10 Ocak 2006 22:00
Bir şiirdir Çukurova
GÜNÜN YAZILARI
Ne zaman Adana'dan, Mersin'den, Tarsus'tan, yani Çukurova'dan bir haber bir gazete ya da kitap, dergi geldiği zaman içim bir hoş olur. Örneğin geçtiğimiz günlerde Mersin'den bir haber, Adana'dan da bir kitap geldi.
Mersin haberini ileten Şair Ali Kazan'dı. Mersin'de bir kültürevi açıyorlarmış, bir süre sonra. Dikili Gençlik Kampı'nda karşılaştığım Ali Kazan telefonda konuşurken 1950'lerin Mersin'ine gittim. Ne güzeldi o zamanlar Mersin. Ali bilmez, çünkü daha doğmamıştı o yıllarda
Sonra 1990'ların başında gördüm Mersin'i. Beton yığını olmaya gidiyordu, hızla. Şimdi acep nasıldır?
Ali'yle konuşmamızdan bir gün sonra, bu kez Adana'dan bir paket geldi. Şöyle 1 ton (!) ağırlığında, kocaman bir kitap: "Dünden Bugüne Çukurova Şiirleri".
"Çukurova Şiirleri" Mustafa Emre hazırlamış "Dünden Bugüne Çukurova Şiirleri"ni (Altın Koza Yayınları, 2004). Öncelikle şunu belirteyim, bugüne kadar gördüğüm en güzel, en ağırlıklı antoloji, bu kitap. Bilmiyorum, belki daha güzeli vardır, ama ben görmedim. Birkaç gün sürdü, kitabı okuyup, bitirmem. Çünkü büyük boy ve 664 sayfaydı. Kitapta Çukurova üzerine yazılan yazılardan sonra 12 bölüme ayrılan "Çukurova Şiirleri" başlıyordu. Doğası, kentleri, tarih ve kültür değerleri, toplumsal yaşamı, Kurtuluş Savaşı'ndaki Çukurova, insanları, sanatçıları, Çukurova'da sevda ve ayrılıklar, çocuk ve çocuklar, mevsimler, Çukurova sevgisi ve özlemi ile anılardaki Çukurova üzerine şiirler, yazı ve söyleşilerden alıntılar Sonunda da o zamanlar ve yazarlar üzerine kısa biyografiler ve arkasından kaynakça "Çukurova" denince Karacoğlan ve Dadaloğlu akla gelir. Doğal olarak da bu antolojide en çok yeri onlar kaplıyor. Tanıdık şairlerin şiirlerini gördükçe yaşamımın çeşitli dönemlerine dönüyordum. Örneğin N.Uğurlu, E.İşisağ, C.Çumralı, Ö.Nida Üstün, S.Sarma, F.Ergöktaş, H.Hüseyin Korkmazgil, Y.Kemal, N.Ziyalan, H.Aker'le 1950'lere; M.Kaya, D.Ceyhun, A.Bulut, E.Gökçe, B.Günel, Ö.İnce'yle 1960'lara; M.İzgü, F.İşlek ve A.Yenidoğanay'la da 1990'lara gidiyordum. Adana'lı yıllarımda başka şair, yazar dostlarım da vardı. Onları da aradım bu antolojide, ama bulamadım. Keşke onlar da olsaydı. Örneğin bir Ceyhun Can vardı. Gerçekten çok iyi bir şairdi, Adana'nın yetiştirdiği. O yoktu. Yalnız o mu? Kemal Bayram Çukurkavaklı da yoktu. Kadir Pencaplıgil de, Fevzi Yetiker'de, Turan Ceyhun G. de, Filiz Eren de, Türkan İldeniz de, Yılmaz Güney de yoktu. Gönül, hadi başkalarınınkini bir yana koyun, benim gönlüm onları da görmek istiyordu. İnsan yaşlanınca biraz fazla duygusal oluyor galiba. Belki de benim bu eksiklik üzerine durmam, duygusallıktan ileri geliyor, bilemiyorum. "Soy Savaşı", "Umut Devrimci Savaşta" başlıklı kitapların şairi Ceyhun Can'ı ya da Ömer Nida'yla ve Sadi Samra'yla birlikte "Kimsecik" adlı sanat gazetesini aylarca yaşatan Fevzi Yetiker'i, Kadir Pencaplıgil'i görmek isterdim. Neyse, duygusallığıma verin İlk şair dostlarımdan olan, şöyle-böyle 45-50 yıldır yüzlerini bile görmediğim, seslerini bile duymadığım Haluk Aker'le Erol İşisağ'ın şiirleriyle "Yeniden merhaba" diyeceğim onlara: Haluk Aker'in "Mersin Hayalleri" başlıklı şiiri: "Gün batımında Mersin'in fakir ışıkları/ Dost ışıkları yüreğimde/ Dünyamız içinde bir sarı/ Mavi dumanlar tütüyor içimde / Küçük insanlar yürüyecek caddelerde/ Cümle ağızlar kıvrık ve donuk/ İnsanlar bakacak üstüme/Sararmış dudaklar kapanık soluk / Beyin hücrelerimde insan yavruları " Ve Erol İşisağ'ın "Yön" başlıklı şiiri: "Ellerin güney/ Aydınlık/ Sözlerin doğu/ İpek/ Saçların kuzey/ Dağınık / ve sen benim/ Beşinci yönümsün/ Yalnızlık/ Gözlerin batı " Keşke böyle antolojileri, sanata yakınlık duyan tüm kurumlar yayınlasa, ne iyi olur. Başta Mustafa Emre olmak üzere "Dünden Bugüne Çukurova Şiirleri"ne katkısı olan herkesi kutlarım
