28 Nisan 2005 21:00

İki genç kızın filmi




İki Genç Kız Yönetmen: Kutluğ Ataman Oyuncular: Hülya Avşar, Feride Çetin, Vildan Atasever, Tuğçe Tamer, Gönen Bozbey, Sezgi Mengi Senaryo: Kutluğ Ataman, (Perihan Mağden'ın kitabından) Görüntü Yönetmeni: Emre Erkmen Müzik: Replikas, Nazan Öncel, Kibariye, Aylin Aslım Yapım: 2005, Türkiye


Perihan Mağden'ın "İki Genç Kızın Romanı" isimli kitabı yayınlandığı dönemde tartışmalar yaratmıştı. Hem o dönemin en fazla okunan kitaplarından birisi olmuş, hem de kimi eleştirmenlerin gazabına uğramıştı. Kutluğ Ataman'ın, bu kitaptan esinlenerek (esinlenerek diyoruz çünkü, hem kitabı okuyanlar hem de romanın yazarı filmin romanla örtüşmediğini söylüyor) çektiği "İki Genç Kız" bugün sinemalarda gösteriliyor. Hikâyeyi bilmeyenler için kısa bir hatırlatma: Handan ve Behiye tesadüfen tanışan ve tanıştıkları anda sıkı fıkı dost olan iki genç kızdır. Behiye Mahmutpaşa'da, kendi halinde anne-baba ve borsa da ayakçılık yapıp zengin olacağını düşleyen abisiyle birlikte yaşamaktadır. Boğaziçi Üniversitesi Mütercim Tercümanlık Bölümü'nde okumaktadır. Handan ise Etiler'de, zengin adamları kendisine aşık ederek hayatını sürdüren annesi (Leman) ile birlikte yaşar. Türkiye'yi terk etme hayalleri kuran genç kızlar, bir süre sonra hayatın hiç de bekledikleri gibi olmadığı gerçeğiyle karşılaşacaklardır.

Önce artılar Her şeyden önce Ataman'ın filmi çekmek için seçtiği kamera kullanma yöntemiyle başlamak gerek. Ataman'ın çoğu zaman omuzda taşınan 'digital' kamerası, filme hareket kazandırıyor. Bu tercih, kahramanları genç ve çoşkulu olan bir filmdeki hareketi yakalamada ve seyirciye geçirmede yönetmene büyük olanaklar sunmuş. Öte yandan, toplumsal bağlarından (buna değineceğiz) kopartılıp düşünüldüğünde bugünün gençlik profiline uygun düşen iki karakter yaratmada da başarılı olunduğu söylenebilir. Handan ve Behiye'nin sorumsuzca, bir sonraki hamlelerini hesap etmeden yaşamayı denemeleri gençlik üzerine gözlem yapma olanağı sunuyor. Filmde akıllarda kalacak sahneler de var. Örneğin Behiye, abibi ve annesinin Leman'ın evinde karşılaştıkları sahne ve özellikle Behiye'nin annesinin tutumu unutulmayacak bir kısa film örneği gibi. Ama... Ama bütün bunlar. "İki Genç Kız"ı vasatın üzerine çıkarsa da iyi bir film yapmaya yetmiyor. Filmin -ve belki de romanın- en önemli problemi omurgasının olmaması. Belki yönetmenin iki gencin yaşadığı 'kaos'u anlattığı söylenebilir. Ama kaosun bile kendine göre bir düzeneği 'yasası' vardır. Oysa filmden çıktıktan sonra "şimdi anlatılan neydi?" diye sormadan edemiyorsunuz. Sorun tam da burada. Ataman ne soru sormak, ne de cevap aramak için çekmiş filmini. Ya da yapmış olsa bile bunu seyirciye geçirmeyi başaramamış. Bir diğer problemde karakterlerde. Örneğin Behiye ve Handan'ın hayattan ne istediklerini -ya da bir şey isteyip istemediklenini- öğrenemiyoruz. Sanki bütün yaşananlar küçük bir kaçamakmış gibi anlatılıyor.

Anneler Filmde özellikle dikkat çekilmesi gereken karakterler arasında Handan ve Behiye'nin annelerini saymak gerekiyor. Ataman, Behiye'nin annesini, kocasına ve oğluna ses çıkartamayan, geleneksel ve daha çok 'aman tatsızlık çıkmasın' kıvamında yaşayan silik bir kadın olarak tanımlıyor. Handan'ın annesi Leman ise diğerinin aksine girişken. Geçimini sağlamak için zengin erkeklerle birlikte olan. Kızına ve kendine bir hayat kurmaya çalışan bir kadın. Ama her ikisinin de erkekler dünyasında 'eşitlendiğini' sezinlemek mümkün. Film erkekler hakkında olumlu yargılardan uzak. Filmdeki bütün erkek karakterler 'arızalı.' Son olarak oyunculuklardan söz edilebilir. Hülya Avşar, Leman karakterinde rolünün hakkını veriyor. Daha önce profesyonel oyunculuk deneyimi olan Vildan Atasever, Handan rolü için biçilmiş kaftan gibi. Asıl etkileyici olansa ilk kez böyle bir projede kamera karşısına geçen asi ruhlu Behiye'yi canlandıran Feride Çetin.

[email protected]

Evrensel'i Takip Et