06 Temmuz 2006 21:00
Zorunlu göç toplantısına
Kerinçsiz sabotajı
Orhan Pamuk davası, 6-7 Eylül olayları sergisi, Perihan Mağden davası ve Heybeliada Ruhban Okulu Töreni'nde yarattıkları provakasyonlarla gündeme gelen avukat Kemal Kerinçsiz ve arkadaşları bu kez de , "Zorunlu Göç İle Yüzleşme Raporu" nun açıklanacağı basın toplantısını sabote etti. Arbede çıkan salonda, 3 gösterici gözaltına alındı. Basın toplantısı ertelendi.
TESEV'in Güneydoğu ve Doğu Anadolu'dan zorunlu göç ile ilgili araştırmasını kamuoyuna sunmak için düzenlediği basın toplantısı, Hukukçular Birliği Başkanı Kemal Kerinçsiz ve arkadaşları tarafından provake edildi. TESEV Başkanı Can Paker'in açılış konuşmasına sık sık müdahale eden kişilerden biri, raporu hazırlayan akademisyenlerden Dilek Kurban'ın babasına vurunca arbede çıktı. Salonda bulunan sivil polisler olay çıkaran üç kişiyi gözaltına aldı. Yaşananları arka sırada izleyen Kerinçsiz olayların organize olmadığını, kendisinin bir ilişkisi bulunmadığını iddia etti, ancak, "Vatandaşlar haklı tepkilerini dile getirmişlerdir. Vatansever ve milliyetçidirler" demesi dikkat çekti. Salonda kalan göstericilerden bazıları ise "Türkiye Türktür Türk kalacak", "Şehitler ölmez vatan bölünmez" sloganı attı. TESEV yetkilileri toplantıyı ertelerken gözaltına alınan üç kişiden birinin serbest bırakıldığı öğrenildi.
Akademisyenin babasına saldırı Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV), akademisyenler Dilek Kurban, Deniz Yükseker, Ayşe Betül, Turgay Ünalan ve A. Tamer Aker tarafından hazırlanan "Zorunlu Göç ile Yüzleşmek: Türkiye'de Yerinde Edilme Sonrası Vatandaşlığın İnşaası" başlıklı kitabın tanıtımı için dün Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde bir basın toplantısı düzenledi. Aralarında Ethem Mahçupyan, Faik Bulut gibi gazeteci, yazar ve akademisyenlerin de bulunduğu kalabalık bir izleyici kitlesinin katıldığı toplantıda açılış konuşmasını yapan TESEV Yönetim Kurulu Baykanı Can Paker, "Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde 1984-1999 yılları arasında yaşanan çatışmalı dönemde, binlerce köyün boşaltılması ve yüzbinlerce insanın yerinden edilmesi sonucu bir 'zorunlu göç' süreci yaşanmıştır. Bilhassa AB süreciyle sorunun çözümüne yönelik kimi adımlar atılmış olmakla birlikte, bu uygulamaların kalıcı, sürdürülebilir, katılımcı ve demokratik bir çözüm geliştirdiği söylenemez" dedi. Paker, zorunlu göç olgusunu Doğu ve Güneydoğu Bölgesi ile sınırlı ve köye dönüş ile çözülebilecek bir sorun olarak görmediklerini belirttiği sırada salondan isminin Ramazan Bakkal olduğu öğrenilen bir kişi, "Siz Sorosçusunuz. Filistin ile ilgili neden bir şey yapmıyorsunuz" diye bağırdı. Dinleyicilerin tepkisi ile susan kişi daha sonra da sık sık Paker'in konuşmasına müdahale etti. Bu sırada salonun çeşitli yerlerinden ayağa kalkan ve "Balkanlardaki Türkler, Karabağ sorunu ile ilgili neden çalışma yapmıyorsunuz, neden Güneydoğu ile ilgili yapıyorsunuz, Yörükler bu ülkede azınlık değil çoğunluktur" şeklinde bağırmaları nedeniyle toplantıyı dinlemeye gelenlerle aralarında tartışmalar yaşandı. Bu arada salonun arkasında oturan Kemal Kerinçsiz ise olayları seyretmekle yetindi.
Kerinçsiz yerinden izledi Tartışmaların bitmemesi üzerine gazeteci-yazar Ethem Mahçupyan kürsüye çıkarak, "Bazı insanlar belirli toplantılara belli amaçlarla geliyorlar" diyerek eleştirdi ve toplantının bitirileceğini duyurdu. Kitabı hazırlayan akademisyenlerden Dilek Kurban söz alarak ise toplantının yapılmaması nedeniyle üzüntülerini dile getirdi. Kurban'ın da sözünü kesen Ramazan Bakkal, kendisine tepki gösteren Kurban'ın babası Baki Kurban'a vurunca ortalık karıştı. Çıkan arbedede sivil polisler Bakkal ve iki kişiyi dışarı çıkarak Kültür Merkezi'nin önündeki polis otobüsünde gözaltına aldılar. Ancak salonda göstericilerin sözlü sataşmaları devam etti. Göstericiler in herhangi bir örgüt adına değil "tesadüfen" geldiklerini söymeleri dikkat çekerken, basının sorularını yanıtlayan Kemal Kerinçsiz ise kendisinin bir iki kişiyle geldiğini ve olayın organize olmadığını savundu. Ancak Kerinçsiz'in, "Vatandaşlar düşüncelerinin söylediler. Bir kısım arkadaşı tanıyor olabilirim. Vatansever, milliyetçi insanlardır. Benim olaylara yol açan hiç bir eylemim olmadı. Bir başkasının yapmış oldukları beni bağlamaz. Bu toplantı da bir tuzaktır. PKK terör ürgütün bakış açısı ile konuşuldu" iddiaları dikkat çekti. Kerinçsiz, daha sonra polis otobüsüne girerek gözaltına alınanlarla konuştuğu için polis ile de bir tartışma yaşadı. Bu arada gözaltında alınan Ramazan Bakkal serbest bırakılırken, diğer 2 şahısın ise, Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldüğü öğrenildi. Gerginlik Kerinçsiz ve arkadaşlarının gitmesi ile sona erdi. TESEV adına yapılan yazılı açıklamada ise, toplantının "son dönemde demokratikleşme ile ilintili her olayı kaba bir milliyetçilik üzerinden baltalamayı, tahrik ve tahrip etmeyi 'siyaset' sanan malum güruhun saldırısına" maruz kaldığı belirtildi. Açıklamada 'milliyetçilik' bağlamında serdedilen bu kaba söylemin ülke barışı önünde esas tehdidi oluşturdukları vurgulandı.
