02 Mayıs 2006 21:00
Arkadaş ortamlarından
Unkapanı piyasasına...
Geçen aylarda uzun bir aradan sonra ikinci albümü 'Koçberî'yi yayınlayan Yusuf Roman, müziğindeki geleneksel formlarla dikkat çekiyor. Doğup büyüdüğü, en güzel çocukluk anılarının geçtiği köyünün yakılıp yıkıldığını gören sanatçı, yaşadığı acıları bestelerine taşıdı.
Geçen aylarda uzun bir aradan sonra ikinci albümü 'Koçberî'yi yayınlayan Yusuf Roman, müziğindeki geleneksel formlarla dikkat çekiyor. Doğup büyüdüğü, en güzel çocukluk anılarının geçtiği köyünün yakılıp yıkıldığını gören sanatçı, yaşadığı acıları bestelerine taşıdı. Müziğe genç yaşında Kürtlerin siyasal ve toplumsal hareketlenmeyi yaşadığı 1980'lere doğru, arkadaş ortamında çalıp söyleyerek başlayan Yusuf Roman, Mardin gibi değişik birçok kültürün iç içe yaşadığı bir coğrafyada Erivan ve Bağdat radyolarından Kürtçe müzik dinleyerek büyüdü. Diğer birçok Kürt sanatçısı gibi, bu radyolardan duyduğu Mihemed Arif ve Hesen Cizrawî, Mihemed Şêxo, Tehsîn Taha, Meyremxan, Ayşe Şan gibi seslerden etkilendi. Onlardan aldığı feyizle müzikle uğraştı. Kürtlerin yaşadığı toplumsal ve siyasal hareketlenmenin etkisinde kalarak politik sözler yazdı ve şarkılar söyledi. Arkadaşlarıyla birlikte bir evde ilk kasetini doldurdu. İlk bestelerinden "Hilvanê"yi Koma Berxwedan okudu. Ardından 1990'ların başında Unkapanı'nda çalışmak üzere İstanbul'a geldi. Burada uzun yıllar piyasanın içinde kaldı. Grup Yorum'la tanıştı, onlara Ciwan Haco dinletti. "Grup Yorum'a Ciwan Haco'nun kasetlerini götürdüm. 'Bu Kürt mü?' diye soruyorlar ve inanamıyorlar" diyen Roman, Grup Yorum'un ilk kez okuduğu Kürtçe şarkılarda onlara yardımcı olduğunu anlatıyor. Kendisine öncesinde birçok teklif gelmesine rağmen 2000 yılına doğru da albüm yapmaya karar vermiş. "Bazı yapımcılar, 2000 yılından önce koluma girip sen 'Kürtçe biliyorsun, gel Kürtçe kaset yapalım' diyorlardı. 'Ne söylersen söyle, Kürtçe her şey satar' diyorlardı. Ama ben hazır değildim. Ne söylersen söyle durumuyla kaset çıkarmak istemiyordum. Doğru değilse yaptığım şeyin, on yıl sonra da karşıma çıkacağını biliyorum. Hazır olmak gerekiyor. Ben hazır değildim" şeklinde albüm çıkarmamasının nedenini izah ediyor Roman.
'Kötü koşullarda iyi iş yapmak' 2000 yılında hazır olup karar verdiğinde ise birçok yapımcıdan "Yanlış bir zaman" diyerek olumsuz cevap almış. Neden olarak da, Kürt müzik piyasasının kötü koşulları olarak gösterilmiş. "Artık eskisi gibi satmıyor. Bir furya vardı sen o dönemde yapmadın şimdi hiç yapma" türünden telkinlerle karşılaşmış. "Ben de dedim ki böyle bir dönemde ortaya çıkmak benim için daha iyi. Her şeyin bol sattığı bir dönemde herkes satabilir. Ben de böyle bir dönemde ortaya çıktım" diyen Roman, "Mem û Zîn" adlı ilk albümünü yayınlıyor. Bunu da kısa bir ömrü olan Mardifon adlı kendi şirketinden çıkarıyor. Ve kötü denilen koşullarda hiçbir reklam ve tanıtım yapmadan on bin satıyor "Mem û Zîn".
