26 Ocak 2005 22:00
Asker sert konuştu
Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Türkiye'nin "kırmızı çizgileri"nden asla taviz vermeyeceklerini söyledi.
Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Türkiye'nin "kırmızı çizgileri"nden asla taviz vermeyeceklerini söyledi. Belgelerle kanıtlanmış ve yargıya intikal eden yargısız infaz, toplu mezar ve köy yakma gibi olaylara adı karışan güvenlik görevlilerine sahip çıkan Başbuğ, "kin" ve "intikam" hırsıyla "tahrik edici" bir kampanya başlatıldığını savunarak, "bütün kesimleri uyanık olmaya, üzerlerine düşen görevi yapmaya bir defa daha davet ediyoruz" dedi. Genelkurmay Başkanlığı Karargâhı'nda aylık bilgilendirme toplantısı düzenleyen Orgeneral İlker Başbuğ, Kerkük ve bölgedeki gelişmeler konusunda sert açıklamalar yaptı.
Kerkük sorunu Kerkük'teki durumun, Irak'ın toprak ve siyasi bütünlüğünü dahi tehdit ederek, bölgede büyük bir güvenlik sorunu yaratacağından endişe duyduklarını ifade eden Başbuğ, "Böyle bir gelişme, Türkiye için de önemli bir güvenlik sorunu oluşturacaktır" dedi. Irak geçici yasasının 58. maddesinin, Saddam Hüseyin döneminde değiştirilen Kerkük'ün demokrafik yapısının, eski duruma dönüştürülmesine olanak tanıdığını anımsatan Başbuğ, "Ancak bugün Kerkük'te yaşanan durum, değişikliğin bu çerçevenin dışına taştığını göstermektedir. Kerkük'e göç ettirilen yüzbinlerce Kürt göçmenin, seçmen listelerine kayıt ettirildiği ve geri kalanların da kaydedilmeye çalışıldığı medyada da açık bir şekilde yer almıştır. Bu kayıt işlemleri dün itibariyle sonuçlanmıştır" diye konuştu. Bu durumun Kerkük'e ilişkin seçim sonuçlarını tartışmalı bir duruma sokabileceğini, Kerkük için adil ve kalıcı bir çözüm bulunmasını neredeyse olanaksız bir hale getirebileceğini defalarca söylediklerini savunan Başbuğ, bundan önceki çeşitli brifinglerde, bu konunun önemine dikkati çektiklerini kaydetti. Orgeneral Başbuğ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Daha da kötüsü bu gelişmelerin Irak'ın toprak ve siyasi bütünlüğünü dahi tehdit ederek, bölgede büyük bir güvenlik sorunu yaratacağından endişe duymaktayız. Böyle bir gelişme Türkiye için de önemli bir güvenlik sorunu oluşturacaktır." Çatışma çıkar mı? Başbuğ, bir gazetecinin, "Seçim sonucu Kerkük'te yeni bir iç savaş tehlikesini gündeme getiriyor mu" sorusuna; "Bizim endişemiz bu. Türkiye olarak bizim hayati önem verdiğimiz bir konu. Bunlardan bir tanesi Kerkük'ün Kürt bölgesine verilmemesi. Kerkük'ün özel statüsünün korunması. Türkmen soydaşlarımızın siyasi haklarının korunmasıdır. Bu safhada yapılması gereken diplomatik kanalları dostça kullanmaktır. Ancak sonuç, orada ciddi sorunlar yaratırsa, bu gerçekten Türkiye için de ciddi bir güvenlik sorunu haline dönüşebilir. Bizim temennimiz böyle bir dönüşümün olmamasıdır. Kerkük'le ilgili az olmakla birlikte yine de ümidimizi korumaya çalışmamız gerekir" yanıtını verdi.
