19 Kasım 2004 22:00
Chirac ABD'ye kafa tuttu
Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, Londra ziyaretinde ABD'nin saldırgan politikalarını topa tuttu.
Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, ABD'ye yönelik sert eleştirilerine devam ediyor. Chirac, önceki gün Londra'ya yaptığı ziyareti de, Amerikan yönetiminin politikalarına karşı kullanmasını bildi. Fransız lider, İngiltere Başbakanı Tony Blair ile yaptığı görüşme öncesinde, "Dünyaya demokrasi yayma planları, Amerikan askeri gücüne dayanan bir tür modern sömürgeciliğe dönüşmemeli" mesajını verdi.
'Avrupa güçlendirilmeli' Chirac, İngiliz basınına yaptığı açıklamalarda, ABD'nin "tek başına saldırılar düzenleme" yaklaşımını reddederek, Avrupa'nın "güçlendirilmesi" çağrısında bulundu. Fransız lider şöyle konuştu: "Demokratikleşme ile Batılılaşma'yı birbirine karıştırmamak gerek. Bazen çabuk unutuyoruz; ama geçmişte Batı egemenliğinde kalan halklar unutmuyorlar. Onlar; emperyalizm ve sömürgeciliğin yeniden ortaya çıktığı düşüncesindeler."
Irak konusunda uzlaşma yok Blair ve Chirac, Irak işgali gibi konularda "uzlaşamamakta uzlaşırken", diğer sorunlarda ikili işbirliğini tartışmayı tercih ettiler. İki liderin; Filistin sorunu, askeri işbirliği, iklim değişikliği, Afrika, İran ve Afganistan gibi konularda birbirlerine yakın tutumlar aldıkları belirtildi. Jacques Chirac; Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü'nde de bir konuşma yaptı ve kürsüden, "gücün mantığı yerine, çok kutupluluk ve uluslararası hukuka saygıya dayanan bir yeni dünya düzeni" çağrısı yaptı. Fransa Cumhurbaşkanı, "Ne Avrupa, ne ABD, ne de bir başkası, dünyanın karşı karşıya olduğu sorunları tek başına çözemez. Daha sağlam ve adil bir uluslararası düzeni, ancak, çok kutuplu ve birbirine bağımlı bir dünya gerçeğini görerek oluşturabiliriz" dedi. Chirac, Tony Blair ile düzenlediği basın toplantısında ise, Irak işgali konusunda kendisinin mi yoksa Blair'in mi haklı olduğuna tarihin karar vereceğini söyledi. Chirac, Saddam Hüseyin'siz bir dünyanın daha güvenli olmadığı yönündeki görüşünü de yineledi ve işgalin ardından terör eylemlerinde artış yaşanmasına işaret etti. Chirac'ın Londra ziyareti dün sona erdi. Ziyaret, iki ülke arasındaki savaşlara nokta koyan 'Entente Cordial' anlaşmasının 100. yıldönümü dolayısıyla gerçekleşiyor. Bu resmi ziyaret, sıradışı bir şekilde hem Blair hükümeti, hem de Kraliçe'nin davetiyle yapılıyor.
'Avrupa güçlendirilmeli' Chirac, İngiliz basınına yaptığı açıklamalarda, ABD'nin "tek başına saldırılar düzenleme" yaklaşımını reddederek, Avrupa'nın "güçlendirilmesi" çağrısında bulundu. Fransız lider şöyle konuştu: "Demokratikleşme ile Batılılaşma'yı birbirine karıştırmamak gerek. Bazen çabuk unutuyoruz; ama geçmişte Batı egemenliğinde kalan halklar unutmuyorlar. Onlar; emperyalizm ve sömürgeciliğin yeniden ortaya çıktığı düşüncesindeler."
Irak konusunda uzlaşma yok Blair ve Chirac, Irak işgali gibi konularda "uzlaşamamakta uzlaşırken", diğer sorunlarda ikili işbirliğini tartışmayı tercih ettiler. İki liderin; Filistin sorunu, askeri işbirliği, iklim değişikliği, Afrika, İran ve Afganistan gibi konularda birbirlerine yakın tutumlar aldıkları belirtildi. Jacques Chirac; Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü'nde de bir konuşma yaptı ve kürsüden, "gücün mantığı yerine, çok kutupluluk ve uluslararası hukuka saygıya dayanan bir yeni dünya düzeni" çağrısı yaptı. Fransa Cumhurbaşkanı, "Ne Avrupa, ne ABD, ne de bir başkası, dünyanın karşı karşıya olduğu sorunları tek başına çözemez. Daha sağlam ve adil bir uluslararası düzeni, ancak, çok kutuplu ve birbirine bağımlı bir dünya gerçeğini görerek oluşturabiliriz" dedi. Chirac, Tony Blair ile düzenlediği basın toplantısında ise, Irak işgali konusunda kendisinin mi yoksa Blair'in mi haklı olduğuna tarihin karar vereceğini söyledi. Chirac, Saddam Hüseyin'siz bir dünyanın daha güvenli olmadığı yönündeki görüşünü de yineledi ve işgalin ardından terör eylemlerinde artış yaşanmasına işaret etti. Chirac'ın Londra ziyareti dün sona erdi. Ziyaret, iki ülke arasındaki savaşlara nokta koyan 'Entente Cordial' anlaşmasının 100. yıldönümü dolayısıyla gerçekleşiyor. Bu resmi ziyaret, sıradışı bir şekilde hem Blair hükümeti, hem de Kraliçe'nin davetiyle yapılıyor.