Çağdaş ve klasik iç içe Roman'ın müziğinde dikkat çeken yön, çağdaş formlarla yapılmasına rağmen klasik Kürt müziği havası veriyor olması. Roman'ın hayatında Klasik Kürt müziğinin önemli bir yeri olduğundun böyle bir sonuç ortaya çıkıyor. Hem "Mem û Zîn" hem de "Koçberî" albümünde yer alan şarkıların önemli bir kısmında böyle bir etki görmek mümkün. Sanatçı ilk albümünde yer alan "Baranê" şarkısını örnek vererek bu durumu izah ediyor; "Çocukluğumda yaşadığım bazı şeyleri o kültürümüzden bir cümle, ya da birkaç sözden yola çıkarak da parça yaptım. Biz küçükken yağmur yağdığında dışarı çıkıp 'Baranê bibar bibar çivîka genimê te xwar' diyorduk. Bu sözün hepsi anonimdir. Deyimdir. Yağmurun yağışına bir davettir. Ben bu parçayı nasıl yaptım? O cümleyi kendi sevdamla birleştirdim. 'Baranê bibar bibar çivîka genimê te xwar/delala min bire kirin hewar li min hey hewar.' buradaki bu cümleyi kendi sevdamla kaynaştırdım ve bu şekilde bir parça yaptım. Bu biraz anonimi çağrıştırıyor. Bunu dinlerken sanki daha önce dinlenmiş gibi geliyor. Batman'da yerel bir gazetede Yusuf Roman bizi çocukluğumuza götürdü demişti." Bu arada "Mem û Zîn" adlı şarkısını Beser Şahin albümüne anonim bir şarkı diye almış. Bunu çok içerleyen Roman, teknik kurul tarafından kendi bestesi olduğunun onaylandığı bilgisini veriyor.
Dengbêjlerin önemi Aradan 5 yıl geçtikten sonra Roman, bu sefer "Koçberi" adlı albümüyle dinleyicilerine sesleniyor. Bu uzun ara dinleyicilerinde umutsuzluk yaratmış, müziği bıraktığını sanmışlar. O ise ekonomik nedenlerden dolayı başka işlerle uğraşmak zorunda kalmış. "Yapmam gereken bir işin profesyoneli olmak demek biraz da o yaptığım işten yaşamımı idame etmem demektir. Ben bugüne kadar müzikten doğru dürüst para kazanamadım. Bundan dolayıdır ki hep başka işlerde çalışmak zorunda kaldım. Bu da insanın üretkenliğini geciktiriyor ve azaltıyor. Ekonomik sorunlarım olmasaydı eminim çok çok daha büyük ve güzel şeyler yapacaktım" diyen, Roman bu süre zarfında müzikle bağını kesmemiş. Dengbêjlere ilişkin kimi çalışmalar yapmış. Dengbêjlerle sürekli oturup müzik üzerine konuşmuş ve Kürt müziğini tanımaya çalışmış. "Koçberi"yi yakıp yıkılan köyüne yazmış. Uzun yıllar görmediği köyüne gittiğinde, köy yerinde yellerin estiğini görmüş, duyguları derinden etkilenmiş. Bunu üzerine bu besteyi yaptığını söyleyen Roman, albümünde Arapça ve Türkçe parçalar da seslendiriyor. Ayrıca klasik Kürt müziğinden de kimi parçalara yer veriyor. Şimdilerde bulduğu Kürtçe kayıtları dinleyen, onlarla ilgili çalışmalar yapan sanatçı, önümüzdeki aylarda sadece Dengbêj tarzıyla seslendireceği şarkıların yer aldığı bir albüm yapmak istiyor.
