12 Haziran 2005 21:00
Matematiğin keskinliğiyle mizah
Gözlükler, pipolar, çarklar, saat kordonları, makaslar, demir parçalar, çiviler, topluiğneler, taraklar, lastik parçaları, gözlük çerçeveleri, küçük cam parçaları ve daha bir sürü şey... Tayfun Akgül tüm bu malzemelerden bilimadamlarının, akademisyenlerin, yazar ve çizerlerin karikatürlerini yapıyor. Çoğunun saçı yok, yine çoğu gözlüklü ve çeneleri sanki fazla tartışmaktan biraz uzamış. İTÜ Elektrik-Elektronik Fakültesi, Elektronik ve Haberleşme Bölümü öğretim görevlisi olan Prof. Dr. Tayfun Akgül, Kadir Has Üniversitesi Rezan Has Haliç Kültürleri Müzesi'nde açtığı sergide karikatür, yerleştirme ve resim çalışmalarını 20 Haziran'a dek sergiliyor. Bilimadamı merakıyla karikatürün muzipliğini birleştiren sanatçının çalışmaları çevre, bilimsel konular ve yüzler üzerinde yoğunlaşıyor daha çok. Serginin açılışına İlhan Selçuk, Canol Kocagöz, Semih Poroy, Devrim Demiral, Tan Oral, Atay Sözer gibi çizerlerin yanı sıra Ali Nesin, Orhan Bursalı gibi bilimadamları da katıldı.
Daha çok yüzler üzerinde mi çalışıyorsunuz? Karikatürcüyüm ben, karikatürcü olmamdan dolayı, baktığım zaman karikatür olarak görüyorum yüzleri. Herhangi bir cisme, bir nesneye baktığım zaman da, o nesnenin içinde bir yüz görüyorum. Bu oyun gibi başladı daha çok. Çoğu Ümraniye Çöplüğü'nden toplanmış malzemelerle yapılmış karikatürler. Sayısı artınca sergileme ihtiyacı doğdu. Bu mekan da serginin ruhuna çok yakıştı.
Genelde siyasetçilerin karikatürleri yapılır ama siz yazarları, araştırmacıları çiziyorsunuz? Aslında burada siyasetçi de var, pek çok kedi karikatürü var! Aslında bunları sadece keyif için yapıyorum, bir gelir için yapmadım, zaten bunların gelirleri de, satış olursa elbette, olduğu gibi Nesin Vakfı'na gidecek.
Akademisyenlikle karikatürcülük birbirini nasıl besliyor? Bilimadamlığı unvanı eğitimle ulaşılan, uzun yıllar gerektiren bir çabanın sonucu kazanılıyor. Eğer varsa sanat da biraz insanın içinde olan bir şey, şimdi benim en uzun süredir yaptığım iş karikatür çizmek ve karikatürcü gibi düşünmektir. Karikatür hocam da Canol Kocagöz'dür. Canol abiyle ben ilk tanıştığımda 13 yaşlarımdaysam, şimdi 42-43 yaşına geldim ve belki 30 yıldır karikatürcü gibi düşünüyor, karikatürcü gibi bakıyorum. Henüz bilimadamı olduğumu söyleyemem, o yolda yürüdüğümü düşünüyorum sadece. Ama bu bilimadamlığının geçmişi daha yakın. 15 yıllık bilimsel çalışma hayatım varsa, 30 yıllık, çocukluktan gelen bir karikatür geçmişim var. Buradaki espriler de o birikimin ürünü.
Bilimsel düşünme yöntemiyle karikatürcü gibi düşünmek arasında bir bağ var mı? İkisi bağdaştırılabilir. Bir kere ben kimse bunları beğensin diye yapmıyorum. Gerçekten öznel bir şey. Sabahın köründe bazan kalkıp nesneleri kullanarak bir şeyler yapıyorum. Tek espiri şurada kağıt kalem yerine başka malzemeler kullanıyorum, malzemeye de müdahale etmemeye çalışıyorum. Sokakta nasıl buluyorsam, öyle kullanıyorum.
Bilimsel karikatür pek öne çıkan bir karikatür tarzı değil... O benim mesleğimden ileri gelen bir şey, Ali Nesin benim dostum, arkadaşım, onun matematik kitaplarını resimledim. Matematiğin bir keskinliği vardır, bununla dalga geçmek hoş oluyor. Matematik çok ciddi bir iş, ama içine biraz espiri, şaka koyduğunuzda; yumuşatma, alay koyduğunuz da hoş bir şey ortaya çıkıyor.
Daha çok yüzler üzerinde mi çalışıyorsunuz? Karikatürcüyüm ben, karikatürcü olmamdan dolayı, baktığım zaman karikatür olarak görüyorum yüzleri. Herhangi bir cisme, bir nesneye baktığım zaman da, o nesnenin içinde bir yüz görüyorum. Bu oyun gibi başladı daha çok. Çoğu Ümraniye Çöplüğü'nden toplanmış malzemelerle yapılmış karikatürler. Sayısı artınca sergileme ihtiyacı doğdu. Bu mekan da serginin ruhuna çok yakıştı.
Genelde siyasetçilerin karikatürleri yapılır ama siz yazarları, araştırmacıları çiziyorsunuz? Aslında burada siyasetçi de var, pek çok kedi karikatürü var! Aslında bunları sadece keyif için yapıyorum, bir gelir için yapmadım, zaten bunların gelirleri de, satış olursa elbette, olduğu gibi Nesin Vakfı'na gidecek.
Akademisyenlikle karikatürcülük birbirini nasıl besliyor? Bilimadamlığı unvanı eğitimle ulaşılan, uzun yıllar gerektiren bir çabanın sonucu kazanılıyor. Eğer varsa sanat da biraz insanın içinde olan bir şey, şimdi benim en uzun süredir yaptığım iş karikatür çizmek ve karikatürcü gibi düşünmektir. Karikatür hocam da Canol Kocagöz'dür. Canol abiyle ben ilk tanıştığımda 13 yaşlarımdaysam, şimdi 42-43 yaşına geldim ve belki 30 yıldır karikatürcü gibi düşünüyor, karikatürcü gibi bakıyorum. Henüz bilimadamı olduğumu söyleyemem, o yolda yürüdüğümü düşünüyorum sadece. Ama bu bilimadamlığının geçmişi daha yakın. 15 yıllık bilimsel çalışma hayatım varsa, 30 yıllık, çocukluktan gelen bir karikatür geçmişim var. Buradaki espriler de o birikimin ürünü.
Bilimsel düşünme yöntemiyle karikatürcü gibi düşünmek arasında bir bağ var mı? İkisi bağdaştırılabilir. Bir kere ben kimse bunları beğensin diye yapmıyorum. Gerçekten öznel bir şey. Sabahın köründe bazan kalkıp nesneleri kullanarak bir şeyler yapıyorum. Tek espiri şurada kağıt kalem yerine başka malzemeler kullanıyorum, malzemeye de müdahale etmemeye çalışıyorum. Sokakta nasıl buluyorsam, öyle kullanıyorum.
Bilimsel karikatür pek öne çıkan bir karikatür tarzı değil... O benim mesleğimden ileri gelen bir şey, Ali Nesin benim dostum, arkadaşım, onun matematik kitaplarını resimledim. Matematiğin bir keskinliği vardır, bununla dalga geçmek hoş oluyor. Matematik çok ciddi bir iş, ama içine biraz espiri, şaka koyduğunuzda; yumuşatma, alay koyduğunuz da hoş bir şey ortaya çıkıyor.
Evrensel'i Takip Et