Toplu mezar öfkesi İlker Başbuğ, Mardin Kızıltepe'de baba-oğulun ölümüyle sonuçlanan olay ve toplu mezar iddiaları konusunda da sert açıklamalarda bulundu. Başbuğ, "bölücü örgüt ve onun paralelinde hareket edenler toplu mezar, yargısız infaz gibi olaylarla güvenlik görevlilerini ismen teşhir ederek yargısız infaz yapmaya devam etmektedirler. Kin ve intikam hırsıyla tırmandırılan bu haksız ve tahrik edici kampanyaya karşı bütün kesimleri uyanık olmaya, üzerlerine düşen görevi yapmaya bir defa daha davet ediyoruz" dedi.
Kerkük sorunu Kerkük'teki durumun, Irak'ın toprak ve siyasi bütünlüğünü dahi tehdit ederek, bölgede büyük bir güvenlik sorunu yaratacağından endişe duyduklarını ifade eden Başbuğ, "Böyle bir gelişme, Türkiye için de önemli bir güvenlik sorunu oluşturacaktır" dedi. Irak geçici yasasının 58. maddesinin, Saddam Hüseyin döneminde değiştirilen Kerkük'ün demokrafik yapısının, eski duruma dönüştürülmesine olanak tanıdığını anımsatan Başbuğ, "Ancak bugün Kerkük'te yaşanan durum, değişikliğin bu çerçevenin dışına taştığını göstermektedir. Kerkük'e göç ettirilen yüzbinlerce Kürt göçmenin, seçmen listelerine kayıt ettirildiği ve geri kalanların da kaydedilmeye çalışıldığı medyada da açık bir şekilde yer almıştır. Bu kayıt işlemleri dün itibariyle sonuçlanmıştır" diye konuştu. Bu durumun Kerkük'e ilişkin seçim sonuçlarını tartışmalı bir duruma sokabileceğini, Kerkük için adil ve kalıcı bir çözüm bulunmasını neredeyse olanaksız bir hale getirebileceğini defalarca söylediklerini savunan Başbuğ, bundan önceki çeşitli brifinglerde, bu konunun önemine dikkati çektiklerini kaydetti. Orgeneral Başbuğ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Daha da kötüsü bu gelişmelerin Irak'ın toprak ve siyasi bütünlüğünü dahi tehdit ederek, bölgede büyük bir güvenlik sorunu yaratacağından endişe duymaktayız. Böyle bir gelişme Türkiye için de önemli bir güvenlik sorunu oluşturacaktır." Çatışma çıkar mı? Başbuğ, bir gazetecinin, "Seçim sonucu Kerkük'te yeni bir iç savaş tehlikesini gündeme getiriyor mu" sorusuna; "Bizim endişemiz bu. Türkiye olarak bizim hayati önem verdiğimiz bir konu. Bunlardan bir tanesi Kerkük'ün Kürt bölgesine verilmemesi. Kerkük'ün özel statüsünün korunması. Türkmen soydaşlarımızın siyasi haklarının korunmasıdır. Bu safhada yapılması gereken diplomatik kanalları dostça kullanmaktır. Ancak sonuç, orada ciddi sorunlar yaratırsa, bu gerçekten Türkiye için de ciddi bir güvenlik sorunu haline dönüşebilir. Bizim temennimiz böyle bir dönüşümün olmamasıdır. Kerkük'le ilgili az olmakla birlikte yine de ümidimizi korumaya çalışmamız gerekir" yanıtını verdi.
Toplu mezar öfkesi İlker Başbuğ, Mardin Kızıltepe'de baba-oğulun ölümüyle sonuçlanan olay ve toplu mezar iddiaları konusunda da sert açıklamalarda bulundu. Başbuğ, "bölücü örgüt ve onun paralelinde hareket edenler toplu mezar, yargısız infaz gibi olaylarla güvenlik görevlilerini ismen teşhir ederek yargısız infaz yapmaya devam etmektedirler. Kin ve intikam hırsıyla tırmandırılan bu haksız ve tahrik edici kampanyaya karşı bütün kesimleri uyanık olmaya, üzerlerine düşen görevi yapmaya bir defa daha davet ediyoruz" dedi.