'Kötü koşullarda iyi iş yapmak' 2000 yılında hazır olup karar verdiğinde ise birçok yapımcıdan "Yanlış bir zaman" diyerek olumsuz cevap almış. Neden olarak da, Kürt müzik piyasasının kötü koşulları olarak gösterilmiş. "Artık eskisi gibi satmıyor. Bir furya vardı sen o dönemde yapmadın şimdi hiç yapma" türünden telkinlerle karşılaşmış. "Ben de dedim ki böyle bir dönemde ortaya çıkmak benim için daha iyi. Her şeyin bol sattığı bir dönemde herkes satabilir. Ben de böyle bir dönemde ortaya çıktım" diyen Roman, "Mem û Zîn" adlı ilk albümünü yayınlıyor. Bunu da kısa bir ömrü olan Mardifon adlı kendi şirketinden çıkarıyor. Ve kötü denilen koşullarda hiçbir reklam ve tanıtım yapmadan on bin satıyor "Mem û Zîn".
Çağdaş ve klasik iç içe Roman'ın müziğinde dikkat çeken yön, çağdaş formlarla yapılmasına rağmen klasik Kürt müziği havası veriyor olması. Roman'ın hayatında Klasik Kürt müziğinin önemli bir yeri olduğundun böyle bir sonuç ortaya çıkıyor. Hem "Mem û Zîn" hem de "Koçberî" albümünde yer alan şarkıların önemli bir kısmında böyle bir etki görmek mümkün. Sanatçı ilk albümünde yer alan "Baranê" şarkısını örnek vererek bu durumu izah ediyor; "Çocukluğumda yaşadığım bazı şeyleri o kültürümüzden bir cümle, ya da birkaç sözden yola çıkarak da parça yaptım. Biz küçükken yağmur yağdığında dışarı çıkıp 'Baranê bibar bibar çivîka genimê te xwar' diyorduk. Bu sözün hepsi anonimdir. Deyimdir. Yağmurun yağışına bir davettir. Ben bu parçayı nasıl yaptım? O cümleyi kendi sevdamla birleştirdim. 'Baranê bibar bibar çivîka genimê te xwar/delala min bire kirin hewar li min hey hewar.' buradaki bu cümleyi kendi sevdamla kaynaştırdım ve bu şekilde bir parça yaptım. Bu biraz anonimi çağrıştırıyor. Bunu dinlerken sanki daha önce dinlenmiş gibi geliyor. Batman'da yerel bir gazetede Yusuf Roman bizi çocukluğumuza götürdü demişti." Bu arada "Mem û Zîn" adlı şarkısını Beser Şahin albümüne anonim bir şarkı diye almış. Bunu çok içerleyen Roman, teknik kurul tarafından kendi bestesi olduğunun onaylandığı bilgisini veriyor.
Dengbêjlerin önemi Aradan 5 yıl geçtikten sonra Roman, bu sefer "Koçberi" adlı albümüyle dinleyicilerine sesleniyor. Bu uzun ara dinleyicilerinde umutsuzluk yaratmış, müziği bıraktığını sanmışlar. O ise ekonomik nedenlerden dolayı başka işlerle uğraşmak zorunda kalmış. "Yapmam gereken bir işin profesyoneli olmak demek biraz da o yaptığım işten yaşamımı idame etmem demektir. Ben bugüne kadar müzikten doğru dürüst para kazanamadım. Bundan dolayıdır ki hep başka işlerde çalışmak zorunda kaldım. Bu da insanın üretkenliğini geciktiriyor ve azaltıyor. Ekonomik sorunlarım olmasaydı eminim çok çok daha büyük ve güzel şeyler yapacaktım" diyen, Roman bu süre zarfında müzikle bağını kesmemiş. Dengbêjlere ilişkin kimi çalışmalar yapmış. Dengbêjlerle sürekli oturup müzik üzerine konuşmuş ve Kürt müziğini tanımaya çalışmış. "Koçberi"yi yakıp yıkılan köyüne yazmış. Uzun yıllar görmediği köyüne gittiğinde, köy yerinde yellerin estiğini görmüş, duyguları derinden etkilenmiş. Bunu üzerine bu besteyi yaptığını söyleyen Roman, albümünde Arapça ve Türkçe parçalar da seslendiriyor. Ayrıca klasik Kürt müziğinden de kimi parçalara yer veriyor. Şimdilerde bulduğu Kürtçe kayıtları dinleyen, onlarla ilgili çalışmalar yapan sanatçı, önümüzdeki aylarda sadece Dengbêj tarzıyla seslendireceği şarkıların yer aldığı bir albüm yapmak istiyor.