26 Ocak 2005 22:00
Bakırköy Emniyeti sabıkalı çıktı
İHD İstanbul Şube Başkanı Eren Keskin, 'gözaltında intihar' olayı ile gündeme gelen Bakırköy Emniyet Müdürlüğü'nün "gözaltında şiddet" konusunda sabıkalı olduğunu belirtti.
Gözaltında bulunduğu sırada battaniye ile kendini astığı iddia edilen Gökhan Belgüzar'ın (21) ölümüyle gündeme gelen Bakırköy Emniyet Müdürlüğü'nün gözaltı olaylarında sabıkalı olduğu öne sürüldü. İnsan Hakları Derneği İstanbul Şube Başkanı Eren Keskin, gazetemize yaptığı açıklamada, Bakırköy'de 2002 yılında gerçekleştirdikleri savaş karşıtı bir eylem sırasında kalabalık bir grup olarak gözaltına alındıklarını belirterek, bu süre boyunca psikolojik ve şiddete dayalı işkenceye maruz kaldıklarını ileri sürdü. "Hem gözaltına alınırken hem de emniyette dövüldük" şeklinde konuşan Keskin, hücreye konulmadıklarını, Emniyet Müdürlüğü'nün ortasında herkesin gözü önünde açık bir şiddetle karşı karşıya kaldıklarını ifade etti. Keskin, "Bir kız ardaşımızı korkunç bir şekilde dövmüşlerdi. Saçlarından tutup bir duvardan bir duvara atıyorlardı. Biz arkadaşımızı kollarımızla korumaya çalışmıştık" diyerek Emniyet Müdürlüğü polislerinin 3 yıl öncesinden gözaltılar sırasında şiddete başvurduklarını gözler önüne serdi.
İntihar mümkün değil Gökhan Belgüzar olayını da değerlendiren Keskin, kişinin gözaltında başına gelebilecek her şeyin devletin sorumluluğunda olduğunu dile getirdi. 1.80 boyunda olan birinin 80 cm'lik bir yerde kendini asmasının mümkün olmayacağını vurgulayan Keskin, "Bu akıl dışı bir şey. Kaldı ki battaniyenin etrafındaki şeritlerin çözülmesinin son derece zor olduğunu biliyoruz. Ancak bir makas ya da bir bıçak olması gerekiyor ki bu kişi o şeritleri sökebilsin. Bu kadar zaman nasıl görmediler. Çünkü uzun zaman alacak bir eylem olur bu" dedi.
Karakol mercek altında Gökhan Belgüzar 3 ay önce kapkaç suçundan şartlı tahliye edilmiş Kurban Bayramı'nın 2. günü polisin yaptığı kimlik kontrolleri sırasında gözaltına alınmıştı. Bayramın 3. günü ise kaldığı nezarethanede battaniye ile intihar ettiği açıklanmış ancak Belgüzar'ın ailesi oğullarının öldürüldüğünü öne sürmüşlerdi. Belgüzar'ın ölümünün ardından üç emniyet görevlisi hakkında soruşturma başlatılırken Bakırköy Emniyet Müdürlüğü Aşayiş Büro Amirliği'nde görevli grup amiri, nezarethane sorumlusu, ile büro nöbetcisi hakkında da soruşturma yürütülüyor.
src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön
Soruşturmaya vali engel oldu Yusuf Koç Ankara Valiliği, lise öğrencisi İ.K.'nin, bir polis memuru tarafından dövülmesi iddiası üzerine açılan soruşturmayı gerekçesiz olarak ve İ.K.'ye teşhis bile yaptırmadan işlemden kaldırdı. İ.K 28 Ekim 2004 günü okul çıkışında okul müdürünün kendisini okul içine çağırmasının ardından Solmaz Kılıçtepe Polis Karakolu'nda görev yapan bir polis memuru tarafından yumruklarla dövüldüğü, olayın ardından arkadaşlarının kendisini parka götürdüğü ve parkta otururken de aynı polisin yeniden yanına gelerek kendisine hakaret ettiği iddiasıyla İHD'ye "işkence" başvurusunda bulunmuştu. Basında çıkan haberler üzerine ise Ankara Valiliği 11 Kasım 2004'te polis memuru hakkında soruşturma açtı.
Gerekçe gösterilmedi Ancak Valilik, Emniyet Müdürlüğü tarafından 5 Ocak 2005 günü İ.K'nin ailesine gönderilen yazıda, soruşturmanın işlemden kaldırıldığı bildirildi. Emniyet Müdür Yardımcısı İsmail Türkmenli imzasını taşıyan yazıda "11.11.2004 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan 'Liseliye polis dayağı' başlıklı haber üzerine başlatılan soruşturma dosyasının valilik makamının 31.12 2004 tarihli onayları ile işlemden kaldırıldığı bildirildi" diye kaydedildi. Dosyanın hangi gerekçeyle işlemden kaldırıldığının belirtilmediği yazıda, soruşturmanın hangi aşamada sona erdirildiğine yönelik de herhangi bir bilgiye yer verilmedi. Ankara Numune Hastanesi'nden 7 günlük iş göremez raporu alan İ.K.'nin İHD'ye işkence başvurusu yapmasının ardından Milli Eğitim Müdürlüğü de okul müdürü hakkında soruşturma açmıştı.
Teşhis bile yapılmadı Konuyla ilgili bilgi veren İ.K.'nin avukatı Mahmut Eldem, yasal prosedürde mağdura teşhis yaptırılmadan soruşturmanın kapatılamayacağını kaydederek "Valilik kendini aradan çıkarmak için böyle bir yola başvurmuş" dedi. Teşhis yaptırılmadan böyle bir sonuca nasıl varıldığını anlayamadıklarını kaydeden Eldem, Milli Eğitim Müdürlüğü'nün okul müdürü hakkında açtığı soruşturmasının ise devam ettiğini, ayrıca kendilerinin de suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. Kendilerine ulaşan bilgilere göre okulda yaramazlık yapan öğrencilerin polis dayağı tehdidiyle korkutulduğunu da belirten Eldem, konunun takipçisi olacaklarını ifade etti.
İntihar mümkün değil Gökhan Belgüzar olayını da değerlendiren Keskin, kişinin gözaltında başına gelebilecek her şeyin devletin sorumluluğunda olduğunu dile getirdi. 1.80 boyunda olan birinin 80 cm'lik bir yerde kendini asmasının mümkün olmayacağını vurgulayan Keskin, "Bu akıl dışı bir şey. Kaldı ki battaniyenin etrafındaki şeritlerin çözülmesinin son derece zor olduğunu biliyoruz. Ancak bir makas ya da bir bıçak olması gerekiyor ki bu kişi o şeritleri sökebilsin. Bu kadar zaman nasıl görmediler. Çünkü uzun zaman alacak bir eylem olur bu" dedi.
Karakol mercek altında Gökhan Belgüzar 3 ay önce kapkaç suçundan şartlı tahliye edilmiş Kurban Bayramı'nın 2. günü polisin yaptığı kimlik kontrolleri sırasında gözaltına alınmıştı. Bayramın 3. günü ise kaldığı nezarethanede battaniye ile intihar ettiği açıklanmış ancak Belgüzar'ın ailesi oğullarının öldürüldüğünü öne sürmüşlerdi. Belgüzar'ın ölümünün ardından üç emniyet görevlisi hakkında soruşturma başlatılırken Bakırköy Emniyet Müdürlüğü Aşayiş Büro Amirliği'nde görevli grup amiri, nezarethane sorumlusu, ile büro nöbetcisi hakkında da soruşturma yürütülüyor.
src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön
Soruşturmaya vali engel oldu Yusuf Koç Ankara Valiliği, lise öğrencisi İ.K.'nin, bir polis memuru tarafından dövülmesi iddiası üzerine açılan soruşturmayı gerekçesiz olarak ve İ.K.'ye teşhis bile yaptırmadan işlemden kaldırdı. İ.K 28 Ekim 2004 günü okul çıkışında okul müdürünün kendisini okul içine çağırmasının ardından Solmaz Kılıçtepe Polis Karakolu'nda görev yapan bir polis memuru tarafından yumruklarla dövüldüğü, olayın ardından arkadaşlarının kendisini parka götürdüğü ve parkta otururken de aynı polisin yeniden yanına gelerek kendisine hakaret ettiği iddiasıyla İHD'ye "işkence" başvurusunda bulunmuştu. Basında çıkan haberler üzerine ise Ankara Valiliği 11 Kasım 2004'te polis memuru hakkında soruşturma açtı.
Gerekçe gösterilmedi Ancak Valilik, Emniyet Müdürlüğü tarafından 5 Ocak 2005 günü İ.K'nin ailesine gönderilen yazıda, soruşturmanın işlemden kaldırıldığı bildirildi. Emniyet Müdür Yardımcısı İsmail Türkmenli imzasını taşıyan yazıda "11.11.2004 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan 'Liseliye polis dayağı' başlıklı haber üzerine başlatılan soruşturma dosyasının valilik makamının 31.12 2004 tarihli onayları ile işlemden kaldırıldığı bildirildi" diye kaydedildi. Dosyanın hangi gerekçeyle işlemden kaldırıldığının belirtilmediği yazıda, soruşturmanın hangi aşamada sona erdirildiğine yönelik de herhangi bir bilgiye yer verilmedi. Ankara Numune Hastanesi'nden 7 günlük iş göremez raporu alan İ.K.'nin İHD'ye işkence başvurusu yapmasının ardından Milli Eğitim Müdürlüğü de okul müdürü hakkında soruşturma açmıştı.
Teşhis bile yapılmadı Konuyla ilgili bilgi veren İ.K.'nin avukatı Mahmut Eldem, yasal prosedürde mağdura teşhis yaptırılmadan soruşturmanın kapatılamayacağını kaydederek "Valilik kendini aradan çıkarmak için böyle bir yola başvurmuş" dedi. Teşhis yaptırılmadan böyle bir sonuca nasıl varıldığını anlayamadıklarını kaydeden Eldem, Milli Eğitim Müdürlüğü'nün okul müdürü hakkında açtığı soruşturmasının ise devam ettiğini, ayrıca kendilerinin de suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. Kendilerine ulaşan bilgilere göre okulda yaramazlık yapan öğrencilerin polis dayağı tehdidiyle korkutulduğunu da belirten Eldem, konunun takipçisi olacaklarını ifade etti.