20 Ekim 2005 21:00
Sultanahmet'te ramazan keyfi
GÜNÜN YAZILARI
Sultanahmet Meydanı'nda bu yılda Ramazan Şenlikleri herkesi renk renk macunlar, elma şekerleri, Osmanlı kıyafetleri giymiş satıcılar ile karşılıyor. Karagöz-hacivat gösterileri, konserler ve daha bir çok etkinliğin gerçekleştirildiği Sultanahmet Meydanı'nın ziyaretçisi çok. Geniş bir alana kurulan şenlik standartlarında kokusu mis gibi dağılan Türk kahvesi ve sıcak sahlep ile oruçlarını burada açmak isteyenlere köfte ekmek, cağ kebap satılıyor. Meydanda nostaljik bir akşam geçirmek isteyenlerin çoğu her yıl ramazanda şenliklere katıldıklarını belirtirken bazıları ise şenlik alanından ayrılırken "İlk defa geliyoruz ama bundan sonra hep geleceğiz" diyor.
İnsanlar sıcak Şenlik alanında konuştuğumuz Demet Taşkın, şenlik alanına gelme nedenini "merak" şeklinde özetlerken Sultanahmet Meydanı'nın nostaljik havasının kendisini etkilediğini söylüyor. "Çok kalabalık, bu hoşuma gidiyor. İnsanlar birbirlerine çok sıcak davranıyorlar. Her şeyi bulabileceğimiz bir yer" diye konuşan Taşkın, günün koşuşturmacasından sonra bir ramazan akşamının şenlik alanında geçirilmesinin rahatlatıcı olduğunu belirterek "Gayet güzel. Bir de ortam yemek kaynıyor" diyor.
Eskiyi canlandırıyorlar Salih Katmış ise yerel kıyafetler içinde közde kahve satıyor. Katmış, eski ramazanları özlemle andıklarını şöyle anlatıyor: "İnsanlar eskiden birbirlerine daha yakın davranırlardı. Samimiyet vardı, komşuluk vardı, İnsanlık vardı. Şimdi bu ilişkileri çok göremiyoruz..." Yine de Katmış, insanların bir ay için de olsa şenlik alanında eğlenerek yemenin içmenin zevkine varmalarından memnun. Yaptığı işi, "Biz burada bu kıyafetleri giyerek aslında eskiyi yaşatmaya çalışıyoruz" diye tanımlayan Katmış, "ayrı bir sanat" olduğunu söylediği köz ateşinde nasıl kahve pişirileceğini şöyle tarif ediyor: "Osmanlı döneminde kahveyi bu şekilde yapıyorlarmış. Biz de okuduk örnek aldık. Közde yapınca acı kahvenin tadı bir başka oluyor. Önce bardakları kaynar suyun içinde közde kaynar vaziyette bırakıyoruz. Bu kahvenin içim sırasında çabuk soğumaması için yapılıyor. Kahvemizi de bakır cezvelerin içinde közlerin üzerine koyarak pişiriyoruz. Ağır ağır pişirilen kahve daha köpüklü, içimi daha lezetli oluyor."
'Boğaza' hitap ediyor Necdet Tanyeli şenlik alanına ilk kez gelenlerden. Tanyeli de, "eski ramazanların yerini hiçbir şeyin tutamayacağını" söyleyerek şenlik alanının "fast foodlarla dolu olduğunu" söylüyor: "Eski ramazanlarımız çok güzeldi. Şimdi öyle değil. Ben buraya ilk defa geliyorum ama artık hiçbir şeyin eski tadı yok. Eskiden karagözler hacivatlar vardı, kuklalar gezerdi sokaklarda, her yerde oyunlar olurdu. Burası daha çok 'fast food tarzı' bir yer olmuş. Yani etkinliklerden çok insanların boğazlarına hitap ediyor. Ramazan eğlencelerini andıracak bir özelliği yok."
Çocuklar için güzel Şenlik alanında çocukları ile birlikte karagöz-hacivat gösterisi izleyen Müjgan Gökçe ise daha iyimser. Şenlik alanını, "Çocuklar için çok güzel bir yer. Onları eğlendirmek farklı bir şeyler yaşatmak için geldim" diye tarif eden Gökçe, evleri yakın olduğu için ve farklı bir ortamı solumak için sık sık buraya geldiklerini belirtiyor.
İnsanlar sıcak Şenlik alanında konuştuğumuz Demet Taşkın, şenlik alanına gelme nedenini "merak" şeklinde özetlerken Sultanahmet Meydanı'nın nostaljik havasının kendisini etkilediğini söylüyor. "Çok kalabalık, bu hoşuma gidiyor. İnsanlar birbirlerine çok sıcak davranıyorlar. Her şeyi bulabileceğimiz bir yer" diye konuşan Taşkın, günün koşuşturmacasından sonra bir ramazan akşamının şenlik alanında geçirilmesinin rahatlatıcı olduğunu belirterek "Gayet güzel. Bir de ortam yemek kaynıyor" diyor.
Eskiyi canlandırıyorlar Salih Katmış ise yerel kıyafetler içinde közde kahve satıyor. Katmış, eski ramazanları özlemle andıklarını şöyle anlatıyor: "İnsanlar eskiden birbirlerine daha yakın davranırlardı. Samimiyet vardı, komşuluk vardı, İnsanlık vardı. Şimdi bu ilişkileri çok göremiyoruz..." Yine de Katmış, insanların bir ay için de olsa şenlik alanında eğlenerek yemenin içmenin zevkine varmalarından memnun. Yaptığı işi, "Biz burada bu kıyafetleri giyerek aslında eskiyi yaşatmaya çalışıyoruz" diye tanımlayan Katmış, "ayrı bir sanat" olduğunu söylediği köz ateşinde nasıl kahve pişirileceğini şöyle tarif ediyor: "Osmanlı döneminde kahveyi bu şekilde yapıyorlarmış. Biz de okuduk örnek aldık. Közde yapınca acı kahvenin tadı bir başka oluyor. Önce bardakları kaynar suyun içinde közde kaynar vaziyette bırakıyoruz. Bu kahvenin içim sırasında çabuk soğumaması için yapılıyor. Kahvemizi de bakır cezvelerin içinde közlerin üzerine koyarak pişiriyoruz. Ağır ağır pişirilen kahve daha köpüklü, içimi daha lezetli oluyor."
'Boğaza' hitap ediyor Necdet Tanyeli şenlik alanına ilk kez gelenlerden. Tanyeli de, "eski ramazanların yerini hiçbir şeyin tutamayacağını" söyleyerek şenlik alanının "fast foodlarla dolu olduğunu" söylüyor: "Eski ramazanlarımız çok güzeldi. Şimdi öyle değil. Ben buraya ilk defa geliyorum ama artık hiçbir şeyin eski tadı yok. Eskiden karagözler hacivatlar vardı, kuklalar gezerdi sokaklarda, her yerde oyunlar olurdu. Burası daha çok 'fast food tarzı' bir yer olmuş. Yani etkinliklerden çok insanların boğazlarına hitap ediyor. Ramazan eğlencelerini andıracak bir özelliği yok."
Çocuklar için güzel Şenlik alanında çocukları ile birlikte karagöz-hacivat gösterisi izleyen Müjgan Gökçe ise daha iyimser. Şenlik alanını, "Çocuklar için çok güzel bir yer. Onları eğlendirmek farklı bir şeyler yaşatmak için geldim" diye tarif eden Gökçe, evleri yakın olduğu için ve farklı bir ortamı solumak için sık sık buraya geldiklerini belirtiyor.
Evrensel'i Takip Et