"Çukurova Şiirleri" Mustafa Emre hazırlamış "Dünden Bugüne Çukurova Şiirleri"ni (Altın Koza Yayınları, 2004). Öncelikle şunu belirteyim, bugüne kadar gördüğüm en güzel, en ağırlıklı antoloji, bu kitap. Bilmiyorum, belki daha güzeli vardır, ama ben görmedim. Birkaç gün sürdü, kitabı okuyup, bitirmem. Çünkü büyük boy ve 664 sayfaydı. Kitapta Çukurova üzerine yazılan yazılardan sonra 12 bölüme ayrılan "Çukurova Şiirleri" başlıyordu. Doğası, kentleri, tarih ve kültür değerleri, toplumsal yaşamı, Kurtuluş Savaşı'ndaki Çukurova, insanları, sanatçıları, Çukurova'da sevda ve ayrılıklar, çocuk ve çocuklar, mevsimler, Çukurova sevgisi ve özlemi ile anılardaki Çukurova üzerine şiirler, yazı ve söyleşilerden alıntılar Sonunda da o zamanlar ve yazarlar üzerine kısa biyografiler ve arkasından kaynakça "Çukurova" denince Karacoğlan ve Dadaloğlu akla gelir. Doğal olarak da bu antolojide en çok yeri onlar kaplıyor. Tanıdık şairlerin şiirlerini gördükçe yaşamımın çeşitli dönemlerine dönüyordum. Örneğin N.Uğurlu, E.İşisağ, C.Çumralı, Ö.Nida Üstün, S.Sarma, F.Ergöktaş, H.Hüseyin Korkmazgil, Y.Kemal, N.Ziyalan, H.Aker'le 1950'lere; M.Kaya, D.Ceyhun, A.Bulut, E.Gökçe, B.Günel, Ö.İnce'yle 1960'lara; M.İzgü, F.İşlek ve A.Yenidoğanay'la da 1990'lara gidiyordum. Adana'lı yıllarımda başka şair, yazar dostlarım da vardı. Onları da aradım bu antolojide, ama bulamadım. Keşke onlar da olsaydı. Örneğin bir Ceyhun Can vardı. Gerçekten çok iyi bir şairdi, Adana'nın yetiştirdiği. O yoktu. Yalnız o mu? Kemal Bayram Çukurkavaklı da yoktu. Kadir Pencaplıgil de, Fevzi Yetiker'de, Turan Ceyhun G. de, Filiz Eren de, Türkan İldeniz de, Yılmaz Güney de yoktu. Gönül, hadi başkalarınınkini bir yana koyun, benim gönlüm onları da görmek istiyordu. İnsan yaşlanınca biraz fazla duygusal oluyor galiba. Belki de benim bu eksiklik üzerine durmam, duygusallıktan ileri geliyor, bilemiyorum. "Soy Savaşı", "Umut Devrimci Savaşta" başlıklı kitapların şairi Ceyhun Can'ı ya da Ömer Nida'yla ve Sadi Samra'yla birlikte "Kimsecik" adlı sanat gazetesini aylarca yaşatan Fevzi Yetiker'i, Kadir Pencaplıgil'i görmek isterdim. Neyse, duygusallığıma verin İlk şair dostlarımdan olan, şöyle-böyle 45-50 yıldır yüzlerini bile görmediğim, seslerini bile duymadığım Haluk Aker'le Erol İşisağ'ın şiirleriyle "Yeniden merhaba" diyeceğim onlara: Haluk Aker'in "Mersin Hayalleri" başlıklı şiiri: "Gün batımında Mersin'in fakir ışıkları/ Dost ışıkları yüreğimde/ Dünyamız içinde bir sarı/ Mavi dumanlar tütüyor içimde / Küçük insanlar yürüyecek caddelerde/ Cümle ağızlar kıvrık ve donuk/ İnsanlar bakacak üstüme/Sararmış dudaklar kapanık soluk / Beyin hücrelerimde insan yavruları " Ve Erol İşisağ'ın "Yön" başlıklı şiiri: "Ellerin güney/ Aydınlık/ Sözlerin doğu/ İpek/ Saçların kuzey/ Dağınık / ve sen benim/ Beşinci yönümsün/ Yalnızlık/ Gözlerin batı " Keşke böyle antolojileri, sanata yakınlık duyan tüm kurumlar yayınlasa, ne iyi olur. Başta Mustafa Emre olmak üzere "Dünden Bugüne Çukurova Şiirleri"ne katkısı olan herkesi kutlarım
Evrensel'i Takip Et