Akademisyenin babasına saldırı Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV), akademisyenler Dilek Kurban, Deniz Yükseker, Ayşe Betül, Turgay Ünalan ve A. Tamer Aker tarafından hazırlanan "Zorunlu Göç ile Yüzleşmek: Türkiye'de Yerinde Edilme Sonrası Vatandaşlığın İnşaası" başlıklı kitabın tanıtımı için dün Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde bir basın toplantısı düzenledi. Aralarında Ethem Mahçupyan, Faik Bulut gibi gazeteci, yazar ve akademisyenlerin de bulunduğu kalabalık bir izleyici kitlesinin katıldığı toplantıda açılış konuşmasını yapan TESEV Yönetim Kurulu Baykanı Can Paker, "Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde 1984-1999 yılları arasında yaşanan çatışmalı dönemde, binlerce köyün boşaltılması ve yüzbinlerce insanın yerinden edilmesi sonucu bir 'zorunlu göç' süreci yaşanmıştır. Bilhassa AB süreciyle sorunun çözümüne yönelik kimi adımlar atılmış olmakla birlikte, bu uygulamaların kalıcı, sürdürülebilir, katılımcı ve demokratik bir çözüm geliştirdiği söylenemez" dedi. Paker, zorunlu göç olgusunu Doğu ve Güneydoğu Bölgesi ile sınırlı ve köye dönüş ile çözülebilecek bir sorun olarak görmediklerini belirttiği sırada salondan isminin Ramazan Bakkal olduğu öğrenilen bir kişi, "Siz Sorosçusunuz. Filistin ile ilgili neden bir şey yapmıyorsunuz" diye bağırdı. Dinleyicilerin tepkisi ile susan kişi daha sonra da sık sık Paker'in konuşmasına müdahale etti. Bu sırada salonun çeşitli yerlerinden ayağa kalkan ve "Balkanlardaki Türkler, Karabağ sorunu ile ilgili neden çalışma yapmıyorsunuz, neden Güneydoğu ile ilgili yapıyorsunuz, Yörükler bu ülkede azınlık değil çoğunluktur" şeklinde bağırmaları nedeniyle toplantıyı dinlemeye gelenlerle aralarında tartışmalar yaşandı. Bu arada salonun arkasında oturan Kemal Kerinçsiz ise olayları seyretmekle yetindi.
Kerinçsiz yerinden izledi Tartışmaların bitmemesi üzerine gazeteci-yazar Ethem Mahçupyan kürsüye çıkarak, "Bazı insanlar belirli toplantılara belli amaçlarla geliyorlar" diyerek eleştirdi ve toplantının bitirileceğini duyurdu. Kitabı hazırlayan akademisyenlerden Dilek Kurban söz alarak ise toplantının yapılmaması nedeniyle üzüntülerini dile getirdi. Kurban'ın da sözünü kesen Ramazan Bakkal, kendisine tepki gösteren Kurban'ın babası Baki Kurban'a vurunca ortalık karıştı. Çıkan arbedede sivil polisler Bakkal ve iki kişiyi dışarı çıkarak Kültür Merkezi'nin önündeki polis otobüsünde gözaltına aldılar. Ancak salonda göstericilerin sözlü sataşmaları devam etti. Göstericiler in herhangi bir örgüt adına değil "tesadüfen" geldiklerini söymeleri dikkat çekerken, basının sorularını yanıtlayan Kemal Kerinçsiz ise kendisinin bir iki kişiyle geldiğini ve olayın organize olmadığını savundu. Ancak Kerinçsiz'in, "Vatandaşlar düşüncelerinin söylediler. Bir kısım arkadaşı tanıyor olabilirim. Vatansever, milliyetçi insanlardır. Benim olaylara yol açan hiç bir eylemim olmadı. Bir başkasının yapmış oldukları beni bağlamaz. Bu toplantı da bir tuzaktır. PKK terör ürgütün bakış açısı ile konuşuldu" iddiaları dikkat çekti. Kerinçsiz, daha sonra polis otobüsüne girerek gözaltına alınanlarla konuştuğu için polis ile de bir tartışma yaşadı. Bu arada gözaltında alınan Ramazan Bakkal serbest bırakılırken, diğer 2 şahısın ise, Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldüğü öğrenildi. Gerginlik Kerinçsiz ve arkadaşlarının gitmesi ile sona erdi. TESEV adına yapılan yazılı açıklamada ise, toplantının "son dönemde demokratikleşme ile ilintili her olayı kaba bir milliyetçilik üzerinden baltalamayı, tahrik ve tahrip etmeyi 'siyaset' sanan malum güruhun saldırısına" maruz kaldığı belirtildi. Açıklamada 'milliyetçilik' bağlamında serdedilen bu kaba söylemin ülke barışı önünde esas tehdidi oluşturdukları vurgulandı.