27 Ekim 2011 07:05

'Önceki muhalif çıkışlardan farklı'

Sendikal Güç Birliği Platformu (SGBP) Dönem Sözcüsü Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin, oluşturdukları birliğin Türk-İş içerisinde daha önceki muhalif çıkışlardan farkını şöyle açıkladı: “Geçmiş dönemlerde oluşturulan muhalefetler, sadece yönetim değişikliğini önüne

'Önceki muhalif çıkışlardan farklı'
Paylaş


Türk-İş içinde daha önce de “muhalif” oluşumlar farklı birliktelikleri, alternatif yönetim listelerini ortaya çıkarttı. Bugünkü çıkışı nasıl ayırt etmek gerekir?
Türk-İş içerisinde daha önce oluşturulan muhalif hareketlerle, bugün oluşturulan Sendikal Güç Birliği hareketini ayırmak gerekir. Bugün sendikal güç birliği hareketi uzun soluklu ve Türkiye sendikacılık hareketine yeni bir soluk ve ivme getirmeyi önüne koyarak yola çıkmıştır. Aralık ayında yapılacak olan Türk-İş Genel Kuruluna yönelik başlatılmış ve genel kurul süreciyle sonlanacak bir muhalefet yapılanması değildir. Bu platform, sendikal sistemi sorgulayan ve onu değiştirmeyi, dönüştürmeyi önüne hedef olarak koyan bir anlayışa sahiptir. İşçilerle buluşarak, onları sürece dahil ederek kitleselleşen, bununla da yetinmeyip çizdiği perspektife uygun olabilecek yapılarla da buluşmayı amaçlayan geniş kapsamlı bir sendikal güç birliği platformudur.
İşçi sınıfının bağımsız siyasi hareketini örgütlemeyi amaçlayan, sistem içi hiçbir siyasi anlayışın arka bahçesi veya yandaşı olmamaya özen gösteren SGBP, Türk-İş Genel Kurulu sonrasında genel kurul sonucuna bağlı olmaksızın, varlığını devam ettirecektir.
Geçmiş dönemlerde oluşturulan muhalefetler, genel kurula kısa bir süre kala yönetim değişikliğini önüne hedef olarak koyan ve kısır tartışmaların dışına çıkamayan kısa menzilli dar kadro hareketi biçiminde oluşturulan yapılardı. Kişilere endeksli, listelerin rekabetine dayalı olarak ve kişisel değişiklikleri önemsemeyen yapılardı. Genel kurul sonrası sonlandırılan muhalefetlerin Türk-İş’te anlayış ve sistem değişikliğine ilişkin hiçbir iddiası yoktu. Oysa ki, SGBP Türkiye’de sendikal anlayış ve sistem değişikliğini hedefine koyan ve bu anlayış etrafında işçilerin, emekçilerin ortak örgütlenmesini haykıran, uzun soluklu ve kalıcı bir yapılanmadır.
 

Peki Türk-İş Genel Kurulu nasıl bir dönemeci ifade ediyor? Sonrasında nasıl devam edilecek, Genel Kurulun olumlu-olumsuz sonuçları hangi hedeflerinizi nasıl etkileyecek?
Sendikal Güç Birliği Platformu için Türk-İş Genel Kurulu, bu yapının içerisinde fiili olarak yer alan veya açıkça içerisinde yer almamış sendikaların gönüllü birliktelikleri temelinde buluşarak yeni bir Türk-İş yaratmaya dönük geçici bir kurul olma niteliğindedir. Genel kurul öncesinde, genel kurul hedeflenerek oluşmamış bir hareket, genel kurul sonrasında da var oluş amacına uygun, bağımsız olarak varlığını sürdürecektir. Klasik bir halk söylemiyle örneklemek gerekirse, herkes evinin önünü temizlerse mahalle ve sokak temiz olur derler.

Uzun soluklu olarak Türkiye sendikal hareketinde değişim ve dönüşümü önüne hedef koymuş bir hareket, doğaldır kendi üst örgütünün genel kuruluna da duyarlı olmak, ilgilenmek ve sorumluluğunun gereklerini yerine getirmek durumundadır. Yani bu genel kurulda platformu oluşturan  ve destek veren sendikalar olarak değişim, dönüşüm konusunda anlaşır yeni bir dönemi başlatırlarsa, bu platformun uzun soluklu yürüyüşünün önündeki sorunlardan birinin aşılmış olmasını sağlayacaktır. Sonraki sürece olumlu olarak yansıyacaktır.

Türk-İş Genel Kurulunun kazanılması veya kaybedilmesi, platformun varlığına her iki sonuca uygun bir anlam kazandıracaktır. Seçim kazanılırsa sınıf ve kitle sendikacılığı yoluna Türk-İş’te iktidar olmuş olarak ve onun verdiği avantajları kullanarak devam edecektir. Yol alışı hızlanacak, çabuk büyüyerek dışındaki kitlelerle daha çabuk buluşacaktır. Caydırıcı bir unsur olma özelliğini yakalayacak, umutsuzların umudu olacaktır. Seçimi kaybetmiş olduğumuz durumda, platform var oluş amacına ve anlamına uygun olarak, üstlendiği  misyona denk düşen mücadeleci  varlığını sürdürecektir, ama hiçbir zaman son bulmayacaktır.

İçinden geçmekte olduğumuz dönemin kritik vurgusu sizce nedir, sendikaların bugünkü acil sorununu nasıl tarif ediyorsunuz?

Döneme denk düşen en kritik vurgu, demokrasi, eşitlik ve adalet temelinde insan hak ve özgürlükleri sorunudur. Demokrasinin ve özgürlüklerin önündeki her türlü barajın/barajların kaldırılması sorunudur. Özgür birey, örgütlü toplum sorunudur. Kürt sorununa çözüm sağlanabilmesi temelinde, karşılıklı silahsızlanma sorunudur. Barış ve kardeşliğin egemen kılınabilmesi sürecinde, sendikaların sınıf ve kitle örgütleri olmalarının gereklerine uygun toplumsal iş birliğine katkıda bulunmasıdır.

Sendikalar demokrasi, eşitlik ve adalet temelinde hak ve özgürlükleri savunmak, korumak ve günün ihtiyaçlarına uygun kılmak mecburiyetinde olan kuruluşlardır. Sınıfsal yanı ön plana çıkarılarak, sendikaların içerisinde olacağı bir mücadele zemini, kapitalist sistemin kendi menfaatlerine uygun olarak, siyasi temelde ayrıştırdığı unsurları bir araya getirecek güçlü bir alternatif oluşmasına zemin hazırlayacaktır. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

988 kişilik kadroya 18 bin başvuru

SONRAKİ HABER

Deprem paralarını yola sermişler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa