12 Temmuz 2006 21:00
IMF'nin yalanına öfke!
IMF yetkililerinin kıdem tazminatları, asgari ücretin düşürülmesi ve bölgesel ücret uygulanmasi konularındaki açıklamalarına sendikal çevrelerden sert eleştiriler geldi.
IMF yetkililerinin kıdem tazminatları, asgari ücretin düşürülmesi ve bölgesel ücret uygulanmasi konularındaki açıklamalarına sendikal çevrelerden sert eleştiriler geldi. IMF'nin yeni saldırılar dalgası başlattığının ifade edildiği tepkilerde, bu saldırı dalgasına karşı konulacağı dile getirildi.
Rakamlar IMF'yi yalanlıyor Türkiye'de işgücünün pahalı oldugu ifadesi gerçeği yansıtmıyor. IMF'in iddialarinin tersine OECD'nin Temel Ekonomik Göstergeler çalışmasına göre, Türkiye kişi başına alım gücü bakımından en yoksul ülke konumunda. Buna göre ülke vatandaşı yaklaşık olarak bir Lüksemburglu'dan 7 kat, bir Norveçli'den 5 kat, bir Yunanlı'dan 3 kat daha yoksul. Yoksullukta Türkiye'ye en yakın ülke olan Meksika ise Türkiye'den yüzde 20 daha zengin durumda. Asgari ücret düzeylerine bakıldığında , Türkiye eski doğu bloku ülkeleri ile birlikte asgari ücretin en düşük oldugu ülkelerden biri. Türkiye söz konusu ülkeler arasinda satın alma gücünün en düşük oldugu ülke konumunda. Rakamlar, ayrıca yoksulluk sınırının asgari ücretin yaklaşık dört katı olduğunu gösteriyor.
İstihdamı IMF azalttı DISK Genel Başkani Süleyman Çelebi sermayenin yeni bir saldırı dalgası başlattığını belirterek şunları söyledi: "Türkiye'nin en önemli sanayi kuruluşu olan kamu iktisadi teşekküllerini üç-beş kuruşa peşkeş çektirten, Anadolu'da istihdam ve kentsel yaşam için vazgeçilmez fabrikaları kapattıran, kamuya personel alımında ciddi sınırlamalar getiren, tarımda cumhuriyet tarihinin en büyük çöküşünü hazırlayan IMF'ye göre Türkiye'de işsizlik sorunu yüksek kıdem tazmınatları yüzünden çözülemiyor, işverenler ödedikleri yüksek kidem tazminati nedeniyle çıkardığı işçinin yerine yeni eleman alamıyor. Ancak biz inanıyoruz ki, bu ülkenin çözmesi gereken temel sorunu esas olarak işsizlik ve yoksulluktur. Hükümetlere dayattığı yeni liberal reçetelerle, Türkiye'yi uçurumun kenarına kadar getiren IMF, bir avuç sermayedarın beklentilerini karşılamak istiyor."
TÜMTİS'ten çağrı TÜMTİS Sendikası Genel Başkanı Sabri Topçu, IMF söylemleri, İsrail saldırısı ve sağlıkta tasarruf genelgesine ilişkin açıklamasında şunları söyledi: "Sendikalar, tüm emek örgütleri IMF talimatları ile gündeme getirilen bu emek düşmanı uygulamalara karşı ama aynı zamanda soykırıma tabi tutulan Filistin halkıyla dayanışmayı içeren eylemleri bir an önce yaşama geçirmek zorundalar. Bu kaçınılmaz bir görevdir."
'Hoşgeldin karşılaması' çağrısı Birleşik Metal-İş Sendikası Yönetim Kurulu adına yapılan yazılı açıklamada, Kruger'in sözlerinin önemli iş kollarında sözleşmelerin gündemde olduğu dönemde yapılmasının tesadüf olmadığı belirtilerek şu ifadelere yer verildi: "Türkiye'nin bir sömürge olmadığı gerçeğinin anlışılması için Kruger'e uygun bir 'hoşgeldin karşılaması' öneriyoruz. İşçi ve kamu çalışanları konfederasyonları, demokratik kitle örgütlerini, anti-emperyalist siyasal çevreleri göreve davet ediyoruz." Maden-İş Genel Başkan Yardımcısı Murat Beken de, IMF'nin çabalarının Türkiye'nin rekabet gücünü ücretli köleliğe dayandırmayı içerdiğini belirterek, "rekabet ücretli kölelik üzerinden olmaz" dedi.
Kıdem tazminatı istihdamı azaltmaz Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç, 1973'ten önce kıdem tazminatının 15 gün üzerinden hesaplandığını belirterek, "Daha sonra kıdem tazminatı 30 güne çıkarıldı. Türkiye'de istihdam artışı da oldu, yeni yatırımlar da. Dolayısıyla kıdem tazminatının yeni yatırımların ve istihdamın önünde bir engel olduğu görüşü doğru değildir" diye konuştu. IMF'nin, çalışanların haklarının gasp edilmesini istediğini belirten Salih Kılıç, "Kazanılmış hakların geriye götürülmesi durumunda yapacaklarımızı bütün Türkiye de IMF de görür. " dedi. "IMF işçinin ve emeklinin anasını ağlatıyor" diyen Kılıç, "Türkiye'ye at gözlüğüyle bakan IMF'nin, ülkedeki istikrarı bozmaya çalıştığını" kaydetti. Tek Gıda-İş Sendikası da, IMF'ye "Haddini bil" çağrısı yapılarak, kıdem tazminatlarının gasp edilmesine yönelik her türlü girişime karşı mücadele edileceği ifade edildi.
