Halkların Demokratik Kongresi, ülke tarihinde bir milat

‘KONGRE ÇOK GENİŞ KESİME ULAŞACAK’

Ayrımcı, cinsiyetçi, milliyetçi, tekçi eğitime karşı bir üniversite öğrencisi, bir kadın ve öğretmen adayı olarak kongre girişiminin büyük ve olumlu gelişmelere gebe olduğuna inandığını belirten Eğitim Fakültesi 2. Sınıf Öğrencisi Gamze Çakıcı, “Bu üç kimliğime de ayrı ayrı hitap eden kongrenin açılışının 13 dilde yapılışı, HES’lere, eğitim, sağlık alanındaki kısıtlamalara, kadınlara ve gençlere yönelik yoğun ve daha da yoğunlaşacak saldırılara karşı duruşuyla çok büyük bir kesime ulaşmayı başarabilecektir. Bu amacın güzelliği barış, emek, demokrasi gibi evrensel kavramlarla dile gelmiş bence” dedi. Kongreyi doğru yolda bir adım olarak gördüğünü söyleyen Çakıcı, “Özellikle kendisini kongre taslak ve tüzüğüyle muhatap görmeyenlerin, savaş çığırtkanlığının bu denli tırmandığı ülkemizde bu kongreyi inada değil, çözüme doğru bir adım olduğunu görmelerini diliyorum” diye konuştu.

KONGRE BARIŞ İÇİN BİR GİRİŞİM

Gidişata göre, barışa daha çok zamanın olduğunu belirten Radyo Sinema Televizyon Bölümü 3. Sınıf Öğrencisi Cenk “Kongreyi çok araştırmamış olmamama rağmen barış için bir girişim olduğunu biliyorum, ancak bununla birlikte bu oluşumun barış için neler yapabileceğini zaman gösterecek” dedi. Kurulan komisyonların herkesin fikrini ifade edebilmesi için olumlu olduğunu dile getiren Cenk, bu birlikteliğin halkların demokratik birliğini kurabilmesini umduğunu söyledi.

İNTİKAM SÖYLEMİNİN ACİLEN TERK EDİLMESİ GEREKİR

“Barışın sesini yükseltmeye çalıştığımız şu dönemde, her gün yeni kayıplara uyanmak ne kadar da acı” diyen Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğrencisi Kezban Özdemir, her yerde ‘İki taraf da daha fazla acı çekmesin’, ‘Analar ağlamasın’ söylemlerini dilinden düşürmeyenlerin aynı zamanda hem siyasi hem askeri operasyonları devam ettirmekte olduğunu söyledi. Bir yandan gencecik askerler ölürken, diğer yandan da iktidarın intikam naralarının sokakları kızıştırdığını, Türk ve Kürt gençlerini birbirine düşürdüğünü ifade eden Özdemir, “Eğer gerçekten barıştan bahsedeceksek; artık tek bir insan dahi ölmemeli, aksi takdirde barış mümkün olamaz. Ama her milliyetten Türkiye gençliği bu oyunlara gelmeyecektir. Biz sonuna kadar bu ülkede kardeşçe yaşam mücadelesini sürdüreceğiz. Yine bizler biliyoruz ki bu savaşta zenginin çocuğu ölmüyor. Ölenler emekçi, yoksul ailelerin çocukları. Elektriği kesilmiş, faturalarını ödeyememiş gençler”dedi.

KONGRE HEPİMİZİN İÇİN UMUT

Uzun süredir yeni anayasa tartışmalarının yapıldığını ancak somut anlamda hiçbir ilerleme sağlanmadığını ifade eden Hukuk Fakültesi 1. Sınıf Öğrencisi Zelal Filiz bunun nedeninin yeni bir anayasa yapmaktan çok, eskisini taklit etme isteğinin olduğunu belirtti. Gerçek anlamda yenilik sayılabilecek demokratik özerklik, ana dilde eğitim gibi konuların tartışılmak dahi istenmediğini söyleyen Filiz şunları söyledi; “Bu tartışmayı yürütenler hainlikle suçlanıyor, şovenist tepkilere maruz kalıyor. Yeni anayasa söyleminin haber bültenlerini süsleyen gündem malzemesi olmaktan öteye geçmiyor. Tüm fikirlerin dikkate alınacağı söylendiğinde aklıma gelen tek cümle ‘Düşünce özgürlüğü var ama düşündüğünü ifade etme özgürlüğü yok’ geliyor. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Halkların Demokratik Kongresi hepimiz için bir umut olmaya devam ediyor”

KONGRENİN GENÇLERE SESLENMESİ DEĞERLİ      

Ankara’daki kongreye de katılmış olan Çapa Tıp Fakültesi 2. Sınıf Öğrencisi Vedat Çiçek  ülkede esen savaş rüzgarları ve siyasi operasyonlara inat, kongrenin, Anadolu’nun tüm öteki bileşenlerini içinde barındıran özelliğiyle bir milada işaret olduğunu vurgulayarak, “Kendi hedeflerini ötekileştirilenlerin ve ezilenlerin mücadelesi üzerine kuran kongre, gençlere ayrılan kontenjan yetersiz de olsa, bizlere de seslenmesi açısından çok değerliydi. Çünkü kongre girişimi, statükocu zihniyete karşı muhalefet hedefiyle hareket ederken, biz gençlerden enerji almaması çalışmaların bir ayağını eksik bırakabilirdi.

Tüzüğünde ve taslağında, Türkiye’deki herkese seslenebilecek özellikler barındıran kongre, biz gençlerin ve benim özelimde sağlıkçıların sorunlarına da değiniyor ve bizim için yeni mücadele alanları açıyor. Sağlığı özelleştirme teşebbüslerinin son ayağında, bu teşebbüslere karşı, kongre girişimi bizimle beraber sağlığın herkese eşit ve ücretsiz olarak sunulmasını ve üniversite hastanelerinin üniversitelere bağlı kalmasını savunarak biz tıp öğrencilerinin de yanında olmayı başarmıştır” diye konuştu. (İstanbul/EVRENSEL)