1 Temmuz 2005 21:00
Herkes bizden aşk şarkıları istiyor
GÜNÜN YAZILARI
Kürtlerin de en eski enstrümanlarından biri sayılan, eskiden ahşaptan yapılan ve teknesi tavşan derisiyle kaplanan kemençe, şimdilerde alüminyumdan yapılıp plastikle kaplanıyor. 55 yıldır kemençe çalan ve eskiden ağaların yanında divanlara katılan İbrahim Oynar (75), sadece düğünlerde kemençe çalabiliyor. Oynar, "Ben bir mesel söylesem bir kaset yetmez. Ama artık kimse lawik (ağıtı andıran müzik) ve meselleri (çirok) sevmiyor. Sadece aşk şarkılarını seviyorlar" diyerek ilgisizlikten yakınıyor.
Kemençe sözlü Kürt kültürü içerisinde önemli bir yere sahip. Bazı yerlerde kemençe, bazı yerlerde ise "ribab" ismi verilen enstrüman, daha çok Batman, Mardin ve Şırnak illerinde çalınıyor. "Mitirb" diye adlandırılan kemençeciler, sözlü Kürt kültürünü eskiden beri toplum içinde yaymakla tanınıyor.
Nota ve ders olmadan sadece görüp duyarak kemençeyi öğrenen kemençecilerin, tüm repertuarları sözlü. Tüm şarkılarını akıllarında tutan kemençeciler, bir olaya baktıkları anda hemen o olay hakkında şarkı söyleyebiliyor. Dengbêjler gibi söyledikleri mesellerle tarihi ölümden kurtaran kemençecilerin sayısı son yıllarda değişik müzik türlerinin ortaya çıkmasıyla azalmaya başladı. Kemençe toplumsal ve kültürel değişimlerden dolayı artık sadece düğünlerde çalınıyor.
Kemençe ile bir ömür Batman'ın Akyürek Mahallesi'nde yaşayan ve Xalê Brahim olarak tanınan İbrahim Oynar bölgede kemençe çalabilen son isimlerden. Oynar, profesyonel bir şekilde 55 yıldır kemençe çalıyor. 4 yaşından beri kemençeyle uğraşan Oynar'ın kemençe hayatındaki tek uğraşı olmuş. Gençliğinde ağaların himayesinde yaşayan Oynar, sık sık kurulan divanlara katılıp sabaha kadar kemençe çalmış. Şimdi ise kemençe çaldığı tek yer düğünler. Yaşamı ve "kemençe" üzerine konuştuğumuz Oynar, ilk kez 4 yaşındayken kemençeyi eline aldığını ve bir daha da bırakmadığını söyledi. Küçüklüğünün Batman'ın Gercüş İlçesi'nde geçtiğini belirten Oynar, o günlere ilişkin anılarını öyle anlattı: "Dedemden önce evimizde kimse kemençe çalmazdı. Dedem bir zamanlar Nusaybin'e gitmiş ve orada kemençe çalmayı öğrenmiş. Daha sonra dedem kemençe çalmayı babama da öğretiyor. O zamanlar Gercüş ağası Hasan Şemdin Ağa idi. Ailemiz ağanın yanında kalıyordu. Yani ağanın himayesindeydik ve ağa tüm ihtiyaçlarımızı karşılardı. Dedem o kadar ün salmıştı ki Botan Beyi bile onu kendi divanına çağırmıştı. Yani dedem Botan Beyi'ne bile kemençe çalmıştı."
'Tüm şarkılarım aklımda' Hangi olaya bakarsa üzerine bir şarkı söyleyebileceğini belirten Oynar, "Tüm şarkılarım aklımdadır. Yazılı tek bir şarkım bile yok. Ayrıca ben kemençe olmadan şarkı söyleyemem. Kemençeyi çalınca şarkılar aklıma gelir ve söylerim. Hangi şarkıyı duyarsam hemen ezberlerim. Tüm kemençeciler bu özelliklere sahiptir. Yani biz kemençeciler Sözlü Kürt Kültürü'nün temsilcileriyiz. Eskiden bize mitirb derlerdi ama şimdi bizim bir sanat icra ettiğimizi söylüyorlar. En büyük üzüntüm evimizde bu sanatın benden sonra kalmayacak olması. Zaten ben tek kemençe çalıyorum. Çocuklarım kemençe çalmayı öğrenmek istemediler. Oğlum bağlama çalıyor. Yeni nesil öğrenmek istemiyor ama kemençecilik kaybolmamalı" dedi.
'Kemençenin eski sesi yok' İbrahim Oynar yıllardır kendisine yol arkadaşlığı yapmış olan kemençe hakkında ise şu bilgileri verdi: "Eskiden kemençe ceviz veya dut ağacından yapılırdı. Teknesi ise balık veya tavşan derisiyle kaplanırdı. Ama şimdi hala ahşaptan yapılanları olmakla beraber daha çok alüminyumdan yapılıyor ve teknesi plastikle kaplanıyor. Şivik (kemençe yayı) ve teller eskiden at kuyruğu kıllarından yapılırdı. Şu anda hala at kuyruğu kılından yapılan şivikları kullanıyoruz. Ama tellerimiz artık plastik. Gerçeğini söylemek gerekirse eskiden kemençenin sesi daha güzeldi. Ama soğuk günlerde kemençe çalmak çok zor oluyordu. Ahşap olduğu için yağmurdan ve soğuktan etkileniyordu. Böyle günlerde kemençeyi sobanın önünde ısıtırdık. Şimdi öyle bir sorun yok ama kemençenin eski sesi de yok."
Savaşları söylerdik Karadeniz kemençesi ile kendi çaldığı kemençenin farklı olduğunu da söyleyen Oynar, "Bizim kemençe bölge dışında hiçbir yerde bulunmaz. Bildiğim kadarıyla Irak'ın bazı Kürt bölgelerinde de kemençe çalınıyor" dedi. Oynar'ın önemli bir şikayeti de artık kimsenin lawik ve meselleri sevmemesi: "Herkes bizden aşk şarkıları istiyor. Büyüklerimiz bize bölgenin önemli olaylarını ve savaşlarını öğrettiler. Yani bize bir tarih öğrettiler. Eskiden divan kurulduğunda gece yarısına kadar mesel söylerdik. Şimdi sadece beni düğünlere çağırıyorlar. Gidip sadece halay parçası söylüyorum. Nadir de olsa bazen köylere gidip mesel söylediğim olur. Ama ayda yılda bir oluyor".
Kemençe ile bir ömür Batman'ın Akyürek Mahallesi'nde yaşayan ve Xalê Brahim olarak tanınan İbrahim Oynar bölgede kemençe çalabilen son isimlerden. Oynar, profesyonel bir şekilde 55 yıldır kemençe çalıyor. 4 yaşından beri kemençeyle uğraşan Oynar'ın kemençe hayatındaki tek uğraşı olmuş. Gençliğinde ağaların himayesinde yaşayan Oynar, sık sık kurulan divanlara katılıp sabaha kadar kemençe çalmış. Şimdi ise kemençe çaldığı tek yer düğünler. Yaşamı ve "kemençe" üzerine konuştuğumuz Oynar, ilk kez 4 yaşındayken kemençeyi eline aldığını ve bir daha da bırakmadığını söyledi. Küçüklüğünün Batman'ın Gercüş İlçesi'nde geçtiğini belirten Oynar, o günlere ilişkin anılarını öyle anlattı: "Dedemden önce evimizde kimse kemençe çalmazdı. Dedem bir zamanlar Nusaybin'e gitmiş ve orada kemençe çalmayı öğrenmiş. Daha sonra dedem kemençe çalmayı babama da öğretiyor. O zamanlar Gercüş ağası Hasan Şemdin Ağa idi. Ailemiz ağanın yanında kalıyordu. Yani ağanın himayesindeydik ve ağa tüm ihtiyaçlarımızı karşılardı. Dedem o kadar ün salmıştı ki Botan Beyi bile onu kendi divanına çağırmıştı. Yani dedem Botan Beyi'ne bile kemençe çalmıştı."
'Tüm şarkılarım aklımda' Hangi olaya bakarsa üzerine bir şarkı söyleyebileceğini belirten Oynar, "Tüm şarkılarım aklımdadır. Yazılı tek bir şarkım bile yok. Ayrıca ben kemençe olmadan şarkı söyleyemem. Kemençeyi çalınca şarkılar aklıma gelir ve söylerim. Hangi şarkıyı duyarsam hemen ezberlerim. Tüm kemençeciler bu özelliklere sahiptir. Yani biz kemençeciler Sözlü Kürt Kültürü'nün temsilcileriyiz. Eskiden bize mitirb derlerdi ama şimdi bizim bir sanat icra ettiğimizi söylüyorlar. En büyük üzüntüm evimizde bu sanatın benden sonra kalmayacak olması. Zaten ben tek kemençe çalıyorum. Çocuklarım kemençe çalmayı öğrenmek istemediler. Oğlum bağlama çalıyor. Yeni nesil öğrenmek istemiyor ama kemençecilik kaybolmamalı" dedi.
'Kemençenin eski sesi yok' İbrahim Oynar yıllardır kendisine yol arkadaşlığı yapmış olan kemençe hakkında ise şu bilgileri verdi: "Eskiden kemençe ceviz veya dut ağacından yapılırdı. Teknesi ise balık veya tavşan derisiyle kaplanırdı. Ama şimdi hala ahşaptan yapılanları olmakla beraber daha çok alüminyumdan yapılıyor ve teknesi plastikle kaplanıyor. Şivik (kemençe yayı) ve teller eskiden at kuyruğu kıllarından yapılırdı. Şu anda hala at kuyruğu kılından yapılan şivikları kullanıyoruz. Ama tellerimiz artık plastik. Gerçeğini söylemek gerekirse eskiden kemençenin sesi daha güzeldi. Ama soğuk günlerde kemençe çalmak çok zor oluyordu. Ahşap olduğu için yağmurdan ve soğuktan etkileniyordu. Böyle günlerde kemençeyi sobanın önünde ısıtırdık. Şimdi öyle bir sorun yok ama kemençenin eski sesi de yok."
Savaşları söylerdik Karadeniz kemençesi ile kendi çaldığı kemençenin farklı olduğunu da söyleyen Oynar, "Bizim kemençe bölge dışında hiçbir yerde bulunmaz. Bildiğim kadarıyla Irak'ın bazı Kürt bölgelerinde de kemençe çalınıyor" dedi. Oynar'ın önemli bir şikayeti de artık kimsenin lawik ve meselleri sevmemesi: "Herkes bizden aşk şarkıları istiyor. Büyüklerimiz bize bölgenin önemli olaylarını ve savaşlarını öğrettiler. Yani bize bir tarih öğrettiler. Eskiden divan kurulduğunda gece yarısına kadar mesel söylerdik. Şimdi sadece beni düğünlere çağırıyorlar. Gidip sadece halay parçası söylüyorum. Nadir de olsa bazen köylere gidip mesel söylediğim olur. Ama ayda yılda bir oluyor".
Evrensel'i Takip Et