Rakamlar IMF'yi yalanlıyor Türkiye'de işgücünün pahalı oldugu ifadesi gerçeği yansıtmıyor. IMF'in iddialarinin tersine OECD'nin Temel Ekonomik Göstergeler çalışmasına göre, Türkiye kişi başına alım gücü bakımından en yoksul ülke konumunda. Buna göre ülke vatandaşı yaklaşık olarak bir Lüksemburglu'dan 7 kat, bir Norveçli'den 5 kat, bir Yunanlı'dan 3 kat daha yoksul. Yoksullukta Türkiye'ye en yakın ülke olan Meksika ise Türkiye'den yüzde 20 daha zengin durumda. Asgari ücret düzeylerine bakıldığında , Türkiye eski doğu bloku ülkeleri ile birlikte asgari ücretin en düşük oldugu ülkelerden biri. Türkiye söz konusu ülkeler arasinda satın alma gücünün en düşük oldugu ülke konumunda. Rakamlar, ayrıca yoksulluk sınırının asgari ücretin yaklaşık dört katı olduğunu gösteriyor.
İstihdamı IMF azalttı DISK Genel Başkani Süleyman Çelebi sermayenin yeni bir saldırı dalgası başlattığını belirterek şunları söyledi: "Türkiye'nin en önemli sanayi kuruluşu olan kamu iktisadi teşekküllerini üç-beş kuruşa peşkeş çektirten, Anadolu'da istihdam ve kentsel yaşam için vazgeçilmez fabrikaları kapattıran, kamuya personel alımında ciddi sınırlamalar getiren, tarımda cumhuriyet tarihinin en büyük çöküşünü hazırlayan IMF'ye göre Türkiye'de işsizlik sorunu yüksek kıdem tazmınatları yüzünden çözülemiyor, işverenler ödedikleri yüksek kidem tazminati nedeniyle çıkardığı işçinin yerine yeni eleman alamıyor. Ancak biz inanıyoruz ki, bu ülkenin çözmesi gereken temel sorunu esas olarak işsizlik ve yoksulluktur. Hükümetlere dayattığı yeni liberal reçetelerle, Türkiye'yi uçurumun kenarına kadar getiren IMF, bir avuç sermayedarın beklentilerini karşılamak istiyor."
TÜMTİS'ten çağrı TÜMTİS Sendikası Genel Başkanı Sabri Topçu, IMF söylemleri, İsrail saldırısı ve sağlıkta tasarruf genelgesine ilişkin açıklamasında şunları söyledi: "Sendikalar, tüm emek örgütleri IMF talimatları ile gündeme getirilen bu emek düşmanı uygulamalara karşı ama aynı zamanda soykırıma tabi tutulan Filistin halkıyla dayanışmayı içeren eylemleri bir an önce yaşama geçirmek zorundalar. Bu kaçınılmaz bir görevdir."
'Hoşgeldin karşılaması' çağrısı Birleşik Metal-İş Sendikası Yönetim Kurulu adına yapılan yazılı açıklamada, Kruger'in sözlerinin önemli iş kollarında sözleşmelerin gündemde olduğu dönemde yapılmasının tesadüf olmadığı belirtilerek şu ifadelere yer verildi: "Türkiye'nin bir sömürge olmadığı gerçeğinin anlışılması için Kruger'e uygun bir 'hoşgeldin karşılaması' öneriyoruz. İşçi ve kamu çalışanları konfederasyonları, demokratik kitle örgütlerini, anti-emperyalist siyasal çevreleri göreve davet ediyoruz." Maden-İş Genel Başkan Yardımcısı Murat Beken de, IMF'nin çabalarının Türkiye'nin rekabet gücünü ücretli köleliğe dayandırmayı içerdiğini belirterek, "rekabet ücretli kölelik üzerinden olmaz" dedi.
Kıdem tazminatı istihdamı azaltmaz Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç, 1973'ten önce kıdem tazminatının 15 gün üzerinden hesaplandığını belirterek, "Daha sonra kıdem tazminatı 30 güne çıkarıldı. Türkiye'de istihdam artışı da oldu, yeni yatırımlar da. Dolayısıyla kıdem tazminatının yeni yatırımların ve istihdamın önünde bir engel olduğu görüşü doğru değildir" diye konuştu. IMF'nin, çalışanların haklarının gasp edilmesini istediğini belirten Salih Kılıç, "Kazanılmış hakların geriye götürülmesi durumunda yapacaklarımızı bütün Türkiye de IMF de görür. " dedi. "IMF işçinin ve emeklinin anasını ağlatıyor" diyen Kılıç, "Türkiye'ye at gözlüğüyle bakan IMF'nin, ülkedeki istikrarı bozmaya çalıştığını" kaydetti. Tek Gıda-İş Sendikası da, IMF'ye "Haddini bil" çağrısı yapılarak, kıdem tazminatlarının gasp edilmesine yönelik her türlü girişime karşı mücadele edileceği ifade edildi.