan ne zaman vazgeçerse ben de o zaman şarkı yazmaktan vazgeçerim"

Mahallenin adresi Son olarak bütün bu birikimin ardından beklentilerini soruyoruz Kelleözü'ne. Soru ister istemez "O mahalle hangi mahalleydi?" diye soranlara okkalı bir cevap oluveriyor birden: "Birgün televizyon haberlerinde Manisalı gençler davasında gençlerin beraat ettiği haberini gördüm. Gençler hapisten çıkınca biraraya gelmişlerdi. İçlerinden biri gitarı aldı ve "Akdeniz Akşamları" nı söylemeye başladı. İşte o zaman ben beklediğimi aldım..!"

Evrensel'i Takip Et