03 Ocak 2006 22:00

"AİHM tazminatlarını sizden alabiliriz"

Adalet Bakanlığı'nın yeni genelgelerinin yayımlanmasına başlandı. AB mevzuatına dayalı yeni genelgelerle ilgili cumhuriyet savcılarını uyaran Adalet Bakanı Çiçek, soruşturma evresinin eksikliklerinden kaynaklı olarak AİHM'de Türkiye'nin tazminata mahkum olması halinde bu tazminatların kendilerinden alınabileceğini hatırlattı.

Paylaş
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, insan hakları ihlallerine yol açılmaması ve Türkiye'nin bu nedenle maddi ve manevi zarara uğramasının önlenmesi için cumhuriyet savcılarını, soruşturma evresinde dikkat etmeleri gereken konularda uyardı. Adalet Bakanlığı'nın 31 Aralık 2005'e kadar yayımladığı genelgelerin güncelleştirilmek için yürürlükten kaldırılmasının ardından ilgili mevzuata göre hazırlanan yeni genelgelerin yayımlanmasına başlandı. Çiçek, bu çerçevede yayımladığı "Soruşturmalarda İnsan Hakları İhlallerine Yol Açılmaması" konulu genelgede, Türkiye'nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni imzaladığını ve yurttaşların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) bireysel başvuru hakkı olduğunu anımsattı. Sözleşmeye imza atan devletlerin bazı yükümlülükler altına girdiğine ve sözleşmenin, bireye, haklarını çiğneyen devlete karşı AİHM'e başvurabilme yolunu açtığına dikkati çeken Çiçek, AİHM'in cumhuriyet savcıları tarafından soruşturma evresinde yapılan bazı eksiklikleri, çeşitli şekillerde insan haklarının ihlali olarak görüp, Türkiye'yi tazminat ödemeye mahkum ettiğini vurguladı.

Eksiklikler Çiçek, cumhuriyet savcılarının, "insan hakları ihlali olarak nitelendirilen" soruşturma evresindeki eksikliklerini şöyle sıraladı:
  • Güvenlik güçleri hakkında kötü muamele ihbarlarına ilişkin olaylarda, suç mağdurlarının ifadelerinin alınmadığı, kötü muamele iddia ve emarelerinin toplanmasında gerekli özenin gösterilmediği, kolluk ile ilgili şikayet veya soruşturmaların yeterince aydınlatılmadan sonuçlandırıldığı,
  • Soruşturma evresinde gerekli araştırmaların süratle yapılmayıp, olayla ilgili müşteki, mağdur ve tanık ifadelerinin saptanmasında gecikmelere yol açıldığı, bilgi sahibi olmayan kişilerin imzaladığı tutanakların yasal işlemlere dayanak yapıldığı,
  • Gözaltı kayıtlarının incelenmediği, gözaltındaki şahısların yetersiz olan muayene ve doktor raporları ile yetinildiği; güvenlik güçlerince kendilerine sunulan belgelerdeki çelişkiler, tutarsızlık ve boşluklar konusunda yeterli araştırma yapılmadığı, olayla ilgili kollukça düzenlenen tutanaklardaki eksikliklerin giderilmediği ve olay yeri fotoğraflarının çektirilmediği,
  • Otopsi tutanaklarının gerekli ayrıntıyı içermediği, çektirilmesinde fazla duyarlı davranılmadığı,
  • Cumhuriyet savcısının soruşturmaya başlamadaki gecikmesinin diğer iç hukuk yollarının etkinliğini zedeleyebileceği ve cumhuriyet savcısının soruşturmayı başlatmamasıyla, başvuranın etkin bir iç hukuk yolundan mahrum bırakıldığı sonucuna varılabildiği,
  • Gerekli deliller toplanmadan kovuşturmaya yer olmadığı veya yetkisizlik kararları verildiği, dilekçe sahiplerine ve suçtan zarar görenlere soruşturma sonuçlarının bildirilmediği."

    Cumhuriyet savcılarını uyardı Anayasa'nın ilgili maddelerinde insan hakları ve adil yargılanma hakkına ilişkin düzenlemeler ile cumhuriyet savcılarının görev ve yetkilerine ilişkin düzenlemelerin yer aldığı Hakimler ve Savcılar Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu'ndaki hükümlere değinen Çiçek, soruşturmaların yürütülmesinde asıl yetki ve sorumluluğun cumhuriyet savcılarında olduğunu vurguladı.

    "Ödenen tazminat sizden alınabilir" Çiçek, "AİHM'de Türkiye aleyhine açılan davalarda, cumhuriyet savcılarının soruşturma evresini, kanunlarda ve bakanlık genelgelerinde açıklanan ilkeler doğrultusunda yerine getirmemeleri durumunda bu eksikliklerin insan haklarının ihlali olarak değerlendirilip Türkiye'nin tazminata mahkum edilmesi halinde Hazine tarafından yapılan ödemelerin kendilerinden geri alınmasının ilgili kanun hükümleri çerçevesinde söz konusu olabileceğinin göz önünde bulundurulmasını" istedi. Çiçek, bu çerçevede, cumhuriyet savcılarına şu konularda dikkatli olmaları ve özen göstermeleri uyarısında bulundu:
  • Suç işlenildiğinin herhangi bir şekilde öğrenilmesi üzerine, zaman geçirilmeksizin soruşturma başlatılması, delillerin tespit edilerek muhafaza altına alınması, gerektiğinde olay yerinin güvenliğinin sağlanması suretiyle delillerin kaybolmasını ve bozulmasını önleyici tedbirler alınarak olay yerine derhal gidilmesi, olay yerinin incelenmesi ile keşif yapılmak suretiyle ileri sürülen iddialarla karşılaştırılmasının yapılması, olay yerinin fotoğraflarının veya görüntülerinin soruşturmayı aydınlatacak şekilde tespit ettirilmesi, ayrıca yapılan işlemlerin ayrıntılı olarak tutanağa geçirilmesi, şüpheli veya sanığın beden muayenesi ve vücudundan örnek alınması gibi soruşturma işlemlerinin usul ve kanun hükümlerine göre geciktirilmeksizin yerine getirilmesi, olayla ilgili olan şüpheli, tanık, müşteki ve mağdur ifadelerinin eksiksiz bir şekilde ve usulüne uygun olarak kaydedilmesi, - Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği'nin tam olarak uygulanması, ölü muayenesi ve otopsi işlemlerinde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 86, 87, 88 ve 89. maddeleri hükümlerine uyulması,
  • Türkiye'nin taraf olduğu milletlerarası sözleşmeler, AİHM kararları ve bu konulardaki ilgili hukuki düzenlemelerin dikkatle uygulanması,
  • Yürütülen soruşturmaların sağlıklı ve süratli sonuçlandırılması ile insan hakları ihlallerinin önlenmesi bakımından üstün gayretin esirgenmemesi, soruşturmanın sonucunun ilgililere kanun hükümleri doğrultusunda bildirilmesi,
  • Ülkemizin, insan hakları ihlalleri dolayısıyla maddi ve manevi zararlara uğramasının önüne geçilmesi ve uluslararası alanda saygınlığının zedelenmesinin önlenmesi."

  • ÖNCEKİ HABER

    Türkiye'de bir ilk…

    SONRAKİ HABER

    Ecevit, Özel Harp'i 1974'te duydu

    Sefer Selvi Karikatürleri
    Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa