Soğuğa mahkum aşkın dizeleri: Buz
gülümseyerek gözlerimde tuttuğum bir hayalsinizbütün her şey gibi gündeliksinizçünkü gündeliksinizgözlerimi aldım koynumabir ormandan sakınır gibi geçtiminiltiler, uğultular, bağırışlar-TAK! telefon kapandısanırım sonsuza kadar unuttu bizi Allah-Yukarıdaki dizeler bu yıl ilki düz
gülümseyerek gözlerimde tuttuğum bir hayalsiniz
bütün her şey gibi gündeliksiniz
çünkü gündeliksiniz
gözlerimi aldım koynuma
bir ormandan sakınır gibi geçtim
iniltiler, uğultular, bağırışlar
-TAK! telefon kapandı
sanırım sonsuza kadar unuttu bizi Allah-
Osman Özçakar’la , ilk kitabı “BUZ”, Turgut Uyar ve şiir üzerine konuştuk.
Şiirle tanışmanız nasıl oldu?
İlk tanışmam lise yılları. İlk yazma denemelerim de o yıllar. ‘80 sonrası müfredat gereği ağırlıklı olarak Divan edebiyatı okuyorduk. Çağdaş Türk şiirinden bahsetmek zor. En fazla okuduğumuz Orhan Veli. Bir de o yıllardan aklımda kalan Ahmet Haşim var. O zamanlardan sevmiştim Ahmet Haşim’i. Behçet Necatigil’i de hatırlıyorum. Bizim okulda hocalık yaptığı için aklımda kalmıştı. Bu şairleri derinlemesine bir inceleme olmamıştı ama. Dedim ya daha çok divan şiiri. Aruz kalıpları, çözümlemeler. Gerçi iyi de olmuş ama diğer taraf eksik. Çağdaşlarla lise sonrası tanıştım. İlk denemelerimde de doğal olarak o okuduklarıma öykünmeler var.
Sizce şiirin önemi nedir?
Şiir çok önemli. Bir dil için çok önemli. Şiir dili araştırıyor, sınırlarını geliştiriyor. Dil’i eviriyor. Şiirde dil yaratmak ne denli önemliyse, dil şiirle o kadar gelişiyor. Her kültürün ifadesi dilse, şiir de dilin tarihçisidir. Geçenlerde bir yerde okudum, eski Yunan’da çarşıda pazarda insanlar birbirleriyle karşılaşınca, uyaklı, kafiyeli bir şiir diliyle konuşurlarmış birbirleriyle. Dil insanın en eski parçalarından biri. Şiir de orada başlıyor. İnsanın ifade etmek için dili kullanmaya başladığı ilk andan itibaren.
Şiirinizi hangi kaynaklardan beslediniz?
Şair olarak. Her okuduğum etkilemiştir diye düşünüyorum. Orhan Veli, Nâzım Hikmet, İkinci Yeni. Onlar da birbirinden etkileniyordu mutlaka. Zincirleme bir reaksiyon gibi geliyor bu ardı ardına. Ahmet Haşim, Baudlaire’den etkilenmiş. Oradan oraya eklenerek geliyor. Bütün bunlar da beni etkiledi sonuçta. Şairler dışında Albert Camus, Sarte, Beckett de etkilemiştir beni. Sonra sinema geliyor, müzik geliyor, fotoğraf da önemli bir şey benim için.
SOĞUK, KIŞ İÇE DÖNÜK BİR YALINLIK İMGESİ
Kitabınızda buz, kutup, beyaz, soğuk, kar, kış imgeleri oldukça çok. Bu imgelerle vermek istediğiniz duygular nelerdir?
Genel olarak iki uç arasında gidip gidemeyen, kalamayan insan halleri var. Nerede olacağını bilememe hali. Gidebileceği en uzak yere yolculuk yapan insanın yine aynı yere dönmesi durumu. Evet, Kış var, yaz var, yine Kış var. Antarktika’yla bütünleşince, insanın yaşadığı tek mevsim var gibi, Antarktika gibi. Beyaz, soğuk, kış içe dönük bir yalınlık imgesi.
İki uç arasında kalan insanları anlatıyorum. Şiirlerimde tezatlıkları, tanımlamalar var. Mesela Antarktika yaşamın bir kesitini anlatıyor. Buzların içinde yaşama tutunmaya çalışan inananlar var. Burada ve orada olma tezatlığı. Aslında nerede olacağını bilememe hali. Gidebileceği en uç noktaya yolculuk yapan insanın yine başladığı yere dönmesi durumu . Yaşamın içindeki yolculuk kitabımdaki üç bölüm. Kışla başlıyor sonra yaz geliyor, ama yaz geçici sonra yine kış. Yaz mevsiminde aşklar var. Yüreği ısıtıyor sıcaklığıyla. Aşklar ve kırılganlıklar yazı kışa dönüştürüyor ve tekrar yüreğinde kışı başlatıyor. Aslında kutuplarda tek iklim vardır. Sadece mevsimler değişir. Her taraf soğuğa mahkum edilmiş bir aşktır. Aşklar ve kırgınlıklar özünde beyazın içindedir. Bütün duygular tek bir iklimde bütünleşir. Sadece onun içinde mevsimler değişir. Anadolu insanı gibi biraz da beyaz, soğuk, buz; içe dönük yalınlık imgelemi.
(İstanbul/EVRENSEL)
DERGİLERE DAHİ ŞİİR GÖNDERMEMİŞTİM
Yarışmaya katılmanızda neler etkili oldu?
Turgut Uyar adı etkili oldu tabii. Haliyle Turgut Uyar, Edip Cansever ikilisi benim için çok önemli. Sonra Jüri üyeleri de okuduğum, şiirlerini bildiğim insanlardı. Bugüne kadar dergilere de göndermemiştim hiçbir şiirimi. Bunlar birleşince bir göndereyim bakalım dedim. Öyle katıldım. Dosyayı hazırlama süreci çok uğraştırıcı, çok zordu ama oldukça da zevkliydi benim için. Her katılan gibi içten içe bir beklentim vardı ama kazanacağımı hiç beklemiyordum. Haber geldiğinde şaşırdım.
Turgut Uyar şiirinin sizde bıraktığı etkiler nelerdir?
Turgut Uyar, Türkçe’yi çok iyi kullanan biri. Neredeyse bütün olanaklarını deniyor, kullanıyor. Divan şiirinden tutun da halk şiirine hepsine çok hakim. İmgeye çok hakim. Birbirine uzak sözcükler arasında dolaştırıyor insanı. Sizi alıp kurduğunuz dünyanın orta yerine bırakıveriyor.
En sevdiğiniz Uyar şiirleri?
Akçaburgazlı Yekta, Tel cambazı, Terziler, Geyikli gece... Hepsi nerdeyse.