İran’a saldırı büyük hata olur

İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in İran’a saldırı ihtimalinin arttığı ve zamanın daraldığı ile ilgili açıklamalarını değerlendiren Rusya Dışişleri Bakanı Birleşmiş Milletler hukukuna göre sadece iki durumda askeri saldırı olabileceği uyarısı yaptı: “Herhangi bir askeri saldırı olduğunda kendini savunmak için, bir de BM Güvenlik Konseyi kararı ile.”
İsrail’in İran’a yönelik askeri müdahale ihtimali ile ilgili soruya “imkansız” karşılığını veren Rusya Dışişleri Bakanı, İran ve İsrail’e sorunlarını diplomatik yollarla çözmeleri tavsiyesinde bulundu. Lavrov, Tahran’dan nükleer sanayi çalışmaları ile ilgili uluslararası toplumun denetimine açık olması ve tam bir işbirliği içinde olmasını istedi. Rusya Dışişleri Bakanı İran’a yönelik ek yaptırımlara da karşı çıktı.

İran ve uluslararası gözlemciler arasındaki sorunlarla ilgili Rusya’nın önerisinin hala masada olduğunu hatırlatan Lavrov, “Hiçbir kimsenin bilerek ya da kazara müzakere şansının yok etmemesini ümit ediyorum” temennisinde bulundu.

Rusya, Çin, Fransa, ABD ve Almanya İran’a yaptıkları çağrıda nükleer silah üretiminin engellenmesi amacı ile uluslararası denetime tamamı ile açık olmasını istemişti. İran resmi olarak sivil amaçlı nükleer enerji çalışmalarında bulunduğunu, hiçbir zaman nükleer silah üretmek gibi bir hedefi olmadığını savunuyor. (DIŞ HABERLER)

SAVAŞ ÇIKARSA HEDEFTE TÜRKİYE VAR

ABD, İngiltere ve İsrail’in İran’a yönelik saldırı hazırlığı yaptığına dair haberlerin gelmesinin ardından bir iddia da ‘tehdit altındaki’ ülkeler cephesinden geldi. Kuveyt’ta yayımlanan El Siyasah gazetesi, Washington’daki Lübnan lobisine ve ABD’li ulusal güvenlik kaynaklarına dayanarak verdiği haberde Suriye ve İran’ın bir dış müdahaleye karşı ortak hareket edeceklerini yazdı.
ABD ve Avrupa istihbaratının elde ettiği bilgilere göre ortak bir operasyon odası oluşturan Suriye ve İran, altı cepheden oluşan bir plan hazırladı. Habere göre, Hizbullah, İran yanlısı gruplar ve Hamas’ın askeri kanadını bir araya getiren senaryoya göre müdahale edilmesi halinde iki ülkenin yanıtı şöyle olacak:
1- Türkiye’ye Irak, Suriye ve İran sınırından eşzamanlı saldırılacak. Kürt bölgelerinden içeri girilerek, özellikle askeri üsler ve ABD hedeflerine saldırılacak.
2- Kızıl Deniz’de Hamas ve İran Devrim Muhafızları, ABD ve Avrupalı gemilerin geçişini engellemek için Süveyş Kanalı’na saldıracak. Yemenli Huthist ve Somalili Mücahitler de güneyden saldırı başlatacak.
3- Körfez bölgesinde İran Devrim Muhafızları Körfez ve Batılı ülkelerin kullandığı donanma, ticaret ve petrol taşıma rotalarına saldıracak. Hizbullah ve İran yanlısı gruplar da Bahreyn, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki ABD askeri üslerine saldırı düzenleyecek.
4- Rapora göre İran istihbaratı Afganistan’da NATO güçlerine karşı saldırılar düzenleyen gruplara para ve cephanelik yardımı için özel bütçe ayırdı.
5- Doğu Akdeniz’de Hizbullah’tan Lübnan’daki tüm devlet kurumlarında kontrolü ele geçirmesi istenecek. BM’ye bağlı NATO ülkelerine ait hedeflere saldıracak. Fakat, Hizbullah BM’nin ülkede kalmasını sağlayarak İsrail’e karşı kendine siper edecek.
6- Gazze’de Hamas’ın İsrail’e karşı füze saldırıları artırılacak. İsrail yanıt verdiğinde Esad, bu ülkeden silah almakla suçladığı muhaliflere karşı ordusunu kullanmak için bahane yaratmış olacak.

YİNE AYNI SENARYOLAR YAZILIYOR

Birleşmiş Milletler (BM) için toplanan istihbarata göre İran’ın nükleer silah yapmak için gereken kritik aşamalara yakın olduğu iddia edildi.

ABD’de yayımlanan Washington Post gazetesi, BM Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) için toplanan istihbaratın, İran’ın nükleer silah yapmak için kritik aşamada olduğunu gösterdiğini yazdı. Gazete, Batılı diplomatlar ve nükleer uzmanlar tarafından UAEK’ya verilen istihbarata göre, İran’ın nükleer silah yapmak için yabancı uzmanlardan önemli teknik yardım aldığının ortaya çıktığını bildirdi.

Washington Post, eski Sovyetler Birliği’nden bilim adamlarının İran’ın nükleer çalışmalarında oynadığı rol hakkında yeni ayrıntılar ortaya çıktığını da kaydetti. Nükleer silah uzmanı eski Sovyet bilim adamlarının İranlıları, nükleer reaksiyon zincirini tetikleyen yüksek duyarlı patlayıcılar konusunda eğittiği ileri sürülüyor. Gazete, toplanan istihbaratların, İran’ın 2003 yılından sonra nükleer silahlarla ilgili araştırmalarını devam ettirdiği konusunda kaygıları desteklediğini kaydetti.
Benzer iddialar, Irak işgali öncesinde gündeme getirilmiş ve bu iddialar doğrultusunda başlayan işgal yüz binlerce Iraklının hayatına mal olmuştu. Irak’ın kitle imha silahına sahip olduğu yönündeki iddiaların asılsın olduğu ortaya çıkmasına ve hem ABD hem de İngiltere tarafından kabul edilmesine rağmen işgale hâlâ son verilmedi.

AHMEDİNECAD: ABD İRAN’DAN KORKUYOR

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, Batı ve İsrail ile yarışabildiği için ABD’nin, İran’ın büyüyen askeri gücünden korktuğunu söyledi.

Mısır’da yayımlanan El Ekber gazetesine konuşan Ahmedinecad, ABD ve İsrail’in Tahran’a karşı takındığı katı tutumla ilgili olarak Washington’u, İran’ı itibarsızlaştırmaya ve Suudi Arabistan ile ihtilaf tohumları ekmeye çalışmakla suçladı.
İran’ın bölgedeki herhangi bir ülkeden askeri kapasite olarak farklı olduğunu ileri süren Ahmedinecad, ülkesinin askeri kapasite ve ilerlemesini artırmaya devam ettiğini, İsrail ve Batı ile özellikle de ABD ile yarışabilecek durumda olduğunu kaydetti. “ABD, İran’ın kapasitesinden korkuyor” diyen Ahmedinecad, İran’ın kendine yönelik bir harekete izin vermeyeceğini ifade etti.

İran’ın nükleer bombaya sahip olmadığını yineleyen Ahmedinejad, İsrail’in sonunun kaçınılmaz olduğu yönündeki daha önceki açıklamalarını da tekrar etti. İsrail’in 300 kadar nükleer savaş başlığı olduğunu söyleyen Ahmedinejad, İran’ın nükleer kapasitesinin ise barışçıl olduğunu vurguladı.